Bankoğlu 'Bıçak, kemiğe dayandı'

CHP Bartın Milletvekili, Parti Meclisi ve TBMM Anayasa Komisyonu Üyesi Av. Aysu Bankoğlu, esnaf ve vatandaşların şikâyetlerini dinledi. Bankoğlu, 'Bıçak, kemiğe dayanmıştır. Yurttaş kan ağlarken dalga geçer gibi Ay'a gitmekten, Kanal yapmaktan bahseden zihniyet, son çırpınışlarla gündemi değiştirme çabasındadır' dedi.

Bankoğlu 'Bıçak, kemiğe dayandı'

CHP Bartın Milletvekili, Parti Meclisi ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Anayasa Komisyonu Üyesi Av. Aysu Bankoğlu, Bartın’da yurttaşlarla bir araya gelmeye devam ediyor. CHP İl Başkanı Selim Karakaş, Merkez İlçe Başkanı Nazif Çomak ve İl Gençlik Kolları Başkanı Hatice Tuğçe Kaya başta olmak üzere CHP'lilerle birlikte vatandaşların istek, sıkıntı ve taleplerini yerinde öğrenmeye devam eden Bankoğlu, gerçekleştirdiği Oto Sanayi ve esnaf ziyaretlerine dair şunları söyledi:

"Bildiğiniz üzere, pandemi kısıtlamaları 1. yılına yaklaşıyor. Biz de bu dönemde, kent merkezi, ilçe, belde ya da köy fark etmeksizin tüm yurttaşlarımızı dinliyor, onların yanında oluyoruz.

Aslında, ziyaret ettiğimiz esnaf, ülkedeki herkes gibi aynı soruyu soruyor: "Hükümet aklımızla dalga mı geçiyor?" Hemşehrilerime ve aslında herkese bu soruyu sorduran gerçek, bir yanda yaşam mücadelesi verilirken AKP’nin her şey yolundaymış gibi kongrelerine, kongre sonrası eğlencelerine devam etmekte en ufak bir sakınca görmemesidir. Hatta partili cumhurbaşkanının, kongrelerdeki kalabalığı alkışlaması, tıka basa olmasından gurur duyması gibi olaylar, gerçekten akıl alır gibi değildir. Bütün bunlar yaşanırken başarısız bir operasyon sonucu, terör örgütü tarafından katledilen 13 asker ve polisimiz olmasına rağmen "parti şovu" yapmaya devam ettiler. Ülkenin içinde bulunduğu ekonomik buhran, onların beceriksizliği değilmiş gibi hiç üstlerine alınmadan bir masal alemindeymiş gibi yaşamaya, teflon gibi her şeyden sıyrılmaya çalışarak ve tüm suçlarını başkalarına yüklemeye çalışarak dikkat dağıtma çabasındalar.

Bahsettiğim bu çaba, onların sonunu değiştiremeyecek. İnsanlar, işsiz ve aç. İnsanlar, umutsuz ve çaresiz. Zor bir yaşam süren ve mevcut ekonomik koşullarını bile koruyamayacağını anlayan insanlarımızın bozulan ruhsal durumu, intihar vakalarının da artmasına sebep oluyor. Evlilikler ve çocuk sahibi olma sayıları azalırken boşanmalar hızla artıyor. "Sosyal devlet" sıfatını taşımanın bir koşulu olarak yurttaşının yanında yer alması gereken hükümet, kime ne kadar olduğu belli olmayan yardımları nihayet yapıyormuş gibi yaptı ama kime yaptığı da tam anlamıyla belli değil. 750 ila 1000 lira arasında gibi komik bir meblağı da destek yapmış olmak için, bütün çağrılarımız sonucunda aylar sonra yapabildi."

“Esnafın, parayı nereden bulmasını bekliyorlar?”

Sözlerine, yaşanmakta olan ekonomik buhranın büyüklüğüne dikkat çekerek devam eden Bankoğlu, şu açıklamalarda bulundu:

"Tüm insanlarımız ve özellikle esnaflarımız, beşli çete müteahhitlerinin tek kalemde affedilen borçlarının karşısında, ancak bir senenin sonunda ertelenebilen borçlarıyla baş başa bırakıldı. Zaten borçla, krediyle, malını mülkünü satarak yaşamaya çalışan esnafın borcunu "yalnızca ertelemek" kadar büyük bir gaflet olamaz. Borca boğulmuş, tek kuruş kazancı olmayan esnafa "erteleme yaptık" derken esnafın, parayı nereden bulmasını bekliyorlar acaba? AKP, her zaman olduğu gibi sorunları halının altına süpürme, süpüremediklerini de başta Partimiz olmak üzere muhalefetin üzerine yıkmaya o kadar alışmış ki, çarenin adaletli davranmak ve yurttaşı, önceliğine koymak olduğunu hâlâ anlayamadı."

“Esnaf, canından bezmiş durumda”

Oto Sanayi ve esnaf ziyaretleri sırasında, yurttaşların yaşadığı muazzam zorlukları bir kez daha gördüklerini ifade eden Bankoğlu, açıklamalarını şu sözlerle noktaladı:

"AKP hükümeti, gerçeklerden de hayattan da kopuktur. Haftada bir iki araç tamir ederek atölyesini döndürmeye çalışan usta; öğleden sonra 20, 30 lirayla siftah yapmış olan esnaf, canından bezmiş durumda. Tam kapanma yapmak yerine günlük kararlarla, adeta deneme yanılmayla ülkenin bir senesini heba eden hükümet, hiç mi haber okumuyor? Akşam pazarından iki üç adet soğan, bir kilo patates, bir adet portakal alan yurttaşları görmüyor mu? Bunları görmezden gelip yapay gündemler yaratma konusundaki ustalığını, Boğaziçi Üniversiteli pırıl pırıl gençleri "terörist" ilan etme, Ay’a gitme ya da emekliye 80 lira zam yapma konularında gösteriyor. Diğer bir yandan, sırf "inadına", Kanal İstanbul gibi akıl dışı bir hayale borçlanmakla uğraşıyor.

Doktorlar bir yıldır neredeyse hiç dinlenmeden ailesinden ve sevdiklerinden uzak canları pahasına çalışırken "ille de gövde gösterisi”" diyerek vakaları kat kat artırıp hastaneleri "lebalep" dolduran da aynı kafa. Bir an önce, aklı başında bir plan yapılarak dükkânların açılması, yurttaşın en büyük talebi. Maske dağıtmayı, zamanında yeterli sayıda aşı getirmeyi becerememiş bir hükümetten medet ummak zorunda kalan yurttaşlar da isyan ediyor.

Önü alınamayan işsizlik ve özellikle gençlerin gittikçe artan işsizliği, emeklinin asgari ücret bile etmeyen bir maaşla yaşama mahkum edilip evlere kapatılması, çocukların 1 yıldır eğitimden uzak şekilde, bozuk ruh ve beden sağlığıyla evlere tıkılması, 19 yıldır cumhuriyet değerlerini satarak kötü gün paramız olan "ihtiyat akçesi" de dâhil Merkez Bankası kasasını boşaltmış; eldeki avuçtaki parayı önce otoyollara, köprülere, 5’li çeteye vermeye sanki ant içmiş bu yönetimin foyasını kapatacak hiçbir boya kalmamıştır. Tüm güçlerini, Partimize hakaret ve iftiraya harcarken yerel yönetimlerimizin yurttaşlarımıza uzattığı ellere nasıl engel olduklarına herkes şahit. Bu zulmün bitmesine az kaldı. Yandaş devrinin kapanmasıyla Türkiye hak, hukuk ve adalete kavuşacak."