Tunç: 'Enflasyon aslında dünyanın krizi'
AK Parti Bartın İl Danışma Meclisi Toplantısı, Karadeniz Bölge Koordinatörü Murat Büyükçe, AK Parti Bartın Milletvekili ve TBMM Adalet Komisyonu Av. Yılmaz Tunç, AK Parti İl Başkanı Turhan Kalaycı, İl Genel Meclisi Başkanı Kenan Dursun, AK Partili İl Genel Meclisi Üyeleri ve Belediye Meclisi Üyeleri, AK Partili Belediye Başkanları ile partililerin yoğun katılımıyla gerçekleştirildi.
Halk Eğitim Merkezi Toplantı Salonu’nda gerçekleştirilen toplantıda açılış konuşmasını yapan AK Parti Bartın İl Başkanı Turhan Kalaycı, İl Başkanlığı olarak devam eden çalışmaları anlatırken “Bugüne kadar emeği geçenlere teşekkür son kayıplarımız 19 Ocak 2021 tarihinde yaptığımız kongremizle, yenilenen kadrolarımız sahaya hakim bir şekilde kutlu yürüyüşünü devam ettiriyor. Sorunlarla ilgilenen, çözen veya öneriler sunan bir yapımız ve anlayışımızla yola devam ediyoruz. Sivil toplum örgütleri, köy ve mahalle muhtarlarımızla, sendikalarımız, iş adamlarımız ve de halkımızla iç içe olduk. Bartın’ın sorunlarını yerel ve genel olarak çözmeye çalıştık, çalışıyoruz. Son yıllarda dünyanın zorlandığı Avrupa da tuvaletlerde hastane koridorlarında ölenlerin olduğu pandemi sürecini liderimizin öncülüğünde en başarılı şekilde yürüttük, yürütüyoruz. Pandemiyle boğuşurken, yangınlar ve seller bizleri yordu ama başardık. Gündüzleri sel bölgelerinde geceleri düğünlerde olduk ve bizler teşkilat olarak esnafımızı sık sık ziyaret ettik. Adalet Komisyonu Başkanımızla beraber ziyaretlerde bulunduk. Ziyaretler yaptık. Her an her zaman kendimizi diri tuttuk. Maskesinden gıdasına ihtiyacı olanın yanında olduk. Yangınlarda cenazelerde yüreğimiz ve bedenimiz kardeşlerimizle beraberdi. Birçok yerde ne sosyal medyada paylaştık ne de yerel medyada yer aldık ama halkımızın derdiyle dertlendik” dedi.
“Enflasyon yok diyen, devekuşu misali yaşamış olur”
Muhalefeti hedefine alarak sözlerine devam eden Kalaycı, AK Parti ve hükümete yönelik eleştirilere de yanıt vererek şunları söyledi:
“Bugün pandeminin getirdiği enflasyon yani küresel bir enflasyonla mücadele ediyoruz. Troller diyor ki enflasyon sadece Türkiye’de var halbuki diğer ülkelerde özellikle Avrupa da şuan zor durumda. İş adamlarımız ve yurtdışında akrabası olanlar iyi bilirler tüm dünya küresel enflasyonla mücadele ediyor, artık net ortaya koyalım. RTE liderliğindeki Türkiye her türlü iç ve dış engellemelere rağmen Cumhuriyet yürüyüşleri, 367 Garabeti, E- muhtıra gezi olayları, 17-25 Aralık Yargı Darbesi, 6-7 Ekim Olayları Terör ve FETÖ kalkışması Brunson krizi, pandemiye rağmen Türkiye'yi 3 kat büyütmüş ama nedense bu olayları yapanlar İsimleri yalan , soyadı iftira adları talan, soyadı yavuz hırsız olanlar haklı öyle mi? Onları eleştiren yok. Nedense onlar hep haklı gösterilmeye çalışılıyor. Acı olan, gerçek şu. Dün bizimle aynı sofrada karnı doyanlar bugün düşmanlık içinde. İnsanı üzen de bu. Savunma sanayimiz ilk kez yurt dışına silah sattı. Çok büyük atılımlar yaptı. Silah yaparsın gerek yok, bizimle mi savaşacak derler. Hastane yaparsın, ‘bu kadar betonla hangi müteahhiti zengin ediyorlar, ne gerek var, ya hasta olmazsa’ derler. Havaalanı yaparsınız, uçak inmezse derler. Yol yaparsınız, pahalı, kim geçecek derler ilk önce de utanmadan sıkılmadan kendileri gereçler. Terörün kökünü kazırsın, Suriye'de ne işimiz var derler Mehmetçiğin değil teröristin cenazesine giderler. Milliyetçiyiz deyip PKK ile kol kola yürürler. Hiç kimsenin ekmeğiyle oynamayacağız diye seçimlerde söz vermediler mi? Namus ve şeref sözü. Sadece İstanbul da 10 bin işçiyi çıkarıp 45 bin işçi almadı mı? Namusları da şerefleri de bu kadar.
