TMMMOB şehir plancıları Ankara şubesinden Bartın platformuna destek
'Amasra'da termik santral bir doğa katliamıdır!'
Haber Merkezi
TMMOB Şehir Plancıları Odası Ankara Şubesi, “Amasra’da termik santral bir doğa katliamıdır” diyerek Amasra'ya destek verdi. Bartın Platformu da yazılı bir açıklama yaparak Şehir Plancıları Odası Ankara Şubesi’ne vermiş oldukları destek ve yapmış oldukları açıklamadan dolayı teşekkür etti.
TMMOB Şehir Plancıları Odası Ankara Şubesi, “Amasra’da termik santral bir doğa katliamıdır” diyerek Amasra'ya destek verdi. Bartın Platformu da yazılı bir açıklama yaparak Şehir Plancıları Odası Ankara Şubesi’ne vermiş oldukları destek ve yapmış oldukları açıklamadan dolayı teşekkür etti. Türk Mühendis ve Mimarlar Odaları Birliği(TMMOB) Şehir Plancıları Odası Ankara Şubesi tarafından yapılan açıklama şöyle:
“Bartın’ın Amasra ilçesinde Termik Santral yapılması amacıyla 27.10.2016 tarihinde ‘Zonguldak-Bartın-Karabük Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı Değişikliği’ ve ‘Bartın Kıyı Kesimi Planlama Alt Bölgesi 1/25.000 Ölçekli Çevre Düzeni Planı Değişikliği’ Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından onaylanmıştır.
Bahse konu termik santralin yapılması planlanan alan orman alanlarının, nitelikli tarım alanlarının ve kırsal yerleşim alanlarının bulunduğu bölgede yer almaktadır. 1/100.000 ölçekli planda söz konusu bölge tarım ve turizme dayalı gelişme öngörülen bir alan olmasına rağmen bölgede termik santral yapımı talebi ile üst ölçekli plan kurgusu tamamen bozulmaktadır. 1/100.000 ölçekli planda Filyos Vadisi, sanayi gelişimi için ayrılmış endüstri gelişim bölgesi olarak belirlenmesine rağmen tamamen rant odaklı bir yaklaşımla, yatırımcının karı düşünülerek doğal karakteri korunmuş Amasra başta olmak üzere birçok kırsal yerleşim alanına oldukça yakın bir bölgede termik santral yapımı hedeflenmiştir. Endüstri yatırımları için ayrılmış bir sanayi bölgesi planda yer alırken tarım ve turizme dayalı kalkınmanın hedeflendiği, doğal karakterinin korunmuşluğu ile öne çıkan bir bölgede termik santral yapımı tamamen spekülatif ve kamu yararına aykırı bir girişimdir.
“İNSAN SAĞLIĞINI CİDDİ BOYUTLARDA TEHDİT EDİYOR!”
Termik Santral yapımı için seçilen alan Amasra Kent merkezine (Nüfus: 15,067) 4 km, Kazpınarı Köyü’ne (Nüfus: 572) 2 km, Gömü Köyü’ne (Nüfus: 504) 1,3 km, ve Tarlaağzı Köyü’ne (Nüfus:347) 1 km mesafededir. Bilindiği üzere kömürle çalışan termik santraller, bacalarından salınan gazlar nedeniyle hava kirliliği başta olmak üzere çevresel kirliliklere yol açmakta, insan sağlığını ciddi boyutlarda tehdit etmektedir. Termik santral yerleşkelerinin çevresinde zamanla toprağa dayalı üretimin verimliliğinin azaldığı, bu bölgelerde solunum yolu hastalıkları, akciğer hastalıkları, kalp damar hastalıkları, kanser vb. gibi birçok hastalığın görülme sıklığının arttığı bilinmektedir. Bu konu ile ilgili HEAL (Sağlık ve Çevre Birliği) raporunda konu ile ilgili değerlendirme şu şekildedir:
ÖRNEKLER VERİLDİ
‘Özellikle bu santrallerin neden olduğu ve olacağı ağır metal ve asit yağmurları nedeniyle alerjik solunum yolu hastalıkları, kronik akciğer hastalıkları, kalp damar hastalıkları, çeşitli kanser türleri ve gebelere etkileri nedeniyle beyin gelişimi yetersiz, anomalili çocukların dünyaya gelmesi kaçınılmaz olacaktır’ (HEAL, 2016)
Greenpeace’in 2014 yılında dünya ölçeğinde yaptığı incelemeler neticesinde ortaya koyduğu çarpıcı örnekler ise şu şekildedir:
‘Kuzey İtalya’nın, kömür yakıtlı enerji santrali ve diğer endüstriyel kaynakların yol açtığı hava kirliliğine maruz kalan bir bölgesinde, kadınların akciğer kanseri sonucu ölüm riskinin normalden iki kat fazla olduğu ortaya çıktı. İspanya’da yürütülen bir inceleme, kömürlü enerji santrallerinin 50 kilometrelik menzili içinde yaşayanlarda akciğer, gırtlak ve mesane kanserinin görülme ihtimalinin çok daha yüksek olduğunu kanıtladı (santrale yaklaştıkça risk artıyor.) Slovakya’daki Novaky enerji santrali (yüksek arsenikli kömür kullanıyor) üzerinde yapılan bir incelemenin sonuçları, bölge halkının saç ve idrarında yüksek arsenik yoğunluğuna rastlandığını gösteriyor. Deri kanseri riskinde artış ile çocuklarda işitme kaybı da araştırmanın bulguları arasında.
