TUNÇ'TAN ASGARİ ÜCRET ELEŞTİRİLERİNE CEVAP
Ankara Beypazarı'nda kurulması planlanan Beypazarı Karadenizliler Derneği'nin toplantısında konuşan AK Parti Bartın Milletvekili Yılmaz Tunç, asgari ücretin 2 bin 320 TL olarak belirlenmesinin ardından sosyal medyadan yaptığı paylaşıma yapılan asgari ücret yorumlarına ve eleştirilerine cevap verdi. Hükümetin asgari ücret toplantısında işçi ve işveren arasında hakem pozisyonunda olduğunu ifade eden Tunç, 'Gönül isterdi ki asgari ücret 4 bin, 5 bin TL olsun. Neticede bu bir denge. Asgari ücretin 5 bin olması demek, 5 kişi çalıştıran bir özel sektör kuruluşunun maliyetler arttığı gerekçesiyle 2 ya da 3 kişiyi işten çıkarması demek olabilir' dedi.
“Bu işverenle işçi arasında denge işi”
AK Parti Bartın Milletvekili Yılmaz Tunç, Ankara Beypazarı’nda kurulması planlanan Beypazarı Karadenizliler Derneği’nin toplantısına katıldı. Toplantıda Bartın, Zonguldak ve Karabük de dahil Karadenizlilerle bir araya gelen Tunç, geçtiğimiz günlerde asgari ücretin belirlenmesi sonrası sosyal medya hesabından asgari ücretle ilgili yaptığı paylaşıma yapılan eleştirilere ve yorumlara da cevap verdi. “Asgari ücret keşke 5 bin TL olsa” diyerek sözlerine başlayan Tunç, “Ben asgari ücret açıklanınca bir paylaşımda bulunmuştum. Asgari ücret keşke 5 bin TL olsa. Ama işçiyi 5 bin lira maaşla çalıştırabilecek işveren de olması lazım. Asgari ücret özel sektör için, devlet asgari ücretle çalıştırmıyor zaten. Ama asgari ücreti 4 bin ya da 5 bin TL yaptığın zaman mesela 5 kişi çalıştıran bir özel sektör kuruluşu bu sefer ‘maliyet arttı, 5 kişiden 3’ünü işten çıkarıyoruz’ diyecek. Asgari ücret sonuçta işçi ve işverenin bir masada oturduğu ve hükümetin de hakemlik yaptığı bir toplantı neticesinde belirleniyor. Neticede bu bir denge. Gençler tabi bunu bilmediği için 17 yıl önce asgari ücret 184 liraydı. Dolar bazına vurduğumuz zamanda da 110 dolara denk geliyordu. Şuanda ise 2 bin 320 lira ve 390 dolara denk geliyor” ifadelerinde bulundu.
“O zaman ki 184 lira nasıl yetiyordu?”
Geçmişin çabuk unutulduğunu ifade eden Tunç, şöyle konuştu:
“Bu Türkiye’nin alım gücüyle alakalı bir konu. 17 yıl önce toplam milli gelirimiz 250 milyar dolardı. Şuanda 800 milyar dolar. Yani toplam milli gelirimizde bizim 3 kat artmış. Asgari ücrette yine 3 kat artmış. “O zaman ki 184 lira bize yetiyordu” diyor. Nasıl yetiyor? Tabi geçmiş unutuluyor. 18 yıl önce bir öğretmen yaz tatilinde pazarda limon ya da çorap satardı. Bırak asgari ücreti bir öğretmen maaşı bile yetmezdi. Tabi gönül isterdi ki Türkiye’nin geliri 800 milyar dolar değil de 1,5 trilyon olsaydı biz de asgari ücreti 2 bin 320 değil de 4 bin TL yapabilseydik. Bunu isteriz tabi ki. Ama bu Türkiye’nin gelişmesiyle alakalı bir durum. Türkiye bu 18 yıllık dönemde geri mi gitti? Geçmiş dönemdeki iktidarlarda Türkiye -9 küçülürken şimdi 18 yıllık dönemde ortalama yüzde 5 büyümüş.
“Refah seviyesi arttıkça ihtiyaçlar da arttı”
Refah seviyesi arttıkça ihtiyaçlar da arttı. Bundan 18 yıl önceki refah seviyesiyle bugünü kıyasladığımız zaman eski Türkiye’yi özlemiş oluruz. Gençlerin tabi bunu hatırlaması mümkün değil ama belli bir yaşın üstündekiler bunu çok iyi hatırlıyor. Aslında gelişmişliğin en net göstergelerinden biri Dünya Sağlık Örgütünün her yıl yayınladığı bir liste var. 2002 yılında Türkiye’de beklenen yaşam süresi 70 yaşken şuanda ise Türkiye’nin doğumda beklenen yaşam süresi 79. Bu yaşam süresi 9 yıl sağlığa yapılan yatırımla arttı. Türkiye’de refah seviyesi artınca yaşam süresi de 70’den 79’a çıktı.”
