Tunç, mecliste HDP önergesi aleyhinde konuştu
'Biz 'hayır' diyen herkese terörist demiyoruz'
Nurdan Eroğlu
AK Parti Bartın Milletvekili Yılmaz Tunç, TBMM Genel Kurulunda 16 Nisan referandumu öncesinde ‘hayır’ propagandalarının engellendiğine dair HDP tarafından verilen önergenin aleyhinde konuştu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım’ın ‘hayır’ diyenlere terörist demediğini kaydeden Tunç, “Biz terör örgütlerinin ‘hayır’ dediğini söylüyoruz. Bunları söylememiz ‘hayır’ verecek herkesin terörist olduğu anlamına gelmez. Ama terör örgütlerinin hayır propagandası yaptığını söylemeyi engellemek de ‘evet’ diyenlere baskıdır” dedi.
AK Parti Bartın Milletvekili Yılmaz Tunç, TBMM Genel Kurulunda 16 Nisan referandumu öncesinde ‘hayır’ propagandalarının engellendiğine dair HDP tarafından verilen önergenin aleyhinde konuştu. Anayasa değişikliğinin her 10 yılda bir darbelerle karşılaşan ülkemizde artık darbe sebebini ortadan kaldıracak vesayetçi yapıyı anayasadan silen çok önemli düzenlemeler içerdiğini ifade eden Tunç, “HDP grup önergesinin aleyhinde söz aldım. HDP grup önerisi ile referandum sürecinde hayır propagandası yapanlar baskılar yapıldığı, hayır propagandaların engellendiği, iddiaların araştırılmasına ilişkin araştırma önerisi talep ediliyor. 16 Nisan’da gerçekleştireceğimiz anayasa değişikliği referandumu kurma yetkisini doğrudan millete veren, yargının tarafsızlığını da daha da güçlendiren, her 10 yılda bir darbelerle karşılaşan ülkemizi artık darbe sebebini ortadan kaldıracak vesayetçi yapıyı anayasadan silen çok önemli düzenlemeler içeriyor” dedi.
“BİZ HAYIR DİYEN HERKESE TERÖRİST DEMİYORUZ”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım’ın ‘hayır’ diyenlere terörist demediğini vurgulayan Yılmaz Tunç, şu şekilde konuştu:
“Şimdi sürekli tekrar edilen bir husus var. “Sayın Cumhurbaşkanım, Sayın Başbakanım hayır diyenlere terörist” dedi. Böyle bir şey söz konusu değil. Teröristlerin PKK DHKPC, HDP, FÖTÖ vb. bu örgütlere mensup kişilerin hayır yönündeki propagandaları hepimizin malumu. Biz şimdi onların hayır vereceklerini söylüyoruz. Bunlar terör örgütü bunları söylüyoruz. Bunları söylememiz hayır verecek herkesin terörist olduğu anlamına gelmez. Ama terör örgütlerinin hayır propagandası yaptığını söylemeyi engellemek de evet diyenlere baskıdır. Bundan da bu çıkar. Kesinlikle böyle bir şey söz konusu değil. Türkiye’de evet verenlerinde hayır verenlerinde propaganda serbestliği kapıları ardına kadar açık. Nerede kapalı? Hollanda da kapalı Avrupa ülkelerinde kapalı. Bu ülkenin güçlenmesini büyük ülke olmasını dünya projelerine adım atmasını demokrasinin güçlenmesini cumhuriyet rejiminin güçlenmesini halk iradesinin yönetime yansımasını istemeyen ülkelerde de HDP’li milletvekilleri de CHP’li milletvekillerine salonlar açık T.C. dışişleri bakanına adalet bakanına aile bakanına salonlar kapalı. Milletimiz fotoğrafı çok iyi biliyor.
