Platform, Lavvar Tesisi için harekete geçti

Bartın Paltformu, Hattat Enerji ve Maden A.Ş (HEMA) tarafından Amasra Tarlaağzı ve Gömü Köylerine yapılmak istenen Lavvar Tesisi için Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca verilen Bakanlığı'ndan 'ÇED Gerekli Değildir' kararının iptali için Zonguldak İdare Mahkemesi'ne dava açtı. Platform Avukatı Engin Uzun, Tarlaağzı ve Gömü köyleri sakinleri dahil Bartın-Amasra halkını temsilen 300 davacı dilekçesini Amasra Adliyesi Yazı İşleri Müdürlüğü'ne teslim etti.

Platform, Lavvar Tesisi için harekete geçti

 

Bartın Paltformu, Hattat Enerji ve Maden A.Ş (HEMA) tarafından Amasra Tarlaağzı ve Gömü Köylerine yapılmak istenen Lavvar Tesisi için Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca verilen Bakanlığı’ndan “ÇED Gerekli Değildir” kararının iptali için Zonguldak İdare Mahkemesi’ne dava açtı. Avukat Engin Uzun’un Tarlaağzı ve Gömü köyleri sakinleri dahil Bartın-Amasra halkını temsilen 300 davacı dilekçesini Zonguldak İdare Mahkemesi’ne gönderilmek üzere Amasra Adliyesi Yazı İşleri Müdürlüğü’ne teslim  ettiğini kaydeden Platform, konuyla ilgili şu açıklamayı yaptı:

“Amasra’da termik santral kurmak isteyen Hattat Holding, Bartın-Amasra halkının kararlı mücadelesi ve açmış olduğu davalar sonucu, termik santral işi çıkmaza girince, zaman kazanmak için bu sefer de “Ben termik santral yapmayacağım, kömür çıkaracağım” demeye başlamış. Bununla da yetinmemiş, ocaktan çıkacak kömürü yıkayıp kalorisini yükseltecek Lavvar Tesisi için Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’ndan “ÇED Gerekli Değildir” iznini bile almış. Şimdi biz Hattat’a nasıl inanalım? Daha düne kadar “Ben kömürcü değilim, ben sanayici Hattat’ın, ben Amasra’ya termik santral kurmaya geldim” diyen Mehmet Hattat’ın ta kendisi değil miydi?

“Aldığı destekleri devam ettirebilmek için kömür çıkaracağını iddia ediyor”

Bizler Bartın-Amasra halkını temsilen 2002 davacı ile açtığımız davalarda;

-Hema Termik Santral ÇED olumlu kararını,

 -Termik santrale kömür getirilecek Hema dolgu ve rıhtım alanı (liman) ÇED olumlu kararını, -Lavvar ÇED gerekli değil kararı ile Lavvar ÇED olumlu kararlarını,

-1/100 bin, 1/25 bin, 1/5bin ve 1/bin ölçekli termik santrale yer veren Çevre Düzeni Plan ve uygulama imar planı değişikliklerini,

-Bartın Mahalli Çevre Kurulu’nun termik santral kül sahası olarak ayrılması için onlarca hektar ormanı yok edecek şekilde verdiği kararı,

-ve en son Hattat Holding’in Amasra’da termik santral kurup elektrik üretmesine izin veren enerji üretim lisansını mahkemelerde iptal ettirdikten sonra, Hattat ne yapsın, Amasra’da tutunmak ve şu ana kadar politikacı ve bürokratlarla kurduğu işbirliği sayesinde devletten aldığı destekleri devam ettirebilmek için, önce bir Çinli ortak hikayesi uydurdu, şimdi de Amasra B sahasından kendi başına taşkömürü çıkaracağını ve bu kömürü lavvar işleminden geçirdikten sonra çevredeki termik santrallere satacağını iddia ediyor.

“Lavvar tesisinin proje ömrü nasıl bir yıl olabilir?”

Bakanlık tarafından “ÇED Gerekli Değildir” kararı verilen Lavvar ÇED’ine baktığımızda, proje ömrünün sadece 1 yıl, yanlış okumadınız, sadece 1 yıl olduğu yazıyor. Aynı başvuruda 2045 yılına kadar 56 milyon ton işletilebilir rezervin tüvenan olarak çıkarılacağı ve yıkama işleminden sonra 43.5 milyon ton satılabilir kömür elde edileceği yazarken, 23 yıl boyunca çalışacak olan ve 56 milyon ton kömür işleyecek olan lavvar tesisinin ömrü projede sadece 1 yıl olarak veriliyor. En azından 2045 yılına kadar çalışacak bir maden tesisinde lavvar tesisinin proje ömrü nasıl bir yıl olabilir Sayın yetkililer?

