Tunç, değişikliği madde madde açıkladı

'Doğru anlatmak boynumuzun borcu'

Tunç, değişikliği madde madde açıkladı

Nurdan Eroğlu

AK Parti Bartın Milletvekili Yılmaz Tunç, 16 Nisan’da yapılacak anayasa değişikliği referandumu kapsamında Memur-Sen tarafından düzenlenen “Memur-Sen'e Davet Tercihimiz Evet" toplantısında  18 maddelik anayasa değişikliğiyle ilgili açıklamalarda bulundu. Değişikliği madde madde açıklayan Tunç, “Kulaktan dolma propagandalara inanan insanlarımız var. Bu insanlara doğruları anlatmak bizim boynumuzun borcu” dedi.

AK Parti Bartın Milletvekili Yılmaz Tunç, 16 Nisan’da yapılacak anayasa değişikliği referandumu kapsamında Memur-Sen tarafından düzenlenen “Memur-Sen'e Davet Tercihimiz Evet" toplantısına katıldı. Tunç, toplantıda 18 maddelik anayasa değişikliğiyle ilgili açıklamalarda bulunarak değişikliği madde madde anlattı. Memur-Sen’in her zaman demokrasinin yanında olduğunu ifade eden Tunç, “Memur-Sen ailesi tüm  sendikaları ile birlikte her defasında demokrasinin yanında yer almış. Milli iradenin yanında tavrını korumuş. Kritik süreçlerde Türkiye’nin yanında olmuş. Hep demokrasiyi savunmuş bir konfederasyon sendika topluluğu. Halk oylamasına 41 gün kala memur senin toplantısıyla bir başlangıç yapmış oluyoruz.  Evet çalışmalarına başladık. 41 gün kala memur sen in toplantılarıyla başlangıç yapmış sayılırız. Bartın için referandum Bartın çalışmalarına 41 gün kala 41 kere maşallah diyoruz” dedi.

“DOĞRULARI ANLATMAK BİZİM BOYNUMUZUN BORCU”

Bu anayasa değişikliğinin ülkemiz için çok önemli olduğunu bir kez daha vurgulayan Yılmaz Tunç, şunları kaydetti:

“Anayasa değişikliğinin 18 maddesi ile ilgili ne getirecek sorularına özellikle CHP ve HDP’nin önderlik yaptığı Hayır blokunun çarpıtmalarına karşı anayasa değişikliği maddelerinde olmadığına göre sanki varmış  gibi halkımıza yaptığı propagandalara cevap verebilecek düzeyde olarak buradan ayrılabiliriz. İşin teknik boyutlarını sizlerin bilmesi lazım. Kulaktan dolma propagandalara inanan insanlarımız var. Bu insanlara doğruları anlatmak bizim boynumuzun borcu.  Anayasa değişikliği ülkemiz için çok önemli. Belki şuan bizler için çok önemli değil en önemlisi çocuklarımız için. Çocuklarımız geleceğin Türkiye’sinde iyi ve güzel yaşayabilsinler.  15 Temmuz gibi karanlık geceleri bir daha yaşamasınlar. 12 Eylül’leri sıkı yönetimlerle darbelerle  siyasi ve ekonomik krizler terör olayları ile bir daha çocuklarımız karşılaşmasın.

“2023’E GİDEN YOLDA HİÇBİR ENGEL KALMASIN”

Ülkemiz 2023’e giden yolda lider ülke olma yolunda önünde hiçbir engel kalmasın. Sürekli istikrar içerisinde kalkınmasını sürdürsün. Onun için bu referandum halk oylaması çok önem taşıyor. İyi anlatmamız lazım. Anti propaganda yapan kötüleyen karalayan yanlış anlatanlar için içinde bu anayasa değişikliği çok önemli. Çünkü bu ülkenin üzerinden vesayetçi bir anlayışla milli iradenin üzerinde her türlü anti demokratik tavırlar sergileyenler bundan sonra sergileyemeyecek. Bundan sonra yargı üzerinde vesayet kuramayacak. Yargıda bir takım benzeri FETÖ’ler kuramayacak. Çünkü o yüzden FETÖ hayır diyor.  PKK ülkeyi bölmeye cesaret edemeyecek. Onun için PKK hayır diyor. DHKP-C terörün belini kıracağımız kökünü kazıyacağımız için ne diyor hayır diyor.

