Tunç 'HDP'li Güzel'le ilgili rapor tamamlandı'
PKK'lı teröristle birlikte basına fotoğrafı yansıyan HDP Milletvekili Semra Güzel'in fezlekesiyle ilgili açıklamalarda bulunan TBMM Adalet Komisyonu Başkanı ve AK Parti Bartın Milletvekili Yılmaz Tunç, Anayasa ve Adalet Karma Komisyonun Güzel hakkında raporunu oluşturduğunu ve raporun karara bağlandıktan sonra TBMM Genel Kurulunda görüşüleceğini söyledi. Tunç, HDP'lilerin terör irtibatı ve propagandası terör üyeleriyle ilgili çok sayıda soruşturma ve fezlekeler hakkında Karma Komisyonda bini aşkın dosyanın bulunduğunu kaydetti.
TBMM Adalet Komisyonu Başkanı ve AK Parti Bartın Milletvekili Yılmaz Tunç, AK Parti İstanbul Milletvekili Abdullah Güler’le birlikte Cüneyt Özdemir’in canlı yayın konuğu oldu. Programda PKK’lı teröristle birlikte basına fotoğrafı yansıyan HDP Milletvekili Semra Güzel’in fezlekesiyle ilgili açıklamalarda bulunan Milletvekili Tunç, “Semra Güzel ile ilgili Anayasa ve Adalet Karma Komisyonu toplantısını yaptı ve hazırlık komisyonu oluşturdu. Karma komisyona raporunu verdi. Karma komisyonu önümüzdeki Perşembe günü toplanacak. Bir ay önce Anayasa Komisyonu başkanımız gündemi üyeler dağıttı ve Perşembe günü rapor görüşülüp karara bağlanacak. Ardından genel kurul süreci başlayacak. Karma komisyonu gündeminde görüştüğümüz HDP’li Semra Güzelle ilgili 2 dosya vardı. Bununla ilgili karar alınacak. Bundan sonraki süreçte bini aşkın dosya var. Özellikle HDP’lilerin terör irtibatı ve propagandası terör üyeleriyle ilgili çok sayıda soruşturma ve soruşturmalarla ilgili fezlekeler karma komisyonunda bekliyor. Bunların hangileriyle ilgili önümüzdeki günlerde soruşturmaya alınacağı ile ilgili anayasa komisyonu başkanımızın bir değerlendirmesi elbette olacaktır” dedi.
“Sağlam bir gerekçeleri yok”
Programda aynı zamanda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 2023 seçimlerinde yeniden cumhurbaşkanı adayı olamayacağı iddialarına da cevap veren Yılmaz Tunç, şöyle konuştu:
“Sabi Kanatoğlu’nun 367 düşüncesinde olduğu gibi bir fikir attı ortaya bunun hukuki bir dayanağı yok. Özellikle bu görüşleri ifade edenlerin sağlam bir gerekçeleri de yok. Aslında tamamen birçoğu da kasıtlı olarak ortaya atılmış düşünceler. Anayasamız açık. Anayasamızın 101. maddesinde Cumhurbaşkanlığı adaylığı ve seçimi düzenlenmiştir. 2017 anayasa değişikliğiyle 101. maddede yeniden sil baştan yazılmıştır ve orada da her şey net bir şekilde ortaya konulmuştur. 101. maddenin hükümlerinin de yürürlüğe ne zaman gireceği Anayasa değişikliği kanununda açıkça belirtilmiştir.
