Sinoplu'dan 'hayır' açıklaması
'Yetkiler tek kişide toplanıyor'
Nurdan Eroğlu
Saadet Partisi İl Başkan Yardımcısı Yaşar Sinoplu, 16 Nisan’da yapılacak anayasa değişikliği referandumunda partisinin neden ‘hayır’ dediğini açıkladı. Sinoplu, bu anayasa değişikliğiyle Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin (TBMM) saygınlığının gittiğini ve yönetimin tek kişinin elinde toplandığını söyledi. Ayrıca AK Parti Bartın Milletvekili Yılmaz Tunç’a da seslenen Sinoplu, Tunç’un koalisyon dönemleriyle ilgili eleştirilerine Refah-Yol koalisyonu dönemini hatırlatarak cevap verdi.
Saadet Partisi İl Başkan Yardımcısı Yaşar Sinoplu, 16 Nisan’da yapılacak anayasa değişikliği referandumunda partisinin neden ‘hayır’ dediğini açıkladı. Referandum öncesinde çok ağır cümlelerin söylendiğini ifade eden Sinoplu, “Sayın Başbakanımız, milletvekillerimiz ve Sayın Cumhurbaşkanımız anayasa değişikliği referandumu öncesinde çok ağır cümleler söylüyorlar. ‘Hayır’ diyenler PKK ile eş değer tutuluyor. Biz buna üzülüyoruz. Genel Başkanımız Temel Karamanoğlu neden ‘hayır’ dediğimizi açıklıyor. Ama yetmiyor. Yetmediğinden dolayı bizlerde partimizin bir yetkilisi ve mensubu olarak bazı şeyleri açıklamak mecburiyetindeyiz. Saadet Partisi olarak niçin ‘hayır’ dediğimizi belgeler halinde kamuoyuna duyuruyoruz” dedi.
“NEDEN ‘HAYIR’ DEDİĞİMİZ 5-10 YIL SONRA ANLAŞILACAK”
Saadet Partisi’nin bu referandumda neden ‘hayır’ dediğinin daha sonra anlaşılacağını dile getiren Yaşar Sinoplu açıklamalarına şu şekilde devam etti:
“Avrupa Birliği’ne, Ergenekon’a, Irak Savaşı’na, Arap Baharına, NATO’nun Libya’ya müdahalesine, Suriye’ye müdahaleye, Büyük İsrail Projesine, İsrail’le anlaşmaya, ABD ve batıya, üstlerimizin ABD’nin kullanımına açılmasına, 40 yıldır FETÖ’ya ‘hayır’ dedik. Rahmetli Genel Başkanımız Erbakan Hoca, katıldığı bir televizyon programında FETÖ için “Bunların palazlanması Özal döneminde ve AKP döneminde olmuştur. Bunlarla ilişkisi olmayan tek parti Milli Görüş partileridir” dedi. Şimdi de bu anayasa değişikliğine ‘hayır’ diyoruz. Ama nedense insanlar bizim niçin ‘hayır’ dediğimizi 5-10 yıl sonra anlıyor.
“EKONOMİK OLARAK TEPETAKLAK OLDUK”
AKP ‘batı medeniyeti’ dedi, biz ‘hayır’ dedik. AKP ‘Amerika, Avrupa’ dedi, biz ‘hayır’ dedik. AKP Arap Baharına uydu, biz ‘hayır’ dedik. AKP’nin Irak, Suriye, Libya, Mısır politikasına ‘hayır’ dedik. Sanayi politikasına ‘hayır’ dedik. Hocamız bu konuda diyor ki “Bakın eğer gün gelirde Suriye’ye girme kalkışması varsa bilin ki ideallerinde Türkiye vardır.” 2005-2006 yılları arasında Amerika Dış İşleri Bakanı Condoleezza Rice halkı “Müslüman olan harika 22 ülkenin harita ve rejimleri değişecek” demişti. Ve bunun içinde Türkiye’de var. Şimdi bütün gayeleri Irak’la İran’ın savaşması gibi Türkiye ile İran’ı savaştırmak. Bu sebepten dolayı AKP yöneticilerine “Dost kim düşman kim bilelim. Biz sizi seviyoruz” diyoruz. 14 yıldır neler yapıldığını Genel Başkanımız açıkladı. Japonya, Güney Kore, Çin bütün bunlar şaha kalktılar. Maalesef biz ekonomik olarak tepetaklak olduk.
SİNOPLU TUNÇ’A SESLENDİ
Biz belgeler ve bilgilerle konuşuyoruz. Türkiye’nin 750 milyar dolar borcunun olduğu söyleniyor. Ama bu borcun 1 trilyon olduğunu biz biliyoruz. Eğer bu böyle değilse ben siyasi hayatımı noktalarım. Ben bilgi ve belgeler olmadan konuşmayan bir kardeşiniz olarak iddia ediyorum ki bizim 1trilyon dolar borcumuz var. Milletvekilimiz Yılmaz Tunç kardeşimiz gittiği köylerde Türkiye’nin koalisyonlar döneminde kaybettiğini, şu kadar zamanda 65 hükümet değiştiğini söylüyormuş. Yılmaz Bey’i seviyorum. Kendisine gazeteniz aracılığıyla sesleniyorum. Sen hukukçusun. Ağzında iyi laf yapıyor. Buraya gönderildin ve Bartın seni 3 dönemdir milletvekili olarak seçti. Türkiye Cumhuriyetinin bir vatandaşı olarak Bartın halkı da seni seçtiğine göre biz vekilimiz olarak sana saygı duyuyoruz. Ama bir de sizin saygı duymanız lazım. Neye biliyor musun? 11 aylık bir Refah-Yol dönemi var. O Refah-Yol dönemini eğer önünüze getirirseniz gözleriniz kamaşır, okuyacağınız yazıyı da göremezsiniz. “At sahibine göre kişner” deniz 1973-74 dönemlerinde hükümete ortak oluyoruz sanayiyi kuruyoruz. 1996 yılına geliyoruz devasa hizmetler yapıyoruz. Millet “Allah razı olsun” diyor.