“HAYIR DİYEN DE EVET DİYEN DE BİZİM VATANDAŞIMIZ”

Diyorlar ki “hayır verene terörist diyorsunuz.” Biz böyle demiyoruz. Hayır diyen de evet diyen de bizim vatandaşımız. Demek ki hayır diyene iyi izah edememişiz. “Hayır diyenlerin tamamı teröristtir” demiyoruz. Bakın “uyanık olalım” diyoruz. Bu ülkenin aleyhinde olan herkes Kandil’den konuşuyor video paylaşıyor, hayır deyin diyor.  “Bu bizim son çırpınışımız” diyorlar. Teröristler diyor bunu. Bunu demek de bizim hakkımız değil mi? Sen demiyor muydun evet diyenler vatana ihanet etmiştir. Vatan hainliği ile suçlayan ana muhalefetin lideri değil mi?  o yüzden bu ülkenin aydınlık yarınları için demokrasinin güçlenmesi milli iradenin üzerinde milletinin gücünün üzerinde başka bir gücü tanımamak için hep birlikte evet dememiz gerek.   

“ÜLKEMİZİN ANAYASA PROBLEMİ VAR”

Ülkemizin anayasa problemi var. Şuanda 1982 anayasası ile idare ediliyoruz. 1982 anayasasını kim yaptı? Askeri darbede iş başına gelen milli güvenlik konseyinin hazırladığı profesörler yazdı ve seçilmemiş insanlarda bunları oylayarak zorla halka oylattılar.  Herhangi bir propagandaya izin vermediler. Millette bir an önce demokratik siyasi hayata geçebilmek için anayasaya evet dediler. Yine 1961 anayasası darbeci anayasası menderesi ve bakanları ve başbakanı asarak iş başına gelerek millete dayattığı bir anayasasıdır. Anayasa devletin şeklini belirler. Devletin şekli nedir? Cumhuriyet  demokratik sosyal ve laik bir hukuk devleti. Başkenti Ankara bayrağı al yıldızlı al bayrak dili Türkçedir.  Bu anayasamızın değişmez maddeleri ile alakalı herhangi bir problem ve sıkıntı yok. Bu 18 maddenin içinde bunlar yok. Anayasalar devletin şeklini belirler. Bir de bu devletin şekline uygun bir şekilde hükümet sistemi belirlenir. Hükümet sistemi de nedir? Devletin organları var Yasama meclis yürütme bakanlar kurulu ve taşra teşkilatlarıyla ve yargı bu üç organın birbirleriyle olan ilişkisini anayasa belirler. İçerisinde hükümet sistemi vardır.

“KEŞKE YENİ BİR ANAYASA YAPABİLSEYDİK”

Dünyanın birçok ülkesinde bazı ülkeler başkanlık sistemini benimsemiştir. Bazı ülkeler yarı başkanlık. Bazı ülkeler ise parlamenter sistem kendi yapısına göre hükümet sistemlerini kabul ederek o şekilde devam etmektedirler. Bunların tamamı da  halkoyuyla seçilen.  Bir kısmı cumhuriyet rejimi demokrasiye çok daha uygun bir kısmı ise daha az uygun. Kuvvetler ayrılığı ilkesine daha az uygun ya da tam uygun sistemler olarak kabul edilir. Âmâ hepsi demokratik sistemlerdir. Şimdi biz bu anayasa değişikliği ile 18 madde ile alakalı maddeler alakalı maddeleri tek tek geçmemizde fayda var.  Maddelere geçmeden önce bunun bir hükümet sistemi olduğunu bir rejim değişikliği olmadığını herkese anlatmamız lazım. Cumhuriyet rejimini demokrasiyi daha da güçlendiren Yetkiyi millete veren, hükümet kurma  noktasında dolaylı demokrasi değil de doğrudan demokrasiyi getiren, bir hükümet sistemini oylayacağız. Keşke yeni bir anayasa yapabilseydik. Tamamen değiştirebilseydik. Mecliste partiler uzlaşsaydı demokratik sivil bir anayasa olsaydı.  Ancak şu 18 maddeyle 73 madde değişiyor. 18 madde var 18 maddenin içinde 73 madde var. Bu 73 madde ve yapılan hükümet sistemi ile değişiklikler ve yargı tarafsızlığı ile değişiklikler 82 anayasasının darbeci ruhunun çöpe attığı değişiklikler. Vesayetçi anlayışını tamamen anayasamızdan silmek için sandık başına gideceğiz.