“101. maddede çok sayıda fıkra var”
Tek tek hangi maddeler ne zaman yürürlüğe girecek bunların anayasa değişikliğinde bir kısım maddeler seçimle beraber yürürlüğe girer, bir kısım maddeler yayımı tarihinde yürürlüğe girer, bir kısmı maddelerde Cumhurbaşkanının yemin etmesiyle yürürlüğe girer. Şimdi 101 ne zaman yürürlüğe girer? Ona bakmamız lazım anayasa değişikliği kanununda yürürlük maddesine baktığımız zaman 101. Madde Cumhurbaşkanının adaylık ve seçimiyle ilgili maddenin yürürlüğe girme tarihi önümüzde yapılacak ilk Cumhurbaşkanlık seçimi şeklinde düzenlenmiştir. Orada sadece 101’in tek bir fıkrası partisiyle ilişiğinin kesilmesi meselesi yayımı tarihiyle yürürlüğe girer şeklindedir. Yani 101. maddede çok sayıda fıkra var. Adaylık usulü var, nasıl aday olabileceği, süresi var. Partisiyle ilişiği kesilmesine ilişkin düzenlemenin de yürürlükten kaldırılmasıyla ilgili maddenin de hepsi aynı madde içersinde tek tek fıkrarların hangi tarihte yürürlüğe gireceği belli.
“Yeni sistemde yeni bir statü ortaya çıkmıştır”
Burada Cumhurbaşkanının görev süresiyle ilgili maddenin yürürlüğe giriş tarihi yapılacak olan ilk seçim yani yapılacak olan ilk seçim ne zaman gerçekleşti 2018’de gerçekleşti. Dolayısıyla 2018 den itibaren seçim takvimin başlamasıyla yürürlüğe giren bir maddedir. Dolayısıyla yürürlük tarihinin kanun koyucu Anayasa değişikliğiyle meclis belirlemiş ve halk oyundan da bu şekilde geçmiştir. Bu bir kere net. Geriye yürüyemeyeceği hakukun temel ilkesi. Geçmişte anayasa mahkemesinin Sayın Abdullah Gül kararında da bahsettiği gibi mevcut Cumhurbaşkanının süresinin dolmasının bir daha aday olmamasına engel olamayacağına ilişkin anayasa mahkemesi kararıdır söz konusu. Cumhurbaşkanının statüsünün değişmesi eski sistemde Cumhurbaşkanının görev yetki sorumluluklarıyla yeni sistemde hükümet sisteminin değişmiş olması nedeniyle, Başbakanlığın kaldırılmış olması, bakanlar kurulunun kaldırılmış olması nedeniyle, yeni sistemde yeni bir statü ortaya çıkmış ve dolayısıyla bunun adı yine Cumhurbaşkanı olarak belirlenmiş. Başkan olarak belirlenseydi belki bu tartışmalar bugün yapılmayabilirdi.
“Hükümet sistemimiz bizim başkanlık sistemimizdir”
Ama ismi Cumhurbaşkanı ya da başkan olması bir şeyi değiştirmez oradaki kuralı değiştirmez. Dolayısıyla Hükümet sistemimiz aslında dünyadaki örneklerine baktığımız zaman hükümet sistemimiz bizim Başkanlık sistemimizdir. Dolayısıyla yeni hükümet sistemi yürürlüğe girmiş eski sistemde Cumhurbaşkanı cezai sorumluluğu yok. Meclise karşı sorumlu değil, yargılanamaz, dolayısıyla sadece vatana ihanetten yargılanabilir. Cumhurbaşkanın kararları yargı denetimi dışındadır eski sistemde ama artık yeni sistemde Cumhurbaşkanının cezai sorumluluğu anayasada düzenlenmiş meclise karşı sorumluluğu düzenlenmiş, Cumhurbaşkanı kararları kararnameleri ve Cumhurbaşkanlığının bütün işleyişi artık yürütmenin başı olduğu için yargı denetimine açılmış dolayısıyla apayrı bir sistem var.
