Türk Kamu-Sen'den hükümetin teklifine protesto

Türk Kamu-Sen Bartın İl Temsilciliği'ne bağlı sendikalar hükümetin memurlara önerdiği zam oranını kabul etmediklerini açıkladı. Zam oranlarını kabul etmeyeceklerini söyleyen Türk Kamu-Sen Bartın İl Temsilcisi Sezai Hangişi, 'Hükümet, enflasyon hedefinin bile altında zam teklif ederek resmen bizleri sefalete sürüklüyor' dedi.

Türk Kamu-Sen'den hükümetin teklifine protesto

Türkiye Kamu-Sen İl Temsilcileri, eş zamanlı olarak hükümetin toplu sözleşmede sunduğu teklifi, yaptığı eylemlerle ve basın açıklamalarıyla protesto etti. Türk Kamu- Sen Bartın İl Temsilciliği, hükümetin memurlara önerdiği zam oranıyla ilgili olarak basın açıklaması düzenledi. Gerçekleştirilen açıklamaya Türk Kamu-Sen Bartın İl Temsilciliği’ne bağlı sendika temsilcileri ve üyeleri katılırken, basın açıklamasını okuyan Türk Kamu-Sen Bartın İl Temsilcisi Sezai Hangişi, zam oranlarını kabul etmeyeceklerini söyledi.

“Hükümet bizi sefalete sürüklüyor”

Hükümetin enflasyon endeksli maaş zammından vazgeçmesi gerektiğini her fırsatta belirttiklerini ama kendilerini anlayan olmadığını söyleyen Hangişi, toplu sözleşmenin normal seyrinde ilerlemediğini ve bu konuda memurların ve işçilerin alanlara gelmesini beklediklerini belirterek şunları kaydetti:

“Hepinizin bildiği gibi 3 milyon memur, 2 milyon emekli, aileleriyle birlikte 20 milyon vatandaşımızı doğrudan ilgilendiren, nüfusumuzun 4’te 1’inin iki yıllık geleceğini şekillendirecek toplu sözleşme görüşmeleri büyük bir hayal kırıklığına doğru gitmektedir. Geçtiğimiz yıl gerçekleşen resmi enflasyon 20,3 oldu.  4 kişilik ailenin vazgeçemeyeceği, zorunlu harcama tutarı bin 32 lira artarken memur maaşlarına koca bir yıl için toplam 441 lira zam yapıldı. TÜİK’in açıklamasına göre yalnızca kiraya son bir yıl içinde gelen zam 100 lira. Ailenin aylık gıda harcamasına gelen zam ortalama 197 lira. Doğalgaza bir yıl içinde gelen zam 18,6. Elektriği 34,8 zam yapılmış. Mutfak yangın yerine dönmüş, memurun, emeklinin bütçesi tarumar olmuş. Hem resmi rakamlar hem de yaptığımız hesaplar, memur ve emeklinin alım gücünün düştüğünü gösteriyor. Hayat pahalılığının bütün zorluklarını hep birlikte yaşıyorken memura ve emekliye reva görülen zam, revize edilmiş hali ile 2020’nin tamamı için 8,2; 2021’in tamamı için 6,1. Teklifler böyleyken şu anda yıllık enflasyon, yaz ayları olmasına rağmen 16,65. Çarşının, pazarın durumunu görüyoruz; sadece kira ve gıda son bir yılda 297 lira zamlanmışken, bize son olarak teklif edilen 4; önümüzdeki yılın ilk 6 ayında ortalama maaşa 160, en düşük maaşa 120 lira artış demek. Bu ne anlama geliyor arkadaşlar? Hükümet, enflasyon hedefinin bile altında zam teklif ederek resmen bizleri sefalete sürüklüyor.