“2023’de de göreceksiniz”
Değerli arkadaşlar neyi anlatayım? Bugün geldiğimiz noktada enflasyon yok diyen, devekuşu misali yaşamış olur. Elbette var. Genel Merkezimiz , Liderimiz bu sorunları biliyor. Yok efendim kimse Reise doğruyu söylemiyormuş, haberi yokmuş. Çevresi sarılıymış. Bu iletişim çağında hepiniz çok iyi biliyorsunuz, hiçbir şeyin gizli kalmadığı bu dönemde Türkiye Cumhuriyeti'nin en başarılı liderinin halkın içinden yetişmiş liderinin haberi yok öyle mi? AK Partili kardeşim de buna inanır mı? AK Parti Teşkilatı gibi, her ay Lideri ile buluşan başka bir teşkilat var mı, selde devleti gördük, yangında gördük, pandemide gördük, enflasyonda da göreceksiniz, 2023’de de göreceksiniz. Aziz milletimiz Türkiye düşmanlarına asla geçit vermeyecektir. Umut bağladıkları gençlik onlara en iyi tokadı bu zamana kadar attığı gibi 2023’de de atacaktır. Gençliğimiz vatanının ve milletinin yanındadır. Arkadaşlar AK Parti Teşkilatı olarak açık ara 1. Partiyiz. Bunu unutmayınız. Ama biz çok çalışmalıyız. Tabi ki yorulacağız. İçinizde Liderine inanmayan varsa, içinde şüphe olan, güvensizlik olan varsa inancını tazelesin , imanını tazelesin algılara çalgılara kanmasın.
“Buna canı gönülden inanıyoruz”
Ey Rabbim inandığımız yolda , liderimizin izinde, onu arkasından hançerleyenlerin çoğaldığı dönemde kanımızın son damlasına kadar bizleri liderine sahip çıkanlardan eyle, dönek olmayı, kalleş olmayı, yılgın olmayı, mazeret üretmeyi, şikayet etmeyi, tahammülsüz olmayı, fırıldak olmayı, vefasız olmayı bizlere nasip etme Ya Rabbi. Türkiye Tarihinin en başarılı liderinin arkasında, yanında durmayı bize nasip ettin, Ayasofya'nın cami olduğunu bize gösterdin, Mescid-i Aksa’nın da özgür olduğu günleri göster Ya Rabbi. Mafyayı bitiren, terörü bitiren, yıllar sonra enflasyonu tek haneye düşüren, paramızdan altı sıfırı atan, sağlıkta devrim yapan, demokrasinin, kadın haklarının, engellilerin, yaşlının, mazlumun, mağdurun yanında duran, Cumhuriyet tarihinde yapılan hizmetleri kat ve kat artıran, en çevreci hükümet milyonlarca ağaç diken, binlerce kilometre yol yapan, havaalanları, hızlı trenleri, okulları, hastaneleri ve de en önemlisi herkesin evinin ve arabasının olduğu Türkiye'yi görmeyenlerden ne hizmeti yapmış diyenlere bütün hizmetleri yapan hükümetin hizmetlerini görmeyenler Türkiye'de her alanda yapılan devrimi görmeyenler İstanbul Büyükşehir Belediyesinin ibriğini anlata anlata bitiremeyenlere ibrikçi başı Ekrem'e methiye düzenlere ne sözümüz olabilir, Allah ıslah etsin. Tarih tekerrürden ibarettir, tarih yeniden milletimizin öncülüğünde yazılacak inşallah. Müjdeler olsun Türkün şanlı duruşunu, yürüyüşünü, yeni dinamik Türkiye'nin kurulduğunu Türk birliğinin ve İslam birliğinin kurulduğunu hayata geçtiği günleri zalimlere efendi mazlumlara hizmetkar olan Türkiye'yi göreceksiniz. 2021’den 2023’ü konuşmak bunun ayak sesleridir. Buna canı gönülden inanıyoruz. Bugün bize düşen görev sabırlı olmak birlikteliğimize zarar verecek olan söz ve fiillerden uzak durmaktır. Birbirimizi Allah için sevmek, davamız için liderimiz için sevmektir. Hükümetimiz üzerine düşeni fazlasıyla yapacaktır.
“Teşkilat olarak çalışmamıza odaklanmalıyız”
Asıl önemli olan, biz partimiz için Bartın’da ne yapacağız. Nasıl çalışacağız. Biz teşkilat olarak çalışmamıza odaklanmalıyız arkadaşlar. Yalan ve iftira ile gemisini yürüttüğünü zannedenler 15 seçim kaybedip hala partisinin başında olanlar, sanki zafer kazanmış edasıyla yürüyenlere mi halkımız meyil edecek, Necip milletimiz her zaman ferasetini göstermiştir. Allah haktan adaletten bizleri ayırmasın. Doğru yol üzerine olanlardan eylesin. Bu duygu ve düşüncelerle genişletilmiş il danışmamızın hayırlara vesile olmasını diliyor bu organizasyonda görev yapan burayı hazırlayan tüm komisyon üyelerimize, Kadın Kolları ve Gençlik Kollarımıza teşekkür ediyorum.”
