Kılıçdaroğlu bu referandumda Bartın'a gelmiyor

Bartın'da miting yapmayacak

Kılıçdaroğlu bu referandumda Bartın'a gelmiyor

Nurdan Eroğlu

CHP Genel Merkez Kadın Kolları Başkanı Fatma Köse ve Merkez Yürütme Kurulu (MYK) Üyesi Meltem Öz, 16 Nisan’da yapılacak referandum çalışmaları kapsamında Bartın’a geldi. CHP İl Başkanlığında basın toplantısı düzenleyen Köse, gazetecilerin sorusu üzerine CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun referandum kapsamında Bartın’da miting yapmayacağını söyledi. Fatma Köse, “Genel Başkanımızın mitingleri olacak. Ancak daha çok büyük şehirlerde ve ilçelerinde miting yapacak” dedi.

CHP Genel Merkez Kadın Kolları Başkanı Fatma Köse ve Merkez Yürütme Kurulu (MYK) Üyesi Meltem Öz, 16 Nisan’da yapılacak referandum çalışmaları kapsamında Bartın’a geldi. Cumartesi günü Bartın’a gelen Köse, CHP İl Başkanlığında basın toplantısı düzenledi. CHP İl Başkanı Mehmet Arslan, Merkez İlçe Başkanı Hacı Gölbucaklı, Kadın Kolları Başkanı Fatma Özcan ve teşkilat mensuplarının yer aldığı basın toplantısında Fatma Köse, bu referandumda anayasa değişikliğine halkın neden hayır demesi gerektiği konusunda açıklamalarda bulundu. anayasa değişikliğinin  halka dayatıldığını ifade eden Köse, “Biz bu ülkenin tapusunu bir kişiye mi verelim? Hepimiz insanlık için en güzel rejim olan cumhuriyete sahipken anayasa değişikliği adı altında bir metin hiç sıkılmadan gözlerimizin içine baka baka bize dayatılmak isteniyor. Buna rıza mı gösterelim? Ülkemiz anayasa değişikliği adı altında hükümdar yetkilerine sahip ama adı cumhurbaşkanı olan bütün güçleri elinde bulunduran tek kişinin iktidarına doğru sürükleniyor. Buna izin mi vereceğiz? Bu halk buna izin vermez” Dedi.

ARSLAN: “REFERANDUM ÇALIŞMALARINA BAŞLADIK”

Fatma Köse’nin açıklamaları öncesinde bir konuşma yapan CHP İl Başkanı Mehmet Arslan, “Kadın Kolları Genel Başkanımız Fatma Köse ve Merkez Yürütme Kurulu Üyemiz Meltem Öz’e ziyaretleri için teşekkür ediyorum. Sizleri burada görmekten memnunuz, çalışmalarınızı izliyoruz. Sizlerle gurur duyuyoruz. Bizler de bu çalışmalara destek vermek amacıyla çalışmalarımıza başladık. Bu çalışmalar hayırlı olacak diye düşünüyoruz.” Dedi.

KÖSE: “BU BİR KİŞİNİN OYLANACAĞI HALK OYLAMASIDIR”

Halkın isteğinin ve talebinin olmadığı bir zamanda anayasa değişikliği referandumuna gidildiğini kaydeden Fatma Köse şu açıklamalarda bulundu:

“Biz hiç te gerekli olmayan bir zamanda halkın istediği talebi olmadığı bir zamanda referanduma gidiyoruz. Neden referanduma gittiğimizin altında da aslında pek bir şey yok. Gerçekten referanduma gidilen süreçte halkın bir talebi olarak bu süreç ortaya çıkmamıştır. Bu süreç tamamen bir kişinin karar vereceği, bir kişinin oylanacağı halk oylamasıdır. Kesinlikle eşit şartlarda gitmiyoruz. Bugün bizim yaptığımız bu çalışma zaman zaman birçok engelle karşı karşıya kalıyor. Hayır kampanyasını yapan gruplar engellenecek o zaman bu halk oylamasına gerek yok. çünkü evet kampanyasını yapanlara bütün kapılar açılırken, çalışmalarına bütün kolaylıklar sağlanırken hayır çalışmasını yapanları  çalışmaları bir şekilde engellenmekte.

“BU ÜLKENİN TAPUSUNU BİR KİŞİYE Mİ VERELİM?”

