Müdürlükten Dünya Sulak Alanlar Günü açıklaması

Orman ve Su işleri Bartın Şube Müdürlüğü, 2 Şubat Dünya Sulak Alanlar Günü dolayısıyla basın açıklamasında bulundu. Türkiye'de sulak alanları tehdit eden faktörlerin başında yanlış tarım uygulamaları ve havza ölçeğinde yapılmayan planların geldiğini ifade eden Müdürlük, 'İklim değişikliği küresel su döngüsünü daha da değiştirip kuraklıklar, seller ve diğer aşırı olaylar, daha sık ve yıkıcı bir şekilde yaşandıkça ekolojik altyapının, sulak alanların önemi daha da artacak' dedi.

Müdürlükten Dünya Sulak Alanlar Günü açıklaması

Orman ve Su işleri Bartın Şube Müdürlüğü, 2 Şubat Dünya Sulak Alanlar Günü dolayısıyla basın açıklamasında bulundu. Türkiye’nin sulak alanlar bakımından Avrupa ve Ortadoğu’nun en önemli ülkelerinden birisi olduğunu ifade eden Müdürlük, “Ramsar Sözleşmesi olarak bilinen "Sulak Alanların Korunması Sözleşmesi", 1971 yılı Şubat ayında İran’ın Ramsar kentinde imzalanmıştır. Bu sözleşme, taraf olan ülkelerin her birini, dünyaca öneme sahip en az bir sulak alan ilan etmelerinin yanı sıra, bu sulak alanları korumakla ve bunların akılcı kullanımlarını sağlamakla da yükümlü kılmaktadır. Sözleşmenin imzalandığı 02 Şubat tarihi, sulak alanların korunmasının önemine kamuoyunun dikkatini çekmek üzere 1997 yılından bu yana “Dünya Sulak Alanlar Günü” olarak kutlanmaya başlanmıştır. Türkiye, Ramsar Sözleşmesi’ne 17 Mayıs 1994’ ten itibaren resmen taraf olmuştur. Sulak alanlar bakımından Avrupa ve Ortadoğu’nun en önemli ülkelerinden biridir” dedi.

“Yer altı suları yaklaşık 1,5 - 3 milyar insana içme suyu sağlıyor”

Sulak alanlar vasıtasıyla dolan yer altı sularının yaklaşık 1,5 - 3 milyar insana içme suyu sağladığını kaydeden Müdürlük şöyle devam etti:

“Sulak alanların, insan refahını etkileyen en önemli faydalarının, içme suyu elde edilmesi, gıda tedariki sağlaması ve taşkınları önlemesidir. Sulak alanlar vasıtasıyla dolan yer altı suları yaklaşık 1,5 - 3 milyar insana içme suyu sağlar. Balıkçılık dünya üretimine yıllık brüt 34 milyar dolar katkı sağlar. Sulak alanlar tarım ve hayvancılık yapılmasına imkan tanır. Örneğin, pirinç 3 milyar insan için temel besin kaynağıdır ve doğal ya da yapay sulak alanlarda yetiştirilir. Sulak alanların sel, kuraklık, aşırı yağış gibi olağanüstü hava olaylarının etkisini azaltan bir rolü bulunmaktadır. Yeraltı suyunu besleyerek veya boşaltarak, taban suyunu dengeleyen bu alanların, aşırı yağışlarda fazla suyu depolayarak taşkınları kontrol etmektedir.

“Sulak alanlar konusunda önlem almaya çağırıyoruz”

Sulak alanların havada büyük oranda bulunan sabit karbonun tutulması ve salınması vasıtasıyla iklim değişikliğinde de çok önemli rol oynadığı belirtilen açıklamada, dünya üzerinde yaklaşık yüzde 3-4 oranında alan kaplayan turbalıkların, yaklaşık 540 milyar ton karbondioksidi tuttuğu ifade edildi. Dünyadaki sulak alanların yüzde 64'ünün geçen yüzyılda kaybedildiği ve bunun yılda yüzde 1 oranında azalmaya devam etmektedir. Türkiye'de sulak alanları tehdit eden faktörlerin başında ise yanlış tarım uygulamaları ve havza ölçeğinde yapılmayan planlar geliyor. İklim değişikliği küresel su döngüsünü daha da değiştirip kuraklıklar, seller ve diğer aşırı olaylar, daha sık ve yıkıcı bir şekilde yaşandıkça ekolojik altyapının, sulak alanların önemi daha da artacak. Bu sebeple karar vericileri sulak alanlar konusunda önlem almaya çağırıyoruz.”