Tunç: “Zaten sahadayız vatandaşımızın arasındayız”
AK Parti Bartın Milletvekili ve TBMM Adalet Komisyonu Başkanı Av. Yılmaz Tunç da Bartın’daki yatırımlardan bahsederken Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi başta olmak üzere dış politika ve ülke ekonomisine ilişkin birçok konuyu ele aldı.
MHP heyetinin yaşamış olduğu trafik kazası nedeniyle de geçmiş olsun ve taziye dileklerini ileten Tunç, “Son zamanlarda Bartın’da meydana gelen kazalar hepimizi üzdü MHP’nin otobüsü kaza yapmıştı Belediye Başkan Yardımcımız Ahmet Kömeç ve Tuna Mahallemizin muhtarımızın eşi ve MHP İl Başkan Yardımcısı Murat Sevilmiş vefat etti. Allah rahmet eylesin. Mekanları cennet olsun. Yaralılarımıza da acil şifalar diliyorum. Belediye Başkanımızın da tedavisi devam ediyor. İnşallah kısa süre içerisinde sağlıklarına kavuşurlar” dedi. İktidara yönelik eleştirilere de yanıt veren Tunç, konuşmasında şu ifadelere yer verdi:
“Bugün Genişletilmiş İl Danışma Meclisimizi yapıyoruz. İnşallah hem ilçelerimizde, hem beldelerimizde, köy ve mahallelerimize varıncaya kadar, bu toplantılarımızı her zaman eksiksiz bir şekilde yaparak teşkilat çalışmalarımızı en güzel şekilde değerlendirip muhasebemizi yapıp, planlarımızı, programlarımızı yapıp, geleceğe emin adımlarla yürümeye devam ederiz. Danışma Meclis Toplantıları aynı zamanda bir eğitim toplantısı, istişare toplantısı. Dolayısıyla aile içerisinde yapılan bir toplantı. Basına açık bölümden sonra sizlerin özellikle mikrofona geçip görüşlerinizi aktarmanız çok değerli. Sizlerden alacağımız bu görüşleri elbette ki İl Başkanımız, Genel Merkez Koordinatörümüz, hepimiz partimizin en üst kademesi il yönetiminde değerlendirilerek Ankara’ya Genel Başkanımıza kadar ulaştırılarak adeta sahanın bir fotoğrafını burada da çekmiş oluyoruz. Zaten sahadayız vatandaşımızın arasındayız. Yaz dönemini geride bıraktık ve yoğun bir tempoda yaz çalışmalarımızı gerçekleştirdik. Ak Parti, milletin içerisinden hiç çıkmadan teşkilatımızla beraber 11 Ağustos’ta sel oldu Bartın’da, sel zamanında selden hasar gören yerlerde her gün derelerdeydik, vatandaşlarımızın sıkıntılarını paylaştık. Yapılması gerekenleri oradan hemen yerinde tespit ettik. Bakanlarımızın ziyaretleri oldu Bakanlarımızla birlikte tespit ettik ve süratle yaraları sarmanın gayreti içerisinde olduk. Bundan sonra da vatandaşımızın iyi gününde kötü gününde her zaman biz varız, Ak Parti var, teşkilatımız var, sizler varsınız. İyi günlerinde, kötü günlerinde her zaman onlarla olmanın gayreti içerisinde olmaya devam edeceğiz.
“Türkiye çok büyük bir buhran yaşardı”
Tabi pandeminin etkisi bütün dünyayı kasıp kavurdu. Dünyanın en güçlü ekonomileri bu küresel pandemi krizinden, küresel ekonomik krizden etkilendi. Ve bundan vergide en az etkilenen ülke Türkiye. Evet fiyatlarda girdi maliyetleri nedeniyle yükselen enflasyon söz konusu ama o enflasyonu yüzde 30’lardan yüzde 40’lardan tek haneli rakamlara indiren Recep Tayyip Erdoğan, Ak Parti iktidarı. Şuanda eleştirdikleri ve enflasyon niye çift haneli rakamlara çıktı diye eleştirenler aslında bütün dünyanın krizi olduğunu unutturmak istiyorlar. Bugün İngiltere’de raflara bakın Almanya’da petrol istasyonlarına bakın yurtdışında akrabası olanlar sorsunlar oralardaki alım gücü ne hale geldi. Dünyanın krizi. Türkiye’de ekonomik krizler olurdu, dünyada kriz yokken Türkiye’de ekonomik kriz olurdu. 2001 krizini yaşadık, 1994 krizini yaşadık, ondan önceki yıllarda krizler yaşandı. Ama dünyada kriz yokken Türkiye kriz yaşardı. O parlamenter sistemde yaşamadığımız kriz kalmamıştı. Şimdi pandemi nedeniyle dünyadaki üretimin azalması, talebin fazlalaşması nedeniyle bütün dünyayı etkileyen bir fiyat artışı söz konusu. Bu artışlardan elbette ülkemiz de etkileniyor. Ama en az etkilenmesi noktasında da iktidarımızın gayreti söz konusu. Eğer, bugün iktidarda AK Parti olmasaydı Recep Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanımız olmasaydı, alt kadrolar iş başında olmasaydı, bugün pandeminin altında başta sağlık sistemi olmak üzere ekonomik anlamda çok büyük bir buhran yaşardı Türkiye.
