'Medeniyet bir yıldır insanlık dramına kör, sağır, dilsiz'
Gazze'de bir yıldır devam eden İsrail zulmünü yaptığı açıklamayla bir kez daha lanetleyen Türkiye Kamu-Sen Bartın Şube Başkanı Sezai Hangişi, 'İsrail'in bir yıl önce başlattığı bu hudutsuz savaşı, insanlık adına son derece tehlikeli bir boyuta taşıyarak bugün Beyrut'u, sonra tüm bölgeyi kan gölüne çevirmemesi ve bu toprakları yeniden bir savaş alanına döndürmemesi adına uluslararası hukuka ve insan haklarına saygı çerçevesinde, Filistin halkının maruz kaldığı zulmün son bulması için tüm dünya devletlerine ve uluslararası topluma çağrıda bulunuyoruz. Gazze'de hastaneleri, ibadethaneleri, insani yardım gönüllüleri ve basın mensuplarını hiçbir kaideye bağlı kalmadan yok sayan bu zulme karşı sessiz kalmayacağız. Adaletin ve özgürlüğün yanında saf tutmaya devam edeceğiz.' dedi.
Erkan Hızoğlu
Türkiye Kamu-Sen Bartın Şube Başkanı Sezai Hangişi, Gazze’de bir yıldır devam eden İsrail zulmünü bir kez daha lanetledi.
“İsrail zulmü sonucunda Gazze, yıllardır abluka altında, temel insan haklarından mahrum bırakılan masum sivillerin yaşadığı bir açık hava hapishanesine dönüştürülmüştür.” diyen Hangişi, "Bizler, adil ve kalıcı bir barışın ancak İsrail’in işgaline son verip Filistin halkının bağımsızlık ve özgürlük taleplerine saygı göstermesiyle mümkün olacağına inanıyoruz.” dedi.
“Bu zulme sessiz kalmak, insanlık onuruna aykırıdır”
Türkiye Kamu-Sen Bartın Şube Başkanı Hangişi, açıklamasında şu satırlara yer verdi:
“7 Ekim, Filistin halkının yıllardır maruz kaldığı baskı, zulüm ve işgalin sembolü haline gelmiş Gazze’de yaşanan insanlık dramının birinci yıl dönümüdür. Bugünden sonra İsrail’in kan donduran saldırıları ile hayalet kente dönüşen 2 milyon nüfuslu Gazze'de 16 bin 500’ü çocuk en az 41 bin 165 kişi öldürüldü, 96 bin kişi yaralandı, 10 binden fazla Filistinli ise kayıp olarak aranıyor. Bu acı dolu günde, Filistinli kardeşlerimizin yanında olduğumuzu bir kez daha dile getiriyor, haklı mücadelelerine olan desteğimizi yineliyoruz.
İsrail zulmü sonucunda Gazze, yıllardır abluka altında, temel insan haklarından mahrum bırakılan masum sivillerin yaşadığı bir açık hava hapishanesine dönüştürülmüştür. Bu ablukayı ve işgali kınamak, Filistin halkının bağımsızlık mücadelesini desteklemek her insanın ahlaki sorumluluğudur. Dünyanın gözü önünde yaşanan bu zulme sessiz kalmak, insanlık onuruna aykırıdır.
Bizler, adil ve kalıcı bir barışın ancak İsrail’in işgaline son verip Filistin halkının bağımsızlık ve özgürlük taleplerine saygı göstermesiyle mümkün olacağına inanıyoruz. Bu sebeple Birleşmiş Milletleri asli görevlerini yerine getirmeye davet ediyoruz.
“Uluslararası topluma çağrıda bulunuyoruz”
Uluslararası çevrelerin duyarsızlığı İsrail’i iyiden iyiye azdırmış, ülkelerin sessizliği bütün Ortadoğu’yu kan gölüne çevirmek için cesaretlendirmiştir. İsrail’in bir yıl önce başlattığı bu hudutsuz savaşı, insanlık adına son derece tehlikeli bir boyuta taşıyarak bugün Beyrut’u, sonra tüm bölgeyi kan gölüne çevirmemesi ve bu toprakları yeniden bir savaş alanına döndürmemesi adına uluslararası hukuka ve insan haklarına saygı çerçevesinde, Filistin halkının maruz kaldığı zulmün son bulması için tüm dünya devletlerine ve uluslararası topluma çağrıda bulunuyoruz.
Gazze’de hastaneleri, ibadethaneleri, insani yardım gönüllüleri ve basın mensuplarını hiçbir kaideye bağlı kalmadan yok sayan bu zulme karşı sessiz kalmayacağız. Adaletin ve özgürlüğün yanında saf tutmaya devam edeceğiz.
Bu vesileyle, başta Gazze’de hayatını kaybeden tüm masumları rahmetle anıyoruz. Doğu Türkistan, Batı Trakya, Kırım ve daha nice Türk-İslam beldesinde yaşanan zulümleri en yüksek sesle kınıyor, kardeşlerimizin yanlarında olduğumuzu en güçlü şekilde ifade ediyoruz.”