Tunç, Ak parti amasra teşkilatıyla bir araya geldi

'CHP'nin çarpıtmalarına kimse inanmayacak'

Tunç, Ak parti amasra teşkilatıyla bir araya geldi

Haber Merkezi

AK Parti Bartın Milletvekili Yılmaz Tunç, AK Parti Amasra İlçe Yönetim Kurulu Üyeleri ile bir araya gelerek, Cumhurbaşkanlığı Sistemini anlattı. Tunç,  “Bu sistemin en önemli özelliğinin hükümet kurma yetkisinin millete verilmesidir” dedi.

AK Parti Bartın Milletvekili Yılmaz Tunç, AK Parti Amasra İlçe yönetim kurulu üyeleri ile bir araya gelerek, Cumhurbaşkanlığı Sistemini anlattı. Toplantıda AK Parti Amasra İlçe Başkanı Bekir Karabacak ve AK Partili Amasra Belediye Başkanı Emin Timur de yer aldı. CHP’nin çarpıtmalarına kimsenin inanmayacağını kaydeden Tunç, “CHP’nin çarpıtmalarına kimse inanmayacak. Cumhuriyeti ve demokrasiyi güçlendiren, yasamayı yürütmeden ayıran yargının tarafsızlığını güçlendiren anayasa değişikliği ile millet hükümet kurma yetkisini alacak. Arka kapılar ardında koalisyon pazarlıkları sona erecek. Ortalama 1,5 yıl süren istikrarsız yönetimler yerine 5 yıllığına kesintisiz icraatla geçen hükümet dönemlerine geçilecek” dedi.

“MİLLET, HÜKÜMET KURMA YETKİSİNİ DOĞRUDAN KULLANACAK”

Yılmaz Tunç, Amasra İlçe Yönetim Kurulu Üyelerine Cumhurbaşkanlığı Sistemiyle ilgili şu açıklamalarda bulundu:

 “Cumhurbaşkanlığı Sistemi ile artık bundan sonra hükümet kurma yetkisi millete geçiyor. Hükümeti doğrudan millet belirleyecek. Meclis güçlü olacak, denetim görevini yapacak. Yürütme yani hükümet te güçlü olacak daha hızlı karar alacak. Daha etkin karar alacak. 5 yıllığına seçileceği için öyle bir buçuk yılda bozulan hükümetler söz konusu olmayacak. Dolayısıyla millet seçime gittikten sonra 5 yıllığına iktidarı belirleyecek beğenirse bir beş yıl daha Cumhurbaşkanını seçebilecek. Güçlü yasama güçlü yürütme ve tarafsız yargı için bu sistem önemli. Tabi muhalefetin çarpıtmaları var. Bu çarpıtmaları da zaman içerisinde doğrusu neyse bizim halkımıza anlatmamız gerekiyor. Bunun bir diktatörlüğe, tek adam rejimine yol açmayacağını, Cumhuriyeti ve demokrasiyi daha da güçlendirdiğini milletimize anlatıyoruz. Köylerimizi ziyaret ediyoruz teşkilatlarımızla yaptığımız toplantılarda bilgilendirmelerde bulunuyoruz. Bu sistem Cumhuriyeti ve demokrasiyi daha da güçlendirecek bir hükümet modelidir.

“DEMİREL, ERBAKAN, TÜRKEŞ, YAZICIOĞLU VE ÖZAL DA SAVUNDU”

Cumhurbaşkanlığı ile Başbakanlık tek çatı altında birleşerek icraya kuvvet kazandırılması ile ilgili hükümet sistemi bugün gündeme gelmiş bir değil. Geçmişte önemi siyasi liderleri, bu sistemi savundular.  Bu sürece şöyle gelindi. Başkanlık sistemini geçmişte savunan liderler oldu. Demirel savundu, Erbakan Hoca savundu, Özal savundu, Türkeş savundu, Muhsin Yazıcıoğlu savundu en son AK Parti ve Recep Tayyip Erdoğan savunuyor. Onların savunduğu Başkanlık sisteminin benzeri bir yönetim sistemi olan Cumhurbaşkanlığı sistemi ile Cumhurbaşkanlığı ile Başbakanlık tek çatı altında toplanıyor yürütmeye kuvvet kazandıran bir hükümet sistemini hedefliyoruz.

