Bilgehan BULUT

ARKADAŞ VE DOST

Bilgehan BULUT

Her ne kadar arkadaş ve dost kelimeleri eş anlamlı gibi görünse de aslında aralarında dağlar kadar fark vardır. Arkadaşlık ilişkisi yüzeysel bir ilişkiyken, dostluk ilişkisi daha derindir, daha samimidir. Bu yüzden insanın bir sürü arkadaşı olabilir fakat dostu olamaz. Dostun sayısı bir elin parmaklarını geçmez.

Arkadaşlık ilişkisi çıkar ilişkisidir. Birinin senden çıkarı yoksa seninle arkadaşlık etmez. Dostluk ilişkilerinde de çıkar söz konusu olsa da arkadaşlık ilişkisindeki gibi samimiyetsiz boyutta değildir. Bu yüzden arkadaş seni şahsi çıkarları, adi menfaatleri için her an satma potansiyeline sahipken, dost seni, ölürsen de kalırsan da satmaz. Dost, sizin sevdiklerinizi sevmeyebilir ama sevmediklerinizi sevmez. Dost bulmak zordur. İnsanlar kolay kolay dost bulamaz ve bu yüzden arkadaşlara ihtiyaç duyarlar.

Arkadaşı girdiğin her ortamda edinebilirsin ama dostu edinemezsin. Dost biraz daha eskilere dayanır. Ortak bir geçmişin, anıların, paylaşımların olması gerekir. Beraber kuralları çiğnediğin, beraber salça ekmek yediğin, beraber komşunun bahçesinden erik çaldığın, beraber yalan söylediğin, beraber dayak yediğin, beraber okuldan kaçtığın, beraber suç işlediğin insanlarla dost olabilirsin. Yani otuz beşine geldiğinde yeni tanıştığın bir insanla, hiçbir geçmişin yokken dost olamazsın. En fazla arkadaşlık seviyesinin ilerisinde, dostluk seviyesinin gerisinde, ortada bir yerlere gelebilirsin.

Erkelerle kadınlar farklı yaratıklar oldukları için üç çeşit arkadaşlık, dostluk ilişkisi vardır. Erkek-erkek, kadın-kadın, erkek-kadın.

Erkeklerin dostlukları ne kadar ileri seviyede de olsa kadınlarınkine göre yüzeyseldir. Erkekler birbirlerin zaaflarını, sıkıntılarını, sırlarını bilmezler. Dertleşme falan pek olmaz. Genelde faaliyet için bir araya toplanırlar. Halı sahada futbol oynarlar, evde veya tribünde maç izlerler. Maç izlerken pizza yerler, futbolculara söverler, hakeme söverler. Beach  Voleybol oynarlar, yüzerler, mangal yakarlar. Tavla, batak, evde PES oynarlar. Ava,Cuma namazına, raftinge, paraşütle atlamaya, bekarlığa veda partisine giderler falan sürekli bir faaliyet peşindedirler. Oturalım sohbet, muhabbet yapalım, içimizi dökelim tarzı pek işleri olmaz. Bir erkekle bir erkek sadece kriz durumlarında dertleşir. Boşanma, işten ayrılma, Fenerbahçe’nin kaybetmesi gibi vb. durumlarda.

Kadınların dostluklarında olay sohbet, muhabbettir. Canciğer kuzu sarmasıdırlar. Her şeyi konuşurlar.  Birbirleri hakkında Osmanlı arşivleri dolusu bilgiye sahiptirler. Hatta kendileri dışında nınısının nınısının evindeki kanepenin, üstündeki örtüyü üreten firmanın sahibinin, mezun olduğu üniversitenin, rektörünü doğurtan ebeye kadar her şeyi bilirler.

Gelelim erkek – kadın dostluğuna. Erkekle kadın arkadaş olabilir ama dost olamaz. Kurulabildiğinde çok sağlam ve birbirlerini tamamlayan dostluklardır ama maalesef, başka kulvarlara sapmadan dolu dolu yaşanabilen erkek-kadın dostluğu yoktur. Varsa da binde birdir ki istisnalar kaideyi bozmaz. Bir erkek ile bir kadının dost olabilmesi ancak birbirlerini fiziksel açıdan itici bulmalarıyla mümkün olabilir. Yurtdışında yaşadığım dönemde birkaç kere, İzmir’de yaşadığım dönemde bir kere tanık oldum. Hepsi bu.

Sevdiğim söz: "Bana kalırsa insanlar sadece öğlene kadar çalışmalı. Öğleden sonra da dere kenarına gidip resim yapmalı, felsefe yapmalı, tartışmalı. İnsanlık ancak böyle gelişir zaten. İnsan 70 sene bir ev almak için çalışır mı be kardeşim? " — Haluk Bilginer

Tavsiye film: Amores Perros

Tavsiye Kitap: Çizginin Dışındakiler – Malcolm Gladwell

Konu hakkındaki düşüncelerinizi aşağıdaki e-mail adresine yazabilirsiniz. Diğer görüş ve önerileriniz için de yazabilirsiniz.

e-mail: [email protected]

 

Yazarın Diğer Yazıları