Tahsin ÖTGÜÇ

HAYRA ÖNCÜLÜK ETMEK

Tahsin ÖTGÜÇ

Bütün peygamberlerin asli görevi davet,  insanları Allah’ın yoluna çağırmak olarak kabul edilir. Müminlerin vazifesi, dine daveti her zaman ve her şartta yerine getirmek suretiyle peygamberlerin görevlerini sürekli kılmaktır. İslam ümmeti, kıyamete kadar bu sorumluluğun altındadır. Şartlar değişse de tebliğ görevini ihmali söz konusu olamaz. Bu gün İslam toplumunun en büyük eksikliği, düzenli ve sistemli bir tebliğ teşkilatlarından mahrum oluşları, ferdi gayretlerle yetinerek toplu tebliğ yollarını aramayışlarıdır. Her şeye rağmen Allah’a davet, gücünün yettiği ölçüde, her müminin görevi olmalıdır. Yüce Allah Kuran’ında” Allah’ın ayetleri sana indirildikten sonra inkârcılar seni tebliğden alıkoymasın. Sen Rabbine çağır, Sakın Allah’a ortak koşanlardan olma, buyurmuştur. Kasas, 87, Allah’a davet hayırlı bir iştir. Hayırlı işlerin ifasında bir takım zorluklar olabilir Sabırla zorluklara göğüs gererek Allah’ın emrinin yerini getirmek bir fazilettir. İnsanları Allahın yoluna davet etme görevini yerine getirmede, kuran ve sünnet asıl kaynak ve dayanak olmalıdır. İnsanların Hakla buluşması, doğruya ulaşması, gerçek bilgilerle mümkündür. Bunun için okuyup araştırmak lazım gelir.

             Peygamberimiz (sav) efendimiz “ Bir iyiliğe öncülük eden kimseye o iyiliği yapanın ecri gibi sevap vardır “buyurmuştur. Müslim İmare. Hayırlı bir işe önderlik etmek, insanı iyilikle buluşturmak, bu sahalarda olumlu davranış sergileyenler gibi sevap alma imkânı sunmaktadır. Aynı zamanda hayır ve iyilik yapanların ecrinden bir eksilme olmamakta. Günde beş vakit okunan ezanla Müslümanları camiye davet eden müezzinle davete icabet edenlerin ecir ve mükâfatı aynıdır. Sohbetiyle, yazıları ile insanları Allahın yoluna davet edenin alacağı mükâfatla davete icabet edenlerin aldığı ecir aynıdır. İslami sahada çalışıp gayret gösteren her kes niyetinin karşılığını alma hakkına sahiptir. Allah kuranında “ Sizden iyiliğe çağıran, doğruluğu emreden ve fenalıktan men eden bir topluluk olsun. İşte başarıya erişenler yalnız onlardır” buyurmuştur. Ali İmran,104.

            Ümmet, Allah’a ve peygamberine iman eden, peygamberin etrafında şekillenen topluluğun adıdır. Ümmet sıradan bir topluluk değildir. Aynı Allah’a ve peygambere iman eden ilke ve amaç birlği olan topluluktur. Bizler İslam ümmetiyiz.( Hz Muhammedin ümmetiyiz)  İnsanları hayra yönlendiren, iyiliği emredip kötülükten nehyeden bir ümmet ki, söylem ve eylemleriyle kurtuluşa kavuşmuşlardır. Demek ki, Allah’ın arzu ettiği hayat tarzı Müslümanların dünyasını ve ahretini mamur etmektedir: Ashap (Allah resülünün dostları) insanları hayra çağırır, iyiliği emredip kötülükten beri olmaları için çalışırlardı. Peygamberimizin sohbetlerinden istifade eder, öğrendiklerini insanlarla paylaşırlardı. Peygamberimiz (sav) efendimiz “İnsanları doğru yola çağıran kimseye, kendisine uyanların sevabı gibi sevap verilir. Ona uyanların sevaplarından da hiçbir şey eksilmez. Başkalarını sapıklığa çağıran kimseye de kendisine uyanların günahı gibi günah verilir. Ona uyanların günahından hiçbir şey eksilmez” buyurmuştur. Müsli, ilim, 16.

            İnsanları doğru yola, iyilik ve hayra çağırmak, Allah’ın rızasına kavuşturmakta, dünya ve ahretini mamur ettirmektedir. Kötülüğe, sapıklığa çağırmak, kötü bir çığır açmak, bireyin dünyasına ve ahretine zarar vermektedir. Dünya ve ahrete zarar verecek söylem ve eylemlerden kaçınmak gerekli olduğu gibi, kötülüğe önderlik etmekten kaçınmak da, o denli önemlidir. İnsanları hayra davet etmek, iyiliği emredip kötülükten sakındırmak için bilgi ve kültüre ihtiyaç vardır. Bunun için okumak ve araştırmak lazım gelir. Kazandığımız bilgileri yaşantımızla paylaşmak lazım gelir. Toplumun huzuruna, birlik ve beraberliğine merhem olacak her oluşum yararlıdır. Devamı için madden ve manen destek olmak, önderlik etmek bireyi de toplumu da mutlu kılar. Topluma yarar saplayacak olan eylemin usulüne uygun olması için Peygamberimiz ve onun güzide ashabını örnek almak o denli önemlidir. Özellikle Peygamberimiz bizler için her konuda rehberimizdir. Onun açtığı çığırı takip ile yapılan her işlemin, daha kalıcı ve bereketli olması doğaldır.                                                                                               

                                                                                             Tahsin ÖTGÜÇ- Emekli Müftü

                                                                                                

 

Yazarın Diğer Yazıları