Hayırlı Ramazanlar…
Öncelikle bu Ramazan’ın hem ilimiz için hem de Tüm İslam alemi kardeşlik, dostluk duygularının pekiştiği bir Ramazan olmasını diliyorum.
Ancak bu duygular bu Ramazan İl Milli Eğitim Müdürü Yaşar Demir’le pek pekişmemiş anlaşılan…
Dün TOKİ İlköğretim Okulunun TÜBİTAK sergisine gittim…
Basın olarak değil.
Bir anne olarak gittim…
Oğluma destek vermek için oradaydım…
TÜBİTAK sergisini gezmeye başladım…
Çocuklarımız o kadar heyecanlılar ki…
Gözlerinin içi parlıyordu.
Hemen projelerini anlatmaya başlıyorlar…
Sınıf sınıf geziyorum…
Projeleri inceliyorum…
Diğer sınıfa geçtim bir baktım ki…
Müdür Demir, diğer daire müdürleri ve okul idarecileriyle birlikteydi.
Basın mensubu olunca ister istemez fotoğraf makinasına sarılıyorsunuz…
Hemen güzel bir fotoğraf karesi alayım istedim…
Hem okulumuzun hem de çocuklarımızın haberini yapayım istedim…
Yaşar Demir’e seslendim.
Tabi o zaman “Sayın” ifadesini kullandım. Şuan ki gibi kendisine Yaşar Demir diye hitap etmedim.
“Sayın Müdürüm bakabilir misiniz?” Dedim…
Yaşar Demir de ne ses var, ne görüntü.
Kendisi fotoğraf çekeceğimi anladı ya…
Tabi benim de bir basın kimliğim var.
Kendisi de her şeyden önce o an benim bir anne olabileceğimi unutmuş olmalı…
Zannedersiniz basın Yaşar Demir’in sesini soluğunu kesmiş.
Bir kez daha seslendim…
Yine cevap yok.
Diğer müdürlerimiz bekliyor, ben de bekliyorum…
Yaşar Demir de hala ses yok…
Bende daha fazla zorlamayayım dedim.
Yaşar Demir’in basın sesini de tepkilerini de almış götürmüş.
Geriye sadece görüntü kalmış.
Şimdi Yaşar Demir’e soruyorum?
Bu arada kendisine neden “Sayın” demediğimi de açıklayayım.
Kendisi o kadar idarecinin önünde önce bir kadına ve anneye sonra da bir basın mensubuna gösterdiği bu “Saygısız” tavrıyla bendeki saygı ifadesini yitirmiştir.
Yaşar Demir, bu basına neyin tepkisi?
Biz basın mensupları hakkınızdaki iyi haberlere yer verince iyiydik te hakkınızdaki kötü haberlere yer verince mi kötü olduk?
Bizim İl Milli Eğitim Müdürlüğünün ya da sizin sesiniz olma gibi bir görevimiz yok.
Bizim en büyük görevimiz kamuoyunun sesi olmak.
Bunun için biz herkese gazetemizde yer veririz.
Sizin hoşunuza gider, gitmez o bizi bağlamaz.
Bulunduğunuz mevkii, makamı kaldıramıyorsanız da o sizin sorununuz.
Hiç yakışmadı hem de hiç…