“Faiz indirimine bile karşı çıkan bir muhalefet söz konusu”
Bakınız Türkiye’de pandemiye rağmen üretim arttı mı azaldı mı? Arttı, ihracatımız 212 milyar doların üzerine çıktı. Ak Partiden önce ihracat ne kadardı, 36 milyar dolar. 36 milyar dolar ihracat yaparken pandemi falan yoktu. Pandemiye rağmen Türkiye üretti. Ürettiğini yurtdışına sattı. İşte şimdi üreticiyi daha çok desteklememiz lazım. Türkiye’nin kalkınması, vatandaşın alım gücünün artması, üretimin artmasından geçiyor. Sanayilerin çarklarının dönmesinden geçiyor. İşte onun için ne yapıyor Merkez Bankası, tedbir alıyor. O tedbirlere karşı muhalefet ne yapıyor? Güven bunalımı oluşturmaya çalışıyor. Faiz indirimine bile karşı çıkan bir muhalefet söz konusu. Faizin inmesi ne demek? Üretimin teşvik edilmesi demek, kredi faiz oranlarını aşağıya inmesi demek sanayicinin ucuz finansla fabrikasında çarklarını döndürmesi demek. Üretimin artması halkın refahının artması demek. Biz daha çok üretim için bu tedbirleri alırken, muhalefet şimdi sanki bir ağlama duvarı. Bütün televizyon tartışmalarını açın bu faiz niye indirildi, yükseltseydik niye yükseltti diyeceklerdi. O yüzden de biz doğru bildiğimiz yoldan şaşmadan milletimizin lehine olan her türlü kararı almaktan geri durmayan bir AK Parti iktidarıyız. Cumhurbaşkanımız bu milletin aleyhine olacak hiçbir adımı atmaz.
“Her şeyin farkındayız”
Bugün pandemiye rağmen ekonomik büyümede Türkiye kaçıncı sırada dünyada? Birinci sırada. Türkiye son çeyrekte yüzde 22 civarında büyüme gerçekleştirdi. Yani bu oran Avrupa ülkelerinden de fazla. Diyorlar ki bu büyüme neden yansımıyor? Yansıyor, yansıyacak. Bu büyüme oranları, pandeminin etkilerini ortadan kalkması, aşılama oranlarının yükselmesi ve bu pandemi sıkıntısı sona erdikten sonra Türkiye’deki bu büyüme oranları da artacak enflasyonda yine o eskiden yüzde 5’e kadar düşürdüğümüz enflasyon rakamlarında bu Türkiye 2023’ten önce görecek inşallah. Her şeyin farkındayız, vatandaşımız şunu biliyor; bütün sorunların altında Ak Parti kadroları Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde altından kalkmaya muktedir veriliyor. Başka var mı çözebilecek bu problemleri? Biz çözeriz diyorlar, biz birlik olduk. Nasıl birlik oldunuz? Kimler var ittifakınızda? Gizli olanlar var, açık olanlar var. Hangi memleket meselesinde ortak düşünüyorsunuz siz? Terör ile mücadelede CHP, İyi Parti, HDP ortak bir düşünceniz var mı terör ile mücadelenizde. HDP’ye bakışınız nasıl? YPG’ye bakışınız nasıl? CHP Genel Başkanı YPG terörist değildir, bize mi saldıracak diyen genel başkan değil mi? Birisi diyor biz HDP ile beraber değiliz, öbürü beraberiz diyor. Eğitim politikanız sizin aynı mı? HDP’nin eğitim politikası ile CHP’nin İyi Parti’nin eğitim politikası aynı mı? Anayasa konusunda aynı mı düşünüyorsunuz siz? Anayasanın değişmez maddeleri konusunda siz ittifak olmuşsunuz aynı mı düşünüyorsunuz? Memleketin, ülkenin en temel konularında terör ile mücadele, ekonomi, eğitim, anayasa, anayasanın değişmez maddeleri bunlar noktasında aynı düşünmeyen partilerin seçim kazandıktan sonra bu ülkeyi yönetebilmesi mümkün mü?
“2023 tarihi öncesi Filyos’a doğalgazımız ulaşacak”
Terör ile mücadele, birisi diyecek ki Suriye’ye girmeyelim, öbürü girelim. Nasıl kara alacaklar? Diyorlar ki parlamenter sisteme geri dönersek sorunları çözeriz. Pandeminin etkisiyle, küresel ekonomik krizin yeni hükümet sisteminden kaynaklandığının algısını oluşturmaya çalışıyorlar. Halbuki öyle değil Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçildi, hızlı karar alan, hızlı uygulayan, gecikmeye mahal olmayan bir yönetim sistemi ile kuvvetler ayrılığı tam anlamıyla uygulanan, yasaması çalışan, yürütmesi, yargısı bağımsız, kuvvetler ayrılığının tam anlamıyla uygulandığı bir yönetim sistemi 3 yıldır uygulanıyor. 3 yılda geriye dönük başarılarına bir bakın. 30 yıldır Azerbaycan, Ermenistan işgali altındaydı. Nasıl hızlı karar alındığını, nasıl mücadele edildiğini, Türkiye’nin oraya nasıl destek vererek 30 yıllık sorunu nasıl çözdüğünü Ermeni işgalinden kardeşlerimizi nasıl kurtardığını bu hükümet sistemi ile yaşadık. Doğu Akdeniz’deki başarımız, Libya Mutabakatımız, bir koalisyon hükümeti olsaydı, ne diyecekti? Koalisyonun bir tarafı anlaşma yapalım diyecekti, bir tarafı yapmayalım diyecekti, anlaşamasalardı hükümet bozulacaktı.
