Kulak, eleştirileri tek tek yanıtladı

'Doğruları anlatmak zorundayız'

Kulak, eleştirileri tek tek yanıtladı

Nurdan Eroğlu

AK Parti 22. Dönem Bartın Milletvekili Asım Kulak, 16 Nisan’da oylanacak olan anayasa değişikliği maddeleri ve Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine getirilen eleştirilere teker teker cevap verdi. Kulak, “Mademki bazı çevreler inat ve ısrarla halkımıza getirilecek yeni sistemde olmayan şeyleri olacakmış gibi anlatıyor o zaman bize de bunların doğrularını halkımıza anlatmak, onlarla paylaşmak düşüyor” dedi.

AK Parti 22. Dönem Bartın Milletvekili Asım Kulak, 16 Nisan’da oylanacak olan anayasa değişikliği maddeleri ve Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine getirilen eleştirilere cevap verdi. “Mademki bazı çevreler inat ve ısrarla halkımıza getirilecek yeni sistemde olmayan şeyleri olacakmış gibi anlatıyor o zaman bize de bunların doğrularını halkımıza anlatmak, onlarla paylaşmak düşüyor” diyen Kulak, diktatörlüğe gidildiği, üniter yapıdan eyalet sistemine geçileceği ve özerklik ilan edileceği, rejimin değiştiği, kuvvetler ayrılığının elden gittiği, OHAL, kararname, birlikte seçim yapılması, yargının ele geçirildiği, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşini ve çocuklarını başkan yardımcısı yapacağı yönündeki eleştirileri tek tek cevapladı.

“DİKTATÖRLÜK ELEŞTİRİSİ MANTIK SINIRLARINI ZORLAMAKTA”

İlk olarak diktatörlüğe gidildiği eleştirisine cevap veren Asım Kulak,” Parlamentonun koyduğu kanunlar çerçevesinde icrai görev yapabilen, parlamentonun onayladığı bütçe ile sınırlı olarak halka hizmet eden, seçimle gelip seçimle giden cumhurbaşkanının diktatör olacağını iddia etmek mantık sınırlarını zorlamaktadır. Tarihe 15 Temmuz'da not düşmüş milletimize karşı, rejim değişikliği ve diktatörlükten söz etmek, bizatihi bu milleti tanımamak ve gücünü hafife almaktır. Meclis, uygun ve gerekli gördüğü takdirde cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile düzenlenen alan veya konuda, çıkaracağı kanunla düzenleme yapabilecektir. Düzenleyici norm koyma üstünlüğü meclisin tekelindedir” dedi.

“ÜNİTER YAPI ELEŞTİRİLERİNİN HİÇBİR HAKLI YÖNÜ YOK”

Üniter yapıdan eyalet sistemine geçileceği ve özerklik ilan edileceği eleştirisine de cevap veren Kulak, “Bu eleştirilerin hiçbir haklı yönü yoktur. Anayasanın 3. Maddesi ile Türkiye Devletinin, ülkesi ve milleti ile bölünmez bir bütün olduğuna vurgu yapılmaktadır. Yine 126. ve 127. maddelerinde ise ülkenin, illere ve illerin de diğer kademeli bölümlere ayrılacağı, birden çok ili içine alacak yeni teşkilat kurulacak olursa da bunun ancak kanunla düzenlenebileceği, yine mahalli idareler anlamında, yeni mahalli teşkilatlanmalar oluşturulacaksa, bunun da ancak kanunla ikame edilebileceği düzenlenmiş bulunmaktadır. Paketin 8. maddesi ile yeniden düzenlenen Anayasanın 104. Maddesine göre; "Anayasada münhasıran kanunla düzenlenmesi öngörülen konularda Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi çıkarılamaz" hükmü yer almaktadır. 1982 Anayasasının bu konuları düzenleyen 3. Maddesi “Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir. Bayrağı, şekli kanununda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır. Milli marşı "İstiklal Marşı"dır. Başkenti Ankara'dır.” 126. Maddesi “ Türkiye, merkezi idare kuruluşu bakımından, coğrafya durumuna, ekonomik şartlara ve kamu hizmetlerinin gereklerine göre, illere; iller de diğer kademeli bölümlere ayırılır. İllerin idaresi yetki genişliği esasına dayanır. Kamu hizmetlerinin görülmesinde verim ve uyum sağlamak amacıyla, birden çok ili içine alan merkezi idare teşkilatı kurulabilir. Bu teşkilatın görev ve yetkileri kanunla düzenlenir.” 127. Maddesi de “Mahalli idareler; il, belediye veya köy halkının mahalli müşterek ihtiyaçlarını karşılamak üzere kuruluş esasları kanunla belirtilen ve karar organları, gene kanunda gösterilen, seçmenler tarafından seçilerek oluşturulan kamu tüzelkişileridir. Mahalli idarelerin kuruluş ve görevleri ile yetkileri, yerinden yönetim ilkesine uygun olarak kanunla düzenlenir.” Şeklindedir” açıklamasında bulundu.

