Manav'dan halka miting daveti

'Tek adamlıktan değil tek yürütmeden bahsedelim'

Manav'dan halka miting daveti

Nurdan Eroğlu

AK Parti İl Başkanı Hüseyin Manav, tüm Bartın halkını Başbakan Binali Yıldırım’ın Cuma günü Cumhuriyet Meydanında gerçekleştireceği mitinge davet etti. Muhalefetin yaptığı tek adamlık ve diktatörlük eleştirilerine de cevap veren Manav, “Tek adamlıktan ziyade tek yürütmeden bahsetmek lazım” dedi.

AK Parti İl Başkanı Hüseyin Manav, tüm Bartın halkını Başbakan Binali Yıldırım’ın Cuma günü Cumhuriyet Meydanında gerçekleştireceği mitinge davet etti. 16 Nisan’da yapılacak referandumda anayasa değişikliğinin neleri içerdiğini birinci ağızdan dinlemek gerektiğini ifade eden Manav, “Başbakan Binali Yıldırım’ın 3 Mart Cuma günü Bartın’da olacağını ve saat 14:00’da Cumhuriyet Meydanında Bartın halkına sesleneceğini ifade eden AK Parti Bartın İl Başkanı Hüseyin Manav, tüm hemşerilerimizi mitingimize davet ediyoruz. Orada neden evet demeli? Anayasa değişikliği neleri içeriyor? Halkımız tüm bunları birinci ağızdan dinleme imkanı bulacak” dedi.

“AK PARTİ SİYASETİ HEP MİLLETTEN YANADIR”

Darbe anayasalarının darbeyi ve darbe yapanları koruyucu hükümleri hiçbir zaman milletten ve memleketten yana olmadığını kaydeden Manav, “Şu anda ki anayasamız 1980 askeri darbesinden sonra yapılmış ve 82 yılında halk oylamasından geçerek yürürlüğe girmiş bir anayasa. 82 anayasası yürürlüğe girmesinin ardından zaten eleştirilmeye başlanmıştı. Darbe anayasalarının darbeyi ve darbe yapanları koruyucu hükümleri hiçbir zaman milletten ve memleketten yana olmamıştır. AK Parti siyaseti hep milletten olduğu için anayasada buna göre değişimler gerekmektedir. Sayın Cumhurbaşkanımız veya Başbakanımız bir gece rüyalarında görüp te anayasayı değiştirmeye kalkmadılar. Yıllar içerisinde, özellikle 15 yıllık AK Parti iktidarı süreci içerisinde yaşanan sıkıntı ve sorunlar, sosyal hayattaki değişimler, teknolojide ki gelişimler ve insan hayatındaki değişimler bu değişikliği zorunlu kıldı” şeklinde konuştu.

“SİSTEM TÜRKİYE İÇİN ARTIK ZARURİ HALE GELDİ”

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin artık Türkiye için gerekli hale geldiğini söyleyen Hüseyin Manav, “Geçmişte biz bunun acı örneklerini çok fazla yaşadık. Erbakan’dan Demirel’e, Özal’dan Alp Arslan Türkeş’e kadar bu ülkede hükümet sistemi olarak başkanlık sisteminin zorunlu olduğunu anlatmışlar. 15 yıllık süreç içinde yaşananlar öyle bir noktaya getirdi ki artık hükümet sistemi olarak Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin Türkiye açısından zaruri hale geldiği netleşti. Bunun en bariz örneği de 15 Temmuz gecesi yaşadıklarımızdır” ifadelerinde bulundu.

“TERÖRÜN ÜSTÜNE DAHA KARARLI VE HIZLI GİDİLECEK”

Tek elden güçlü bir yönetim ve yürütmeyle terörün bitirilmesi noktasında daha kararlı ve hızlı adımlar atılacağını kaydeden Hüseyin Manav açıklamalarına şu şekilde devam etti:

“Anayasa değişikliğine geçince darbeler ve terör bir anda bitecek mi? Belki bir anda bitmeyecek ama tek elden bitirme noktasında tek elden güçlü bir yönetim ve yürütme ile üzerine daha kararlı gitmek gerekecek. Bu da hız kazandıracak. Hükümet krizleri yaşanmayacak. Kararlar çok daha hızlı alınabilecek ve icraatlarda çok hızlı gerçekleştirilebilecek. İşin açıkçası Türkiye’de 367 garabetini biliyorsunuz. Cumhurbaşkanını seçmek için 367’nin yani nitelikli çoğunluğun mecliste olma zorunluluğu yaşandı halbuki o zamana kadar hiç yaşanmamış bir sıkıntıydı. Netice itibari ile biz Türkiye’nin, devletimizin, milletimizin ve gençlerimizin geleceğini başkanlık sistemi ile yönetilen bir ülkede olduğunu görüyoruz.

