Sendikalardan Ulus'taki bir öğretmene yapılan şiddete tepki

Ulus İlçesindeki bir okulda görev yapan öğretmenin ilçede şiddete uğraması sonrasında Türk Eğitim-Sen, Eğitim Bir-Sen ve Türk Diyanet Vakıf-Sen Bartın Şubesi basın açıklamasında bulundu. Ulus Kent Meydanında yapılan açıklamada 'Eğitimciye şiddete dur!' denildi.

Sendikalardan Ulus'taki bir öğretmene yapılan şiddete tepki

Ulus İlçesindeki bir okulda görev yapan öğretmenin ilçede şiddete uğraması sonrasında Türk Eğitim-Sen, Eğitim Bir-Sen ve Türk Diyanet Vakıf-Sen Bartın Şubesi basın açıklamasında bulundu. Ulus Kent Meydanında yapılan açıklamaya Türk Eğitim-Sen Bartın Şube Başkanı Sezai Hangişi ve şube yönetim kurulu üyeleri, Eğitim Bir-Sen Şube Başkanı Muhammet Akça ve şube yönetim kurulu üyeleri, Türk Diyanet Vakıf-Sen İl Başkanı Yasin Karalıoğlu, tüm sendikaların Ulus ilçe başkan ve yönetim kurulu üyeleri ile çok sayıda öğretmen katıldı. Sendikaların ortaklaşa hazırladığı basın açıklamasını okuyan Türk Eğitim-Sen Bartın Şube Başkanı Sezai Hangişi son günlerde ülke genelinde eğitimcilere ve diğer kesim çalışanlarına şiddet hızla artmaya başladığını kaydetti.

“ Biz öğretmenler toplum için varız”

Şiddet vakaları konusunda önleyici ve caydırıcı tedbirleri hayata geçirecek mevzuat düzenlemeleri zaman kaybedilmeksizin hayata geçirilmesi gerektiğini belirten Hangişi şunları söyledi:

“Son günlerde ülke genelinde eğitimcilere ve diğer kesim çalışanlarına şiddet hızla artmaya başladı. Bu durum adeta toplumsal bir sorun olmaya başladı, ülke gerçeği haline geldi. Televizyon dizileri, ekonomik sorunlar, sosyal çevre etkisi, internet, bilgisayar oyunları vs. nedenlerle şiddet olaylarının artışı devam etmektedir. Biz öğretmenler, öğrencilerimiz için varız, toplum için varız, ülkemiz için varız. Bizler kanunlar çerçevesinde, hukuk sınırları içerisinde görevimizi yerine getirmekteyiz. Devlet memuru vakarına yakışır şekilde ve ciddiyette işimizi yapmaktayız. Son yaşadığımız olayda da bu şekilde görev bilinciyle hareket etmemiz sonucunda gerçekleşmiştir. Unutmayalım ki; bizler devlet memuruyuz, yaptığımız işlerde hukuk çerçevesinde olmalıdır. Bu sınırların dışına çıkamayız. Bugüne göre değil 657’ye tabi kamu çalışanı gibi hareket etmekteyiz. Güce göre, iktidarlara göre şekil alamayız. Bizim sınırlarımızı anayasa, kanunlar ve özellikle 657 çizer. Bunun böyle bilinmesinde fayda var.

“Caydırıcı tedbirleri hayata geçirilmelidir”

Ayrıca; şiddet vakaları konusunda önleyici ve caydırıcı tedbirleri hayata geçirecek mevzuat düzenlemeleri zaman kaybedilmeksizin hayata geçirilmelidir. Öğretmen ve kamu çalışanlarına yönelik şiddet hadiseleri üzerine ciddi idari ve hukuki tedbirleri ivedilikle alınmalıdır. Psikolojik danışmanlık hizmetlerinin etkin hale getirilmesi, disiplin yönetmeliklerinin yetersizliklerinin giderilmesi, okullarda güvenlik önlemlerinin alınması vs. gibi düzenlemelerin yanı sıra hepsinden öncelikli olarak öğretmenlerin itibarının artırılmasına yönelik tedbirlerin alınması kaçınılmazdır. Öğretmene verilen değer hususunda öğrenci ve ailelerin bilinçlendirilmesi, öğretmene şiddet vakalarının önleminin alınması anlamında gözden kaçırılmaması gereken hususların başında gelmektedir.

“Artık sabırlar tükendi!”

Tekrar Milli Eğitim Bakanlığı’na ve hükümete çağrıda bulunuyoruz. Artık sabırlar tükendi! Özelde öğretmene, genelde kamu çalışanlarına yönelik şiddet vakalarını önleyebilmek için bahsi geçen mevzuat düzenlemeleri için hemen, hiç vakit geçirmeden, derhal harekete geçilmelidir.  Buradan ilan ediyoruz; şiddet konusunda gerekli mevzuat düzenlemeleri yapılmaz ise, bundan sonra yaşanabilecek şiddet vakalarının sorumlularından birisi olarak bu tedbirleri almayan makamları göreceğiz! Ayrıca medya kuruluşlarının öğretmenlerimizin itibarını rencide edici haberlerden kaçınmaları, öğretmene saygı ve değeri öne çıkaran yayınlara öncelik vermelerinin de öğretmene şiddet olaylarının önlenmesi anlamında katkısı olacağını da hatırlatmak istiyoruz.

“Öğretmene sahip çıkmak geleceğimize sahip çıkmaktır”

Burada şimdi; şiddete maruz kalmış öğretmenimize geçmiş olsun diyor, her daim yanında olduğumuzu beyan ediyor, öğretmene şiddeti lanetlediğimizi kararlılıkla ifade ediyor ve bir daha benzeri hadislerle kamuoyu gündemine gelmemeyi diliyoruz. Unutmayalım; öğretmene sahip çıkmak geleceğimize sahip çıkmaktır. Son olarak; Şiddeti nefretle kınıyor, reddediyor, telin ediyoruz. Şiddet kimden gelirse gelsin karşısındayız. Öğretmene şiddet konusunda bütün eğitim çalışanlarının tek vücut şeklinde dimdik ayakta olduğunu tüm ülke kamuoyuna ilan ediyoruz. Öğretmene uygulanan şiddet olayları vuku bulduğunda, sorumluluk makamlarını işgal edenlerin de kınama mesajlarını tabii ki olumlu buluyoruz. Ancak, yetki sahibi olanların, sadece kınamakla yetinmesini bir zafiyet olarak gördüğümüzü ve kendilerinden daha somut adımlar atmalarını da beklediğimizin bilinmesini istiyoruz.”