Özcan: '2017'de kadın cinayetleri yüzde 25 arttı'
CHP İl Kadın Kolları Başkanı Fatma Özcan, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla yaptığı basın açıklamada kadına yönelik şiddette bir kez daha dikkat çekti. Özcan, 'Kadın, erkek arasındaki eşitsizliğinin yüzümüze tokat gibi çarptığı konu ise şiddet. Şiddetin başlıca hedefi ise çocuklar ve kadınlardır' dedi.
Nurdan Eroğlu
CHP İl Kadın Kolları Başkanı Fatma Özcan, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla yaptığı basın açıklamada kadına yönelik şiddette bir kez daha dikkat çekti. 8 Mart’ın mücadelenin simgesi olduğunu ifade eden Özcan, “Tarih boyunca eşitsizlik te en çok zarar gören kadınlar, hak arama savaşlarının da başını çektiler. 1857 yılında fabrikalarda günde 14-16 saat, izinsiz ve karın tokluğuna çalışan kadınlar, ‘’insanca yaşamak’’ için verilen emek mücadelesinin de başını çekeceklerdi. 1857 yılının 8 Martında, Amerika ‘da bir tekstil fabrikasında, çalışma saatlerinin düşürülmesi ve erkekler le eşit ücreti talep ederek greve giden kadınların yüzden fazlasının üzerlerine kilitlenen fabrika da yanarak can vermesi bu mücadelenin simgesi olacaktır” dedi.
“Türkiye bu hakkı çok sayıda Avrupa ülkesinden önce tanıdı”
Türkiye’nin kadınlara seçme ve seçilme hakkını birçok Avrupa ülkesinden önce tanıdığını hatırlatan Özcan şöyle devam etti:
“Kadınlar korkup sinmek yerine işçi haklarıyla yurttaşlık hakkı taleplerini aynı potada buluşturmuş, mücadeleleri ülke sınırlarını aşmış, kitlesel eylemlere dönüşmüştür. Aradan bir buçuk asır geçti ama kadınların hak arama mücadelesi sürüyor. Bazen yanmayı, bazen donmayı göze alarak. Cumhuriyet’in kuruluşundan sonra dünyada örneği görülmemiş bir hukuk devrimi yaşanmış kadınlara eğitim alanında eşitlik sağlanmış medeni hakları verilmiştir. 5 Aralık 1934 tarihinde Atatürk devrimlerinin en önemlilerinden biri gerçekleşti: Kadınlar milletvekili seçme ve seçilme hakkına sahip oldu. 83 yıl önce kadınlara bu hakkı çok sayıda Avrupa ülkesinden bile önce tanıdı, fakat bir asra yaklaşan sürede istenen ilerleme ne yazık ki sağlanamadı. Kadınlar, TBMM’de en fazla yüzde 17.8 oranında temsil edilebildi.
“Bugün ne durumdayız?”
Türkiye'de kadınlara milletvekili olma hakkının tanınmasının ardından yapılan seçimde Meclis'e 18 kadın milletvekili girmiş ve yüzde 4.5 oranında temsil edilmişlerdi. Bu temsil oranı ile o dönem Dünyada 2. sıradayken şimdi ise 133. sıradayız. Peki Cumhuriyetin ilk yıllarında büyük atılımlarla Dünyanın en gelişmiş ülkelerini geride bırakmış erkeklerle eşit haklara sahip olan kadınlarımız bugün ne durumda? Dünya Ekonomik Formunda ‘’Küresel Cinsiyet Eşitsizliği Raporu’’ çok düşündürücü sonuçlar vermiştir. Eğitim alanındaki eşitsizliği, çalışma yaşamındaki eşitsizlik izliyor.
“Şiddetin hedefi kadınlar ve çocuklar”
TÜİK verilerine göre çalışabilir 15-65 yaş arası 32 milyon 200 bin kadın var iş bulabilen kadın sayısı ise 8 milyon 800 bin genç kadın işsizlik oranı ise yüzde 27’dir. Kadın, erkek arasındaki eşitsizliğinin yüzümüze tokat gibi çarptığı konu ise şiddet. Şiddetin başlıca hedefi ise çocuklar ve kadınlardır. Kadına yönelik şiddetin temelinde tarih boyunca kadın ve erkek arasındaki eşit olmayan güç ilişkisinin yattığı malum dur. Türkiye’de kadınlar bu şiddeti en fazla aile içinde yakınlarından yani en güvende olması gereken yerde en güvendiği kişilerden, aile büyüklerinden, kocalarından ve ne yazık ki erkek çocuklarından görüyorlar.
“Kadın cinayetleri yüzde 25 arttı”
2017 yılında kadın cinayetleri yüzde 25 arttı. 409 kadın erkekler tarafından öldürüldü.387çocuk cinsel istismara uğradı. 332 kadın cinsel şiddette maruz kaldı. Bunlar sadece bilimsel veriler daha bilmediğimiz kaç kadın ve çocuk psikolojik şiddet, fiziksel şiddet ve cinsel taciz ve tecavüze uğruyor? Bizler Cumhuriyet Halk Partisi kadınları olarak kadınlara ve çocuklara yönelik şiddet ve cinsel istismara karşı mücadele kampanyalarına katılım sağlıyor ve destek veriyoruz. Kadınları yılda sadece bir gün değil her gün hatırlamalı ve sorunları çözülünceye dek mücadeleye devam edeceğiz.
“Kadın özgürleşirse dünya güzelleşir”
Unutulmamalı kadın özgürleşirse dünya güzelleşir. Kadın demek emek demek. Kadın demek sevgi demek. Kadın demek umut demek. Kadın demek barış demektir. Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün de dediği gibi; “Bir toplum cinsinden yalnız birinin yeni gerekleri edinmesiyle yetinirse o toplum yarıdan fazla kuvvetsizlik içinde kalır.” “Bizim toplumumuzun başarı gösterememesinin sebebi kadınlarımıza karşı gösterdiğimiz ilgisizlik ve kusurdan doğmaktadır.” “Bizim sosyal toplumumuzun başarısızlığının sebebi, kadınlarımıza karşı gösterdiğimiz ilgisizlikten ileri gelmektedir. Yaşamak demek faaliyet demektir. Bundan dolayı bir sosyal toplumun, bir organı faaliyette bulunurken, diğer bir organı işlemezse, o sosyal toplum felçlidir.””