“SAADET PARTİSİ CHP’NİN PEŞİNE TAKILIP GİDİYOR”

Hükümet sistemini neden değiştirmek zorundayız. Anayasamızda halkın seçtiği bir başbakan, halkın seçtiği bir cumhurbaşkanı ilerde bir kriz olduğu zaman nasıl çözeceğiz. Parlamenter sistemden neden vazgeçiyoruz. Parlamenter sistemden vazgeçtiğimizde meclis yok mu oluyor? Hayır parlamenter sistem neden diyoruz hükümet doğrudan millet tarafından seçilmediği için parlamentonun içinden çıktığı için parlamenter sistem deniliyor. Bizim getirmek istediğimiz sistem nedir? Cumhurbaşkanlığıyla başbakanlık  makamını yani yürütme organını tek çatı altında birleştirmek yolundayız. Çift başlılığı ortadan kaldırmak zorundayız. Bu sistemi geçmişte kimler savundu. Alparslan Türkeş, temel görüşler kitabını açıp okusunlar. Saadet Partisi CHP’nin peşine takılmış gitmiş. Necmettin Erbakan’ın ruhunu saygısızlıktır bu. MSP’nin seçim programlarına baksınlar ne diyor? “Cumhurbaşkanlığı ile başbakanlığı birleştirmek ve icraya kuvvet vermek zorundayız” diyor. Kim diyor? Necmettin Erbakan diyor. İşte bu sistemi getiriyoruz. Neden CHP’nin neden HDP’nin peşine takılıp gidiyorsun? Ama Saadet Partililer o kararı alsalar bile sandık başına gittiklerinde Necmettin Erbakan’ın hatırına evet oyu verecekler. Rahmetli Turgut Özal hep bu sistemi savundu. Muhsin Yazıcıoğlu, Süleyman Demirel bu sistemi savundular.  Evet, şimdi getiriyoruz. Kapı kapı gezip bu sistemi anlatacağız.”

TUNÇ, MADDE MADDE AÇIKLADI

Tunç, daha sonra anayasa değişikliği teklifi içerisinde yer alan 18 maddeyi madde madde şu şekilde anlattı:

“MADDE 1: Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin birinci maddesine göre, Anayasa'nın "Yargı yetkisi" başlığında değişikliğe gidilecek.  Buna göre, yargı yetkisinin, Türk milleti adına bağımsız mahkemelerce kullanılacağına dair hüküm, "Bağımsız ve tarafsız" mahkemelerce kullanılacağı şeklinde değişecek.  Madde Yargının bağımsızlığını ve tarafsızlığını ekliyor. Yargının bağımsız  olması yetmez, tarafsız da olması gerekir. Tarafsızlığın anayasal hüküm haline getirilmesi gerekmektedir. Bağımsızlığı taraflı olmak için, aracı olarak kullanan illegal oluşumların engellenmesi gerekmektedir. Anayasamıza eklenen bu ibare yargıya olan güveni artıracaktır. İleride yapılacak yargı düzenlemelerinde esas kabul edilecek ve FETÖ ve benzeri terör  yapılanmaların yargı içinde güç kazanması engellenecektir.

MADDE 2: Milletvekili sayısını 550 den 6oo e çıkaracak. TBMM genel oyla seçilen 550 milletvekilinden oluşur.  AB ortalamasında bir milletvekilinin temsil ettiği nüfus 53,764 iken Türkiye’de bu rakam 143,166’dır. Bu sayı demokratik temsiliyeti kısıtlamaktadır. 1995 de milletvekilimizin sayısı 450’den 550’ye çıkarıldığında Türkiye nüfusu 58 milyonken bugün 80 milyona ulaştı. Mevcut milletvekili sayısıyla artan 21 milyon nüfusun demokratik temsili sağlanamamaktadır. Bu düzenleme ile demokratik temsiliyet genişleyecek artan nüfusun mecliste temsilini sağlayacağız. Vatandaşımız kendi ilinde daha fazla temsilciye sahip olacaktır. Siyasette daha fazla temsil imkanı sağlanacaktır.

MADDE 3: Seçilme yaşı 25 den 18 e indirilecek. Türkiye’de 18-25 yaşarası 6,5 milyon genç bulunmaktadır. Bu gençler seçilme hakkına sahip iken kendini temsil edecek kişiyi kendi yaş grubundan seçmemektedir. Seçme iradesine sahip iken seçilme hakkı tanınmaması 18-25 arası gençler için seçilme yasağı anlamına geliyor. 6, 5 milyon genç seçmenin doğrudan temsil edilmesi sağlanacak. 18-25 arası seçmenlerin seçilme yasağı kaldırılmış olacak. Seçme ehliyetine sahip olan seçilme ehliyetine de sahip olmuş olacak. Gençlerin bakış açısı daha fazla siyasete yansımış olacak.

MADDE 4: TBMM seçimleri 4 yılda 1 den, 5 yılda 1 e çıkacak. TBMM ve cumhurbaşkanlığı seçimleri aynı gün yapılacak. Cumhurbaşkanlığı seçimindeki 2 turlu sistem uygulanacak. TBMM seçimleri 4 yılda bir cumhurbaşkanlığı seçimleri farklı tarihlerde yapılıyordu. Halkın gündemini sürekli seçimlerle meşgul etmemek erken seçim ihtimalini azaltmak kriz çözme ve uzlaşı yöntemini ön plana çıkartmak için.

