Tunç 'Listelerden rahatsızlık olmadı'

AK Parti Grup Başkanvekili ve Bartın Milletvekili Yılmaz Tunç, çeşitli televizyon kanallarına Partisinin seçim beyannamesini ve aday tanıtımını değerlendirdi. İlk olarak açıklanan listeler ve uygulanan 3 dönem kuralıyla ilgili açıklama yapan Grup Başkanvekili Tunç, “Listelerimiz açıklandı. Adaylarımız biraz sonra kamuoyuyla paylaşılacak. Seçim beyannamemizde milletimizle paylaşılacak. Salonda büyük bir heyecan dalgası var. Salon dışında insanlarımız var. Büyük bir sinerji oluştu. Liste açıklandıktan sonra bir rahatsızlık olmadı. Olumlu karşılandı. 3 dönem kuralının uygulanması nedeniyle sağlanan değişim arkadaşlarımız tarafından olumlu karşılandı. Bende 3 döneme takılan milletvekillerinden birisiyim. Arkadaşlarımız siyasetin sadece meclis grubundan ibaret olmadığını hep söylüyorlar. Partide başka görevlerde var. Sivil alanda da yine milletimize hizmet edilecek alanlar çok. Bu anlamda bakıldığında meclis grubunun  yenilenmesi -elbette orada tecrübeli arkadaşlarımız var- yeni gelecek olan arkadaşlarımızla birlikte Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin ikinci dönemini yaşamış olacağız” dedi.

“Gençlere ve kadınlara önem veren bir liste”

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin birinci dönemi çok başarılı geçtiğini kaydeden Yılmaz Tunç, AK Partinin 14 Mayıs Seçim Beyannamesini ise şu sözlerle değerlendirdi:

“Bana göre; Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin birinci dönemi çok başarılı geçti. Ben Adalet Komisyonu Başkanıyken 7 tane Yargı Reformu Paketi çıkardık. Gece-gündüz çalıştık. Pandemide bile insanlar sokağa çıkamaz Mecliste komisyonlarımız çalıştı. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin ilk uygulamasıydı. Şimdi bu tecrübenin üzerine ikinci dönem başlıyor. Listelerdeki yeni bir heyecan, teşkilatların yenilenmiş olması arazide bir sinerji oluşturacak. Kadınların ve gençlerin temsili ki listeye baktığımız zaman genç bir kardeşimiz büyük bir şehirde listenin en başına konulabiliyor. Gençlere ve kadınlara önem veren bir liste söz konusu. Toplumun çok değişik kesimlerim temsil edildiğini görüyoruz. Çok değişik meslek gruplarının olduğunu görüyoruz.

“Türkiye’nin yüzünü gösteren bir tabloyla karşı karşıyayız”

Türkiye özetini gösteren, Türkiye’nin yüzünü gösteren bir tabloyla karşı karşıyayız. Milletimizden aldığı yetkiyle de Türkiye’yi temsil eden Cumhur İttifakının anayasa değişikliği yapabilecek bir çoğunluğu sağlayacak bir desteğe mazhar olacağını ben inanıyorum. AK Partinin yasamada görev yapacak olan milletvekili adayları belli. Orada çok değişik meslek gruplarından, akademisyenlerden, gerek ekonomi alanında gerek hukuk alanında Meclise faydası olacak çok nitelikli arkadaşlarımız var. Parlamentoda çok başarılı çalışmalara imza atacak kişiler var. Sayın Bakanlarımızın başarıları ortada. Bunlar parlamentoya büyük bir katkı sağlayacaklar. Sayın Cumhurbaşkanımız kabineyi açıkladığında da bu yüzleri göreceğiz.

“23 hedef, 6 ana başlık var”

Bu dönem çok önemli bir dönem. Türkiye Yüzyılının inşasına başladığımız bir dönem olacak. Türkiye Yüzyılı vizyon belgesi bir genel çerçeveydi. Şimdi önümüzdeki 5 yıl içerisinde bu vizyon belgesini ete kemiğe büründüren açıklamasını seçim beyannamemizle yapıyoruz. Somut hedefler var. 23 hedef, 6 ana başlık. Türkiye’nin, Cumhuriyetimizin ikinci yüzyıla başlarken 6 ana başlıkta hedeflerimiz ne olacak? Bunları net bir şekilde ortaya koyan ve neler yapılacağını tek tek anlatan bir seçim beyannamesi göreceğiz.

“11 ili biran önce ayağa kaldıracağız”

Türkiye’nin afet riskine karşı korunması anlamında öne aldığımız bir başlık var. 11 ili biran önce ayağa kaldırmamız lazım. Orada insanlarımızı biran önce sıcak konutlarına kavuşturmamız lazım. AK Parti bunu yapabilir mi? Herkes yapabilir diyor. Muhalefette bunu yapamaz diyemiyor. Vatandaşımız “Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bunu yaptı, yine yapar” diyor. Bu nedenle “14 Mayıs’a doğru adım, doğru karar, doğru adam” diyoruz. Afet riskine karşı dirençli şehirler oluşturmayı nasıl yapacağız bu seçim beyannamemizde olacak.

