PEYGAMBERİMİZİN AHLAKI
Tahsin ÖTGÜÇ
PEYGAMBERİMİZİN AHLAKI
Âlemlere rahmet olarak gönderilen peygamberimizin hayat tarzı kuranın özünü yansıtmaktadır. Çocukluğunda ve gençliğinde şaka da olsa hiç bir zaman yalan konuşmamış, kimsenin kalbini kırmamış, fakiriyle, zenginiyle, mevkilisiyle, mevkisiziyle her insana eşit mesafede bulunarak, insana, insan olduğu için değer veriyordu. Yetim çocukların başlarını okşuyor, hal ve hatırlarını sorup ihtiyaçlarını gideriyordu. Eşlerine değer veriyor, ev işlerinde kendilerine yardımcı oluyordu. Kalp kırmıyor, kalpleri tamir ediyordu. Onun bu eşsiz davranışlarından ötürü, Mekke’deki müşrikler bile ona Emin (güvenilir) Muhammed diyorlardı. Zira onu Allah terbiye etmişti, Bundan dolayıdır ki, peygamberimizin huy ve davranışları, yeryüzünde var olanların ve kıyamete kadar geleceklerin ahlakından daha üstün olması gayet doğaldır. Efendimiz,” Ben en güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim” buyurmuştur. Riyazüssalihin. Efendimiz rahmet ve hidayet peygamberidir. İnsanları doğru yola yönlendirir. Hak ve gerçeği görmelerini, doğru yolda yürümelerine zemin hazırlar. Müslümanların birlik ve beraberlik, huzur ve barış içinde hayatlarını idame ettirmelerini arzu eder.
Yüce Allah kuranında, “( Habibim) Sen elbette büyük ahlak sahibisin” buyurmuştur. Kalem,4. Peygamberimiz (sav) efendimiz en güzel ahlaka, üstün huylara sahip olarak yaratılmıştır. Efendimizin en güzel ahlak örneği olduğunu belirten ayeti kerime, onun bu özelliğini işaret etmektedir. Hz Aişe onun ahlakının Kuran olduğunu söylerken efendimizin bu yönünü işaret etmiştir. Bu haliyle Peygamberimiz (sav) efendimiz ’de Kuranda anlatılan üstün ahlakın hepsi vardır. Bununla beraber kuranda yasaklanan çirkin huyların hiç biri onda yoktur. Çünkü o, güzel ahlakı öğretmek ve mükemmel bir ahlak örneğini ortaya koymak için gönderilmiştir. Elbette ki, böylesi büyük bir ahlakın mükemmelliğini sözle anlatmak mümkün değildir. Muhtaç olanlara yardım etmek, öfkeyi bastırmak, insanları affetmek de ahlaki bir değerdir. Allah kuranında,” Onlar ki, darlıkta ve bollukta infak ederler. Öfkelerini yutarlar ve insanları affederler. Allah iyilik edenleri sever” buyurmuştur. Ali İmran, 134.Öfkeyi yutmak, hatayı bağışlamak şahsa karşı işlenen suçlarda söz konusudur. İşlenen suç toplumu ilgilendiriyorsa, o zaman adil davranmak, doğruyu, yanlışı ortaya koymak gerekir. Cemiyete ve devlete karşı işlenen suçlar konusunda toplum yararı her zaman ön planda olmalıdır. Şahsi meseleler için kızmak iyi bir davranış değildir Fakat Allah’a ve onun dinine karşı işlenen suçlar için suçlulara kızmak, bir fazilettir.
Peygamberimiz (sav) efendimizin torunu Hz Hasan’ın, öfkeyi yutup suç bağışlama konusunda güzel bir davranışı vardır. Bir gün Hz Hasan’ın kölesi elindeki tabağı düşürerek efendisinin elbisesini kirletmişti. Bu dikkatsizliği sebebiyle ceza göreceğini zanneden köle, ayeti kerimenin ”Onlar ki, öfkelerini yenerler” mealindeki kısmını okuyuverdi. Hz Hasan köleye bakarak, “Yendim “ dedi. Köle ayetin “Onlar insanları affeder” kısmını okuyunca Hz Hasan “Bağışladım” dedi Buna çok sevinen köle, ayeti tamamlayarak “Ve Allah, iyilik edenleri sever” deyince, Hz Hasan,” Ben de seni Azad ettim” dedi ve köleye 400 gümüş akçe vererek onu hürriyetine kavuşturdu. Hz Peygamberimizin torunu Hz Hasan’ın sergilediği bu davranış, en güzel ahlakın yaşantıyla buluşmasını sağlamış ve model olmuştur.
Enes İbni Malik (r.a) şöyle dedi: Resulüllah sallallahu aleyhi ve sellem insanların en güzel ahlaklısı idi. Buhari, Edep, 112. Hz Enes: ben Resülullahın elinden daha yumuşak ne bir atlasa ne de bir ipeğe dokundum. Resülullahın kokusundan daha hoş bir rayha koklamadım. Resülullah’a tam on yıl hizmet ettim. Bana bir defa bile öf demedi. Yaptığım bir işten dolayı “Niye böyle yaptın” demediği gibi, yapmadığım bir şey sebebiyle ”Şöyle yapsan olmaz mıydı”? da demedi. Buhari, savm, 53. Tabidir ki, Allah’ın terbiye ettiği, 23 yıllık peygamberlik süresince koruyup kolladığı bir insanın böyle yüksek ahlaki değerlere sahip olması doğaldır. Söylemiyle ve davranışlarıyla kur ani bir yaşantıyı ortaya koyan evrensel peygamberimiz, Müslümanlar ve tüm insanlar için modeldir. Ona uyabilmek, onun sevgi ve mehabet tiyle yaşayabilmek, birey ve toplumda bereket ve huzur oluşturur. Buna her zaman ihtiyaç vardır. Onun sevgisine ve şefaatine ümmeti olarak her zaman muhtacız. Muhtaç olduğumuza ulaşmak için Peygamberimizin model hayatını kendi hayatımızla buluşturmak lazım gelir. Allah onun üstün ahlakıyla ahlaklanmayı, hayat tarzını örnek alarak yaşantımızı idame ettirmeyi nasip etsin.
Tahsin ÖTGÜÇ – Emekli müftü