Doğalgaz aramaları Akdeniz’de ararken Karedeniz’ de bulduk. Amasra1 kuyumuzda büyük bir rezerv bulundu. İnşallah 2023 tarihi öncesi Filyos’a doğalgazımız ulaşacak.
“AK Parti’nin düşüşe geçtiği gibi bir yalan uyduruyorlar”
Bir taraftan nükleer santral 2023’te devreye girdiğinde, tam anlamıyla enerjide bağımsız bir Türkiye olacak. Bunu görüyorlar, 2023 onlar için belki son fırsat olarak gördükleri için şuan bir telaştalar. Sürekli bir telaş içindiler. Bir algı yönetimi içerisindeler, anketlerde AK Parti’nin düşüşe geçtiği gibi bir yalan uyduruyorlar. Siz daha Bartın’da teşkilatlarınızı bile kuramamışsınız. Vatandaş sizin neyinize güvenecek. İşte AK Parti burada dimdik. Teşkilatı ile, en ücra köyündeki yönetimleri ile, milletinin hizmetinde. Bartın’ı biz devraldık 2002’den bu yana Bartın’a 10 milyarlık kamu yatırımı kazandırdık. Her alanda Bartın’ı bir vilayet statüsüne kavuşturduk. Şuanda 9 milyarlık yatırım projesi devam ediyor. Pandemi 2 yıldır devam ediyor. Yatırımlar durdu mu Bartın’da. 5 tünel, 2 viyadük, 10 köprü, Amasra Tüneli, Çakraz tüneli, Dizlermeci tüneli, kilometrelerce uzunlukta, Karman Meydan tüneli, Tekkeönü’ne ulaşan tünelde çalışmalar devam ediyor, 4 bin 600 metre Türkiye’nin 6.büyük tüneli.
“Açılışını seçimden önce gerçekleştireceğiz”
Arıt yolu yıllarca konuşuldu. Şimdi çevre yolu ile Arıt yolu bağlantı çalışmaları devam ediyor. Yeni çevre yoluyla ilgili proje çalışmaları tamamlandı. Eski çevre yolunu duble hale getirdik. Organize Sanayinin altından Terkehalillerden hemen tünel ile Kozcağız’a devam eden duble yol çalışmamıza o yolu bağlayarak Bartın’ın Karadeniz Sahil yolunun bir devamı olacak bir çevreyoluna kavuşturuyoruz.
Bartın Devlet Hastanesi inşaatı hızlı bir şekilde devam ediyor. 400 yataklı bir hastane, gerektiğinde 575 yatağa çıkarılabilecek. Büyük bir şehir hastanesini Bartın’a kazandırıyoruz. 24 tane ameliyat aynı anda yapılabilecek hastanemizde. 66 yoğun bakım yatağı olacak. 58 acil yatağı olacak. 24 diyaliz ünitesi olacak. 730 araçlık otoparkı olacak. Hem Zonguldak Çaycuma’ya, Kastamonu Cide’ye, Pınarbaşı’na, Türkiye’nin her yerinden her branşta doktorların olduğu , kalp ameliyatının yapılabileceği, bir hastaneyi şuanda 400 trilyonluk bir yatırımı Bartın’a kazandırıyoruz. 127 dönümlük bir arsa üzerinde, 95 bin metrekare kapalı alanı olan, 3 bloktan oluşacak mükemmel bir sağlık kuruluşunun açılışını seçimden önce gerçekleştireceğiz.
“Keşke Bartın’daki yurtları bir gezseler”
Bakın yurtlar ile ilgili çok propaganda yapıldı. Bartın’ımızda 18 bin civarında üniversite öğrencimiz var. 8-9 bin şu anda yurt kapasitemiz var devlet yurdu olarak. Biz müracaat eden bütün öğrencilerimizi yurda yerleştirdik. Tabi Bartın’da propaganda yapacak bir şey kalmayınca birisi tuttu bir tane gencin arkasına ‘kiralık daire’ diye bir pankart yazıp dolaştırdı. Yazık. Sonra o genç ortadan kayboldu. Öğrenci bile değil. Böyle bir propaganda ve algı yönetimi… Bartın’da öğrencilerin hepsi 3 kişilik odalarda yemekler mükemmel. Keşke Bartın’daki yurtları bir gezseler. Kasım ayında da Gençlik ve Spor Bakanımız Bartın’a gelecek inşallah, o yurdun resmi açılışını yapmamıştık, onu yapacağız.
