Tunç, Kurucaşile'de Chp Ve Hdp'ye Seslendi

'Kimseyi kandıramazsınız'

Tunç, Kurucaşile'de Chp Ve Hdp'ye Seslendi

Haber Merkezi

AK Parti Bartın Milletvekili Yılmaz Tunç, referandum çalışmalarına tüm hızıyla devam ediyor. Bartın’ın Kurucaşile İlçesi’ndeki mahalle ve köy muhtarlarıyla bir araya gelen Tunç, anayasa değişikliği ve Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemiyle ilgili açıklamalarda bulundu. Koalisyonların tarihe karışacağını ve milletin doğrudan hükümeti seçeceğini ifade eden Tunç, Türkiye’de siyasi istikrarı sağlayan, kalkınmayı hızlandıran bir hükümet sistemine ‘evet’ diyeceklerini söyledi.

AK Parti Bartın Milletvekili Yılmaz Tunç, referandum çalışmaları kapsamında Bartın’ın Kurucaşile İlçesi’ndeki mahalle ve köy muhtarlarıyla kahvaltıda bir araya geldi. Kahvaltıda İl Genel Meclis Başkanı Kenan Dursun, Kurucaşile Belediye Başkanı Mehmet Zihni Sayın, AK Parti İl Başkan Yardımcıları Cihat Bilgin, Murat Yıldırım, AK Parti Kurucaşile İlçe Başkanı Necati Erkal,  İl Genel Meclis Üyesi Murat Erfındık, Belediye Meclisi üyeleri, teşkilat mensupları ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri de yer aldı. Anayasa değişikliği ve Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemiyle ilgili açıklamalarda bulunan Yılmaz Tunç,  ‘hayır’ kampanyası yapan CHP ve HDP’nin anayasa değişikliğinin maddeleri ile ilgisi olmayan konuşmalarla çarpıtmalarda bulunduklarını söyledi. Tunç, “Gerçeği milletimiz görüyor. Kampanya süresince bunların çarpıtmalarını çürüttükçe ‘evet’ oranı çok çok yükseklere çıkacak ve çocuklarımızın geleceği için ülkemiz yeni bir döneme adım atacak” dedi.

 “REJİM DEĞİŞİKLİĞİ DEĞİL, HÜKÜMET SİSTEMİ DEĞİŞİKLİĞİ”

Anayasa değişikliğiyle hükümet sisteminde değişiklik yapıldığını kaydeden Yılmaz Tunç, “Anayasa değişikliği ile hükümet sistemimizde değişiklik yapılıyor. Yürütme iki başlı olmaktan kurtarılıyor. Bu durum bazı kesimler tarafından rejim değişikliği gibi sunulmaya çalışılıyor. Rejim dediğimiz zaman devletin şekli anlaşılmaktadır. Devletin şekli cumhuriyet. Anayasanın değişmez maddeleri arasında yer alan devletin şekli ile ilgili bir tartışma yok. Demokratik ülkelerde geçerli olan hükümet sistemleri belli. Bu sistemlerden birini tercih etmek, o ülkenin kanun koyucusunun takdirinde. Hükümet sistemleri, devlet organlarının birbirleri ile olan ilişkilerine göre tasnif ediliyor. Yasama, yürütme, yargı kuvvetlerinin birbirinden ayrı olup olmamasına göre tasnif ediliyor. Yargı hepsinde ayrı. Ancak yasama ve yürütmenin zayıf ya da kuvvetli ayrılmasına göre sistemler, Parlamenter, Yarı Başkanlık, Başkanlık şeklinde kendini gösteriyor” şeklinde konuştu.