“ÜLKE ZARAR GÖRMEDEN BİR KERE DAHA BİZİ ANLAYIN”
Gerçi “Allah razı olsun diyor” ama oyunu da yine televizyonlarda gördüğü AKP, MHP, CHP ve HDP’ye veriyor. “İstemeye istemeye gene buna veriyorum” diyor. Bu yüzden karşı çıktığımız bu 18 maddelik anayasa değişikliğine dönersem Meclisin saygınlığı gidiyor. Yetkiler tek kişi de toplanıyor. Biz Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ı seviyoruz. O bizim siyasi kardeşimiz. Yani bizden ayrıldılar. Yuvadan uçtular gittiler. Onlar için de “Allah hayırlı hizmetler yapmayı nasip eylesin” dedik. İlk 4 yılda bizden kalanları “Baba malını satan evlat” gibi harcadılar. Şimdi satacak hiçbir şey kalmadığı için dünyada bize para vermediğinden dolayı geçen hafta ipotek modelini uygulamaya soktular. Biz AKP’nin eğitim, faiz, ahlak ve terör politikasına da ‘hayır’ diyoruz. Ama bunlar bizi iş işten geçtikten sonra anlıyorlar. Biz de bu sefer “Çok geç olmadan, ülke zarar görmeden” ülke zarar görmeden bir kere daha bizi anlayın diyoruz.
“HALKIN KARARINA SAYGI DUYUYORUZ”
Biz sizleri seviyoruz. Halkın kararına da saygı duyuyoruz. 1897’de hain devletlerin o zamanki yöneticileri bir karar alıyorlar. Birincisi, Osmanlı’nın sultanı Sultan Abulhamit tahtan indirilecek. İkincisi, ülke bölünüp, parçalanacak. Üçüncüsü, din ortadan kaldırılacak. Dini ortadan kaldırmaya güçleri yetmez ama gençlerimizi de dinden uzaklaştırdılar. İşte biz yeniden ayağa kalmak için Cumhurbaşkanımıza, Başbakanımıza, milletvekillerimize sesleniyoruz. Ülkenize sahip çıkın. 4 milyona yakın mülteciyi ülkemizde barındırıyoruz. Libya, Mısır, Afganistan, Çeçenistan’daki gibi bizim ülkemizde de bir kalkışma olursa 15 Temmuz’daki kalkışmayı imanımızla durdurduk ama bu her zaman böyle olmaz. Hain güçlerin Türkiye’ye biçtiği elbise şu; işsiz bırakacaksın. Aç bıkacaksın. Borca esir edeceksin. 1897’de “Türkiye’yi ekonomik anlamda borçlandıracaksınız. Halkı da kendi kendine borçlandıracaksınız” diyorlar. Ondan sonra insanların tek düşündüğü şey geçinmek olur. Bugün de böyle. İnsanların aldığı para ev kirası, şunun bunun faturası derken birinci günden bitiyor. Sonra insanı bir kasvet alıyor. İşte bunu bilen hain güçler bu oyunları oynadılar.
“BÜTÇEDE 47 MİLYAR TL AÇIK VAR”
Biz milletimiz bize oy vermediği halde ki bize AK Parti’ye verdiği oyu versin Allah’ın izniyle dünyayı titretecek güce sahibiz. Ülkemizde büyün kaynaklar yerin altında çil çil duruyor. Ama üretime geldi mi hiçbir şey yok. Bu oyunu bozacak olan Milli Görüşün Saadet Partisi kadroları olarak bunu canla başla anlatmaya devam ediyoruz. Bütçede 47 milyar TL açık var. Faize 17 milyar TL ödüyoruz. Buna can mı dayanır? İnsanlar yolda yürürken kendi kendine konuşuyor. Her yıl üniversitelerimizden evlatlarımız mezun oluyor. Her yıl 800 bin mezun veriyoruz. Bunun yüzde 10’nu iş bulabiliyor. Diğerleri amiyane halk tabiriyle kaldırım mühendisi. Ey! hükümet idarecileri siz bu okumuş, devlete ve millete yön verecek gençleri kaldırım mühendisi yapamazsınız. Her ile üniversite açtık diye övünüyoruz. Ama bu gençlerin iş sahaları nerde?
“ÜRETİM EKONOMİSİNE ‘VARIZ’”
Bütün hayırları bir araya topladığımız zaman bu ülkenin tüketim ekonomisine de ‘hayır’ diyoruz. Üretim ekonomisine ‘varız’ diyoruz. Gidişat çok kötü. Felaket tellallığı yapmıyoruz. Kim gelirse gelsin biz bilgi ve belge vermeye hazırız. Başta Türkiye Cumhuriyeti yok. Hainler tıpkı Filistin’e yaptığı gibi bu ülkeyi parçalamak için çalışıyorlar. Biz de onlara seyirci gibi bakıyoruz. Bu yüce milletim doğru karar verişe ‘hayır’ çıkmasını temenni ediyoruz. Öyle HDP, CHP ‘hayır’ dedi diye biz ‘hayır’ demiyoruz. Biz Allah rızası için hayır diyoruz. Bizim hayırımızla diğerleri arasındaki fark Ramazan’da Allah rızası için oruç tutan ve bunun için aç kalanla zayıflamak için diyet yapan ve bunun için aç kalan arasındaki fark kadar fark var. “Fark varsa Saadet var” diyoruz.”