Tam da bu yola giderken biz bu ülkenin tapusunu bir kişiye mi verelim? Meclise geldiği zaman bile bu tasarı bu halk kutuplaşmıştır. Eğer bu sistem geçerse tamamen kutuplaşacaktır. Şuanda evet kampanyasını yapanlarına söylemlerine baktığımız zaman onlar ve biz, ocu bucu ya da o partili bu partili diye halk ayrılmaya başlamıştır. Cumhuriyetimiz çok tehlikeli bir dönemden geçiyor. Hepimiz insanlık için en güzel rejim olan cumhuriyete sahipken anayasa değişikliği adı altında bir metin hiç sıkılmadan gözlerimizin içine baka baka bize dayatılmak isteniyor. Buna rıza mı gösterelim? Ülkemiz anayasa değişikliği adı altında hükümdar yetkilerine sahip ama adı cumhurbaşkanı olan bütün güçleri elinde bulunduran tek kişinin iktidarına doğru sürükleniyor. Buna izin mi vereceğiz? Bu halk buna izin vermez.

“BU ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİNİN HİÇBİR MEŞRUİYETİ YOKTUR”

Anayasa toplumsal uzlaşma metinleridir. Peki bize dayatılmak istenen sistemin içinde uzlaşma var mı? Bunu bu halk sorgulayacaktır. Bu anayasa değişikliğinin hiçbir meşruiyeti ve meşru hiçbir maddesi yoktur. Biz hayır tarafında olanlar neden hayır dediğimizi madde madde anlatıyoruz.  Peki evet tarafında olanlar ne diyor? “Şu partiler ya da şu bileşenler hayır dediği için biz evet diyoruz” diyor. Peki biz su da içiyoruz, ekmek te yiyoruz.  O zaman biz bunları yapıyoruz diye onlarda yemek yiyip su içmesinler. Hiçbir anayasal kurumun ve halkımızın görüşü alınmaksızın yapılmak istenen bir anayasa değişikliği halkımızın bir talebi olarak ortaya çıkmamıştır. Dolayısıyla Türk toplumu bu süreçte daha fazla kutuplaştırılmıştır.

“BU TEKLİF AKLIMIZIN, VİCDANIMIZIN YOK SAYILMASIDIR”       

Böyle bir metnin teklif edilmesi bile bizim aklımızın, vicdanımızın yok sayılmasıdır. Neredeyse yüzyıllar öncesini anımsatan krallık ve padişahlık adına ne derseniz deyin aslında monarşidir. Parti başkanı bir cumhurbaşkanı şeklinde dönüştürülmüş yeni adıyla bize dayatılmak istenmektedir. Bu tartışmayı mevcut cumhurbaşkanı üzerinden götürmek yanlış olur. Bundan sonraki yıllarda da devam edecek bir süreç bize dayatılmak isteniyor. İleride diyelim ki başa basiretsiz bir kişi geldi ne olacak? Başkan istediği kadar başkan yardımcısı atayacak. 100 kadar bile atayabilir. Bu onun tamamen yetkisinde. Diyelim ki başına bir iş geldi bizim seçmediğimiz başkan yardımcısı aynı yetkilere sahip bu ülkeyi yönetmek durumunda olacak. Seçimle gelmeyen atanan bir kişi Türkiye’yi yönetecek. Bu demokrasiden uzaklaşmak değil de nedir? Tamamen halkın içinde olmadığı, halkın iradesinin yansımadığı bir anayasa değişikliği teklifi demokrasiden uzaklaşmak demektir.

“MESELE PARTİ MESELESİ DEĞİLDİR”

Bunlar tartışıldı mı hayır? Mesele zaten parti meselesi değildir. Bu mesele ne bir kişinin ne de bir partinin meseledir. Bu mesele ülkemizin, geleceğimizin oylanacağı meselesidir. Dolayısıyla bu mesele memleket meselesidir. Bu sistem doğru bir sistem değil. Bu sistemin kendisi sakattır. Bütün yetkiler bir kişiye verilemez. Bütün yetkileri bir kişiye verirseniz o kişi istese de istemese de diktatör olur. Bu sorun kendisini demokrat olarak gören, ülkesini ve bayrağını seven, adını ve kimliğini nasıl tanımlarsa tanımlasın hepimizin ortak sorunudur. İsterse kendini ülkücü tanımla, istersen muhafazakar tanımlar, istersen devrim tanıma nasıl tanımlarsan tanımla bu,  bu ülkenin ortak sorunudur.  Bu ülkenin geleceğinin, çocuklarımızın geleceğinin oylanacağı bir halk oylamasıdır.

