Yalçınkaya, siyasete dönecek mi?

İNCE, “MEMLEKET HAREKETİ”Nİ 4 EYLÜLDE BAŞLATIYOR  

Parti kuracağı iddia edilen CHP’li Muharrem İnce, açıklamalarda bulunarak “1000 günde memleket hareketi”ni başlattıklarını duyurdu. “ayrılsam bile CHP’yi kurtarmak için ayrılırım” diyen İnce  Sivas Kongresinin yıl dönümü olan 4 Eylül’de memleket hareketinin startını vereceklerini söyledi.  Cumhurbaşkanlığı seçiminde Zonguldak mitingi öncesinde yaşananları anlatan İnce, CHP Bartın Eski Milletvekili Rıza Yalçınkaya  da dahil olmak üzere 14 milletvekili arkadaşının kendisine yakın olduğu için tırpanlandığını ve milletvekili listesine alınmadığını kaydetti. 

Yalçınkaya, İnce’yle birlikte hareket edecek mi?

Muharrem İnce “Herkes konuştu. Bilen de konuştu, bilmeyen de konuştu. Şimdi Muharrem İnce konuşacak” diyerek “Memleket Hareketi”ni başlatmalarının gerekçisini anlatırken  İnce’nin açıklaması sonrası ise gözler Bartın’da İnce’ye yakınlığıyla bilenen CHP Bartın Eski Milletvekili Rıza Yalçınkaya’ya çevrildi.  Yalçınkaya’nın Muharrem İnce’nin “1000 günde memleket hareketi”nin içerisinde yer alıp almayacağı ve yeniden siyaset sahnesine dönüp dönmeyeceği merak konusu oldu.

Hacı Gölbucaklı ve İlknur Erkan da merak ediliyor

Öte yandan yine Bartın’da Rıza Yalçınkaya’nın ekip arkadaşları olarak tanınan ve Yalçınkaya’nın siyaseti bırakmasından sonra CHP Bartın Teşkilatından ayrılan CHP Merkez İlçe Eski Başkanı Hacı Gölbucaklı ve Eski İl Başkanı İlknur Erkan’ın da İnce’nin siyasi hareketinin içinde yer alıp almayacağı merak edilen diğer konular arasında yer alıyor.

“Şimdi Muharrem İnce konuşacak”

1Ayrılsam bile Cumhuriyet Halk Partisini yıpratmak için değil, Cumhuriyet Halk Partisini kurtarmak için ayrılırım” diyen Muharrem İnce’nin işte o açıklamaları!

“Herkes konuştu. Bilen de konuştu, bilmeyen de konuştu. Şimdi Muharrem İnce konuşacak. Bugün ülkemizde 18 yılın sonunda işsizliği arttıran, halkı yoksullaştıran, milli geliri düşüren ekonomideki memnuniyeti buzdolabındaki satışa bağlayan bir cumhurbaşkanı var. Oysa önemli olan evde buzdolabı olması değil, buzdolabının içinin dolu olmasıdır. Türkiye’yi bu noktaya lider partileri getirmiştir. Türkiye’nin hem iktidar hem de muhalefet sorunu aynı anda vardır. Siyasi partilerin işleyişinde demokrasi kalmamıştır. Ne yazık ki bu kötü gidişattan Cumhuriyet Halk Partisi de nasibini almıştır. Cumhuriyet Halk Partisi tarihinde ilk kez Meclis Grup Başkanvekilleri seçimle göreve gelmiyor. Kaldırıldı, Genel Başkan onları atıyor. CHP ile özdeşleşmiş olan ön seçim artık yok. Kurultaylarımızda 5 dakika konuşabilmek için büyük mücadele vermiştir. Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı kurultayda bir konuşmacıyı dahi dinlememiştir. Kendisi konuşup çekip gitmiştir.

“Ayrılsam bile CHP’yi kurtarmak için ayrılırım”

Ayrılsam bile Cumhuriyet Halk Partisini yıpratmak için değil, Cumhuriyet Halk Partisini kurtarmak için ayrılırım. Salıdan salıya iktidarın kuyuya attığı taşları temizlemek, kolay yolu seçmek muhalefet olarak kalmaktan memnun olmak demektir. AKP çökecek. Bunu bende görüyorum. Çökecek ama Türkiye’nin üstüne çökecek. AKP çökerken ne yazık ki Cumhuriyet Halk Partisi bir seçenek, bir kurtarıcı rolü görmüyor Cumhuriyet Halk Partisi bir gözlemci olarak olayı seyrediyor. Türkiye’nin sorunlarını ne tek adam iktidarı ne tek adam muhalefeti çözebilir. “Ben gidersem ülke dağılır” diyenlerle “Ben gidersem parti dağılır” diyenlerin ortak noktaları oturdukları koltuklara duydukları aşktır.

