Doktorlardan 'Sağlıkta şiddet' öfkesi

Konya'da Uzm. Dr. Ekrem Karakaya'nın görevi başındayken öldürülmesine Bartın Tabip Odası ve Sağlık Emekçileri Sendikası (SES) Bartın Şubesi tepki gösterdi. Doktorlar, meslektaşlarının öldürülmesine ve sağlıkta şiddeti 2 günlük iş bırakarak protesto ederken Bartın Devlet Hastanesi bahçesinde de açıklama yaparak 'Şiddet karşısındaki taleplerimize kulak tıkayanlardan, söylemleri ve politikalarıyla şiddeti teşvik edenlerden mücadelemizi yükselterek hesap soracağız' dedi.

Doktorlardan 'Sağlıkta şiddet' öfkesi

Konya’da Uzm. Dr. Ekrem Karakaya’nın görevi başındayken öldürülmesine Bartın Tabip Odası ve Sağlık Emekçileri Sendikası (SES) Bartın Şubesi tepki gösterdi. Doktorlar, meslektaşlarının öldürülmesi ve sağlıkta şiddet dolayısıyla  2 günlük iş bırakırken Bartın Devlet Hastanesi bahçesinde de açıklama yaptı. Görev yaptığı esnada bir hasta yakınının silahlı saldırı sonucunda katledilen Dr. Ekrem Karakaya’yı kaybetmenin derin üzüntüsü ve öfkesi içerisinde olduklarını kaydeden Bartın Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Acil Doktoru Suzan Özbay şunları söyledi:

“Tüm uyarılarımız görmezden gelindi”

“Biz sağlık emek ve meslek örgütleri olarak; bu şiddet sarmalının genişlemesi karşısında siyasi iktidarı defalarca uyardık. Sağlıkta şiddetin münferit bir olgu olmadığını, bunun toplumsal ve politik bir sorun olduğunu, gerekçeleriyle birlikte tekrar tekrar ifade ettik. Sağlık kurumlarında meydana gelen silahlı saldırıların artışı nedeniyle bu konuda önlemler alınmasını ve 6136 sayılı yasada değişiklik yapılmasına ilişkin yasa teklifleri önerdik. Ancak tüm uyarılarımız görmezden gelindi, bilinçli bir yaklaşımla şiddetin kaynağı toplumsal bağlamından koparılarak sorun bireylere indirgendi.

“Can güvenliğimiz ortadan kalkmıştır”

Sorumlular bu durumu arada bir kınamak dışında bir adım atmadı. Kınamanın bir işe yaramadığı ve sağlıkta şiddet olgusunun çığırından çıktığının bakanlık da farkında olacak ki; sağlıkta şiddet istatistiklerinin yer aldığı ‘Beyaz Kod’ verileri tüm ısrarlarımıza ve konuya dair dava açmamıza rağmen toplumla paylaşılmamaktadır.

Sorumluların bu yaklaşımı yeniden bir cinayetle sonuçlandı. Ülkede artan şiddet iklimi, bizlerin sadece çalışma koşullarını bozmakla kalmamış, can güvenliğimizi de ortadan kaldırmıştır.

“Tahammülümüz yok”

Her anlamıyla tıkanan sağlık sisteminin tüm sorumluluğu hekimlerin ve sağlık emekçilerinin omuzlarına yıkılmakta, bu durum bizleri hedef haline getirmekte, sağlık alanında yürütülen politikalar bizlere, şiddet, ölüm, çaresizlik ve umutsuzluk olarak geri dönmektedir. Bugün yeniden ve daha güçlü şekilde söylüyoruz: Sağlık emekçilerine en ufak bir zarar gelmesine tahammülümüz yoktur. Şiddet daha önce de defalarca belirttiğimiz gibi, öngörülebilir ve önlenebilir toplumsal bir sorundur ve sorun çözmeye niyetli bütün politikalarla aşılabilecektir.

“Sağlık Bakanlığı size ‘müşteri’ dedi”

Ben bugün herhangi oda, sendika ya da sivil toplumu adına konuşma yapmıyorum. Bir anne ve bir hekim olarak konuşma yapmak istiyorum. Bartın’da 25 yıldır çalışıyorum, bir tane kızım var. Yıllarca diğer doktor arkadaşlarım ile birlikte hizmet verdik. Vatandaşlara seslenmek istiyorum özellikle bizler size ‘amca’, ‘teyze’, ‘anam’, ‘babam’, çocuklarınıza ‘yavrum’, ‘bebeğim’ dedik. Sağlık Bakanlığı size ‘müşteri’ dedi.

Sağlıktaki aksamaların ya da randevuların gecikmesi, Merkezi Hekim Randevu Sistemi’ndeki doluluk oranı sebebiyeti hiçbirinin sebebi arkadaşlarım değildir. Sizin muhatabınız Sağlık Bakanlığıdır, ama sizler Sağlık Bakanlığını şikâyet edecek yere sağlık çalışanlarını, Başbakanlık İletişim Merkezi ve Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi’ne şikâyet ettiniz.

“Her geçen gün meslekten soğuduk”

Hiç kimsede çalışma hevesi bırakmadınız. Sağlık Bakanlığı’nın bize verdiği muayene süresi 5 dakika size ancak; ‘Amca nasılsın, hoş geldin neyin var?’ diyebiliriz. Bizler banka değiliz, özel sektör değiliz, özel hizmet veren yerler değiliz Kamu Hastanesiyiz. Şu an da 4 tane doktor, Acil Servis bölümünde bin tane hastaya hizmet etmeye çaba sarf ederken sizler bizi dövüyorsunuz, bizi öldürüyorsunuz, çocuklarımızı annesiz babasız bırakıyorsunuz. Bizim de annelerimiz babalarımız öldü başkasının yakını ölünce kader ecel, kendi yakınınız ölünce saldırıyorsunuz. Bunların hiçbir açıklaması yok. Çok özür diliyorum ama her geçen gün meslekten soğuduk. Size sesleniyorum; bizi siz koruyacaksınız, bizi koruyun lütfen.

“Hesap soracağız”

Tüm bu yaşananlar karşısında sorumluları vicdanları ile baş başa bırakıyoruz. Güvenli çalışma alanı sağlamak siyasal iktidarın sorumluluğundadır. Bizler bu konuda, yaşam hakkımız ve güvenli çalışma koşulları için gücümüzü; her yerde, her koşulda, hep birlikte göstermeye hazır olduğumuzu bir kere daha belirtiyoruz. Bu çerçevede bugün ve yarın ülke genelinde işi bırakıyoruz! Dr. Ekrem Karakaya’nın ailesine ve tüm sevenlerine taziyelerimizi iletiyoruz. Şiddet karşısındaki taleplerimize kulak tıkayanlardan, söylemleri ve politikalarıyla şiddeti teşvik edenlerden mücadelemizi yükselterek hesap soracağımızı bir kez daha ifade ediyoruz.”