MADDE 5: Kuvvetler ayrılığının özelliği gereği güvenoyu ve gen soru uygulaması kalkıyor. Parlamenter sistemde hükümet meclis içerisinden çıktığından dolayı göreve başlayabilmesi için meclisten güvenoyu alması gerekiyor. Meclis gen soru ile kendi içinden çıkan hükümeti denetler. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi Kuvvetler ayrılığı ilkesine dayanmaktadır. Kuvvetler ayrılığı ilkesi gereği Hükümet doğrudan millet tarafından seçilmektedir. Bu bakımdan Hükümet meclis içerisinden değil bizzat millet içinden çıkmaktadır. Bu nedenle Güvenoyunu bizzat seçimle millet vermektedir. Bu Türkiye Cumhuriyeti tarihi boyunca 3 kez uygulanabilmiştir verimsiz gensoru uygulaması ve atıl yapısı, 6. Madde ile getirilen daha kapsamlı Meclis Soruşturması, Meclis Araştırması, Genel Görüşme ve Yazılı Soru ile değiştirilerek, Cumhurbaşkanı, Cumhurbaşkanı Yardımcıları ve Bakanlar Meclis tarafından etkin denetlenmektedir. Millet Cumhurbaşkanını kendi oyuyla seçtiği için, kurulacak hükümete de 5 yıllığına güvenoyu vermiş olacak. Güvenoyu ve Gensoru oylamalarında daha önce yaşanan milletvekili pazarlıkları  ortadan kalkmaktadır.  Cumhurbaşkanı bizzat milletten aldığı yetki ile daha hızlı ve etkin icraatların önünü açacak.

MADDE 6: Meclis denetlemesi; “meclis araştırması”, “genel görüşme” ve “yazılı soru” ile yapılıyor. Cumhurbaşkanı ve hükümet üyeleri için meclis soruşturması daha kapsamlı hale getirilecek. Yazılı soruya 15 gün içinde cevap verilmesi mecburiyeti getirilecek.

MADDE 7: Cumhurbaşkanının adaylık ve seçim şartları tanımlanıyor. “Cumhurbaşkanı seçilenin, varsa partisi ile ilişiği kesilir” hükmü kalkıyor. Cumhurbaşkanı siyasi parti üyesi olabiliyor. Cumhurbaşkanlığı süresi 2 dönemle yani en fazla 10 yıl ile sınırlandırılıyor. Cumhurbaşkanlığı seçiminde partiler için aday gösterme şartları genişletilip kolaylaştırılıyor. Vatandaşlar da (100 bin imza ile) cumhurbaşkanı adayı gösterebiliyor. Cumhuriyet tarihimiz boyunca hükümet istifalarına, ekonomik krizlere hatta darbelere neden olan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin, 2007'deki 367 krizi sonrası yapılan  referandum ile bizzat halk tarafından yapılma kararlaştırılmıştır. Mevcut  durumda Halk tarafından seçilen fakat sorumluluğu bulunmayan. Seçimlerde %51 oy alması gereken fakat tarafsız olacak olan, yetkileri geniş fakat kullanılmayan Cumhurbaşkanlığı bulunmaktadır. Cumhurbaşkanı yürütmenin başı olarak ülkeyi iyi yönetmek ve Millete hizmet götürmek durumundadır. Mevcut  sistemde yetkilerini kullanamayan, sorumsuz ve  tarafsız Cumhurbaşkanının millete hizmet edecek kanalları bulunmamaktadır.  Seçime partili olarak girip  seçilen Cumhurbaşkanının  partisi ile ilişiğinin kesilmesi  gerçekçi değildir. Milletin doğrudan  Cumhurbaşkanını seçmesi ile birlikte Cumhurbaşkanının siyasi  sorumluluğu doğacak.