“HALK ÜLKEYİ YÖNETECEK HÜKÜMETİ DOĞRUDAN BELİRLEYECEK”

Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin, ülkemize özgü şartlar dikkate alınarak, dünyadaki hükümet sistemlerinin uygulamasından elde edilen tecrübeler de göz önünde bulundurularak hazırlandığını belirten Tunç, “Halkın doğrudan sandıkta kendisini yönetecek hükümeti belirlemesi, icraatını beğenirse bir dönem daha seçebilmesi, ve aynı anda milletvekillerini de seçerek Meclisin hükümeti denetlemesini sağlaması Cumhuriyet rejimine en uygun, en demokratik bir hükümet sistemidir” ifadelerinde bulundu.

“DİKTATÖRLÜK İDDİALARININ İÇİ BOŞ”

Anayasa değişikliği ile tüm yetkilerin cumhurbaşkanında toplandığı yönündeki eleştirilerin hiçbir geçerliliğinin bulunmadığını kaydeden Tunç, “Yürütme yetkisi cumhurbaşkanında evet doğru. Başbakanlık olmayacak. Yerine devletin başı olan cumhurbaşkanı aynı zamanda yürütmenin de başı olacak. Bakanlarını parlamento dışından kendisi belirleyecek. Yasama yetkisi TBMM’de. TBMM bu yetkisini bizzat kullanacak. Hükümetten bütçe haricinde tasarı gelmeyecek. Yasama daha da güçlendirilmiş olacak. Cumhurbaşkanlığı Kararnameleri kanuna aykırı olamayacak. Kanun üstünlüğü esas, cumhurbaşkanının tüm karar ve işlemleri yargı denetimine tabi, yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı da teklifle daha da güçlendiriliyor” açıklamasında bulundu.

“HÜKÜMETE GÜVENOYUNU MİLLET VERECEK”

“Güvenoyu meselesi hep eleştiri konusu yapılıyor” diyen Tunç, “Milletvekili seçimleri ile birlikte yapılacak olan cumhurbaşkanlığı seçimlerinde cumhurbaşkanı güvenoyunu zaten milletten alacak. Milletin güvenoyu verdiği bir cumhurbaşkanı zaten sistem gereği görevine başlamış olacak. Milletin kararı üzerinde bir karar verilmesini istemek demokratik bir tutum mudur” şeklinde konuştu.

“SADECE GENSORU MÜESSESİ KALDIRILIYOR”

Şu anda Meclisin denetim yetkisini, gensoru, meclis soruşturması, meclis araştırması ve soru önergesi ile kullandığını ifade eden Yılmaz Tunç, “Anayasa değişikliği ile, sadece gensoru müessesi kaldırılıyor.  Çünkü sistem artık değişiyor. Yasamanın içinden çıkan bir hükümet yok. Milletin doğrudan iş başına getirdiği cumhurbaşkanının başkanlığında bir hükümet var. Mevcut sistemimizde cumhurbaşkanı sadece vatana ihanetten yargılanabiliyor. Getirilen sistemde ise artık yürütmenin başı olacağı için bakanlar ile birlikte Meclis Soruşturması usulü ile Meclisin denetimine tabi olacak. Meclis soruşturması açılabilmesi için gerekli nisaplar konusunda eleştiri yapıldı. Değerli arkadaşlar. TBMM’de 600 milletvekili olacak. 301 milletvekili ile soruşturma açılabilecek. Gensoru müessesinin nasıl işlediğini hepimiz biliyoruz. Gensoruların artık bir grup önerisinden bir farkı kalmadı. Meclis soruşturması sonuçları itibariyle çok ciddi bir iştir. Yüce Divan iddiası ile yola çıkıldığında iddiaların tutarlı ve temeli olması ve somut delillere dayanması gerekir. Meclisin salt çoğunluğu ile bu sürecin başlatılması yeterli olmalıdır. Aksi takdirde, günümüzdeki gensoru müessesesi gibi bu da dejenere edilerek amacından saptırılabilir. Cumhurbaşkanı ve bakanlarının yıpratılması için bir araç olarak kullanılabilir. Teklifle, mevcut sistemde sorumsuz olan cumhurbaşkanına yeni sistemle Meclis denetimi getirildiği halde “Meclisin denetim yetkisi kaldırılıyor” eleştirilerinin bir dayanağı yoktur. Diğer denetim müesseseleri meclis araştırması ve soru önergeleri de aynen devam ediyor” dedi.