“Kendimizi Zonguldak ve Karabük’ten ayrı düşünmüyoruz”
Yılmaz Tunç toplantıda asgari ücretle ilgili açıklamalarının dışında Bartın’daki yatırımları da şöyle anlattı:
“Bartın olarak biz kendimizi Zonguldak ve Karabük’ten ayrı düşünmüyoruz. Zonguldak bizim baba ocağımız ve ne kadar gelişirse bizim için de o kadar iyi olur. Özellikle her 3 ili de ilgilendiren büyük projeler var. Bu projeler hayata geçtiğinde 3 ilde faydası olur. Cumhurbaşkanlığı Strateji Bütçe Başkanlığının bünyesinde olan Zonguldak-Bartın-Karabük Projesinde içinde olan önemli projeler var. Zonguldak-Çaycuma-Bartın-Kurucaşile-Cide yolu mesela bu projenin içerisinde yer alan bir projedir. Bu projenin içinde 5 tünel, 2 viyadük ve 10 köprü var. Tünellerden 3 tanesi bitti, 2 tanesinde de çalışmalar devam ediyor.
“Filyos Projesi, Türkiye’nin en önemli projesi”
Filyos Projesi, Türkiye’nin en önemli projesi. Bu projedeki liman inşaatı 1 milyar lira tutarında. Bu liman Karadeniz Bölgesinin en büyük, Türkiye’nin de 3’üncü büyük limanı olacak. Filyos Projesinin demiryolu bağlantısıyla birlikte düşündüğünüzde, Zonguldak Havaalanını da daha işler hale getirdiğimizde Filyos Limanının arkasındaki endüstri bölgesinde oluşacak yatırımlarla birlikte ki bu alanın kamulaştırılması şuanda devam ediyor, orası adeta Kocaeli bölgesi gibi bir endüstri bölgesi olacak. Adapazarı’ndan Ereğli’ye oradan da Çaycuma ve Bartın’a uzanacak olan bir demiryolu projesi var. Bu proje hem yük hem yolcu taşımacılığına yönelik çift hatlı bir proje. Bu projeler hayal değil, şuanda devam eden projeler.
“Üniversitelerimiz illeri hareketlendirdi”
Bildiğiniz üzere üniversitelerimiz illeri hareketlendirdi. Bölgemizin çocukları artık kendi memleketlerinde okuyabiliyorlar. Türkiye’nin 81 ilinden Bartın’da şuanda öğrenci var ve öğrenci sayımız 17 bin. Bartın, üniversiteden önce kış dönemi akşamları sessizliğe bürünürdü. Şimdi her taraf şehir merkezinde cıvıl cıvıl. Eğitim anlamında da üniversitelerimiz bölgemizin kalkınmasında bir lokomotif oluyor. Bartın’da da Bartın Üniversitesi ilimizin kalkınmasında bir lokomotif. İlimizi göç veren illerden artık nüfusu artan iller konumuna geçirdik. Organize Sanayi Bölgemizdeki yatırımlarda devam ediyor. Karadeniz Bölgesinin en büyük trafo merkezlerinden bir tanesinin Bartın’da inşaatını tamamladık. Oradaki fabrikalara enerji yetmiyordu. Bu 380’lik trafo merkezi tam 120 milyonluk bir yatırım ve bunu bu sene itibariyle hizmete açtık.
“Biz her şeyi satmadık”
Organize Sanayi Bölgemizin yanına bir ikinci organize sanayi bölgesi daha yapıyoruz. Bunun kamulaştırmaları devam ediyor ve oraya da en az 40 fabrika daha gelecek. İki organize sanayi bölgesindeki fabrika sayımız toplamda 80’i bulacak. Bazen muhalefet “Her şeyi sattınız. Bir tane fabrika mı yaptınız?” diyor. Bu çok slogonik bir iddia. Genç kardeşimiz bazen buna inanıyor. Bunu görmek için Bartın’a gelsinler. Bartın’daki organize sanayi bölgesine 35 tane fabrika yapılmış. Biz hiçbir şeyi satmadık. Bizden önce bu ülkede özelleştirme vardı. Bartın’da mesela biz 17 yıldır özelleştirme yapmadık. Bartın’daki çimento fabrikası bizden önce batmıştı. Biz onu çalıştırabilecek birisine verdik ve şuanda Sanko yeni yatırımlar ve sistemlerle çalışmalarına devam ediyor.
