Eğitim-İş 'Gelir dağılımındaki eşitsizlik derinleşti'
1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü dolayısıyla açıklamada bulunan Eğitim-İş Bartın Temsilcisi Fikret Yılmaz, 'En büyük salgın vahşi kapitalizm. Tedavisi de emekçilerin birliğidir' dedi.
Eğitim-İş Bartın Temsilcisi Fikret Yılmaz, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü dolayısıyla açıklamada bulundu. Koronavirüs salığını dolayısıyla 1 Mayıs’ın tarihte ilk kez kitleler halinde alanlarda kutlanamayacağını ifade eden Yılmaz, “İşçi sınıfının haftanın 6 günü 12 saat çalıştırılmasına karşı haftada 5 gün, günde 8 saat çalışma talebiyle ABD’de başlattığı grev ve eylemlerde yüzlerce işçinin işten atılma ve öldürülme pahasına ırk ve din ayrımı gözetmeksizin burjuvaziye karşı gösterdikleri sınıf dayanışması II. Enternasyonal’ın kararıyla 1890 yılından bu yana 1 Mayıs “Uluslararası İşçi Sınıfının Birlik Mücadele ve Dayanışma Günü” olarak kutlanmaktadır. Bu yıl 1 Mayıs Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü’nü, COVID-19 salgınının dünya çapında yarattığı yıkıcı etkilerle karşılıyoruz. Tarihte ilk kez dünya emekçileri 1 Mayıs’ı kitleler halinde alanlarda kutlayamayacak. Ancak eşit, özgür ve insanca bir yaşam için, hakça bir paylaşım için tek ses, tek yürek olacaklar” dedi.
“Ekonomik tablo daha da ağırlaştı”
Salgın dolayısıyla ülkemizde ortaya çıkan ekonomik tablonun işçiler için daha da ağırlaştığını ifade eden Yılmaz şöyle devam etti:
“Salgın nedeniyle zor zamanlar yaşayan ülkemizde, ekonomik tablo emekçiler için daha da ağırlaşmış gelir dağılımındaki eşitsizlik daha da derinleşmiştir. Sosyal güvenceden yoksun ve günlük ücretlerle çalışanlara, hizmet sektöründe emek verenlere, 65 yaş üstü olduğu halde evini geçindirmek için çalışmak zorunda olanlara, küçük esnafa, işsize merhem olacak bir paket açıklamayan hükümet, sermaye yanlısı politikalarıyla emekçilerin haklarını daha da budamıştır. Salgını bile işverenler açısından fırsata çeviren iktidar, ücretsiz izin dayatmasıyla işçileri bin 168 TL ile yaşamaya mahkum etmek istemektedir.
“İşçiler sağlıksız koşullarda çalışmaya mecbur bırakıldı”
Yüz binlerce emekçi, hayatını devam ettirebilmek adına salgın tehlikesine rağmen sağlıksız koşullarda çalışmaya mecbur bırakılmıştır. Milyonlarca insan işsiz ve yoksul kalma riskiyle karşı karşıyayken, doğalgaz, elektrik, su gibi KDV’li yüksek faturalar halkın sırtına bindirilmeye, bankalar tüketici kredilerinden ve kredi kartlarından faiz almaya devam etmektedir. Bugün gelinen noktada; Siyasi iktidar, sosyal devlet ilkesinin gereklerini bir an önce yerine getirmeli, halkın sağlığını, işini korumak için tüm kaynaklar adil ve doğru bir şekilde kullanılmalı, herkesin güvenle, tüm ihtiyaçları karşılanarak evlerinde kalabilmeleri için gerekli tüm şartlar sağlanmalı, zorunlu ve acil işler dışındaki tüm işler durdurulmalı, kredi borçları faiz işletilmeden ertelenmeli, elektrik, su, doğalgaz faturaları devlet tarafından karşılanmalı ve salgın süresince işten çıkarmalar yasaklanmalı, tüm çalışanlara ücretli izin verilmeli, küçük esnaf ve çiftçi desteklenmelidir.
“Hakça bir paylaşım düzeni kurulmalı”
Eşit, özgür ve insanca bir yaşam için hakça bir paylaşım düzeni kurulmalıdır. Emeğin sömürülmesi düzenine, emekçilerin “Birlik, mücadele ve dayanışma” ruhuyla karşı koyulacağına inanıyoruz. Bütün emekçiler temel hakları ve ekonomik talepleri için birleştiğinde, daha adil ve özgür bir dünyanın kurulacağını, emeğimizi sömürenlerin ise “bir daha geri dönmemek üzere yıkılıp gideceklerini” ve “bu güzelim memlekette hürriyetin en şanlı elbisesiyle elini kolunu sallaya sallaya dolaşacağını” biliyoruz. Birliğimizi, dayanışmamızı ve mücadelemizi göstermek için bu yıl iş yerlerimizin ve evlerimizin balkonlarını, pencerelerini taleplerimizi gösteren afişler ve pankartlarla donatalım, 1 Mayıs marşını hep bir ağızdan söyleyelim. Salgın koşullarına rağmen balkonlardan birbirimizle kuracağımız gönül köprüsüyle, bu düzenin böyle gitmeyeceğini haykıralım! Yaşasın Birlik Mücadele ve Dayanışma Günü Yaşasın 1 Mayıs!”