“REJİM SORUNU 1923'DE BİTMİŞTİR”

Asım Kulak, rejimin değiştiği ve kuvvetler ayrılığının elden gittiği eleştirilerini ise “Rejim sorunu 1923'de bitmiştir. Rejim demokratik cumhuriyettir. Rejim ve üniter yapıyı ortadan kaldırmayı düzenleyen hiçbir değişiklik teklifi yoktur. Rejimin de demokrasinin de teminatı; mevzuatın da ötesinde bizatihi aziz milletimizin kendisidir. Bunu bilmeyenlere de gür bir sesle hatırlatmak gerekir. Yürütmenin, yasamanın içinden çıktığı parlamenter sistemde kuvvetler ayrılığı zayıftır. Yürütmenin ayrı, Yasamanın ayrı seçildiği Başkanlık Sistemi ise kuvvetler ayrılığı ilkesine en uygun sistemdir” şeklinde cevapladı.

“BİRLİKTE SEÇİM, DEVLET YÖNETİMİNE DENGE VE UZLAŞMA GETİRECEKTİR”

OHAL, kararname ve  birlikte seçim yapılması eleştirilerine de Kulak, “Cumhurbaşkanının ilan ettiği OHAL TBMM'nin denetiminde olacaktır. TBMM ilan edilecek bir OHAL'i kısaltabilir, uzatabilir veya tamamen ortadan kaldırabilir. Anayasada "münhasıran kanunla düzenlenir" ibaresi bulunan 82 ayrı konuda kararname çıkarılamaz. Temel Haklar, Siyasi Haklar ve Kişi hak ve ödevleri alanında kararname çıkaramaz. Kanunla açıkça düzenlenmiş alanlarda da kararname çıkaramaz. Kanun ile kararname çekişirse, kanun hükümleri uygulanacaktır. Kararname ile düzenleme yapılan alanda, TBMM tarafından kanun çıkarılırsa kararname hükümsüz hale geliyor. Kararnameler Meclis ve AYM'nin denetimi altına alınıyor. OHAL'de 104. Md. Sınırlaması olmaksızın çıkarılabilen kararnameler yayım günü meclisin onayına sunuluyor. OHAL'de çıkarılan kararnameler, savaş ve mücbir sebepler nedeniyle meclisin toplanamadığı haller dışında 3 ay içinde mecliste görüşülüp karara bağlanmaz ise kendiliğinden yürürlükten kalkıyor. Birlikte seçim, devlet yönetimine denge ve uzlaşma getirecektir. Seçimlerin denetleyici üstünlüğü esastır” yanıtını verdi.

“BU ELEŞTİRİLERİN BİR DAYANAĞI YOK”

Asım Kulak, yargının ele geçirildiği ve  Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşini ve çocuklarını başkan yardımcısı yapacağı eleştirilerini de şu şekilde cevapladı:

“Anayasa Mahkemesi ve Hakim Savcılar Kurulu üyelerini kim seçmeli? Cumhurbaşkanı veya TBMM'ni doğrudan halk seçmektedir. Bu üyeleri Cumhurbaşkanı ve TBMM değil de, millete hesap verme zorunluluğu bulunmayan bürokratlar veya kurumlar mı seçmelidir? Kaldı ki bu atamalar, anayasada hüküm altına alınan, belirli niteliklere ve özelliklere sahip adaylar içinden, Cumhurbaşkanı ve TBMM tarafından yapılmaktadır. Sayın Cumhurbaşkanımızın Erdoğan’ın eşini ve çocuklarını başkan yardımcısı yapacağı eleştirilerinin bir dayanağı yoktur. Şu anki parlamenter sistemde de başbakan istediği takdirde milletvekili seçilme yeterliliğine sahip bir yakınını dışarıdan rahatlıkla bakan olarak atayabilir. Bu sistemde de pekâlâ mümkün olan böylesine bir eylemde bulunma imkânının, aradan geçen 15 yıl içinde hiç kullanılmadığını gözden ırak tutmamak gerekir. Kaldı ki atılan her adımın, seçimlerde denetleyici üstünlüğü bulunan milletimiz nezdinde bir karşılığı olacağını da asla unutmamak gerekir. Yine meclisin 3/5 oranıyla (360 oy) seçimlerin yenilenmesi yoluyla, konuyu halka götürme yolu da açık bulunmaktadır. Mevcut sistemde, cumhurbaşkanı vatana ihanet dışında imzaladığı kararlar ve emirlerden dolay yargılanamaz. Yeni getirilecek cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde, yürütme yetkisini icra eden cumhurbaşkanına yargı yolu açık olacak. Cumhurbaşkanının yargılanmasına meclis karar verecek. TBMM, üye tam sayısının üçte ikisinin gizli oyuyla cumhurbaşkanını Yüce Divana sevk edebilecek. Yüce Divanda seçilmeye engel bir suçtan mahkûm edilen cumhurbaşkanı seçim kararı alamayacak, görevi sona erecek.”