“HÜKÜMET SİSTEMİ, REJİM DEĞİŞİKLİĞİ DEĞİLDİR”

Hükümet sistemi demek rejim değişikliği demek değildir. Hükümet sistemi, yasama yürütme ve yargının birbiriyle olan ilişkilerini düzenlemek anlamına geliyor. Burada yasama yani Meclis kanun yapacak, hükümeti denetleyecek, Cumhurbaşkanını soruşturabilecek. Şu anda soruşturamıyor. Hükümette icraat yapacak Meclisin işine karışmayacak. Dolayısıyla bir denge ve denetim mekanizmasını öngörüyor. Yargı daha tarafsız olacak. Anayasa Mahkemesinin, HSYK’nın oluşumunda Meclise yetki veriliyor ama Mecliste de seçim usulü diğer partilerle uzlaşmayı gerektiriyor. Tek bir partinin oyu yüksek yargı mensuplarını seçmesine yeterli olmayacak. 400 milletvekili gerekiyor mesela HSYK üyesi seçebilmek için. O zaman iktidar partisi mecburen muhalefetle uzlaşacak.

“MECLİSİN FESHİ SÖZ KONUSU DEĞİL”

Meclisin fesh edilmesi gibi bir şey söz konusu değil. Cumhurbaşkanının Meclis seçimlerini yenilemesi karşılıklı. Eğer Cumhurbaşkanı Meclis seçimlerini yenilerse kendi görevi de sona ermiş olacak dolayısıyla muhalefetin CHP’nin dediği gibi Cumhurbaşkanı öyle kafasının estiğinde Meclisi fesh edemeyecek, böyle bir durum yok. Meclisi fesh etme diye bir şey yok. Bu seçim yenileme. Meclis seçimlerini yenilerse kendi seçimini de yenilemiş oluyor dolayısıyla kendi görev süresini de sona erdirmiş oluyor. Bunu Cumhurbaşkanı istediği zaman Meclisi fesh edebilir şeklinde söylüyor Kılıçdaroğlu ama böyle bir şey yok.   Kendi görev süresi sona erecek olan bir Cumhurbaşkanı niye durup dururken Meclisi fesh etsin. Çok büyük bir kriz olması lazım. İçinden çıkılamayan bir durumda artık millete soracak. Onun için millet iradesini esas alan bir hükümet modeline geçmek istiyoruz.

“İSTİKLAL, İSTİKBAL, İSTİKRAR İÇİN EVET”

  İnşallah ülkemiz bu sisteme geçerse öyle eskisi gibi bir buçuk yılda bir hükümet değişimi, koalisyonlar, istikrarsızlık, ekonomik krizler, siyasi krizler, terör, her on yılda bir meydana gelen darbeler gibi parlamenter sistemin sıkıntıları artık son bulacak. Çocuklarımızın yaşamaya devam edeceği bu güzel ülkede artık darbelerin olmamasını istiyorsak,  Vesayet kurumlarının seçilmişlerin üzerinde etkili olmamalarını savunuyorsak ve bu ülkenin 15 Temmuz gibi karanlık gecelerle bir daha karşılaşmamasını istiyorsak 16 Nisan’da kararımız bellidir  ‘evet’ diyerek, istiklal, istikbal ve istikrara imza atmanın onurunu yaşayacağız.

“SÖZ DE KARAR DA MİLLETİN”

Bu anlamda da MHP ile AK Parti uzlaştı ve Meclisten geçirdik. Şimdi yetki millette. Millete şunu soruyoruz. Hükümet kurma görevini yetkisini kendi uhdene almak istiyor musun istemiyor musun. Yoksa eskisi gibi böyle dolaylı yoldan milletvekilleri arasından bir hükümet çıksın bir buçuk yıl gitsin gitmesin koalisyon tartışmaları ekonomik krizler siyasi krizler. Yine Türkiye zaman mı kaybetsin yoksa seçtiğimiz zaman beş yıl görev yapabilecek kesintisiz icraat yapacak kalkınmayı daha da hızlandıracak bir yönetim modeline mi geçelim bunu oylamasını yapacağız. İnşallah evet denildiğinde Türkiye’nin 2023 hedefleri lider ülke olma yolundaki hızlı adımlar inşallah daha da ivme kazanacak.

“MECLİS 26.DÖNEM AMA 65 HÜKÜMETTEYİZ, BİR ANORMALLİK YOK MU?”

MHP ile evet çıkması için onlar ayrı koldan biz ayrı koldan hep beraber milletimize bu süreci anlatacağız. Bu ülke meselesi. Türkiye’nin geleceği ile ilgili bir mesele. Şu anda Meclis 26. dönemde hükümet ise 65. hükümet. Bir anormallik yok mu?, Normalde 26 olması lazım. Çünkü bu sistem istikrarsız bir sistem. 26. dönemde daha 26. hükümet olması gerekirken 26. dönemde 65. hükümet. Yani bir buçuk yılda bir hükümet değişirse bir hastane yapmak bir okul yapmak o kesintili hükümetlerde mümkün mü? Ama tek başına hükümette bu hızlanıyor. Ama tek başına iktidarlarda öyle her zaman olmuyor. AK Parti zamanında oldu. Özal zamanında oldu ve Menderes zamanında oldu. Onun dışında tek başına iktidarların dışındaki dönemlere baktığımız zaman hep kayıp yıllar var. Bu kayıp yılları gelecekte çocuklarımız yaşamasın. 2019 sonrası istikrarsız bir döneme Türkiye yeniden girmesin istiyoruz. Onun için Türkiye’nin hangi parti olursa olsun tek başına yönetimden yetkili olsun.