“MİLLET DOĞRUDAN DOĞRUYA HÜKÜMETİNİ SEÇEMEZ” DİYENLER HAYIR DEMEKTE SERBEST”
18 maddelik değişiklik bunlar çok önemli. 18 maddenin ne getirdiğini millete anlatmıyorsunuz diyorsunuz. Asıl anlatmayan sizsiniz. Her bir maddelerle ilgili çarpıtmalarla karşılaşıyoruz. Maddeye baktığımız zaman farklı, hayırcıların propagandalarına baktığımız zaman doğru olmayan hususlar görüyoruz. Sanki rejim değişikliği gibi sunmaya çalıştınız. Artık milletimiz gerçeklerin farkına varıyor. Bunlar cumhuriyet rejimini, hukuk devleti ilkesini güçlendiren değişiklilerdir. Anayasamızın ilk dört maddesinde üniter yapı korunuyor. İlk dördü daha da tahkim eden üniter yapıyı kuvvetlendiren değişiklikler bunlar. Parlamento aracılığı ile değil millet baktığınızda sizde bunu göreceksiniz. Ama bunu milletimiz görüyor. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle hükümet kurma yetkisini millete veriyoruz. Parlamento aracılığı ile değil. Millet önüne konulacak olan iki sandıkta birisinde parlamentoyu meclisi seçecek, diğerinde de cumhurbaşkanlığı hükümetini seçecek. Nasıl belediye başkanlarını meclis üyelerini doğrudan seçiyorsak aynı şekilde seçecek. Millete bu yetkiyi çok görenler, hayır millet doğrudan doğruya hükümetini seçemez aracı yoluyla olması lazım değenler hayır vermekte serbest.
“MİLLET KENDİ HÜKÜMETİNİ DOĞRUDAN SEÇEBİLECEK GÜÇTE”
Ama biz inanıyoruz ki bu millet kendi hükümetini doğrudan seçebilecek güçte. Milletimize güvenmek lazım keşke millete güvenebilseniz. O millet parlamentoyu yani meclisi de seçerek meclis eliyle seçmiş olduğu hükümeti denetletecek. Keşke şu 18 maddeyi bir okuyabilseniz. Ama çarpıtmaktan vakit bulamıyorsunuz. Kendi dertlerinizi sürekli dile getirdiğiniz için başlangıçta oluşturduğunuz tezin üzerinden gitmek zorunda kalıyorsunuz. Bu seçimde istikrar var. Millet 5 yıllığına seçtiği cumhurbaşkanının icraatını beğenirse bir dönem daha seçebilecek. İki dönemden fazla yok. İşte onun için korkuyorsunuz. CHP Genel Başkanı onun için korkuyor. 7 defa kurultay, seçim kaybetmek mümkün olmayacak. bir kere seçim kaybettiğinde o genel başkan orada duramayacak. İşte bu sistemin en önemli özelliği bu.
“FETÖ’CÜLERİN LİSTE HALİNDE YERLEŞMESİNE CHP SEBEP OLDU”
2007 yılında bir anayasa değişikliği yaptık. Cumhurbaşkanını meclise seçtirmediniz. O zaman dedik ki Millet seçsin.” O zaman da millet seçmesin dediniz. “Cumhurbaşkanını millet seçemez” dediniz. Hayır propagandası yaptınız. Ama “Biz millet o yetkiye sahiptir” dedik. Şimdi halkın seçtiği bir cumhurbaşkanı var. Halkın seçtiği bir başbakan var. İkisinin arasında bir uyum problemi yok. Gelecekte çocuklarımızın yaşayacağı şu güzel ülkede krizler olmasın diye bu hükümet modelini cumhurbaşkanlığı seçim modeline uydurmamız ve bunu yapmamız gerekir. Hâkimler ve savcılar Kurulunun seçimini eleştiriyorsunuz. Aynı seçim usulü ile FETÖ benzeri yapılanmalar bu sistemde mevcut sistemde buna açık bir durum söz konusu. Bunu siz yaptınız. 2010’da Anayasa Mahkemesine gittiniz. Liste usulünü getirttiniz. FETÖ’cülerin liste halinde oraya yerleşmesine CHP sebep oldu.