“Hileli bir başvuru olduğu açıkça belli”        

Hileli bir başvuru olduğu açıkça belli olan bir başvuruya siz nasıl “ÇED Gerekli Değildir” kararı verebilirsiniz Sayın yetkililer? Proje ömrünün neden sadece 1 yıl olduğu da ÇED başvurusunun bir başka yerinde yazıyor. Deniyorki, lavvar artığı olacak olan pasa ve şistin yörede depolanacağı tek yer var, o da devlet ormanları. Bu çerçevede Orman Genel Müdürlüğü de şirkete bu işlem için sadece 53 bin 574 metrekare orman alanı tahsis edebileceğini bildirmiş. Yani 53,5 dönüm ya da 5,4 hektar orman tahsis edebilirmiş genel müdürlük. İşe bakın ki, bu lavvar tesisinde oluşacak bir yıllık 384 bin 192 ton miktarındaki pasa/şist atığının depolanması için de, tam da tahsis edilebilen orman alanı kadar, yani 5,4 hektar/yıl alan gerekiyor. Diğer taraftan maden ocağının işletme süresi boyunca 56 milyon ton tüvenan kömürün, lavvar işleminden geçirildikten sonra 43,5 milyon’a düşeceğine ve geri kalan 12,5 milyon ton pasa/şist atığı olarak depolanacağına göre, gerçek proje süresince şist ve pasa atığı için, bir yıllık hesaplanan orman alanının 32,5 katı alan gereklidir. Bu da; proje süresince 32,5 X 5,4 hektar = 175,5 hektar, yani 1755 dönüm ve yani 1 milyon 755 bin metrekare orman alanının yok edileceği anlamına geliyor.

“Bakanlık bürokratları bu hileyi görmemezlikten gelmiştir”

İşte Hattat Holding bu gerçeği saklamak için, lavvar tesisinin ömrünü sadece bir yıllık olarak göstermiş ve bakanlık bürokratları da bu hileyi görmemezlikten gelmiştir. Bu oyun tutmayacak, çünkü 2005 yılından beri bu şirket buna benzer birçok hileye başvurmaya kalkmış, fakat bunların hiçbirini Bartın-Amasra halkına inandıramamış, hatta halk bunlara inanmamakla kalmamış, bu hileleri ortaya çıkaran toplumsal ve hukuksal mücadeleyi Bartın Platformu çatısı altında birlikte yapmıştır. Avukatımız Engin Uzun, bu hukuksuz “ÇED Gerekli Değildir” kararının iptali için, Bartın-Amasra halkını temsilen 300 davacılı dilekçesini Zonguldak İdare Mahkemesi’ne gönderilmek üzere Amasra Adliyesi Yazı İşleri Müdürlüğü’ne teslim etmiştir. Davacıların çoğunluğu bu tesisin yapılmak istendiği Tarlaağzı ve Gömü köyleri sakinleridir.

“Dosya şu anda bakanlık raflarında bekletilmekte”

Bizlere Hattat termik santral yapımından vazgeçti, sadece kömür çıkaracak diyenlere de şunu söyleyebiliriz. Hattat, yukarıda kazandığımızı belirttiğimiz termik santralle ilgili davaların çoğuna müdahil olarak itiraz etmiş ve iptal edilmeleri için temyiz yolunu seçmiştir. Temyiz başvuruları nedeniyle bu davaların bir kısmı üst mahkemelerde devam etmektedir. Diğer yandan Hattat Holding, Hema Termik Santrali ÇED olumlu kararının 2019 yılında iptal edilmesinden hemen sonra aynı yıl içinde aynı yerde yeni bir termik santral kurmak için Çevre Şehircilik ve İklim Bakanlığı’na yeni bir termik santral ÇED başvurusunda bulunmuş ve Bakanlık da bu başvuruyu kabul etmiş ve ÇED sürecini başlatmıştır. Daha sonra bizlerin kazandığı yeni davalar gündeme gelince bu ÇED süreci 4 Şubat 2021 tarihinde bakanlık tarafından durdurulup, ÇED dosyası rafa kaldırılmıştır. Fakat bu dosya sona erdirilmemiştir. Dosya şu anda bakanlık raflarında bekletilmektedir.

“Termik santral kurmak için yapılmış başvuru devam ediyor”

Termik santral kurmak için yapılmış bu başvuru devam ederken ve Hattat’ın ben termik santral yapmaktan vazgeçtim, bütün başvurularımı geri çekiyorum şeklinde bir açıklaması olmadıktan sonra, bizlerin “Hattat termik santral kurmaktan vazgeçti, sadece kömür çıkaracakmış” diye kendimizi kandırmamızı kimse beklemesin. Kaldı ki, platformumuz ve platform birleşenlerinden Bartın Belediye Başkanı Cemal Akın, Amasra Belediye Başkanı Recai Çakır ve Genel Maden İş Sendikası’nın o zamanki şube başkanı Ertan Kaya’nın üç yıl önce 4 Aralık 2019 Dünya Madenciler Günü’nde yapmış oldukları açıklamalarda; Hattat’ın Amasra B sahasındaki taşkömürü’nü 14 yıl boyunca bir kilogram çıkaramadığı (şu an 17 yıl oldu), Hattat’ın gerçek niyetinin kömür çıkarmak değil, termik santral kurmak olduğu, bu süreç için kömür çıkaramamış olduğu için Türkiye Taşkömürü Kurumuna (TTK) ödemesi gereken yüklü miktarda tazminatı ödenmekten kaçındığı, bu nedenle devlet tarafından Amasra B sahasında Hattat Holding’le yapılmış olan Rödovans Sözleşmesi’nin sona erdirilerek bu sahanın TTK tarafından işletilmeye başlanması, böylece yöredeki daha çok sayıda işsiz gencimize, daha iyi koşullarda, daha yüksek ücretli ve iş güvenliğine sahip bir ortamda çalışabilecekleri bir çalışma ortamı sağlanabileceğini açıklamıştık. Biz hala aynı noktadayız. Devlete çağrımız; Termikçi Hattat gidecek, Amasra B sahasını TTK işletecek, gençlerimiz daha iyi koşullarda iş sahibi olacak ve böylece yöre insanın ortak hazinesi taşkömürü gerçek değerini bulacak.”