Tahsin ÖTGÜÇ

ZAMAN VE SİHHAT BİRER NİMETTİR

Tahsin ÖTGÜÇ

Allah her şeyi insan için yaratmış ve hizmetine sunmuştur. İnsandan istenilen kendisine verilen her nimetin hakkını verme adına, onları gereği gibi değerlendirmesidir. Yaratanın kullarına verdiği nimetleri, arzu ettiği şekilde kullanıp kullanmamalarına ihtiyacı yoktur. İhtiyaç sahibi, insanın kendisidir. Kulun yaptığı hayır kendi lehine, işlediği şer kendi aleyhinedir. İnsan için zaman ve sıhhat bu cümledendir. Hakkı verilmezse doğuracağı zarar büyük olur. Peygamberimiz (sav) efendimiz,” İki nimet vardır ki, insanların pek çoğu bu nimetlerden bi haberdir. O iki nimet sıhhat ve boş vakittir” buyurmuştur. Riyazüssalihin. Darlık gelmeden boş vaktin, hastalık gelmeden sıhhatin kıymetini bilmek gerekir.

            Dünyaya baktığımızda, görünen tablo insanın yararına değil zararına işlemektedir. Meseleye İslam penceresinden baktığımız zaman, Müslümanların zaman ve sihhat nimetinin gereği gibi hakkını veremedikleri görülmektedir. Allah’a kulluğun gereğini ifa etmek, dünyayı da mamur etmek için zaman ve sıhhat nimetine ihtiyaç vardır. Zaman nimetini kullanırken akşamın işini sabaha bırakmadan her vaktin hakkını verme konusunda dikkatli olmak gerekir. Söylem ve eylemler önceden planlanarak icra edilmelidir. Neyin ne zaman yapılacağı programa alınmalı ve zaman ölçülü kullanılmalıdır. Vaatte bulunulurken, söz verilirken doğru hesap yapılmalı, insanlara karşı güve duygusu muhafaza edilmelidir. Boş vaatlerden, yerine getirilmesi mümkün olmayan sözlerden uzak durulması toplum yararı için büyük önem arz eder.

            Toplumda bireylerin birbirlerine güveni kalmamışsa, bunun sebebi zamanı boşuna harcama adına, insanlığın yararına olmayan söylem ve eylemlerle vakitlerin harcanmasıdır. Bu durum özellikle Müslümanların aleyhinedir. Zaman nimetini boşuna geçirmek israftır. İsraf ise, Haramdır. İnsan zaman nimetini iyi kullanıp kullanmadığından dolayı Allah karşı sorumludur. İnsan başıboş yaratılmadığı gibi, kendisine verilen nimetler de, bir gaye için verilmiştir. O gaye terktir, o da Allah’ı rızasına erişmektir. Halka hizmet, Hakka hizmettir, anlayışı önem arz eder. Peygamberimiz (sav) efendimiz,” İnsanların en hayırlısı, insanlara faydalı olandır” buyurmuştur. Riyazüssalihin. Demeki ki, insanı mutlu kılmak, Allah’ı memnun etmektir. Durum böyle olunca, insanları geleceğe güvenle bakmalarına mani olmamak lazım gelir. Şahsi menfaatleri, umumun menfaatlerine tercih etmemek, saygınlığı geliştirir.

            Sıhhatin korunması ve iyi değerlendirilmesi de zaman nimeti gibidir. Her şeyin başı sağlıktır. Sağlık olmayınca hiçbir şeyin olmayacağı aşikârdır. Dini ve dünyevi, işlerin doğru ve zamanında yapılabilmesi için sağlıklı olmak gerekir. Sağlığın korunması için yeme, içme, giyim ve kuşamda gerekli hassasiyetin gösterilmesi her daim önemlidir. Sağlığı bozan alkol ve uyuşturucu maddelerden uzak kalınmalıdır. Allah Kuran’ında ; “Allah yolunda harcayın. Kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayın. Yaptığınızı güzel yapın, Allah güzel yapanları sever” buyurmaktadır. Bakara, 195. Maddi ve manevi bütün nimetlerin sahibi Allah’tır. Zaman ve sihhat de manevi nimettir. Müslüman olarak elimizde olan nimet ve imkânların hakkını vererek Allaha olan sorumluluğumuzu yerine getirmemiz gerekmektedir. Unutulmamalıdır ki, idame ettirdiğimiz hayatın hesabı vardır. Kendimizin olduğu gibi gençlerimizin de sağlığını koruma konusun da duyarlı olmamız önemlidir. Çocuk ve gençlerimizi kötü alışkanlıklara yönelmemeleri için onlara rehberlik etmemiz lazım gelir. Bunun için öncelikli olarak kendimiz sağlığına önem veren birer birey olmamız ve kötü alışkanlıklara yer vermemiz çok önemlidir. Değilse rehberlik edemeyiz ve örnek olamayız.

                                                                                                    Tahsin OTGÜÇ- Emekli Müftü

 

 

 

Yazarın Diğer Yazıları