
İSLAMDA KADIN HUKUKU
Tahsin ÖTGÜÇ
İSLAMDA KADIN HUKUKU
Muhterem müminler!
Hutbemin başında okuduğum ayette Alla(cc) şöyle buyurmuştur.” Ey iman edenler! Kadınlara zorla mirasçı olmanız size helal değildir. Açık bir hayâsızlık yapmaları dışında, kendilerine verdiklerinizin bir kısmını onlardan geri almak için onları sıkıştırmayın. Onlarla iyi geçinin. Eğer onlardan hoşlanmadıysanız, olabilir ki, siz bir şeyden hoşlanmazsınız da Allah onda pek çok hayır yaratmış olur” (1) Peygamberimiz (sav) efendimiz hadisinde şöyle buyurmuştur.” İman bakımından müminlerin en değerli olanları, ahlaken en güzel olanlarıdır. Sizlerin en hayırlı olanlarınız, kadınlarıyla iyi geçinenlerinizdir”. (2) İslam, Allah’ın yarattığı her insana değer vermeyi, haklarını kollamayı, ona zarar verici söylem ve eylemlerden uzak olunmasını ister. Kadının cahiliye Arap devrindeki hayatına bakıldığında, İslam geldikten sonra kazandığı insani değerler kendiliğinden görülecektir. Cahiliye Arap toplumunda kadının hiçbir hakkı ve değeri yoktu. Mal, mülk edinme, ilim tahsil etme; evlenirken eş seçimi ve benzeri konularda söz sahibi değildi. Kadın olmak bu toplumda adeta suç gibiydi. Zira kız çocukları diri, diri gömülüyordu..
Değerli Kardeşlerim!
İslam’ın gelmesiyle kadın bu karanlık tablodan kurtulma imkânı buldu. Kadın da erkek gibi evlenirken eş seçme, mal, mülk sahibi olma, ilim tahsil etme, çalışıp üretime katkıda bulunma hakkına sahib oldu. Allah’a iman ederek yararlı davranışlarda bulunup dünya ve ahretini mamur kıldı. Bu hususta Allah (cc) şöyle buyurmuştur.” Mümin olarak, erkek veya kadın, her kim Salih amel işlerse, işte onlar cennete girerler ve zerre kadar haksızlığa uğramazlar” ( 3.)
Mümin olarak Salih amel işleyen kadın ve erkek Allah’ın indinde aynı durumdadır. Aile yuvasını kuran kadın ve erkek bir bütünün yarısı gibidir. Birlikteliğin huzur ve güven içinde devam etmesi için karşılıklı anlayış, saygı ve sevgiye dayalı yaşantının oluşturulması önem arz etmektedir.
Sağlıklı toplumların oluşumu, mutlu aile yuvalarının kurulmasına bağlıdır. Toplumun çekirdeğini meydana getiren ailedir. Bundan dolayıdır ki, toplumun bekası için huzurlu ve mutlu ailelerin varlığı o denli önemlidir. Karşılıklı anlayışın, hoşgörünün temelinde ilim ve ahlak vardır. Peygamberimiz (s,a,v) efendimiz “İlim talebinde bulunmak kadın ve erkek her mümine farzdır” buyurdular.( 4)
Değerli cemaatim !
İlim ve kültür yönünden belli bir düzeyde olan kadın ve erkeğin kurduğu yuvalar
sıhhatli olduğu kadar uzun ömürlü olur. Zira ilmin, irfanın ve ahlaki değerlerin olduğu yerde saygı ve sevgi vardır. Sorunu konuşarak birlikte çözme vardır. Elem ve kederi birlikte göğüslemek vardır. Günümüzde zaman zaman meydana gelen kadına karşı şiddet, ufak tefek meseleler yüzünden boşanmaların temelinde kültür eksikliği ve ahlaki değerlerin yıprandığı görülmektedir. Her insanın kendisine, topluma ve Allah’a karşı sorumluluğunu bilmesi lazım gelir. Sorumluluk sahibi olan kişi, rastgele davranış sergileyemez. Yaptıklarından yaratan tarafından hesaba çekileceğinin bilinci içinde olur. Böyle olunca da olumsuz gördüklerimiz müspet hale dönüş yapar.
Aziz kardeşlerim!
Peygamberimiz (sav) efendimiz veda hutbesinde: “Ey insanlar kadın ve çocuklarınız Allah’ın sizlere verdiği birer emanettir” buyurdular. Emanet, koruyup kollamak ister. Hakkının verilmesi lazım gelir. Öyle ise yuvamızı diri tutan, çocuklarımıza mürebbilik yapan, aile içi huzur ve mutluluğu sağlayan Allah’ın bizlere emaneti olan kadınlarımıza değer verelim. Haklarını koruyalım. Kendimiz için arzu ettiğimizi onlar için de arzu edelim. Unutmayalım ki, huzur ve mutluluğun kaynağı karşılıklı saygı ve sevgidir. Yüce Mevla yuvalarımızın dirlik ve bütünlüğünü daim eylesin.
1- Nisa / 19
2- Tirmizi, Rada,11..
3- Nisa,124
4- İbn Mace, Mukaddime,17
Tahsin ÖTGÜÇ