“CHP GENEL BAŞKANI MİLLETVEKİLİ OLAN BİR GENCİN 65 YAŞINDAN ÖNCE EMEKLİ OLMAYACAĞINI BİLİYOR”
18 yaş meselesi halen çarpıtılıyor. Benim 4. Dönemim. 10 yıldır milletvekiliyim. Milletvekili emeklisi değilim. Milletvekilliğimi bıraksam bile emekli olamıyorum. Bu çarpıtmaları artık yapmayın. Binlerce insanın karşısına geçip “18 yaşında bir genci milletvekili yapacaklar ve 2 yıl sonra da emekli olacak” diyebiliyorsunuz. Bunu en iyi bilen geçmişte SSK Müdürlüğü yapmış olan Sayın CHP’nin Genel Başkanı bilmeli. 18 yaşında milletvekili olan bir genç 65 yaşından önce emekli olamaz. Bu çarpıtmalara milletimiz artık itibar etmiyor. Neymiş askerlikten muaf olacakmış. Yok, böyle bir şey. Madde açık okur yazarlığınız yok mu? “Askerliği ile ilişiği olmayacak” diyor. “Yani askerliğinin ertelenmiş olması gerekiyor” diyor. Bu çarpıtmalarla hiçbir yere varamazsınız. Neymiş Cumhurbaşkanı sabahleyin kalktığında meclisi feshedebilecekmiş. Böyle bir şey var mı burada? “Cumhurbaşkanı TBMM seçimini yenilerse kendi görevi de sona erer” diyor. “Hatta 2. Döneminde yaparsa bunu bir daha aday olamaz” diyor. Niye çarpıtıyorsunuz? Maddenin diğer cümlesini de okumazsanız dürüst davranmamış olursunuz.”
“ÇOCUKLARIMIZ İÇİN REFERANDUMA ‘EVET’ DİYORUM”
Yılmaz Tunç, milletvekili sıralarından yapılan sataşmalara da cevap verdi. Tunç, “Başbakanımızı kesinlikle yalanlama söz konusu değil. Başbakanımız “100 bin imza ile meclis seçimleri yenilenebilir” cümlesi kullanmadı. Cumhurbaşkanımızın da böyle bir ifadesi yok. Ancak sizin yalanladığınız çok ifadeler var. Sizler “Bu sistemde başbakan var” dediniz. Siz “Halkın seçtiği bir cumhurbaşkanı halkın bir başbakan arasın da bir uyum sorunu olursa bu kriz nasıl önlenecek?” dediniz. Evet diyerek önleyeceğiz. Sayın Kılıçdaroğlu gaf mı yaptı yoksa bilinçaltında söylemek istediği bir şey mi var? Halkın seçtiği bir cumhurbaşkanıyla halkın seçtiği bir başbakanı bu modelde mutlaka yürütmeyi tek çatı altında birleştirmek zorundayız. Yürütmeyi güçlendirmek, hükümeti güçlendirmek zorundayız. Bunu sadece biz bu değerde savunmuyoruz. Geçmişte Alparslan Türkeş, Necmettin Erbakan, Muhsin Yazıcıoğlu, Turgut Özal, Demirel de savundu. Bu dönemde de savunmaya devam ediyoruz. Yürütme de güçlü olacak, onu denetleyen Meclis de güçlü olacak. Yargıda da tarafsız olacak. Bunun değişikliklerin özü budur. Türkiye’yi daha demokratik daha çağdaş istikrar üreten sisteme çevirmek zorundayız. 10 yılda bir darbe üreten değil sürekli istikrar üreten halkın ve meclisin denetimine tabi olan hükümet modelini bu ülkeye kazandırmak durumundayız. Geleceğimiz için çocuklarımız için çok önemli bir karar aşamasındayız. Referanduma evet diyorum” dedi.