“Problem yeni hükümet sistemini kabullenememekten kaynaklanıyor”
2017 anayasa değişikliği önceki Cumhurbaşkanıyla sonraki oluşturulan statü birbirinden farklı dolayısıyla burada bu 367 fikrini ortaya atanların yeni sisteme alışamama gibi bir sorunu var. Bütün problem şundan kaynaklanıyor. Yeni hükümet sistemini kabullenememekten kaynaklanıyor. Çünkü yeni sistem 2017 anayasa değişikliğiyle 2018 de de fiilen ve hukuken uygulanmaya başlayan yeni sistem milletin desteğini gerektiriyor. Yani masa başı siyasi mühendisliklerle Türkiye’de karar alınmayacağını gerektiriyor. Milletin desteğini gerektiriyor. Tabi bu milletin desteğini almakta zorlananlar maalesef bu tür siyasi mühendislik hesaplarını geçmişte 367 gibi ucube bir karar aldırdılar ama o kararı alacak artık bir hukuk sistemi değil demokratik bir hukuk sistemi var.
“Milletimizin sağ duyusu her daim galip gelmiştir”
Bu tür manipülasyonlar bu tür suni tartışmalar millet nezdinde geri teper ve bu tür tartışmaları ortaya atanların aleyhine döner. Burada ortaya atılan düşünce elbette ki ileriye dönük meşruiyet tartışma çıkartmak olabilir. Ama bunda da başarılı olacaklarına inanmıyoruz. Burada milletimizin sağ duyusu her daim galip gelmiştir. Bundan sonra da gelecektir. Ortaya atılan düşüncenin 367 karabetinde olduğu gibi yine aynı benzer bir düşüncenin ortaya atılmasından ibaret. Burada sandıkta Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ı yenemeyeceklerini biliyor tabi 2023 seçimlerinden önce de bir erken seçim olmayacağını da çok iyi biliyorlar. Bu süreç içerisinde sürekli erken seçim tartışmalarıyla ekonomiyi olumsuz etkilemeye çalıştılar. Şimdi de böyle bir düşünceyi ortaya atarak bir suni tartışmayı milletin gündemine getirmek istiyorlar.
“Bir hukuki problem söz konusu değil”
Burada Cumhurbaşkanımızın 2. Kez aday olabilmesiyle ilgili herhangi bir hukuki problem söz konusu değil. 101. madde açık bu tartışmalar boş tartışmalar hiçbir hukuki değeri olamayan tartışmalar. 101. maddede şöyle bir düzenleme olmuş olsaydı şöyle bir örnek verelim böyle bir düşüncenin mantıksız olduğuna dair bir örnek. Böyle bir düşünelim 101’in 2. maddesi Cumhurbaşkanlığı süresi 5 yıl+ 5 yıldır diyor ya biz bunu Cumhurbaşkanlığı süresi 7 yıldır deseydik şimdi Cumhurbaşkanımız önceden 4 yıl yaptı, geriye kalan 3 yılımı tamamlayacaktı yoksa geriye kalan 3 yılımı tamamlayacaktı. Bu bile bu düşüncenin mantıksız olduğunu gösterir.
“Bu muhalefetin aczi yetini gösterir”
101. maddenin ne zaman yürürlüğe gireceği belli sistem değişmiş Cumhurbaşkanı o gün başbakan varmış, yürütmenin iki başlı olma durumu varmış, şimdi yürütme Cumhurbaşkanlığında toplanmış bakanlar kurulu ortadan kalkmış yerine kabine gelmiş Cumhurbaşkanlığının sorumluluğu düzenlenmiş cezai sorumluluğu düzenlenmiş bütün kararları yargı denetimine açılmış çok farklı bir statü ortaya çıkmış şimdi diyorsunuz ki siz eski statü devam edecek. Böyle bir durum söz konu olmaz. Anayasa kararları mahkemesi de ortada tabi geçmişte bu tür manipülasyonlarla sonuç elde ettiler. 367 de sonuç elde ettiler. Çünkü anayasa mahkeme yapısı öyle bir yapıydı ki maalesef o dönemdeki yargı 28 Şubat yargısını hatırlayacak olduğumuz zaman onlar hukukun üstünlüğüne göre değil de vesayetçi anlayışın emrettiği şekilde kararlar alabildiler. Elbette ki anayasa mahkemesi kararıdır saygı duyarız ama hukuki olmadığı da apaçık ortada. Bu muhalefetin aczi yetini gösterir.”