MADDE 8: Yönetimde çift başlılık ortadan kalkıyor. Cumhurbaşkanı ile Başbakan’ın yetkileri birleştiriliyor. Cumhurbaşkanı yürütmenin başı oluyor. Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarma hakkı kazanıyor. Halk tarafından seçilen fakat sorumsuz bir Cumhurbaşkanı ile partisi seçimlerde meclisteki çoğunluğu elde ederek meclisin içinden çıkan bir Başbakan aynı anda yürütmenin ana unsurları olarak ülkeyi yönetmektedirler. Seçimle gelen bu iki kişinin görüş ayrılığına düşmesi durumunda ülke yönetilemez hale gelmekte ve birlik ve bütünlüğü zedelemektedir. Devleti yönetecek kişinin öngörülebilir ve belirli olması. Yürütmede çift başlılığın neden olacağı sorunların bertaraf  edilmesi gereği. 2007 referandumu ile Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi ile ortaya çıkan fiili durumun hukuken altyapısının oluşturulması. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nde çift başlılık ortadan kalkacağı için, şu an Bakanlar Kurulu'nda olan kararname çıkarma yetkisi, hükümetin başı olan Cumhurbaşkanına devrediliyor. Cumhurbaşkanı, idari düzenlemeleri Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile yapıyor. Temel haklar, kişi hakları ve ödevleriyle siyasi haklar ve  ödevler konusunda kararname çıkaramıyor. Anayasada kanunla düzenlenmesi öngörülen konularda kararname çıkaramıyor. Kanunda açıkça düzenlenen konularda kararname çıkaramıyor. Kararname ile kanunlar çeliştiğinde, kanun hükümleri uygulanıyor. Meclisin aynı konuda kanun çıkarması durumunda kararname hükümsüz hale geliyor. Kararnameler Meclisin ve Anayasa Mahkemesi'nin denetimine tabi oluyor. Cumhurbaşkanı üst düzey kamu görevlilerini kararnameyle atıyor ve görevden alıyor.  Yeni yönetim işbaşına geldiğinde, hızla kendi ekibini kurup icraata başlama imkânınına sahip oluyor. Atamalarda bürokratik gecikmeler ortadan kalkıyor.  Performansa dayalı görev değişiklikleri hızla yapılabiliyor. Görevde ehliyet ve liyakat ön plana çıkıyor. Kurumlar ile ilgili idari düzenlemeler Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile yapılıyor. Kurumların yapısal dönüşümleri, benzer iş yapan birim veya kurumların birleşmesi kolaylaşıyor. Hız çağı olan günümüzde yeni teknoloji ve uygulamaların gerekli kıldığı kararlar hızla hayata geçiriliyor. Kurumsal düzenlemeler ile uğraşmayan meclis esasa ilişkin konulara ve kanun yapımına daha fazla zaman ayırabiliyor. Cumhurbaşkanlığı kararnameleri ile yerel tüzel kişiliğe sahip kurumlar kurulamıyor.

MADDE 9: Cumhurbaşkanı “sorumsuz” olmaktan çıkıyor. Denetim ve cezai sorumluluk geliyor. Cumhurbaşkanı hakkında, bir suç işlediği iddiasıyla TBMM üye tam sayısının salt Çoğunluğunun (301) vereceği önergeyle soruşturma açılması istenebilecek. Meclis, üye tam sayısının beşte üçünün (360) gizli oyuyla soruşturma açılmasına karar verilebiliyor. Cumhurbaşkanı soruşturulabiliyor ve gerek görülürse yüce divana yollanıyor. Soruşturma açılan cumhurbaşkanı erken seçim kararı alamıyor. Yücedivan’da mahkum olursa cumhurbaşkanlığı görevi sona eriyor. Cumhurbaşkanlığının siyasi sorumluluğu yoktur. Şu an yürürlükte olan 1982 anayasasına göre cumhurbaşkanı görev sırasında tek başına aldığı kararlardan sorumlu tutulamaz, görev alanına ilişkin herhangi bir suçlama yapılamaz. Cumhurbaşkanının yargısal ve cezai sorumluluğu yoktur. Cumhurbaşkanı sadece vatana ihanetten suçlanıp yargılanabilir. Bunun için meclis üye tam sayısının 4/3 (%75 i) oyu aranmaktadır. Görevine ilişkin konular için denetlenemez. Cumhurbaşkanlığının teklifi ile başbakan ve ilgili bakanlarca yapılan iş ve işlemlerden başbakan ve ilgili bakan sorumludur.  Halk tarafından % 50+1 ile seçilen Cumhurbaşkanının seçimlerden kaynaklı siyasi sorumluluğu doğmaktadır. Cumhurbaşkanı yürütmenin başı olarak faaliyette bulunurken yaptığı iş ve işlemlerden dolayı yargısal ve cezai sorumluluğunun olması demokrasinin teminatı olmaktadır. Cumhurbaşkanının "sorumsuzluğu " ortadan kalkıyor. Yani yetkili ama sorumsuz olmaktan çıkıyor. Cumhurbaşkanına denetim ve cezai sorumluluk geliyor. Şimdi ise hakkında herhangi bir suç işlediği iddiasıyla soruşturma açılabiliyor. Hakkında soruşturma açılan Cumhurbaşkanı erken seçim kararı alamıyor. Yeni sistemde Cumhurbaşkanı meclise ve  millete karşı sorumlu oluyor. Bugünkü sistemde  Cumhurbaşkanı'nı tek başına yaptığı işlemler yargı  denetimine tabii değildir. Yeni sistemde Cumhurbaşkanı'nı bütün iş ve işlemleri yargı  denetimine açılıyor.