Adalet Bakanı açılışa gelecek!
Yeni Adliye Sarayımız 1 Kasım’dan itibaren, inşallah hakim ve savcılarımız ile adliye personelimiz taşınacak. İnşallah onun açılışını da Adalet Bakanımızın katılımı ile gerçekleştireceğiz.
Amasra’da yolcu limanımız 50 milyon TL’lik büyük bir yatırım, liman inşaatımız devam ediyor. Küp bloklar denize dalgıçlarla indiriliyor.
“Betona değil insana yatırım yapıyorduk”
Limanlarından yollarına kadar, barajlarına kadar eğer AK Parti’nin 4 baraj olmasaydı bugün Bartın Bozkurt gibi, hatta daha da kötüsü olabilirdi, Bartın 1998’dekinden daha fazla bir hasar görmüş olabilirdi. Belki biz hala o balçığın içerisinde eşyaları ya da canları kurtarmanın derdi içerisinde olurduk. Bartın’a Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan sayesinde, AK Parti sayesinde Kirazlıköprü Barajı’nı kazandırdık, Kozcağız Barajı’nı kazandırdık, Kışla Barajı’nı kazandırdık, Eldeş Barajı’nı kazandırdık. Biz bunları yaparken CHP’liler bize ‘betona yatırım yapıyorsunuz’ dediler. Hayır, insana yatırım yapıyorduk. Ama biz orada insana yatırım yaparken onlar, ‘betona yatırım yapıyorlar’ diye reklam yapıyorlardı. 66 milyon metreküp suyu Kirazlıköprü Barajı o gece depoladı. Depolamasa ne olurdu? Bartın ırmağına tomruklarla birlikte o su gelecekti ve denizin ağzı tıkanacaktı. Bartın baraj gibi olacaktı. 1998’deki sel, metrekaraye düşen yağış, bu yıl 11 Ağustos’ta meydana gelen selden daha az. 1995’in yağış rekoru Antalya’daydı. Şimdi bu rekor Bartın Ulus’ta 1-3 saatlik yağışlar bazında kırıldı. Zafer köyümüz, Akörensöküler köyümüz, Abdipaşa derecik ve Ulus’un çeşitli köylerinde büyük hasar meydana geldi. 10 tane DSİ köprümüz sele gitti. 6 tane karayolu köprümüz sele gitti. 6 köprünün ihalesi yapıldı, yaklaşık 60 milyon TL tutuyor, ödeneği de hemen aktarıldı. DSİ 10 tane köprünün ihalesini yaptı 30 milyon liraya şu anda inşaatları başladı, bazılarının sondajları devam ediyor. 16 köprünün inşaatı şu anda devam ediyor. Parası hemen aktarıldı. Yine taşkın tesisleri ve dere ıslahları yeniden yapılacak DSİ tarafından 50 milyon TL’ye ihale edildi. Sadece köprü ve taşkınlar için 140 milyon TL… 37 milyon TL Özel İdaremizin yollardaki sel hasarlarını gidermesi için ödenek aktardık. Abdipaşa belediyemize aktardık, Acil yardımlar var. Aile Bakanlığımız aracılığıyla vatandaşlarımıza dağıttık. Evini su basmışsa hasar miktarına bakmadan 2 gün sonra hesabına 5 bin TL yatırdık. Ardından Çevre Şehircilik Bakanlığımızın AFAD’tan gelen yardımlarla beraber 200 milyon TL’yi biz 11 Ağustos’taki selden dolayı Bartın’a harcadık, harcıyoruz.
“21 tane köprünün aynı anda inşaatı devam ediyor”
Şuanda köprü inşaatları da devam ediyor. Bu arada daha önceki selde Kurucaşile ve Amasra’nın bazı köylerinde yıkılan 5 tane köprü de yapılıyor. Bunlarla birlikte şuanda Bartın’da 21 tane köprünün aynı anda inşaatı devam ediyor. Devam eden Arıt tarafındaki, Sipahiler hariç. 21 köprüyü içinde bulunduğumuz pandemi ve küresel krize rağmen yapan bir iktidarız. Eğer o parlamenter sistem döneminde olsaydı, bugün kötüledikleri o Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi olmasaydı bu hızlı kararlar alınamazdı. O istikrar çok önemli. Parlamenter sistem demek zayıf hükümetler ve koalisyonlar demek. Yaşamadık mı o günleri? Gençler yaşamadığı için hatırlamıyor olabilir ama bizler yaşadık o günleri. 100-150 günde bozulan hükümetleri… 40 günde bozulan bile var. 27 gün süren bile var. Parlamenter sistem demek doğrudan demokrasi değil, vatandaşımızın oyunu kullandıktan sonra geri kalanının ne olacağı belli değil. Sandıktan çıkan sonuç ve irade çok da önemli olmuyor. Kim kiminle anlaşacak, kim kiminle pazarlık yapacak, milletvekili pazarlıkları Güneş Moteli olayı, kurulduktan sonra anlaşabiliyorlar mı, anlaşamıyorlar mı? Parlamenter sistem demek zayıf hükümet demek. Zayıf hükümet demek Meclis’in de zayıf olması demek. Çünkü bir istikrar yok orada. Herkes bir tarafa çekmeye çalışıyor. Kanun çıkması zor. Zayıf hükümeti kim ister? Vesayetçiler ister. İşte geçmişte zayıf hükümetler vesayetçi anlayışları güçlendirdi. Zayıf hükümetler krizler yaşattı ülkeye, dünyada pandemi ve krizler yokken Türkiye’de ekonomik krizler oldu. O krizler anarşiye, teröre neden oldu. Bunların azması vesayetçi anlayışları güçlendirdi. Yargıda, devletin bürokratik mekanizmalarında vesayetçi anlayış güçlendi. Ve 10 yılda bir darbe oldu, muhtıralar oldu. Biz bugünleri yaşadık. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, demokrasiye en uygun yönetim sistemidir. Halkın yürütmeyi doğrudan doğruya sandıkta belirlemesi, işte Cumhuriyet budur. Kendini yönetecek kişileri doğrudan doğruya belirliyor. Hemen o akşam sonuç belli.
