Bilgehan BULUT

İNTİHAR DÜNYASI

Bilgehan BULUT

Finlandiya, İsveç, Norveç ve Danimarka dünyanın en müreffeh ülkeleri. Bir çoğumuz bir fırsatını bulsak belki de bu ülkelere göç edeceğiz. Para onlarda, hak onlarda, hukuk onlarda, özgürlük onlarda, barış onlarda, sosyal açıdan gelişmişlik onlarda, her şey onlarda. Doğal olarak dünyanın en mutlu insanlarının yaşadığı ülkeler sıralamasında da zirvedeler.  Buraya kadar her şey normal ama normal olmayan bir durum var. Bu ülkeler intihar oranında da zirvedeler.

Çok enteresan değil mi?             

Neden patır patır intihar ediyor bu insanlar?  Neden ekmek almaya gider gibi intihara gidiyorlar? Derdi ne bunların? Zenginlik, adalet ve özgürlük mutluluk getirmiyor mu? Mutlu insanlar intihar eder mi?

Orta Doğu’da, Orta ve Kuzey Afrika’da, Güney Asya’da yaşam şartlarının çok daha zor olduğu ülkelerde, intihar oranı çok daha düşük. İç savaş var. Açlık var. Adaletsizlik var. Fakirlik diz boyu, bulaşıcı hastalıklar çok, doktor yok, ilaç yok. Yok oğlu yok, intihar eden de yok. Bu insanların intihar etmek için bir dünya sebebi olmasına rağmen intihar etmiyorlar.

Çok enteresan değil mi?  

Mutlu insan intihar etmez. Mutsuz, psikolojisi bozulmuş, umudunu yitiren insan eder. Müreffeh ülkelerde de herkes mutlu değil, orada da mutsuz insanlar var. Ortalığın süt liman olduğu, herkesin mutlu olduğu yerde sen mutsuzsan, kendini olduğundan çok daha mutsuz hissedersin. Herkesin mutsuz olduğu yerde sende mutsuzsan bu sana koymaz ama herkesin mutlu olduğu yerde, sen mutsuzsan, işte bu sana çok pis koyar. Kendini aşağılık, dışlanmış ve yalnız hissedersin. Yaşadığın yerde de intihar olayları yaygın bir durumsa, sürekli intihar haberleri gazetelerde, televizyonlarda karşına çıkıyorsa, senin de bir aklına düşer. “Acaba bende intihar edip acılarıma son versem mi?” Diye. Bir de havalar da sürekli kapalıysa ki müreffeh ülkeler genelde kuzey ülkeleri olduğu için hava hep kapalıdır. Bazen günün 22 saati gecedir. Bu karanlık ortamda için iyice kararır ve intihar tadından yenmez. Hiç şöyle güzel bir ilkbahar sabahında, ortalık yemyeşil, çiçekler açmış, böcekler ötüyor, güneş tepede, intihar edilir mi?

İç savaşların ve açlığın olduğu ülkelerde insanlar intihar etmiyorlar. Çünkü oralarda bir hayatta kalma mücadelesi var. Savaş var, bombalar patlıyor. Dün beraber mücadele ettiği arkadaşının öldüğünü görüyor. Kendisi de her an ölebilir, bunun farkında ve işte bunun için tutunuyor hayata. Hayatta kalmanın amaç olduğu yerlerde, insanlar neden intihar etsin değil mi? Orta Afrika’da ki açlık ve bulaşıcı hastalıkların kol gezdiği ülkelerde ki insanların yerine koyun kendinizi. Açsın, bir deri bir kemik kalmışsın, dışarıdan kaburgaların sayılabiliyor… Hastasın doktor yok, ilaç yok, iyi beslenmen lazım ama gıda yok. Etrafın da senin gibi insanlarla dolu… Zaten birkaç güne geberip gideceksin. Hiç intihar etmek aklına gelir mi?

Olaya makro açıdan bakınca durum böyle, biraz da mikro açıdan bakalım.

Ülkemizde iki farklı şehirde yaşayan iki liseli kız düşünelim. Biri İstanbul’da yaşıyor. Ailesi varlıklı, hayatta ne istediyse olmuş. Kendi arabasıyla okuluna gitmiş, üşüdüğünde ısınmak için sadece kombinin düğmesini çevirmiş bir kız. Diğeri bunun tersi durumda, ismini vermeyelim. Şartları iyi olmayan bir şehrin, dağ köyünde yaşıyor. Okula gitmek için karda, çamurda iki – üç kilometre yol gidiyor. Üşüdüğünde ısınmak için sobada tezek yakıyor.  Diyelim ki bunların ikisi de sevdiğine kavuşamadı. Şartları iyi olan kız bu durumda büyük bir buhran, bir yıkım yaşayıp belki intihar edebilir. Çünkü alışık olmadığı bir durumdur bu ama tezek yakan kız hiçbir şekilde intihar etmez.  Çünkü zaten hayatta hiçbir isteği olamamıştır ve üstesinden gelmesi gereken daha önemli sorunları vardır.

Uzun lafın kısası; zenginlikle, intihar doğru orantılıdır. Hala zengin olmak istiyorsanız, bir kez daha düşünün gari…

Sevdiğim söz: “Seni seviyorum. Seni arzulamıyorum, seni seviyorum.” – Tom Hardy

Konu hakkındaki düşüncelerinizi aşağıdaki e-mail adresine yazabilirsiniz. Diğer görüş ve önerileriniz için de yazabilirsiniz.

e-mail: [email protected]

 

Yazarın Diğer Yazıları