MADDE 10: Hükümet milletin seçtiği cumhurbaşkanı tarafından kurulacak. Cumhurbaşkanı, bir veya daha fazla cumhurbaşkanı yardımcısı atayabiliyor. cumhurbaşkanı yardımcıları ve bakanlar meclis dışından seçilecek ya da bakan olarak atanan milletvekilinin TBMM deki vekilliği düşecektir.  Yasamayla yürütme ayrıldığı için, bakan olarak atanan milletvekilinin TBMM’deki vekilliği düşüyor. Parlamenter Sistemde yasama (Meclis) ve yürütme (Hükümet) tam olarak birbirinden ayrılmamaktadır. Hükümet mecliste 276 milletvekilinin güvenoyunu almak zorundadır. Eğer bir parti bu sayıya ulaşamaz ise koalisyon kurmak zorundadır. Başbakan milletvekili olmak zorunda ve Çoğunlukla bakanlar milletvekilleri arasından seçilmektedir.  Hükümetin doğrudan millet tarafından değil meclis içerisinden 276 güvenoyu ile milletvekilleri tarafından belirlenmesi, tek bir partinin siyasi tarihimizde çoğunlukla 276 sınırını geçememesi koalisyonlara neden olmuştur. 94 yıllık Cumhuriyet tarihimizde 65 defa hükümet değişmiş ve koalisyon hükümetleri siyasi krizlerle ekonomik buhranlara neden olmuştur. Koalisyonlar artık tarih olacak. Hükümet millet tarafından seçilen  Cumhurbaşkanı tarafından kurulacaktır. Cumhurbaşkanı yardımcıları ve bakanlar meclis dışından seçilecek ya da bakan olarak atanan milletvekilinin TBMM'deki vekilliği düşecektir. Yasama ile yürütme birbirinden tamamen ayrılacaktır.

MADDE 11: Cumhurbaşkanı’na ve TBMM’ye, seçimleri karşılıklı yenileme yetkisi tanınıyor. İki seçim aynı anda yenilendiği için, tek taraflı seçimlerin yenilenmesi söz konusu olamıyor.  Cumhurbaşkanı seçimleri yenilerse kendi süresini de kısaltmış oluyor. Cumhurbaşkanına sadece ikinci dönemindeyse ve meclis tarafından seçimler yenilenmişse, bir kez daha aday olma hakkı tanınıyor. Birlikte seçimlerin yenilemesi, kriz potansiyelini büyütmemenin ve uzlaşma arayışının güvencesi oluyor.  Cumhurbaşkanı seçimleri 5 yılda bir, milletvekilleri Seçimleri 4 yılda bir ayrı ayrı günlerde yapılmaktadır. Cumhurbaşkanı belirli şartlarda genel seçim kararı alabilirken meclis salt çoğunluk ile erken seçim kararı alabiliyor. Meclis cumhurbaşkanlığı seçimi ile ilgili herhangi bir tasarrufta bulunamamaktadır. Hükümet ve meclis kuvvetler ayrılığı ilkesi gereği yasama ve yürütme faaliyetlerini birbirinden bağımsız icraa etmektedir. Uzlaşma ve uyumun sağlanabilmesi için seçimler aynı günde yapılmaktadır. Buna rağmen sistemin bir krizle karşı karşıya kalmaması durumunda cumhurbaşkanı ve meclise seçimleri karşılıklı yenileme yetkisi tanınmıştır.  Seçimleri yenileme kararı "fesih" anlamına gelmez ve karşılıklı tanınmış bir yetkidir. Cumhurbaşkanı seçim kararı alabiliyor. Aynı şekilde Meclis de beşte üç çoğunlukla(360) seçim kararı alabiliyor. Cumhurbaşkanı seçimlerin yenilenmesine karar verdiği takdirde kendi görevi de sona erer ve TBMM ile Cumhurbaşkanlığı seçimleri birlikte yapılır. Hakkında soruşturma açılmasına karar verilen Cumhurbaşkanı seçim kararı alamaz. Bu düzenleme esasen uzlaşma ve uyum getiriyor, Birlikte erken seçim, sistem krizini önlüyor ve uzlaşma arayışının güvencesi oluyor.

