Tahsin ÖTGÜÇ

CAMİ VE DİN GÖREVLİSİNİN TOPLUMDAKİ YERİ

Tahsin ÖTGÜÇ

          Yeryüzünde yaşayan Müslümanların birlikte ibadet ettikleri mabetlerin adı mescit ve camilerdir. Hirıtiyanlık dinindeki mabedin adı kilise, Yahudilik dinindeki mabedin adı, havradır. Miladi 610 tarihinde Hz Muhammed Mustafa (sav) efendimize peygamberlik görevi verilmesiyle dünyada yaşayan tüm insanların onun peygamberliğini kabul etmeleri zaruri hale gelmiştir. Zira Hz Muhammed (sav) efendimizin peygamberliği evrenseldir. Tebliği ettiği din İslam da evrenseldir. Bu bağlamda “ La ilahe illallah Muhammed ün Resülullah” diyerek Allah’a teslim olup Müslüman olanların ferden veya topluca ibadet ettikleri yerlere mescit veya cami denir.            

            Mescit genelde beş vakit namazların kılındığı, cami ise beş vakit namaz, Cuma ve bayram namazlarının kıldığı yerlerdir. Mescit, secde edilen yer anlamında, cami ise toplayan, bir araya getiren anlamındadır. Camiler, Müslümanları ibadet için bir araya getiren, müminleri kaynaşmasını, birlik ve beraberlik içinde olmasına vesile olan mekânlardır. Aynı zamanda Kur’an okumasının öğrenildiği, ilim tahsil edildiği, ilmi müzakerelerin yapıldığı Allah’a zikir ve tefekkürde bulunulduğu yerlerdir. Müslüman toplumu için büyük önem arz eden mescit ve camilerin imarı müminlere verilmiştir. Kuranında Yüce Allah şöyle buyurmuştur. “ Gerçekten Allahın mescitlerini Allah’a ve ahiret gününe inanan, namazı gereği şekilde kılan, zekâtı usulüne uygun olarak veren, sadece ve sadece Allah’ın azabından ve gazabından korkanlar imar ederler. Bunlar, hidayete ermiş olmalı umulanlardandır.” Tövbe/ 18.       

               Allah’ın evleri olan cami ve mescitlerin ihtiyaca binaen yapılması, korunup kollanması, Müslümanlara has kılınmıştır. Müslümanlar, ibadet niyetiyle camilere karşı görevlerini yerine getirdiklerinde karşılığında Allahtan sevap ve ecir alma hakkına sahiptirler. Genelde dünyanın her tarafında yaşayan Müslümanlar mabetleri (cami ve mescitleri)ni kendi imkânlarıyla yaparlar. Her yerleşim bölgesindeki camilerin imarı ve tezyini, o bölgede meskûn olan Müslümanlara ait hale gelmiştir. Camilerinde topluca namazlarını kılan Müslümanlar genciyle yaşlısıyla, erkeğiyle kadınıyla dışarı çıktıklarında birbirleriyle hasbıhal ederler. Sevinçlerini paylaşırlar. Dert ve sıkıntılarına ortak olup var olan problemi çözmeye çalışırlar. Karşılıklı güven tazelerler. Varsa dargın ve küskünler barışma ortamı yakalamış olurlar. Bu yönüyle camiler toplumun huzur ve güvenini temin eden mekânlardır.    

                 Müslümanların Yüce Allah’a karşı kulluk görevlerini toplu olarak yapma imkânı veren cami ve mescitlerde İmam Hatiplik ve müezzinlik görevlerini ifa eden gönül erleri vardır. Bunlar Allah’ın evlerini günün her saatinde temiz olmasını, ibadet saatlerinde açık kalmasını sağlarlar. Bunun yanı sıra cemaati dini yönden aydınlatma görevlerini de ifa ederler. Halkın problemleri ile ilgilenirler. Bu bağlamda dini rehberlik ve danışmanlık görevlerini de yerine getirmeye çalışırlar. Sosyal etkinliklere katılarak cemaatin istek ve arzularına cevap verirler. Din gönüllüsü ile cami cemaati arasında sıkı bir bağ vardır. Müslümanlar kendi aralarındaki bir takım sorunlarını cami görevlisine iletir ve ondan çözüm beklerler. Din hizmetlisi de halktan gelen bu nevi taleplere cevap vermeye gayret gösterir. Bu bakımdan Din gönüllüsü Toplumdaki bireyler arasındaki kaynaşmayı, huzur ve güven duygusunu sağlayan önemli bir şahsiyettir. Bu önemli görevin devamı için sürekli okuyup araştırmak gerekir. Din görevlisi kendisini yenilemeli ve yetkin hale gelmelidir.

            Din hadimi görevi, aynı zamanda peygamberi bir görevdir. Bu yönüyle sorumluluk isteyen bir görevdir. Din gönüllüsü bu bilinç içinde olmalı ve zamanını bir plan dâhilinde okuyup yazmaya ayırmalıdır. Halktan kendisine gelecek dini sorulara cevap verebilecek halde olması o denli önemlidir. Dünya ve ahiret huzur ve mutluluğunu sağlayan peygamber görevinin değeri, idrak edilmelidir. Hiç bir meslek sevilmeden hakkıyla icra edilemez. Bundan dolayıdır ki, Din gönüllüsü kardeşlerimiz icra ettikleri görevi sevmelidirler. Severek yapılan işten manen haz almak tabiidir. Bu vesileyle 01-7 Ekim 2021 camiler ve Din görevlileri haftasının hayırlara vesile olmasını Yüce Mevladan niyaz ediyorum.

.

 

                                                                       Tahsin ÖTGÜÇ – Emekli Müftü

Yazarın Diğer Yazıları