Tunç: 'Terörün yanında durmayı hiçbir hukuk düzeni korumaz'

HDP'nin Meclis Genel Kuruluna sunduğu 'Tutuklu milletvekillerinin maruz kaldıkları hukuksuzluklar, yargılama usullerinin adil olmadığı, yargının tarafsız ve bağımsız hareket etmediği'ne dair meclis araştırması yapılmasıyla ilgili grup önerisi hakkında konuşan AK Parti Bartın Milletvekili Yılmaz Tunç, 'Dünyanın hangi demokratik ülkesinde bir terör örgütünün propagandasına müsamaha edilir?' diye sordu.

Tunç: 'Terörün yanında durmayı hiçbir hukuk düzeni korumaz'

AK Parti Bartın Milletvekili Yılmaz Tunç, HDP tarafından Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kuruluna sunulan “Tutuklu milletvekillerinin maruz kaldıkları hukuksuzluklar, yargılama usullerinin adil olmadığı, yargının tarafsız ve bağımsız hareket etmediği”ne dair meclis araştırması yapılmasıyla ilgili grup önerisi hakkında konuştu. Mecliste AK Parti grubu adına konuşan Tunç “HDP grup önerisiyle haklarında soruşturma ve kovuşturma açılan HDP milletvekillerinin adil yargılanma haklarının ihlal edilip edilmediğine yönelik meclis araştırması açılması talep edilmektedir. Gerekçede bahsedilen milletvekilleri hakkındaki soruşturma ve kovuşturmaların  önemli bir kısmı 20 Mayıs 2016 tarihinde gerçekleştirilen dokunulmazlıkların kaldırılmasına dair anayasa değişikliğiyle başlamıştır” dedi.

“Kanunlar ihlal edildiğinde yargı yaptırım uygular”

Önergede adı geçen HDP milletvekillerinin PKK terör örgütüyle ilgili sarf ettiği sözleri Meclisteki milletvekillerine hatırlatan Yılmaz Tunç şöyle konuştu:

Hatırlayacak olursak o günlerde HDP Eş Başkanı da “Dokunulmazlıkları kaldıralım. Biz varız” demişti. Ama Meclise geldiğinde de HDP grubu olarak fikir değiştirmişlerdi. Mecliste 376 oyla anayasa değişikliği kabul edildi ve bekleyen dosyalarla ilgili bir süreç başladı. Türkiye Cumhuriyeti Devleti bir hukuk devletidir. Anayasası vardır, kanunları vardır. Anayasası ve kanunları ihlal edildiğinde de yaptırımları uygulayacak yargısı vardır.

“Yargının tüm bunlara kayıtsız kalabileceğini nasıl düşünüyorsunuz?”

40 yıldır ülkemizi rahatsız eden, binlerce insanın yaşam hakkını ihlal eden PKK Terör Örgütünün Ele Başısı hakkında “Başkan Apo’nun heykelini dikeceğiz heykelini!” derseniz, terör örgütünün kazdığı hendekler için “Bu direniş kazanacaktır. Öyle hendek, çukur diyerek küçümsemeye çalışanlar da dönüp tarihe baksın” derseniz, Kobani olaylarında sokak çağrısı yapıp 50’den fazla vatandaşımızın ölümüne neden olursanız, demokratik bir hukuk devletinde yargının tüm bunlara kayıtsız kalabileceğini nasıl düşünüyorsunuz?

“Dünyanın hangi demokratik ülkesinde bir terör örgütünün propagandasına müsamaha edilir?”

Yine bir Eş Başkan “Biz sırtımızı YPG’ye, PYD’ye yaslıyoruz. Bunu söylemekte, bunu savunmakta hiçbir sakınca görmüyoruz” diyebilmiştir. Bu PYD, bu YPG milyonlarca insanı yerinden yurdundan eden, mülteci yapan, Akçakale’de okulun bahçesindeki çocukların üzerine havan topu ve mermi fırlatan PKK’nın Suriye’deki kolları değil mi? Yine önergede adı geçen bir HDP milletvekili “PKK’nın öyle bir gücü var ki PKK sizi tükürüğüyle boğar, tükürüğüyle” diyebilmiştir. Dünyanın hangi demokratik ülkesinde bir terör örgütünün propagandasının yapılmasına bu derece müsamaha edilebilir?

“Terör ve şiddetin yanında durmayı hiçbir hukuk düzeni korumaz”

İnsan hakları mücadelesi iddiasında bulunurken en temel insan hakkı olan yaşam hakkını ihlal ederek demokratik siyasetin yerine terör ve şiddetin yanında durmayı hiçbir hukuk düzeni korumaz. Eğer araştırma önergesi verilecekse terör örgütünün 40 yıldan bu yana ülkemize ve insanlarımıza verdiği zarar hakkında verilmelidir. Eğer araştırma önergesi verilecekse 60 gündür Diyarbakır’da “Evlatlarımızı istiyoruz” diyen annelerin gözyaşları hakkında verilmelidir.  Önergede bahsedilen bazı eski milletvekillerinin kimi ilk derece mahkemeleri kimi Yargıtay’ın bozduğu kararlar neticesinde tahliye olmuşlardır.

“Bahsedilen o isimlerin birçoğu tahliye edilmiştir”

Aslında bahsedilen o isimlerin birçoğu da yine yargı kararlarıyla tahliye edilmiştir. Süreç içerisinde yargı gerekli kararları vermektedir. Bağımsız ve tarafsız yargının işidir. Anayasanın 138. Maddesi görülmekte olan davalarla ilgili olarak bir araştırma komisyonu kurulamayacağı hükmüne zaten amidir. Bu nedenle bu konuda bir araştırma komisyonu kurulması da mümkün değildir. O nedenle biz yargı kararlarına saygı duymak sonucu beklemek zorundayız. Bırakalım ve bağımsız ve tarafsız yargı görevini yapsın.”