MADDE 12: Olağanüstü hal, 15 Temmuz hain darbe girişiminin sonuçları ve terör tehditleri de göz önüne alınarak, yeniden tanımlanıyor. OHAL ilanı yetkisi, yürütmenin başı olduğu için cumhurbaşkanına aktarılıyor. Cumhurbaşkanı OHAL ilanını ve OHAL kararnamelerini meclisin onayına sunuyor. Meclisin OHAL’i uzatma, kısaltma ya da kaldırma yetkisi bulunuyor. Meclisin bu konudaki denetleme gücü ve sorumluluğu ön plana çıkıyor. Olağanüstü hali gerektirecek şartların varlığı durumunda. Cumhurbaşkanı başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu, yurdun bir veya birden fazla bölgesinde veya bütününde süresi altı ayı geçmemek üzere olağanüstü hal ilân edebilir. Olağanüstü hal ilânını gerektiren hallerden daha vahim durumlarda Cumhurbaşkanı başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu, Millî Güvenlik Kurulunun da görüşünü aldıktan sonra, süresi altı ayı aşmamak üzere yurdun bir veya birden fazla bölgesinde veya bütününde sıkı yönetim ilan edebilir.  Olağanüstü hal ilanı salgın hastalıklar, ağır ekonomik bunalım, anayasal düzene karşı şiddet olaylarının varlığı durumunda anayasal düzeni korumak amacıyla devlet yönetiminin aldığı tedbirler bütünüdür. Bu bakımdan OHAL ilanı ve OHAL yönetimi şartları yeni sisteme göre tekrardan düzenlenmesi ve meclisin denetim gücü ve sorumluluğunun arttırılması gerekmektedir. Mevcut sistemde Bakanlar Kurulu'nun yetki alanında olan OHAL ilan etme kararı yeni sistemde direkt olarak Cumhurbaşkanlığına veriliyor. OHAL ilanı aynı gün Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin onayına sunuluyor. TBMM' nin istediği takdirde OHAL'İ uzatma, kısaltma ya da kaldırma yetkisi bulunuyor. Bu dönemde çıkan kararnameler üç ay içinde meclis tarafından onaylanmaz ise hükümsüz kalıyor. Cumhurbaşkanı OHAL ilanını ve OHAL kararnamelerini Meclisin onayına sunduğu, Meclisin OHAL'İ uzatma, kısaltma ya da kaldırma yetkisi de olduğu için. Meclisin bu konudaki denetleme gücü ve sorumluluğu ön plana çıkıyor. Seçim dönemi geldiğinde ülkede olağanüstü hal ilan edilmiş olsa dahi seçim süreci tamamen Yüksek Seçim Kurulu'nun denetiminde gerçekleşiyor. OHAL terörle mücadeleyi hedeflediği için güveni artırıyor. Vatandaş güvenli bir ortamda özgür iradesini sandığa yansıtıyor.

MADDE 13: Askeri yargı tümüyle kaldırılıyor. Sadece disiplin mahkemelerine izin veriliyor. Yargıda birlik geliyor, asker ve sivil ayrımı ortadan kalkıyor. Askerî yargı, askerî mahkemeler ve disiplin mahkemeleri tarafından yürütülür. Asker kişilerin; askerî olan suçları ile bunların asker kişiler aleyhine veya askerî mahallerde yahut askerlik hizmet ve görevleri ile ilgili olarak işledikleri suçlara ait davalara bakarlar.  Hukuk devletinin temel ilkelerinden bir tanesi hukuk önünde eşitliktir. Yani aynı suçu işlemiş kişiler tek bir hukuka ve eşit yargılama usullerine göre yargılanmasıdır. Sivil denetime kapalı askeri yargının varlığı, hukuk birliğini zedelemekte ve hukuk devleti ilkeleri ile çelişmektedir. Sivil denetime kapalı Askeri Yargıtay, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi kaldırılıyor. Uzun dönemler boyunca birer vesayet odağı olmuş ve vesayet sistemine hizmet eden askeri yargı tarih oluyor. Yargı tamamen sivilleşiyor ve yargıda birlik geliyor. Asker-sivil ayrımı kalkıyor. Vatandaşlarımızın hepsi aynı yargı kurumlarına tabi oluyor.

MADDE 14: HSYK’nın yapısı ve seçim yöntemi değişiyor, adı hakimler ve savcılar kurulu (HSK) oluyor. HSK’nın 4 üyesi cumhurbaşkanı,7 üyesi de TBMM tarafından seçiliyor. Üye seçiminde meclis iradesine ağırlık veriliyor. Hakimler kararlarını millet adına alırken, savcılar soruşturmalarını kamu adına takip eder. Hakimler ve Savcılar Kurulu'nun üyelerinin seçimin kapalı bir sistem olması demokratik meşruiyeti engellemektedir. Ayrıca milli iradenin etkisine kapalı bir seçim sistemine sahip Kurula art niyetli illegal örgütlerin etki etmesi ve yargıyı istekleri doğrultusunda yönlendirmesi çok kolaydır. Kurul üyelerinin çoğunluğunu, millet tarafından seçilen cumhurbaşkanı ve yine millet tarafından seçilen meclisin seçilmesi ile demokratik meşruiyet güçlendiriliyor. Yargı kurumu üyeleri arasında seçime' dönük rekabet ve gruplaşma son buluyor, milletvekillerinin iradesi öncelik kazanıyor  Yeni düzenlemeyle FETÖ tipi yapılanmaların HSK'ya etki etme imkanı ortadan kaldırılıyor.

