Tahsin ÖTGÜÇ

  DÜNYA VE AHİRET DENGESİNİ SAĞLAMAK

Tahsin ÖTGÜÇ

                            DÜNYA VE AHİRET DENGESİNİ SAĞLAMAK

        Dünya sahnesine yaratana itaat etmek üzere gelen insanoğlu, yaratılış gayesine uygun şekilde hayatını sürdürmesi gerekir. Bunun için Allah’ın isteklerine cevap verip dünyada var olan nimetlerden istifade etmesi önem arz etmektedir. Yüce Allah’ın verdiği nimetlerden istifade ederken de Ahi ret için de yatırım yapması gerekmektedir. Bu husus da Yüce Mevla Kur’an-ı Kerim de şöyle buyurmaktadır.” Allah’ın sana verdiği dünya nimetleri ile ahiret yurdunu talep et. Bunu yaparken dünyada ki nasibini de unutma. Allah’ın sana ihsan ettiği gibi sen de ihsanda bulun. Yeryüzünde fitne ve fesadı isteme. Gerçekten Allah, bozgunculuk yapanları sevmez.”   Kasas,77.  Dünya, ahiret için tarladır. Yatırım sahnesidir. Durum böyle olunca dünya hayatını dengeli kullanmak, zamanın hakkını vererek hayatın idamesini sağlamak gerekir.          

Allah’ın verdiği dünya nimetleri ile ahiret yurdunun kazanılması yaratanın isteğidir. Zira insanın yaşadığı bu dünyada ahiretini kazanması esastır. .Yaşadığımız bu âlem, bizler için Allah’ı memnun ederek rızasına ulaşabileceğimiz mekândır. Bundan dolayı hayat nimetini öyle dengeli kullanmalıyız ki, hem yaşadığımız süreçte, içinde bulunduğumuz bu dünyada huzur ve mutlu olabilmeliyiz, hem de göçüp gidereceğimiz ahiret yurdumuzu da arzu ettiğimiz bir mekân olmasını sağlamayabilmeliyiz. Peygamberimiz (sav) efendimiz,” Hiç ölmeyecekmiş gibi dünya için, yarın ölecekmiş gibi ahiret için çalış ”buyurmuşlardır. Riyazüssalihin. Dünya ve ahiret işlerini birlikte götürme, dünya ve ahiret hazırlığını birlikte yapma, kişiyi kazançlı kılar. Bu bağlamda neyi nasıl yapacağımızı Allah’ın elçisinden öğreniyoruz. Onun yaşantısı, söz ve nasihatleri müminlerin dünya ve ahiretlerini mamur etmede bir ölçüdür. Bu bakımdan efendimizin sünnetine ne kadar tabi olabiliyorsak o nispette Allah’ın rızasına erişiriz.                     

 Peygamber efendimiz, “ iki günü eşit olan ziyandadır” buyurarak vaktin kıymetini bilmemizi, çalışıp üretmemizi, veren el olmamızı, elimizde olanları diğerleriyle paylaşmayı, tavsiye etmektedir. Kendimiz ve aile bireylerimizin ihtiyaçlarını karşılamak için çalışmanın esas olduğunu beyan ederken, Allah’ın yapmamızı istediği ilahi vazifeleri de zamanında ifa edilmesini istemektedir.  Müslüman için sadece dünya için, çalışıp ahireti terk etmesi uygun olmayacağı gibi, sadece ahiret için çalışıp dünyasını terk etmesi de uygun değildir. Bu bakımdan Müslüman Allah’ın farz kıldığı ilahi vazifeleri aksatmadan yerine getirmelidir. Bu görevler hepimizin bildiği gibi, namaz başta olmak üzere sevap ve mükâfatı gerektiren söz ve amellerdir. Her işe besmele ile başlayan, kendisine verilen imkân ve nimetler karşısında Allah’a hamd ve şükür eden Müslüman, dünya ve ahireti dengelemiş olur. Her zaman ve mekânda Allah’ı anmak, onun izni olmadan ağaçtaki kuru bir yaprağın bile yere düşemeyeceğini düşünmek, hayatın bereketli olmasını sağlar.   

Allah’ın bizlere sunduğu her türlü imkân ve nimetleri, Peygamberimizin sünnetine uygun şekilde değerlendirerek dünya ve ahiretimizi huzurlu ve mutlu kılmaya çalışmalıyız. Allah’ın verdiği maddi ve manevi nimetlerin hakkını verme adına, etrafımızdakilerle paylaşmalıyız. Muhtaç olanlara yardım edilmeli, imkânlar ölçüsünde hayır kurumlarına destek olunmalıdır. Bilgimiz ölçüsünde bildiklerimizi, etrafımızdakilerle paylaşmalıyız. Aile yuvalarımızın birliği ve dirliği için evlerimizde kuran okuyarak, namaz kılarak buraların Allah’ın nuruyla nurlanmasına vesile olmalıyız. Aile yuvasındaki bireylerin birbirlerine saygı ve sevgi beslemesi için buna büyük ihtiyaç vardır. Aynı zamanda kazançlarımızın ve işlerimizin hayırlı ve bereketli olması için de buna ihtiyacımız vardır peygamberimiz (sav) efendimiz” kuran okunan, namaz kılınan evde hayır çok, şer azdır. Kuran okunmayan, namaz kılınmayan evde şer çok, hayır azdır, buyurarak aile yuvalarında ifa edilen ibadetlerin önemini vurgulamıştır. Arzu ettiğimiz bu ortama kavuşabilmek için Peygamberimizin yaşantısını örnek almalıyız. Din ve dünya işlerimize onun rehberliği ile yön vermeliyiz. Bilmeliyiz ki, Peygamberimizin hayatı, dünya ve ahireti dengeleyen ve her ikisini de huzurlu kılan yaşama şeklidir.

                                                         

                                                                    Tahsin ÖTGÜÇ- Emekli Müftü.

                                                                                                    

                                      

 

 

 

 

                                                                                                  

                                                                                    

Yazarın Diğer Yazıları