Tunç: 'YSK'ya baskı yapıldığı iddiaları gerçek dışıdır'
AK Parti Bartın Milletvekili Yılmaz Tunç, TBMM Genel Kurulu'nda seçim sonuçlarında şaibe yaratan durumların ve seçim sonrası sürecin incelenmesi için HDP'nin verdiği araştırma önergesi hakkında konuştu. Tunç 'YSK'ya baskı yapıldığı iddiaları gerçek dışıdır, hukuka saygılı olduğunu söyleyenlerin, karar öncesinde YSK üyelerini nasıl tehdit ettiğini, üyelere nasıl hakaret ettiğini milletimiz görmüştür' dedi.
AK Parti Bartın Milletvekili Yılmaz Tunç, TBMM Genel Kurulu’nda seçim sonuçlarında şaibe yaratan durumların ve seçim sonrası sürecin incelenmesi için HDP’nin verdiği araştırma önergesi hakkında konuştu. Seçimlerin yargı organlarının genel yönetim ve denetimi altında yapıldığını ifade eden Tunç, “Anayasa'nın 79'uncu maddesine göre "Seçimler, yargı organlarının genel yönetim ve denetimi altında yapılır." Seçimlerin başlamasından bitimine kadar seçimin düzen içinde yönetilmesi ve bütün işlemleri yapma yetkisi, yaptırma yetkisi, Danıştay ve Yargıtay’dan seçilen üyelerin oluşturduğu, yüksek hâkimlerden oluşan Yüksek Seçim Kurulu tarafından yürütülmektedir. İl ve ilçelerde de yine en kıdemli hâkimlerin başkanlığında bu işlemler yürütülmektedir. Ülkemizde seçim sonuçlarına itirazlar sadece 31 Mart seçimlerinde olmamıştır. Bundan önceki bütün seçimlerde de seçim sonuçlarına belki bundan daha fazla itirazlar olmuş ancak büyükşehirlerdeki ve İstanbul'daki sonuçlar nedeniyle 31 Mart seçimlerindeki itirazlar daha fazla gündem oluşturmuştur” dedi.
“YSK’ya baskı yapılmamıştır”
Yüksek Seçim Kuruluna (YSK) baskı yapıldığı yönündeki iddialara katılmanın mümkün olmadığını kaydeden Yılmaz Tunç, “Yüksek Seçim Kuruluna baskı yapıldığı yönündeki iddialara katılmak mümkün değildir. Son bir aydır kamuoyu, milletimiz gördü. Yüksek Seçim Kurulu üyelerine yönelik, Sayın Cumhurbaşkanımızdan, AK Parti yetkililerinden herhangi bir ifade kullanıldığını hiç kimse görmemiştir ama maalesef Yüksek Seçim Kurulu üyeleri hakkında tehdide varan, hakarete varan ifadelerin kimler tarafından kullanıldığını milletimiz net bir şekilde görmüştür. 31 Mart seçim sonuçlarına yüzlerce itiraz yapılmıştır. Bu itirazlar sadece AK Parti veya MHP tarafından da yapılmamıştır, seçime katılan tüm partiler itiraz yetkilerini kullanmışlardır. İtiraz sonuçlarına baktığımızda da AK Parti ve MHP'nin itirazlarının kabul edildiği, diğer partilerin itirazlarının reddedildiği şeklindeki iddiaların hiçbiri doğru değildir. Örneğin, Yusufeli'de seçimi AK Parti kazanmıştır. CHP'nin itirazı üzerine seçimin yenilenmesine karar verilmiştir. Ankara Büyükşehirde, Çorum Sungurlu'da, Aydın Çine'de, Eskişehir Tepebaşı'da, İstanbul Büyükçekmece'de, Antalya'nın ilçelerinde AK Parti’nin itirazları hep reddedilmiştir. MHP'nin Maltepe itirazı reddedilmiştir. Bitlis Tatvan ve Hizan'da belediye meclisi sonuçlarına yapılan AK Parti’nin itirazı reddedilmiştir. Benim seçim bölgem Bartın'da 39 bin geçerli oyun kullanıldığı, 148 farkın olduğu bir sonuçta yeniden sayım talebimiz reddedilmiştir. Buna benzer yüzlerce itiraz vardır. Bu itirazlar içerisinde AK Parti’nin ve MHP'nin reddedilen yüzlerce itirazı olduğu gibi diğer partilerin kabul edilen itirazları da vardır. Bunlardan da hiç kimse bahsetmemektedir” şeklinde konuştu.
“Kanundan doğan hakları görmezden gelemeyiz”
Doğudaki sandıklarda fazla görevli bulunduğu iddiası hakkında da konuşan Tunç; “Önergede bahsedilen Diyarbakır Silvan'daki durum, bir sandıkta 85 görevli… Bunlar güvenlik görevlisi, seçimin düzen ve intizamını bozanlara karşı bir önlem. Bunlar sandık mahalline giremeyen kişiler. Sandık mahallinde olacak kişiler belli. Her sandıkta en fazla 7 kişi görevlendirilebilir ama bu görevlendirmeler güvenlik güçleridir. Tabii ki güvenlik güçlerinin, orada görevlendirildikleri için de o sandıkta oy kullanma gibi, kanundan doğan hakları vardır. Bu hakkı da görmezden gelemeyiz” dedi.
“Seçimlerdeki usulsüzlük ve kanunsuzluklar hakkında itiraz yolu açık”
Son olarak seçimlerdeki usulsüzlük ve kanunsuzluklar hakkında itiraz yolunun açık olduğunu belirten Tunç, “Seçimlerde usulsüzlük yapan, seçimin düzen ve intizamını bozan, seçimin dürüstlüğünü engelleyen, ihmal ya da kusuruyla bunu yapan kişiler hakkında, eğer somut deliller varsa seçim süreci boyunca seçim kurullarına, Yüksek Seçim Kuruluna itiraz mümkün. Eğer suç unsuru ihtiva ediyorsa elbette ki cumhuriyet savcılıklarına her zaman itiraz mümkündür. Yani bu iş yasamanın değil, bu iş seçim kurulunun, Yüksek Seçim Kurulunun ve yargının görevidir. Nitekim hakkında suç duyurusunda bulunulup da soruşturma açılan seçim görevlileri vardır” ifadelerinde bulundu.