“Başlattığımız hareketin adı 1000 günde memleket hareketidir”

Türkiye seçeneksiz değildir. Saray rejimine mecbur ve mahkum da değildir. Ayrıca Türk seçmeni tutucu da değildir. Yüzde 80’i değişkendir. Ben inanıyorum ki Ecevit’in yüzde 42’si mümkündür, hatta 50+1’de mümkündür. Biz Türkiye’ye bir seçenek sunuyoruz. Bizim başlattığımız hareket bir muhalefet hareketi değildir. Parti içi muhalefet hareketi hiç değildir. Amacımız karamsarlığı, umutsuzluğu yok etmek ve bir çıkış yolu göstermektir. Bugün başlattığımız hareketin adı “1000 günde memleket hareketidir.” Bu hareketin kadrosu alanında uzman, Türkiye’nin sorunlarına kafa yoran, çözüm üreten kişilerden oluşmaktadır. Önümüzdeki günlerde bu kadroyla karşınıza çıkacağız. Zafer hazırlanmaktır. Kadromuzla, söylemimizle, milletimizle zafere hazırlanıyoruz. Bu hareket gücünü de finansmanını da, yönünü de milletten alacaktır. Milletimizin isteklerini kadromuzun vizyonuyla birleştirip yol yürüyeceğiz.

“4 Eylül’de memleket hareketini hep birlikte başlatacağız”

Bu nedenle 4 Eylül’de Sivas Kongresinin yıldönümünde Sivas’ta olacağız. 4 Eylül’de memleket hareketini hep birlikte başlatacağız. “1000 günde memleket hareketi”nin yol göstericisi, bu toprakların en büyük devrimcisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk olacaktır. Bizim hareketimizde asla Atatürk düşmanları olmayacaktır. Nerede olursak olalım gönlümüz her zaman Atatürk’tedir. Aklı ve bilimi esas alacaktır. Irk, din, dil, mezhep, cinsiyet ayrımcılığına şiddetle karşı çıkacaktır. Doğaya ve çevreye saygı ön koşulumuz olacaktır. Kadına şiddet ve çocuk istismarına en yüksek sesle karşı çıkacaktır. “1000 günde memleket hareketi” endüstri 5.0’ı herkesten önce bilecek, izleyecek, uygulayacak, gençlerimizin yaratıcı, yenilikçi görüşlerine en üst düzeyde öncülük edecektir. Yolumuz zordur, kenetlenerek bu zorluğu aşacağız.  Çok kısa sürede size tanıtacağım, alanında uzman, pek siyasetle uğraşmamış, memleket işlerine kafa yoran, çözüm üreten arkadaşlarımla birlikte yollara düşeceğiz. Allah yardımcımız olsun.”

“Yalçınkaya bana yakın olduğu için listeye konmadı”

Konuşmasının ikinci bölümünde Muharrem İnce şu açıklamalarda bulundu:

“2 yıldır arkadaşlarım kırıldı, onları kırdım. Uykusuz geceler geçirdim. Seçim gecesi nerede olduğumu anlatayım. Zonguldak’ın mitingine gidiyorum. Bartın Milletvekilimiz Rıza Yalçınkaya’yı cumhurbaşkanı adayı olarak görevlendirdim. “Git mitingle ilgilen” dedim. Rıza Yalçınkaya yolda öğrendi ki milletvekiliyken yeni listeye konmamış. Tek bir gerekçesi var Muharrem İnce’ye yakın olması. 14 milletvekilinin hepsine tırpan çekilmiş. Mitingle görevlendirdiğim arkadaşım listeye konmamış. Hangi moralle ben miting yapacağım. Sıfır moralle bana miting yaptırdılar.

“Kazanmasın diye ellerinden geleni yapıyorlar”

Televizyonlarda bir Kemal Bey’in reklamı bir de Sayın Erdoğan’ın. Kemal Bey’in reklamını neden veriyorsunuz? O Aday değil ki. Aday benim. Televizyonlara, gazetelere talimat veriyorlar, benim reklamlarımı kesiyorlar. Bana yakın isimleri milletvekili yapmıyorlar. Bu psikoloji altında bana miting yaptırıyorlar ve dünya siyaset tarihinin en yoğun mitingini yapıyoruz. Moralimi bozmak için ellerinden ne geliyorsa yapıyorlar. Billboardlara afişlerimi az asıyorlar. Örgütlere para göndermiyorlar. Kazanmasın diye ellerinden geleni yapıyorlar. 

“4 milyon oyu sokağa bırakmışlar, benden yalan söylememi istiyorlar”

Geldik seçim gecesine “Bana bilgi verin” diyorum bana bilgi vermiyorlar. Elde bilgi yok. Milletin karşısına nasıl çıkacağım? İkinci tura kaldı mı kalmadı mı? Bilmiyorum ki. Sabah oldu “Bütün tutanakları aldınız mı?” diye sordum, “aldık” dediler.  YSK’ya yazı yazdım. Cumhuriyet Halk Partisi kaç sandığa gözlemci vermemiş. 13 bin sandıkta Cumhuriyet Halk Partisi’nin gözlemcisi yok. Bu 4 milyon oy yapar. 4 milyon oyu sokağa bırakmışlar. Peki Erdoğan kaç oy az alsaydı ikinci tura kalacaktı? 1 milyon 300 bin oy. Gece yarısı bizim genel başkan yardımcıları çıktı “Seçim ikinci tura kaldı” dedi, nereden biliyorsun? Senin elinde belge yok ki. 4 milyon oyu sokağa bırakmışlar, benden yalan söyleyip milletin karşısına çıkmamı istiyorlar.”