“KİMSEYİ İNANDIRAMAZSINIZ”

Cumhurbaşkanının yeni sistemde yürütmenin, hükümetin ve devletin başı olduğunu ifade eden Yılmaz Tunç,  “Cumhurbaşkanı yeni sistemde yürütmenin başı, hükümetin ve devletin başı. Mevcut sistemimizde Kanun Hükmünde Kararname (KHK) çıkarma yetkisi var. Kanun Hükmünde Kararname kanunla eşdeğer. Yeni sistemde KHK kaldırılıyor. Yerine Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi getiriliyor. Kanunla eşdeğer mi? Hayır. Kanunla düzenlenen hususlar Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile düzenlenemeyecek. Aynı konuda kanun varsa kanuna üstünlük tanınacak. Temel hak ve özgürlükler, siyasi haklar kararname ile düzenlenemeyecek. Kararnamelere karşı yargı yolu açık. Cumhurbaşkanının idari tasarruflarına karşı yargı yolu açık. Kanun teklif etme yetkisi Mecliste, Meclis daha da güçlendiriliyor. Bütçe teklif etme yetkisi cumhurbaşkanında ama bu da Meclisin kabulüne bağlı. Kanun teklif edemeyen, bütçe konusunda Meclise bağlı olan, seçimle gelip seçimle giden, Meclis Soruşturma Komisyonu ile yasama denetimine tabi bir kişinin diktatör olacağı yönündeki propagandalara kimseyi inandıramazsınız” şeklinde konuştu.

“HAKİMLER ARASINDAKİ GRUPLAŞMALAR KALDIRILIYOR”

Yargı bağımsızlığının yanı sıra tarafsızlığı da getirmek zorunda olduklarını kaydeden Tunç, “HSYK’nın yapısında 2010’da değişiklik yapmıştık. Bizim niyetimiz neydi? HSYK üyelerinin yarısı ilk derece mahkemelerinde görev yapan hakim ve savcılar tarafından seçilsin. Her seçmen bir adaya oy vererek HSYK’da çoğulcu bir yapı oluşsun. Kanun koyucunun iradesi bu yöndeydi. Ancak CHP Anayasa Mahkemesine başvurdu ve Anayasa Mahkemesi seçim usulünde bir iptale gitti ve liste usulü seçimler gerçekleşti. Ve HSYK bir grubun eline geçmiş oldu.  Anayasa Mahkemesinin kararı ile HSYK çoğunlukçu bir yapıya büründü. HSYK seçimleri yargıda gruplaşmalara neden oldu. Yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığını zedeleyecek bir noktaya geldi. Bu sorunu ortadan kaldırmak gerekiyor. Teklifle bu sorun ortadan kaldırılıyor. Üye sayısı 22’den 13’e düşürülüyor. Adalet Bakanı ve müsteşarı kurulun doğal üyesi olmaya devam edecek. 4 üyeyi cumhurbaşkanı hukukçular arasından belirleyecek. 7 üyeyi ise TBMM, Yargıtay ve Danıştay üyeleri arasından seçecek. Bu seçimde de nitelikli çoğunluk aranacağından iktidar partisinin çoğunluğu yetmeyeceği için iktidar ile muhalefet uzlaşarak seçecek. Adliyelerdeki seçimler hakimler arasındaki gruplaşmalar ve FETÖ benzeri yapılanmalara yol açtığı için artık kaldırılıyor” ifadelerinde bulundu.