“Hedefimiz milli gelirimizi 1,5 trilyon dolara çıkarmak”

Eğitimden sağlığa, kültüre varıncaya kadar insanı güçlendiren, aileyi güçlendiren, kadını güçlendiren, gençliği güçlendiren, çocukları koruyan, toplumu güçlendiren 21 yıllık kazanımların üzerine yenileri nasıl ilave edeceğiz? Ekonomik refahı nasıl arttıracağız? Bütün bunlar ortaya konuluyor. Güçlü ekonomiyi nasıl inşa edeceğiz? Yatırım, üretim, istihdam, ihracat politikamızın sürekliliğini nasıl sağlayacağız? Türkiye’yi 2028’de 1,5 trilyon dolar milli gelir hedefimiz var. 2002’de devraldığımızda 250 milyar dolardı. Bunu dört katına çıkarmayı başardık. 1,5 trilyon dolara niye çıkmasın? Kendi enerjimizi üretirsek, kendi doğalgazımıza, kendi nükleer santralimize kavuşursak, enerjiye harcadığımız parayı kendi ekonomimiz içerisinde kullanırsak endüstrimizi katma değerimizi yükseltirsek, savunma sanayimizi daha da güçlendirirsek neden olmasın?

“Yeni demokratik bir anayasa Türkiye’nin ihtiyacı var”

20 yılda alt yapımızı hemen hemen tamamladık. Barajlar, tüneller, otobanlar, bunlar kolay olmadı. Çok çalışarak oldu. En önemlisi de demokrasinin güçlendirilmesi, yeni anayasa vaadi, hukuk devletini güçlendirmek anlamında da çok önemli reformlara imza attık. Bununla da kalmamız lazım. İnsan hak ve hürriyetlerinin önünde bir engel varsa bunları kaldırmamız lazım. Başörtüsü gündeme geldi. “Dini inancı” kelimesini kaldırmak istediler ve Mecliste uzlaşamadık. Yeni demokratik bir anayasa Türkiye’nin ihtiyacı var. Bu anayasayı yapacak nitelikli çoğunluğu da ihtiyaç var. Milletimiz bunu da görerek oyunu kullanacak.

“6’lı masa kaos vaat ediyor”

Yeni hükümet sistemi en büyük reformdu. Şimdi karşımızdaki ittifak Sayın Kılıçdaroğlu Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminden vazgeçeceklerini söylüyor. “Bu yetkiyi almak ve parlamenter sisteme geri dönmek istiyorum” diyor. Parlamenter sistemin ne olduğunu milletimiz hatırlıyor. Parlamenter sistem demek krizler demek, koalisyonlar demek, 1,5 yılda bir değişen hükümetler demek. 6’lı masa bunun daha kötüsünü vaat ediyor. Cumhurbaşkanı adayı olacak. 7 tane yardımcısı olacak. Biri hayır dediğinde cumhurbaşkanı karar alamayacak. Böyle bir yönetim sistemi olmaz. Anayasada buna cevaz vermez. Dolayısıyla kaos vaat eden bir durum söz konusu.

“Doğru zaman, doğru karar”

Salonda sloganlarımız çok anlamlı. “Doğru zaman, doğru karar” Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılına girdiğimiz zaman doğru zaman, doğru karar. Cumhurbaşkanımız dış politikada dünyanın takdir ettiğini bir siyaset izliyor. Dengeli, hakkaniyetli bir politika izliyor. Muhalefet “Rusya-Ukrayna savaşında taraf tutalım” diyor. Adeta Türkiye’yi savaşa sürükleyen bir politika. Ona evet deseydik, doğru karar vermemiş olacaktık. “Suriye’de ne işimiz var? YPG bize mi saldıracak?” diyen Kılıçdaroğlu’nun sözüne gitseydik doğru karar vermemiş olacaktık. Bir terör devletine müsaade etmiş olacaktık. Libya’ya asker gönderirken tezkereye hayır diyen Kılıçdaroğlu’nun sözüne gitseydik doğru karar vermemiş olacaktık. Doğu Akdeniz peşkeş çekilmiş olacaktı. “Azerbaycan’a cihatçı gönderiyorlar” kara propagandası yapan Kılıçdaroğlu ve danışmanına uysaydık 31 yıllık Ermeni işgalinden kardeşlerimizi kurtaramayacaktık.

““Türkiye Yüzyılı için hemen şimdi” diyoruz”

Milletimiz doğru karar verecektik. Ben buna yürekten inanıyorum. İstikrar içerisinde Türkiye’yi büyütmeye, Türkiye’yi küresel krizlerden korumaya, Türkiye’yi dalgalı bir okyanusta tecrübeli bir kaptanla gemiyi en güzel şekilde yönlendirebilecek Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a, dünyanın en büyük, en tecrübeli liderine evet diyecektir. Bu nedenle “Doğru zaman, doğru karar, doğru adam” sloganı çok hoşuma gidiyor. “Türkiye Yüzyılı için hemen şimdi” diyoruz. İnşallah milletimiz 21 yıllık kazanımların üzerine yeni kazanımları ilave edecek bir yolu açacaktır.”