“Bu teklif, bizlere başınızın çaresine bakın demek oluyor”

Biz buçuklu toplu sözleşmeleri çok gördük, memurun masada yarım puana nasıl terk edildiğine hep beraber şahit olduk.  Birilerini bilmeyiz ama bu teklif bu bütçeyi kurtarmaz; 4’ler filan bize uymaz! Biz, bütün taleplerimizin haklı gerekçelerini açıklıyor, resmi verilerle destekliyoruz. Kamu işveren tarafından da 4+4 zammın gerekçesini bekliyoruz. Hedefiniz nedir, amacınız nedir? Enflasyon hedefinin 9,8 olduğu yerde memura 4+4 zam teklif etmenizdeki gerekçeniz nedir?  Biz, toplu sözleşmenin başından beri hep ‘Hedef enflasyona endeksli maaş zammından vaz geçin’ dedik. Ama bu konuda bile bizi yanlış anladılar.  Biz ‘Enflasyonun üzerinde zam yapın, refah artışı sağlayın’ dedik.  Onlar, enflasyon hedefinin de altında teklif ettiler. Biz refah istedik; onlar sefalet önerdi. Biz, ekonomik kurtuluş istedik; onlar, ‘Esarete devam’ dedi. Bu teklif, 20 milyon vatandaşımızı adeta ateşe atmak anlamı taşıyor.  Bu teklif, bizlere başınızın çaresine bakın demek oluyor. 

“Vicdani değil”

Buradan bir kere daha ilan ediyorum: Toplu sözleşme görüşmeleri normal seyrinde ilerlemiyor. Pazarlıkların başından beri ısrarla bir müzakere sürecine geçilmesi gerektiğini ifade ettim. Ne yetkili konfederasyon ne de işveren tarafı konuları müzakere etmeye yanaşmıyor. Sözleşmelilere kadro, vergi dilimleri, 3600 ek gösterge, yardımcı hizmetliler, bütün ek ödemelerin emekliliğe sayılması, memurlara da bayram ikramiyesi verilmesi, liyakati yerle bir eden, adaletsizliğin kaynağı mülakatın kaldırılması gibi bütçeye getireceği ekonomik yükü sınırlı olan ya da hiçbir mali yük teşkil etmeyen konular masadan kaçırılıyor. Maliyeti dahi olmayan konularda yıllardır çözüm bekleyen milyonlarca memur ve emeklinin beklentilerini boşa çıkarmak vicdani değildir. 

“Israrımızı yineliyorum”

Neden yetkili konfederasyon hiç olmazsa bu konularla ilgili müzakereden 20 gün boyunca imtina etmiştir? Biz toplu sözleşmenin başından beri bütün meselelerin masaya getirilip müzakere edilmesi için mücadele ediyoruz. 20 gündür, masayı verimli kullanmayıp pazarlıkları heba edenlerin, iki günde ne yapabilecekleri soru işaretidir. Süreç henüz sonlanmamışken, bir şansımız daha varken sözleşmeliler, vergi dilimleri, yardımcı hizmetliler, ek gösterge, bayram ikramiyesi gibi az önce ifade ettiğim konularda adım atılması yönündeki ısrarımızı bir kere daha yineliyorum.

“Bütçe onların, meydanlar bizimdir”

Gelin bir memur paketi hazırlayalım ve bu saydığım konuları 1 Ekim’de TBMM gündemine getirerek memurların yaralarını saralım. Bizim üretimden gelen gücümüz var. Bizim birlikteliğimizden gelen gücümüz var. Kamu görevlileri ve emeklilerle adeta alay edenlere verilecek güçlü bir cevabımız elbette vardır. Milyonlarca dar ve sabit gelirliyi enflasyona ezdirecek bu yaklaşımı kabul etmiyor, bu teklifi yok sayıyoruz. Kamu işveren tarafından tez zamanda mali ve diğer taleplerimizi içeren yeni bir teklif paketi sunmasını istiyoruz. “Eylem kültürümüz var” diyenleri de bu kültürlerini bir kere olsun memur ve emekliler için hayata geçirmeye davet ediyor, alanlara bekliyoruz. 420 bin üyemizle, haklarımız için yapılacak her türlü mücadeleye yasal sınırlar içinde olmak kaydıyla desteğe hazır olduğumuzu buradan bir kere daha ilan ediyoruz. Bizim mangal gibi yüreğimiz, çelik gibi bileğimiz, hiç kimseye teslim etmediğimiz hür irademiz var. Bütçe onların, meydanlar bizimdir.”