“ANAYASA MAHKEMESİ CUMHURBAŞKANININ KONTROLÜNE GEÇMEYECEK”

“Anayasa Mahkemesi üyelerinin seçimi ile ilgili olarak askeri yargının kaldırılması nedeniyle iki asker kökenli üye düşecek. Üye sayısı 17 değil, 15 olacak” diyen Tunç, “15 üyenin seçimi ile ilgili bir değişiklik yok. aynı şekilde 3 üye TBMM Sayıştay ve baroların seçtiği adaylar arasından, 12 üye 3’ü Yargıtay, 2’si Danıştay, 3’ü YÖK’ten seçilerek gelen 4’ü de cumhurbaşkanının 1.sınıf hakim ve savcılar ve üst kademe yöneticileri arasından belirleyeceği üyelerden oluşmaya devam edecek. Anayasa Mahkemesi üyeleri 12 yıllığına seçiliyor. Cumhurbaşkanı ise 5 yıllığına seçiliyor. Dolayısı ile cumhurbaşkanı kendi görev süresi içerisinde 1 ya da 2 üye ancak seçebilir. O da kendisine önerilenler arasından olduğu için Anayasa Mahkemesinin cumhurbaşkanını kontrolüne geçtiği yönündeki eleştirilerin hiçbir geçerliliği yoktur” ifadelerinde bulundu.

“CUMHURBAŞKANININ MECLİSİ FESİH YETKİSİ YOK”

Cumhurbaşkanının istediği zaman Meclisi feshedeceğine yönelik eleştirilere de değinen Tunç, “Bunun üzerinden tek adamlık vurgusu  yapılıyor. Gerçek bu değil. Bu yetki birlikte seçime gitme şeklinde uygulanabilecek. Cumhurbaşkanı, sistem tıkandığında, milletvekili seçimlerinin yenilenmesine gidebilecek. Ancak bu halde kendi görevi de sona erecek. Böyle bir yetkiyi hiçbir cumhurbaşkanı kolay kolay kullanmak istemeyecektir. Ne zaman kullanabilecektir? Artık sistem kilitlenmiş ve kamuoyu bu kilitlenmenin sebebini de biliyor, bu durumda seçimler yenilenebilecektir. Cumhurbaşkanının haklı gerekçeler olmadan seçimi yenilemesi durumunda yeniden seçilmesinin zorlaşacağını da unutmamak gerekir. Parlamentonun da yine haklı gerekçelerle bu yolu gitmesi gerekir. Aksi takdirde her şey yolunda giderken cumhurbaşkanının görevini sonlandırmak için bu yola giderse, yapılacak seçimlerde, o cumhurbaşkanı daha büyük bir çoğunlukla gelecek. Parlamento ise büyük ölçüde değişecektir. O nedenle seçimi yenileme yetkisini tek taraflı imiş gibi göstermek tamamen bir algı yönetiminden ibarettir” dedi.

“DARBELER TARİHE KARIŞSIN DİYORSAK EVET DEMEK ZORUNDAYIZ”

Anayasa değişikliğinin 18 maddesinin de birbirinden değerli ve gerekli olduğunu vurgulayan Yılmaz Tunç, son olarak “Bu değişiklikle artık sıkıyönetimin kaldırılıyor. OHAL yetkisi yeniden düzenleniyor. OHAL Kanun Hükmünde Kararnamelerinin Mecliste görüşülmesi zorunluluğu getiriliyor. Silahlı Kuvvetler Devlet Denetleme Kurulunun kapsamına alınıyor. Milli Güvenlik Kurulunun yapısındaki değişiklikler, seçilme yaşının 18’e düşürülmesi, milletvekili sayısının artırılması, cumhurbaşkanının tek başına yapacağı işlemler ile Yüksek Askeri Şura kararlarına yargı yolunun açılması, anayasamızı sivil ve demokratik bir anayasa özelliğine kavuşturacak önemli düzenlemelerdir. Bu değişikliklerle artık Türkiye’de darbeler de tarihi karışacak” dedi.