Yalçınkaya'dan Çevre Gününde termik santral vurgusu

CHP Bartın Milletvekili Rıza Yalçınkaya, 5 Haziran Dünya Çevre Günü dolayısıyla yayımladığı mesajında Amasra'ya yapılmak istenen termik santrale değindi. Santralin Bartın'ın ekolojik dengesini, ekonomik yapısını, tarımını, turizmini etkileyeceğini ifade eden Yalçınkaya, santralin kurulması konusunda ısrarın devam ettiğini söyledi. Yalçınkaya, 'projeden vazgeçilmesi başta anayasa olmak üzere, ülkemizin imzalamış olduğu uluslararası sözleşmelerin ve bölgesel planların bir gereği, doğal hayatın sürdürülmesinin bir gereğidir' dedi.

Yalçınkaya'dan Çevre Gününde termik santral vurgusu

CHP  Bartın Milletvekili Rıza Yalçınkaya bir mesaj yayımlayarak 5 Haziran Dünya Çevre Gününü  kutladı. Çevre ve çevre değerlerinin tüm insanlığı yakından ilgilendirdiğini ifade eden Yalçınkaya, “1970’li yılların başında, çevre sorunlarının uluslararası boyutta tartışılır hale gelmesinin ardından, 1972 yılında İsveç’te yapılan Birleşmiş Milletler Çevre Konferansı’nda alınan bir kararla 5 Haziran günü “Dünya Çevre Günü” olarak kabul edilmiştir. İnsanlarda çevre bilincinin oluşturulabilmesi ve çevreye duyarlı bir nesil yetiştirilebilmesi için çeşitli etkinliklerle kutlanan “Dünya Çevre Günü”, çevre ve değerlerini hatırlatmasıyla tüm insanlığı yakından ilgilendirmektedir. Zira Dünyamız, özellikle son yüzyılda hızlı sanayileşme, plansız şehirleşme, çarpık teknolojik gelişmeler ve doğal kaynakların bilinçsizce tüketilmesi gibi sebeplerle büyük zarar görmüş; buna bağlı olarak da küresel ısınma, iklim değişimleri, kuraklık ve biyolojik çeşitliliğin azalması gibi insanlığın geleceğini tehdit eden sorunlarla karşı karşıya kalmıştır” dedi.

Ülkemizdeki çevre sorunları her geçen yıl artıyor”

Ülkemizde yaşanan çevre sorunlarının her geçen yıl daha da arttığını kaydeden Rıza Yalçınkaya şöyle devam etti:

“Sağlıklı ve temiz bir çevrede yaşamak, en temel insan hakkıdır. Çevreyi korumak ve saygı duymak amacıyla kutlanan Dünya Çevre Gününde ülkemizde yaşanan çevre sorunlarının her geçen yıl daha da arttığını görmenin üzüntüsünü yaşıyoruz. Sadece siyasi hırs ve rant uğruna ülkemizin cennet köşeleri, ne yazık ki yok edilme tehlikesi ile karşı karşıya kalmakta, buralardaki yaşam alanları yok edilmektedir. Özellikle enerji sektöründeki birçok proje, evrensel hukuk, doğa ve insan sağlığına vereceği geri dönülemez zararlar, toplumsal tepkiler yok sayılarak tamamen siyasi yaklaşımlarla hayata geçirilmektedir. 

“Amasra’ya yapılacak termik santralden vazgeçilmeli”

Bunun en dikkat çekici örneklerinden birini de 59 kilometrelik sahil şeridine sahip, yüzde 55’i ormanla kaplı, mavisi ve yeşili iç içe geçmiş, 3 bin yıllık tarih ve kültür birikimiyle eşsiz doğal güzelliklere sahip bir şehir olan Bartın’da kurulmak istenen termik santral oluşturmaktadır. Geleceğimiz ve çevremiz adına büyük endişe ve tedirginlik kaynağı olan bu santralin, turizmin her çeşidine olanak sağlayabilecek potansiyeli barındıran, yeryüzü cenneti Amasra’ya dikilecek olması ilimizin ekolojik dengesini olduğu kadar, ekonomik yapısını, tarımını, turizmini ve daha da önemlisi çocuklarımızın geleceğini karartacaktır. Bacaları ölüm saçacak olan bu santral ile Bartın ve çevre illerde yaşayan tüm canlılar büyük bir tehditle karşı karşıya kalacaktır. Çevre ve sağlıklı toplum olmadıktan sonra, ekonomik zenginliğin hiçbir önemi olmayacak, hiçbir zenginlik, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da sağlıklı bir nefesten daha önemli bir yere sahip olmayacaktır. Bu gerçek bu kadar açık olmasına rağmen; doğamıza, kültürel ve tarihi değerlerimize ve sağlığımıza zarar verecek termik santralin kurulması konusundaki ısrar sürdürülmektedir. Oysa bu projeden vazgeçilmesi başta anayasa olmak üzere, ülkemizin imzalamış olduğu uluslar arası sözleşmelerin ve bölgesel planların bir gereği, doğal hayatın sürdürülmesinin bir gereğidir.

“Halk, dengeli ve temiz bir çevrenin alacaklısı konumundadır”

Anayasamızın hüküm altına alınmış olduğu üzere tüm vatandaşlar, dengeli ve temiz bir çevrenin alacaklısı konumundadır. Çevre hakkının korunması görevi ise devlet ve vatandaşlar tarafından ortak olarak üstlenilmiştir. Bu cennet topraklar üzerinde yaşayan bizler, çevrenin bize atalarımızdan miras olarak kalmış olmasından ziyade, bizim gelecek nesillere emanetimiz olması gerektiğinin bilincinde olmalıyız ve gereken her türlü hassasiyeti göstermeliyiz. Bu duygu ve düşüncelerle, çevreye gönül veren, doğasını ve dünyasını korumaya çalışan tüm vatandaşlarımızın Dünya Çevre Günü’nü kutluyor, sağlıklı bir gelecek, temiz bir çevre ve mutlu günler diliyorum.”