Fenerliler bu sene “Öldük, bittik, kahrolduk” falan diyorlar. Hiç kuşkusuz Fenerbahçe bu sezon tarihinin en kötü sezonunu geçirdi de ölecek, bitecek, kahrolacak bir şey var mı?
Yok!
Fenerbahçe’yseniz şampiyon olmadıktan ve küme düşmedikten sonra tüm sonuçlar eşittir. Yani ikinci olmakla, on beşinci olmak arasında pek bir fark yok. Fenerbahçe bu sezon, daha önceki dört sezonda da olduğu gibi şampiyon olamadı. Yeni bir şey değil. Bu yüzden ölecek, bitecek, kahrolacak bir durum yok. Yirmi senelik Aziz Yıldırım döneminde zibille ikinci olduk da ne oldu, Fenerbahçe’ysen ya şampiyonsundur ya değilsindir. Bu sezonu altıncı sırada bitirdik ve tüm samimiyetimle şunu söyleyebilirim; İkinci olmak, altıncı olmaktan çok daha üzücü bir durum.
Ali Koç “Çocukluğumdan beri en büyük hayalim Fenerbahçe’ye başkan olmaktı” dedi, oldu. Yirmi yıllık Aziz Yıldırım hegemonyasını seçimlerde hezimete uğratarak bitirdi. Sağolsun deyim yerindeyse eski başkandan enkaz devraldı. Yazıyı fazla rakamlara boğmak istemiyorum ama Aziz Yıldırım’dan önceki başkan Ali Şen “Kasayı artı bıraktım” dedi. Ali Koç “Kasayı eksi altı yüz yirmi dört milyon euro’yla devraldım” dedi. Buna karşılık Aziz Yıldırım sadece sustu. Yani bu karanlık tablo Aziz Yıldırımın eseridir. Şuan Fenerbahçe’nin tüm gelirlerine temlik konulmuş durumda ve dört milyar liradan fazla borcu var. Finansal Fair Play kapsamında da UEFA’dan transfer yasağı ve Avrupa kupalarından men cezası kapıda.
Fenerbahçe’yi düştüğü bu durumdan kurtarabilecek reçetelerden biri “Fener Ol” kapmayası. “Ben Fenerliyim” diyen herkesin, “Fenerbahçelilik” etiketini kullanan herkesin bu kampanyaya destek olması gerekir. Zaman elinizi taşın altına koyma, zaman birlik ve beraberlik zamanı. Kampanyaya mesajla katılım ücreti sadece yirmi lira, yani bir buçuk paket sigara parası. Bugün bir yirmi lira kimseye dokunmaz ama yirmi beş milyon Fenerbahçe taraftarı bu kampanyaya katılırsa Fenerbahçe derin bir nefes alıp şuan bulunduğu karanlık tablodan kurtulabilir. Altı üstü yirmi lira verip destek olabilecekken, “Bir lira bile vermem” deyip otuz liralık laf eden, nato kafa nato mermer tipler var. Onlar vermesinler, onların paraları lazım değil. Acun Ilıcalı, Cem Yılmaz ve Beyaz bu kampanyaya destek oldular. Bu insanlar iyi insanlar, kendi dallarında en iyiler ve büyük Fenerbahçeliler. Diğer takımların maalesef bu kalitede sayabileceği bir üçlüsü yok.
Bir takımın uzun vade de başarılı olabilmesi için üç şeyi halletmesi gerekir. Finansal başarı, kurumsal başarı ve sportif başarı. Ali Koç’un da gerçekleştirmek istedikleri de tam olarak bunlar. Zamana ihtiyacı var. Bu adam bu sistemi kurduğunda hiç kuşkusuz Fenerbahçelilerin dönemi başlayacaktır.
Bizim bir başkanımız var. Bu kulübü çok seven bir başkan. Türkiye toplam ihracatının tek başına yüzde onunu gerçekleştiren, büyük bir holdingi, onlarca şirketi yönetmiş, bir insanın tadabileceği her şeyi tatmış ve kendini Fenerbahçe başkanı olana dek asla tamamlanmış hissetmemiş bir başkan. Fenerbahçeliler olarak Türkiye’deki en akıllı, en bilimsel, en gerçekçi, en samimi, en şeffaf, en medeni, en karizmatik, en dürüst, en tok, en beş altı dil bilen, en adam gibi adam başkanına sahibiz. En önemlisi de bu insan iyi bir insan. “Çocukluğumdan beri en büyük hayalim Fenerbahçe’ye başkan olmaktı” diyen biri kötü olamaz. Bizim bu adama destek olmamız gerekir.
Ben inanıyorum. Güzel günler göreceğiz, güneşli günler.
Bildiğiniz gibi, bu köşede prensip olarak spor yazmıyorum ama bu yazıyı yazmak bir Fenerbahçelilik görevidir.
Dar ağcında da olsak, son sözümüz FENERBAHÇE.
Sevdiğim söz: "Yanlış anlama, evli olmayı severdim. Dört kez evlendim. Asıl sorun bekar olmayı da sevmemdi” — Bucket List filminden
Tavsiye film: Incendies – (Dehşet bir senaryo, özellikle son yarım saati çok vurucu)
Tavsiye Kitap: Aklından bir sayı tut – John Verdon (Kitabı okurken oha falan oluyorsunuz)
Konu hakkındaki düşüncelerinizi aşağıdaki e-mail adresine yazabilirsiniz. Diğer görüş ve önerileriniz için de yazabilirsiniz.
e-mail: [email protected]