“TÜRKİYE HALKLARINA ÇOK İŞ DÜŞÜYOR”

Onun için Türkiye halklarına çok iş düşüyor. Şimdi ayağa kalkma hep bir ağızdan haykırma zamanı. Her şeye dur diyebilmenin en güzel en çağdaş anlatımı aslında o sandığa gidip hayır oyu vermektir. Her türlü egemenliğin millete dayalı olduğunu ve mutlak egemenliğin bir kişiye verilemeyeceğini anlatma zamanıdır. Hakların güvence altına alınmadığı ve güçler ayrılığının belirlenmediği bir toplumun anayasasında olmayacağını herkese anlatmamız gerekiyor. Demokrasimize, cumhuriyetimize, ülkemizin geleceğine sahip çıkmanın onuru ve en doğal hakkımız olan direnme hakkımız için hayır dememiz gerekiyor. Hataların eksiklerin yanlışların sadece demokrasi rejimlerinde özgür bir meclis varlığında düzeltilebileceğini anlatmamız gerekiyor. Karanlığa inat gökkuşağı bahçelerine ulaşmak için her renkte her dilde umudu büyütmek için o sandığa gidip hayır dememiz gerekiyor.

“BİZ 82 ANAYASASINA DA KARŞIYDIK”

Biz kadınlar her yer de her saatte can güvenliğimiz olsun diye bir kişi daha eksilmeyelim diye çocuklarımızın düşleri kirletilmesin diye o sandığa gidip hayır dememiz gerekiyor. Kırmadan dökmeden ideolojik tartışmalara girmeden meseleyi sen ben kavgasına getirmeden yapacağımız bir hayır kampanyası ile başarıya ulaşabiliriz. Bu mümkün. Ben inan inanıyorum siz de inanın. Herkesin huzur içinde yaşayacağı kimsenin kimseye üstünlük taslayamayacağı yeni bir anayasa yazabiliriz. Bu mümkün. Biz 82 anayasasına da karşıydık gerçi birçok maddeleri değişti ama ona da karşıydık. Ama istişare ile daha demokratik bir anayasayı tekrar yapabiliriz. Bu bizim elimizde.

“YENİ ZALİMLER YARATMAYALIM”

Şunu unutmayalım. Zalimleri var eden mazlumların rızasıdır. Yeni zalimler yaratmayalım. Yeni zalimler yaratırsak bu ülke yerle bir olur. Güneşin doğduğu her ufukta umuda giden bir yol mutlaka vardır. Bizler umuda giden bu yolda ülkesini seven bayrağını seven adını ve kimliğini nasıl tanımlarsa tanımlasın hangi partiyi tutarsa tutsun hiç ayrım yapmadan hep birlikte tek yürek olarak mücadele edeceğiz. Emin olun başaracağız. Çünkü biz bu davada haklıyız. Haklı olduğumuz için başaracağız. Tüm renklerimizle özgür onurlu ve barış içerisinde yaşayacağımız bir ülke için hayır demeliyiz. Türkiye’nin özgür olmasını bağımsız olmasını ve kimsenin önünde eğilmemesini istediğimiz için bu kampanyaya hayır dememiz gerekiyor. Ben Bartın halkına inanıyor ve güveniyorum. Bartın halkı Karadeniz’in en güzel ilidir. Bu halkın sağduyuyla sandığa giderken vicdanının sesini dinleyeceğine inanıyorum. Bu ülkeyi bir kişinin iki dudaklarının arasından çıkacak olan sözlere bırakmayalım. Bu hayırlı yolculukta hepimize hayırlı yolculuklar diyorum.”

KILIÇDAROĞLU, BÜYÜK ŞEHİRLERDE MİTİNG YAPACAK

Fatma Köse, açıklamaları sonrasında gazetecilerin “Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu, Bartın’da miting yapacak mı?” sorusunu da yanıtladı. Köse, “Genel Başkanımız miting yapacak  ama daha çok büyük şehirlerinde ve ilçelerinde yapacak” dedi.