“Sen kendi karalığına bak”
Bakın Almanya’da hükümet kurulamadı, Belçika’da tekrar seçime gidiliyor. Avrupa’nın 8-9 tane ülkesinde şu anda koalisyon krizi var. Dünya 5’ten büyüktür diyoruz ya, Güvenlik Konseyi üyesi ülkelerden kaç tanesinde parlamenter sistem var? Bir bakın. Amerika parlamenter sistem mi? Başkanlık, Fransa başkanlık, Rusya başkanlık, İngiltere krallık var ama orası da başkanlık gibi... Neticede istikrarı kendileri için savunuyorlar ama siz istikrarsız zayıf hükümetlerle devam edin diyorlar. Zayıf hükümet dış politikada zayıf olmak demek. Ülkenin sınırlarını savunamadıktan sonra neye yarar.
Bakın güney sınırımızda oluşturduğumuz 30 km derinliğindeki koridor sayesinde terörü sınırımızdan uzağa taşıdık. Kendi sınırımızı korumak daha aşağıdan başlar. Yangını nasıl söndürürüz? Hemen yangının dibinden ağaçları kesmekle olmaz. Biraz daha geriden ağacı keseceksin ki yangın oraya gelinceye kadar iş çözülsün. CHP, Suriye’ye girmeyelim dedi. Peki girmeseydik ne olacaktı? Orada bir terör devleti kurulmuş olacaktı ve çoluğumuzun çocuğumuzun bayına bir problem teşkil edecekti. Biz gerek dış politikada, gerek güvenlik meselelerinde, gerekse de ekonomide milletimizin lehine hangi kararları almışsak bundan sonra da bu kararları almaya kim ne derse desin devam edeceğiz. Zaten bu kararları aldığımız milletimizin hissiyatına tercüman olduğumuz için milletimiz bize her sandıkta sahip çıktı. Sadece sandıkta değil, hainler darbe girişiminde bulundu 15 Temmuz’da milletimiz sokaklara meydanlara doluştu ve hem Recep Tayyip Erdoğan’a hem de AK Parti’ye sahip çıktı. Şimdi uluslararası saldırılar. Görmüyor muyuz bunları, milletimiz görmüyor mu? Önceki gün OECD Mali Eylem Gücü bir karar açıkladı. Dedi ki Türkiye’yi gri listeye alıyoruz. Alsan ne olacak. Sen gri listeye aldın diye Türkiye gri mi olacak? Türkiye ak pak. Sen kendi karalığına bak. Neymiş? Terörün finansmanında ve kara para aklamada yeterli mücadele yapmıyormuşuz. Allah Allah, nereden çıktı bu? Terör ile en çok mücadele eden Türkiye. 3 bin DEAŞ teröristini toprağa gömen Türkiye. Hatta öyle bir iftira atıyor ki ‘Finansmanını sağlıyorsun’ diyor. Biz 3 bin DEAŞ’lıyı toprağa gömdük, Fransız DEAŞ’lıyı, İngiliz DEAŞ’lıyı senin ülkene gönderdik. Ne yaptın acaba onları yargıladın mı? Terörün finasmanı ile ilgili yasayı çıkardık, ben komisyondayım. Biz yaptık bunları Suç Gelirlerinin Aklanması Kanunu’nu çıkardık, Kara Para İle Mücadele Kanunu’nu çıkardık, en son devletler mevzuatımızı değiştirdik. Gerek mevzuat, gerekse de terörle mücadelede maliyet… Teröre karşı en fazla maliyete giren Türkiye, bırak finansmanını… Siz diyorsunuz ki gri liste… Kim inanır buna, kimse inanmaz.
“Eski yönetimler olsaydı bu paralar bulunur muydu?”