“ÇALIŞMALARIMIZ 16 NİSAN’A KADAR HIZLI BİR ŞEKİLDE DEVAM EDECEK”

Bugün Avrupa ve dünyaya baktığımızda güçlü ülke ve devletlerin başkanlık sistemi ile yönetilen ülkeler olduğunu görüyoruz. İhtiyaçları Türkiye’yi bugün bu noktaya getirmiştir. Bu karar halkımızın önüne konulmuştur. Bize de düşen 16 Nisan’a kadar olan süreçte neden evet demeliyiz? Ne tür değişiklikler getiriyor? Eskisinde ne vardı? Avantajları nedir? Bu ülke, devlet ve millet için avantajları özellikleri nelerdir? Bunları halkımıza anlatmaktır. Bunun içinde çalışmalarımızı yapıyoruz. Başbakanımız Bartın’a geldiğinde de bu çalışmalar hızlanarak devam edecektir.

“CUMHURBAŞKANI İSTEDİĞİ HER KONUDA KARARNAME ÇIKARAMAYACAK”

Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçildiğinde bakanlar kurulunu cumhurbaşkanı atayacak. Dolayısıyla bugünkü kararlar kararnamesinin adı sadece cumhurbaşkanlığı kararnamesi olarak değişecek. Cumhurbaşkanının her konuda kararname çıkarma yetkisinin olmadığı da belli. Temel haklar ve hüviyetler konusunda, siyasi haklar konusunda, kanunla düzenlenmiş bir konuda, anayasada bulunan yasalarla düzenlenmesi gereken konular hakkında cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarılamayacak. Yani cumhurbaşkanı istediği her konuda kararname çıkaramayacak. Bunun çerçevesi belirlenmiş.

“TEK ADAMLIKTAN ZİYADE TEK YÜRÜTMEDEN BAHSETMEK LAZIM”

Tek adamlık meselesine gelince tek adamlıktan ziyade tek yürütmeden bahsetmek lazım. Şu anki sistemde biz milletvekillerini seçiyoruz, milletvekilleri kendi içinden hükümeti çıkarıyor. Şu andaki sistemde yürütme yasamanın içinden çıktığı için bağımsız olduğu söylenemez. Bakanların milletvekillerinin mecliste oy kullanma hakkı var. Şimdi ki sistemde hem milletvekili ayrı seçeceğiz cumhurbaşkanını da ayrı seçeceğiz. Cumhuriyetin kurulduğu bugünden yana kullanılan belediye başkanlığı sistemi gibi. Şu an nasıl belediye başkanını ayrı ve belediye meclisini ayrı seçiyorsak bundan sonrada cumhurbaşkanını ayrı milletvekillerini ayrı seçeceğiz. Cumhurbaşkanı bakanları dışarıdan atayacak. Eğer meclisten atarsa o kişinin milletvekilliği düşecek.  Dolayısıyla kuvvetler ayrılığında yasama ve yürütme birbirinden ayrılmış olacak.

“MECLİS ASLİ YETKİSİNE DÖNMÜŞ OLACAK”

Cumhurbaşkanı yürütme yetkisini kullanırken meclis asli yetkisini yani yasama yetkisine dönmüş olacak. Cumhurbaşkanına yasaların öngördüğü çerçevede cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarma yetkisi verirken meclise aynı konuda kanun çıkarma yetkisi veriyorsun. Kanun çıktığı zaman cumhurbaşkanlığı kararnamesi hükümsüz, düşmüş oluyor. Yani birbirini dengeleyen ve frenleyen bir sistemden bahsediyoruz.

“YASAMA, YÜRÜTME VE YARGI TAM ANLAMIYLA BİRBİRİNDEN AYRILACAK”

Yürütme ve yasama ciddi manada birbirinden ayrılırken yargıya da tarafsız ve bağımsız hükmü getirildiği için yasama, yürütme ve yargı tam anlamıyla ayrılmış olacak. İnsanlarımızın çekinmesine gerek yok. Hayırcı cephe bu argümanları kullanıyor ama cumhurbaşkanlığı kararnamesi de bu kadar net. Bugün ki anayasal sistemle mevcut getirilecek sistemde ne gibi farklılıklar var bunu referandum tarihine kadar anlatmaya devam edeceğiz. Cumhurbaşkanımıza güveniyoruz ama Recep Tayyip Erdoğan’dan sonra ne olur düşüncesi taşıyanlar da var. Cumhurbaşkanımız buna en güzel cevabı verdi. Milletin feraseti 15 Temmuz’da kendini en güzel şekilde gösterdi. Recep Tayyip Erdoğan’dan sonra da millet ne derse o olacak. Yani milletin dediği olacak. Gerisinin hiçbir önemi yok. Allah ne isterse o olacak. Bu millette kendisine zarar verecek insanları seçmeyeceği için doğru kararı verecektir. Bunun tartışma konusu olmasına bile gerek yok çünkü bu sistemde milletimiz ne derse o olacak.”