“Bizim dönemimizde birçok fabrika Bartın’da açıldı”
Bartın’da 13 kereste fabrikası vardı ve bunlar 90’lı yıllarda özelleştirildi. Şuanda bunlar atıl vaziyette duruyor. Bizim dönemimizde ağaç endüstrisine dayalı birçok fabrika Bartın’da açıldı. Buna benze kuruluşlarımız şehrimizin her yerinde çoğalsın istiyoruz. İkinci organize sanayi bölgesindeki kamulaştırma davaları da bittiğinde birçok fabrika daha Bartın’a gelecek. Bölge insanımıza yaşadıkları memlekette iş ve eğitim imkanı vermek için her türlü gayreti gösteriyoruz. Zonguldak ve Karabük illerimizde üzerine düşen yatırımları alıyor.
“Yaza kadar Kumluca yolunun baraj geçişi tamamlanacak”
Bartın’a 7 milyar liralık bir kamu yatırımı yaptık. 41 tane okul yaptık. çocuklarımızı ve gençlerimizi o köhne binalardan daha iyi okul binalarına kavuşturduk. Valilik binasından tutundan birçok kamu binasını Bartın’a kazandırdık. Bartın şehir merkezi de dahil belde ve ilçelerimizdeki derelerin tamamını ıslah ettik. Devam eden dere ıslah çalışmalarımız da var. Bartın’a kısa sürede 3 tane baraj yaptık. Bartın şuanda yağmur yağdığında bu barajlar sayesinde artık rahat uyuyor. Kumluca yolu üzerindeki Kozcağız Barajı da bitiyor. Kumluca yolunun da şimdi viyadükleri yapıldı. Bu yaza kadar inşallah Kumluca yolunun baraj geçişi de tamamlanacak ve bu beldemize ulaşım daha kolay olacak.
“Arıt yolunun zor kısımları bitti”
Kozcağız- terminal arası duble yolunda çalışmalar başladı ve şuanda yapılıyor. Kışla Barajını da tamamladık. Şuanda Bartın’a çevre yolu lazım. Arıt yolunda da zor kısımları tamamladık ve şuanda daha kolay kısımlarını yapıyoruz. Arıt yolumuz tamamlandığında yeni çevre yolumuzla birleşecek. Bartın’ın arkasından gelecek olan çevre yolunu Kozcağız yoluyla birleştireceğiz. Bartın’da ayrıca 400 yataklı bir hastanenin inşaatına başladık. 158 milyon liraya ihalesi yapıldı. Tabi zeminde bir takım sıkıntılar oldu ve zemin etütleri bayağı gecikti. Sonrasında yeniden bir zemin etüdü yapıldı ve ihalede biraz artış oldu. Bununla birlikte bu yaklaşık 200 milyon liralık bir yatırım. Bu hastanemizi de inşallah önümüzdeki 2,5 yıl içerisinde Bartın’a kazandırmanın gayreti içerisinde olacağız.
“Betona değil, insana yatırım yaptık”
Bütün beldelerimizde ve bazı büyük köylerimizin hepsinde aile sağlığı merkezlerimiz mevcut. Yaklaşık 30 tane aile sağlığı merkezi yaptık ve 70’in üstünde aile hekimimiz bölgelerinde hizmet veriyor. Halkımızın sağlığıyla da yakından ilgilenmenin gayreti içerisindeyiz. Her alanda memleketimizi geliştiriyoruz. Bize “Okuldan, barajdan, yoldan bahsediyorsun. Bunların hepsi betona yatırım. Parayı betona gömdünüz” diyorlar. Hayır bunlar insana yatırım. Hastane insan sağlığı için, yol olmadan iş verende işçi de işine gidemez. Üniversite olması lazım ki ülkemiz eğitimde gelişmiş ülkeler seviyesine çıksın. Yaptığımız hizmetlerin hepsi aslında insana yatırım.
“Bu insana yatırım değil mi?”
Milli silahlarımızı üretiyoruz. Bu insana yatırım değil mi? Bunu kendimizi korumak için üretiyoruz. Milli savaş gemimiz insana yatırım değil mi? Bunların hepsi ülkemizi savunmak ve milletimizi korumak için. 17 yıldır hep insana yatırım yaptık, inşallah yapmaya da devam edeceğiz. Tabi bunları gençlere anlatmak kolay değil.”