Çin’in Chongqing şehrindeki kömür yakıtlı santralin kapatılması, yeni doğmuş bebeklerin göbek bağındaki organik zehir seviyesinin düşmesine yol açtı. Aynı dönemde, bölgedeki çocukların genel zihinsel gelişimlerinin yanı sıra, hareket ve dil yeteneklerinde de ilerleme kaydedildi.
“BÖLGE ADETA BİR KAR TABAKASI GİBİ KÜL İLE KAPLANIYOR”
Çatalağzı Termik Santrali’nin insan ve çevre sağlığı üzerinde büyük etkisi olduğu tespit edildi. Bölgedeki doğumların %20’sinde gelişmemiş akciğer, astım ve kronik obstrüktif akciğer hastalığı görülüyor. Bölgede kanser oranıysa gün geçtikçe artıyor.
300 bine yakın nüfusuyla Afşin Elbistan bölgesine 23 yıl önce kurulan Afşin Termik Santrali A Ünitesi o günden beri filtresiz çalışıyor. Bölgede şu ana kadar onlarca kişi akciğer kanserinden öldü. Hava kirliliği o kadar yoğun ki, evlerin balkonları, arabalar ve tüm bölge adeta bir kar tabakası gibi kül ile kaplanıyor.’(Greenpeace, 2014)
“TARAFIMIZCA YARGI SÜRECİNE TAŞINDI”
Dünya ölçeğinde örneklerde ve uzman kuruluşların hazırladığı raporlarda ortaya konulduğu şekilde termik santrallerin doğal yaşam ve çevre sağlığı üzerine etkileri ortadayken 1/100.000 ölçekli planda sanayi için ayrılmış bir bölge varken tamamen tarım ve turizme dayalı bir gelişmenin önerildiği doğal karakteri korunmuş orman alanlarının yoğun olduğu bölgede, termik santral yapımının önerilmesi sürdürülebilir kalkınma ilkeleri, çevre sağlığı ve kamu yararına açıkça aykırıdır. Ayrıca şu hususu net olarak ifade etmek gerekir ki termik santralin yapımının önerildiği bölge Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından hazırlanan 2023 Türkiye Turizm Stratejisi Planı’nda ‘Eko-turizm Odaklı Gelişim Bölgesi’ olmasına rağmen bölgede termik santral gibi yıkıcı çevresel etkileri olan bir faaliyetin önerilmesi açıkça Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın uzun vadeli stratejileri ile çelişmektedir. İlgili Çevre Düzeni Planı değişikliği, yukarıdaki hükümler doğrultusunda değerlendirildiğinde; getirilen yeni kararlar ile bireylerin sağlıklı bir yaşam sürmesini tehlikeye atan bir yaklaşımla ele alındığı; planlama tekniklerine aykırı olduğu, ekonomik, demografik, sosyal ve mekânsal gelişim süreçlerinin hiçe sayıldığı, ayrıca nüfus, istihdam ve ulaşım-yeşil sistemi dengelerini bozucu bir niteliğe sahip olduğu, bölgenin uzun vadeli ekolojik ve ekonomik gelişme dinamiklerini bozucu nitelikte bir plan değişikliği olarak görüldüğü için tarafımızca yargı sürecine taşınmıştır.”