Yurtbay: 'Milli Görüş belediyeciliğini hakim kılacağız'

Saadet Partisi Bartın Teşkilatı, İl İstişare Toplantısında bir araya geldi. Toplantıda 31 Mart 2019’daki yerel seçim çalışmalarını değerlendiren Saadet Partisi İl Başkanı Ünal Yurtbay, tüm ilçe ve belde başkanlarıyla aday tespit süreci ve Türkiye’nin meseleleri hakkında fikir alışverişinde bulundu. Belediyelerin ehliyet ve liyakâte göre yönetilmesi gerektiğini ifade eden Ünal Yurtbay, “Belediyelerin ehliyet ve liyakâte göre yönetilmesi gerekir. Kimsenin hakkının yenmediği bir belediyecilik yapacağız. Kamu kaynaklarını yetim hakkını korur gibi koruyacağız. Şehirleri betona hapsetmeyeceğiz. Milli Görüş belediyeciliğini hakim kılacak bir anlayış ile seçim çalışması yürüteceğiz. En güçlü adayları tespit etmek için çalışmalarımız sürüyor. Seçimlerde bir ittifak olmayacak. Her yerde kendi adayımız ile seçime gireceğiz. Kamuoyunun takdir ile karşılayacağı isimler noktasında çalışıyoruz. Kamuoyu yoklamaları neticesinde çok güçlü bir isim çıkaracağız” dedi.

“Soğan stokçuluğu”

İç politikada ekonominin kanayan bir yara hale geldiğini kaydeden Ünal Yurtbay şöyle devam etti:

“İç politikada maalesef kanayan bir yaramız var, ekonomi. Malumunuz olduğu üzere geçen hafta iktidar ekonomiyi düzeltmek için son derece önemli bir karar aldı. Ekonomimize zarar veren ne kadar  soğan lobisi” varsa diz çöktürmek için kolları sıvadı. Depo depo soğan stoğu arıyorlar. Üreticinin kış ayı için sakladığı bir kamyon dahi gelmeyecek soğanı stokçulara ağır darbe diye millete anlatıyorlar. 30 ton soğan ele geçirmişler, en iyi ihtimalle ederi 150 bin liradır. Bugün Türkiye’de sadece 2018 yılında ödenecek olan dış borç faizi 9 Milyar dolar, 2017 bütçesinde faize ayrılan miktar ise 57.5 Milyar liradır. Çok açık ve net bir biçimde ifade etmek istiyorum. Bugün Türkiye’nin problemi soğanlar değil Türkiye’yi soyanlardır. Bugün Türkiye’nin problemi depocular değil, repoculardır. Yetkililer üreticimizi töhmet altında bırakıp üç kuruşluk malına göz dikmekten derhal vazgeçmelidirler.

“Esnaf kan ağlıyor”

Ne yazık ki içinde bulunduğumuz durum tam anlamıyla bir trajediye dönüşmüş durumda. Stokçuluk bahanesi ile hal esnafının depolarını basacağız diyen iktidara sormak istiyorum. Belediyelerde ve kamu kurumlarında, ihalelerde yolsuzluk yapanlar ve israf edenler de aynı şekilde denetlenecek mi? Yoksa yolsuzlukları belgeleyenleri görevden almaya devam mı edecek? Bu yapılan stokçuluk mücadelesi fiyatları düşürmek için mi? Yoksa tarımda ithalatın üstünü örtmek için mi? Enflasyonu düşürmek için rapor yayınlayanı görevden alıyorlar. Ürünlerin fiyatını düşürmek için üreticinin boğazını sıkıyorlar. Türkiye bu zihniyet ile daha fazla idare edilemez.

“Paramız eriyor”

Bugün gelinen noktada iktidar yaşanan ekonomik krize komik tedbirler almaktan başka bir şey yapamıyor. Çarşı, pazar her geçen gün daha da ateş pahası oluyor. Ürünlerin gramajı düşürülüyor, fiyatlar artıyor. Ne yazık ki Türkiye’nin bu ekonomi yönetimini taşıması mümkün gözükmüyor. Eğitimde en son sıralardayız. Adalette en son sıralardayız. Basın özgürlüğünde en son sıralardayız. Akademik kalitede ilk 500’e giremiyor durumdayız. Geldiğimiz noktada ne yazık ki alım gücünde de en son sıralara düşmüş durumdayız.

“Asgari ücret zammı”

Bugün ziraat odalarını ziyaret ediyoruz çiftçimiz kan ağlıyor. Esnaf ve Ticaret odalarını ziyaret ediyoruz sanayicimiz, işçimiz kan ağlıyor. İnsanlarımız ay sonunu getiremiyor. Önümüzdeki günlerde Asgari Ücret Tespit Komisyonu toplanacak. Biz şimdiden uyarılarımızı yapmak istiyoruz. Bugün Türkiye’de yoksulluk sınırı 6 bin 328 TL, Açlık sınırının ise 1972 TL’dir. Asgari ücret ile bu rakamlar arasındaki makas her geçen gün artmaktadır. Bizim bu konudaki önerimiz asgari ücrete enflasyon oranınca zam yapılması ve asgari ücretten vergi alınmamasıdır. Unutulmamalı ki göstermelik zamlar bugün insanımızın derdine derman olmayacaktır.

“Adalet her şeyin başı”

Türkiye’de kanayan bir başka yaramız ise adaletin zedelenmesidir. Daha önce defaatle dile getirdik. Adalet devletin temelidir, adalet olmadan olmaz! Lakin bugün Türkiye’de yüz binlerce mağdur ortaya çıktı. Bu insanların bir kısmı ile alakalı hapis cezaları verildi. Devam eden ve sonuçlanamayan davalar buna eklendiğinde, bu rakam on binleri bulacaktır. Lakin gel gelelim ki şuan iktidar partisinden belediye başkanı ve aday olan insanların FETÖ ile boy boy fotoğrafları ortaya çıkıyor. Buradan iktidara sesleniyorum “devlet küfr ile ayakta durur ama zulüm ile ayakta durmaz!”

Parası olanın, gücü olanın kurtulup belediye başkan adayı olduğu bir süreçte garibanın ezildiği bu davalar doğru değildir.”