Yargılamalar devam ediyor. Gezi olayları… 2013 yılı Türkiye’de faizlerin en düşün olduğu yıl. İşte, faizlerin neden düşürülmek istendiğini ve düşürülmesinden niye rahatsız olduklarını anlıyor muyuz şimdi? Enflasyonun en düşük olduğu yıl 2013. Ne oldu? Gezi Parkı’nda bir ayaklanmaya kalkıştılar, 230 milyar dolar Türkiye’ye zararı oldu. O 230 milyar dolar şimdi olsaydı neler olurdu? Milletin cebinde olsaydı o para. Pandemide bir sürü sosyal yardımlar dağıttık. Köy kahvesine kapalı olduğu için 10 lira para ödedik. Eski yönetimler olsaydı bu paralar bulunur muydu? Maaş ödeyemiyorlardı, IMF kapılarında el pençe duran bir Türkiye vardı. Şimdi yine istedikleri o. Yine eski sistem, eski istikrarsız günler gelsin de yine IMF’e muhtaç olalım, yatırımlar dursun… IMF sana Çanakkale Köprüsü’nü yaptırır mı? IMF sana Arıt yolunu yaptırır mı? IMF sana Kurucaşile’ye 5 tünel, 10 köprü ve 2 viyadük yaptırır mı? Yaptırmaz. Bakanlar kurulu toplantısından önce gelir, ‘Şunları yapacaksınız parayı alacaksınız ve maaşları ödeyeceksiniz’ derdi.
“Hiç tereddüdünüz olmasın”
Bakın Milli Gelirimizi 2002 yılında 250 milyar dolardan 2013 yılında 850 milyar dolara çıkardık hala aynı seviyede. Niye? Çünkü hep saldırı, hep saldırı…2013’te sokakta başaramadılar, yargı eliyle başarırız diye düşündüler 17-25 Aralık’a müracaat ettiler. Ardından terörü azdırdılar, Kobani olayları, türlü türlü saldırılar. Bunları hep yaşadık. Son darbeyi 15 Temmuz’da vurmak istediler. Onu da başaramadılar. Şimdi diyorlar ki, Recep Tayyip Erdoğan’ı indirmenin yolu her görüşten partileri bir araya toplayıp bir ittifakla 2023’te bunu başarabilmek… Bunun için dışarıdaki dostlarından da yardım alacaklarını söylüyorlar. Biden diyor dostlarımızı desteklemeliyiz. Çünkü hainleri besliyorlar onlar. Osman Kavala’nın başlattığı o ayaklanma girişimini sandıkta yapalım diyorlar. Müsaade eder mi bu millet? 10 tane büyükelçi açıklama yapıyor, ‘serbest bırakın’ diyor. Siz kim oluyorsunuz? Amerika, Almanya, Fransa büyükelçileri ve diğer ülkeler… 10 büyükelçi, Türkiye’nin yargısına müdahale etmeye çalışıyor. Sizde bilmiyoruz ama Türkiye’de yargı bağımsızdır. Sizin talimatınızla hareket edecek yargı yok Türkiye’de. Eskiden darbeciler ve muhtıracılar karşısında selam duran bir yargı vardı Türkiye’de, Başbakanları, bakanları asan bir yargı vardı Türkiye’de, o parlamenter sistemde. Şimdi artık o yargı yok.
Türkiye’de darbecileri yargılayan bir yargı var, darbe mağdurlarını değil. O parlamenter sistemde darbe mağdurlarını, o gencecik delikanlıları başbakanları, bakanları, milletvekillerini yargılayan bir yargı vardı. O muydu bağımsız yargı? ‘3 bin tane, 5 bin tane hakim aldım’ o CHP’li bakanın söylediği… ‘Kendi örgütümden değil de başka yerden mi alacaktım’ dediği. Bu yok artık. Bağımsız yargı var, millet adına karar veren. O nedenle o 10 büyükelçinin beyanatı bizim için yok hükmündedir. Ama Dışişleri Bakanlığımıza da çağrılarak gerekli ikazları almışlardır. Hiçbir zaman milletimizin iradesine aykırı bir politika izlemeyeceğiz. Hep milletimizle beraber olacağız. Bugüne kadar hep milletimiz gibi düşündük yönetimde. O nedenle milletimiz her seçimde bizlere sahip çıktı. 15 Temmuz’da canı pahasına sahip çıktı. 252 kişiyi şehit verdik, buna rağmen sahip çıktı. 2 bin tane gazimiz var bu millet sahip çıktı. Ve şimdi sandıkta da inşallah sahip çıkacak. Hiç tereddüdünüz olmasın.
“Onlar algıya devam etsin, biz milletimize hizmete devam”
Bartın’ımıza ve halkımıza hizmet etmek için il teşkilatı olarak en ücra noktadaki teşkilatlarımıza varıncaya kadar hizmet noktasında üzerimize düşen çalışmaları fazlasıyla yapmanın gayreti içindeyiz. Önümüz parlak hiç endişeniz olmasın. O televizyon tartışmalarından ve muhalefetin kurgularından hiç etkilenmeye gerek yok. Meral Akşener’e Kumluca’da amcamız nasıl güzel cevap verdi. Arazide esamisi okunmuyor, algı yönetimleriyle, sahte anketlerle, sahte açıklamalarla kendilerini yukarıda göstermenin gayreti içerisindeler. Onlar algıya devam etsin biz de milletimize hizmete devam edelim.”