MADDE 15: Bütçe kanunu teklifini hazırlayıp TBMM’ye sunma yetkisi cumhurbaşkanına veriliyor. Cumhurbaşkanının TBMM’ye kanun sunma yetkisi bütçe kanunuyla sınırlandırılmış oluyor. Bütçe kanunu mecliste görüşülüp karara bağlanıyor. Bütçe kanunu mecliste onaylanmazsa, hükümet bütçesiz kalmasın diye, öncelikle geçici bütçe yapılıyor. Bu da olmaz ise yenisi kabul edilene kadar, bir önceki yılın bütçesi yeniden değerleme oranına göre artırılarak yürürlüğe konuluyor. Bakanlar Kurulu, merkezi yönetim bütçe tasarısı ile millî bütçe tahminlerini gösteren raporu Türkiye Büyük Millet Meclisine sunar. Dünyadaki bütün uygulamalarda bütçe tasarısını yürütme hazırlamakta ve meclis onayına sunmaktadır. Cumhurbaşkanlığı sisteminde bütçe teklifi yürütmenin başı Cumhurbaşkanlığı tarafından hazırlanıp, meclise sunulacaktır. Siyasi tarihimiz bütçe oylaması nedeniyle düşen hükümetler ve siyasi krizler içermektedir. İstikrârın devamlılığını sağlamak için bir önceki yılın bütçesinin yeniden değerleme oranına göre artırılarak yürürlüğe konulması siyasi ve ekonomik krizlerin önüne geçecektir. Bütçe Kanunu ile Kesin Hesap Kanunu aynı maddede birleştiriliyor, mecliste birlikte görüşülüp karara bağlanıyor. Bütçe kanunu mecliste onaylanmazsa, öncelikle geçici bütçe hazırlanıyor. Bu da olmazsa, bir önceki yılın bütçesi yeniden değerleme oranına göre artırılarak yürürlüğe konuyor.  Böylece bütçe ile ilgili nihai karar Meclise ait oluyor. Bütçe oylamasından kaynaklı siyasi ve ekonomik krizler tarih oluyor.

MADDE 16: Silahlı kuvvetler devlet denetleme Kurulu’nun işleyişi içine alınıyor. Jandarma genel komutanı MGK üyesi olmaktan çıkıyor. Sıkıyönetim uygulaması tarih oluyor. 1982 Anayasası bir "darbe" anayasasıdır ve anayasanın yapım sürecine sivil inisiyatif ve siyasi partiler dahil edilmemiştir. 82 Anayasası devlet yönetiminde askeri unsurlara geniş yer vermekte ve askeri yapıyı yargı denetimine dahil tutmamaktadır. 1982 Anayasasında Askeri vesayete zemin hazırlayan maddelerin kaldırılarak Anayasanın sivilleşmesi ve demokratikleşmesi amaçlanmaktadır. Türk Silahlı Kuvvetleri tamamen devlet denetimi içerisine dahil edilerek, askeri unsurların devlet denetiminde bulunması anayasal garanti altına alınıyor. Milli Güvenlik Kurulu'nda sivil iradenin ağırlığı artıyor. Kriz zamanlarında askeri personelin idaresini öngören sıkıyönetim uygulaması son buluyor.

MADDE 17: Geçici maddeler cumhurbaşkanlığı ve meclis seçimleri 3.11.2019 tarihinde yapılacak. Cumhurbaşkanı ve meclis bu tarihe kadar görevine devam edecek. Halkoylamasından kabul sonucu çıkarsa, 6 ay içinde meclis gerekli kanuni düzenlemeleri yapacak ve yeni içtüzüğü çıkartacak. HSK üyeleri 30 gün içinde seçilecek ve kırkıncı günün ardından göreve başlayacak.

MADDE 18: Geçici maddeler Bu değişiklik paketindeki kimi hükümler ilk seçimlerin yapıldığı tarihte, kimileri ise seçim takviminin başladığı tarihte yürürlüğe giriyor. Cumhurbaşkanı, anayasa değişikliği Resmi Gazete'de yayınlanır yayınlanmaz partili olabiliyor.”