“CUMHURBAŞKANLIĞI SİSTEMİNDE MECLİS DAHA DA GÜÇLENECEK”

Parlamenter sistemde Meclis zayıf. Hükümetin meclisin içinden çıkması nedeniyle denetim yetkisini kullanılması uygulamada mümkün değil. Yasama yetkisinin kullanılmasında da milletvekilleri yerine hükümetin etkili. Cumhurbaşkanlığı sisteminde ise Meclis daha da güçleniyor. Mecliste güçlü olsun. Milletvekili sayısını 600’e çıkıyoruz daha fazla temsiliyet olsun. Gençlerimize de aramızda yer verelim 25’ten 18’e düşüyoruz. Seçme yaşı ne ise seçilme yaşı da o olsun diyoruz. Meclisi daha da güçlendiriyoruz. Cumhurbaşkanının şu anda yargılanması mümkün değil. Soruşturma mümkün mü değil. Bunu getiriyoruz. Meclise bu yetki veriliyor. Kanun yapma yetkisi sadece milletvekillerine ait oluyor. Milletvekilinden Bakan olursa milletvekilliği düşüyor. Yasama ile Yürütmeyi birbirinden tam ayırıyoruz. Ama denge ve kontrolü de getiriyoruz. Meclis yani Yasama hükümeti yani Cumhurbaşkanını denetleyecek. Yürütmeyi denetleyecek. Cumhurbaşkanı bir partiden aday olduğu için artık partili olacak ama tarafsız olması gerekiyor. Çünkü bir daha seçilebilmesi için adaletli bir yönetim sergilemesi lazım ki partizanca davranırsa ne olur bir dahaki dönem seçilemez. Dolayısıyla partili olması ile tarafsız olması ayrı şeyler. Artık Başbakan yerine geçeceği için Cumhurbaşkanı mecburen partili olacak çünkü partiler aday gösterecek. Siyasi partiler güçlü hale geliyor. Milletvekilleri partili yine. Dolayısıyla Cumhurbaşkanının partisinden olan milletvekili yürütmede yine aynı şekilde etkin olacaklar.

“MİLLETVEKİLLERİNİN ETKİSİ AZALMAYACAK, AKSİNE ARTACAK”

Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde, milletvekilleri bölgelerinde daha güçlü olacak, çünkü kanun yapma yetkisi sadece onda olacak. Cumhurbaşkanı kararnameleri kanunlara aykırı olmayacak, bu sistemde de kanun üstünlüğü var.

“DİKTATÖRLÜK İDDİALARI İÇİ BOŞ İDDİALAR”

Diktatörlük deniyor. Beş yılda bir seçim olacak. Nasıl bir diktatörlük bu. Bütçeyi hazırlayacak Meclisin onayına tabi tutacak. Diktatörlük olabilir mi? Cumhurbaşkanı görevi ile ilgili işlediği suçlardan dolayı Meclis tarafından Yüce Divana gönderilebilecek. Böyle bir sistemde diktatörlük olabilir mi? Burada yetkiler tamamen millete aktarılıyor artık. Demokrasilerde, Cumhuriyet yönetiminde, Cumhuriyet rejiminde aslolan milli irade değil mi?. Halkın iradesini yönetime tam bir şekilde yansıtmamız için ne yapmamız lazım. Millet, sandığa oyunu attığında istediği hükümeti çıkarabilmeli. Sandığa oy atıyor milletvekilini seçiyor. Milletvekilleri arasından hükümet çıkıyor ya da çıkamıyor. Onun için bu sistem ülkemize istikrarı getirecek. İstikrarı kalıcı hale getirecek.

“KALICI İSTİKRAR, REFAH ARTIŞI DEMEK”

 İstikrar, İcraatları daha da hızlandıracak. Halkın alım gücünü refahını daha da arttıracak. Emeklisine, işçisine, memuruna herkese faydalı olacak bir sistem. Çünkü ülkenin istikrarı demek ekonominin düzelmesi daha da iyiye gitmesi demek. Ekonominin iyiye gitmesi demek herkesin faydasına demek. İnşallah Bartın’da da yüksek oranda bir oyla bu süreci geçirerek ülkenin yönetim sistemine büyük bir katkı vermek istiyoruz.”