Karaman'dan Atölye Kuşağı'na ziyaret

Bartın basınının yeni oluşumu Bartın Haber İletişim Medya Ltd. ŞTİ. Sahibi Murat Karaman, geçtiğimiz günlerde Gölbucağı Mahallesinde hizmete açılan ve eski takım arkadaşı Deniz Kıral'ın ortağı olduğu Atölye Kuşağı Anaokulu'nu ziyaret ederek hem hayırlı olsun temennisinde bulundu hem de başarı dileklerini iletti.

Karaman'dan Atölye Kuşağı'na ziyaret

 

Erkan Hızoğlu

 

Bartın Hergün Gazetesi ile Bartın Manşet Gazetesi’nin üst kuruluşu ve Bartın basınının yeni oluşumu Bartın Haber İletişim Medya Ltd. ŞTİ. Sahibi Murat Karaman, geçtiğimiz günlerde Gölbucağı Mahallesinde hizmete açılan ve eski takım arkadaşı Deniz Kıral, Tamer Yaşar, Zeki Destereci ile Mehtap Kaplan’a ait Atölye Kuşağı Anaokulu’nu ziyaret etti.

Bartın’ın okul öncesi grubundaki yeni eğitim kurumu Atölye Kuşağı Anaokulu’na hayırlı olsun ziyaretinde bulunan Karaman, Kıral ve ortaklarına başarı dileklerini iletti.

Mutlu çocukların anaokulu olacak

Bartın Atölye Kuşağı Anaokulu, doğa, sanat ve oyunun gücüyle oluşturduğu programlarla çocukların  gelişimine katkı sağlamayı okul öncesi eğitimin önceliği olarak kabul ederek velilerin ilk sırada tercih ettiği, oyun ve alternatif eğitim yaklaşımlarıyla yetişen mutlu çocukların anaokulu olacak.

​Reggio Emilia ilhamıyla, doğa, sanat ve oyun temelli yaklaşımlarla öğrenmenin gücüne inan Bartın Atölye Kuşağı Anaokulu, dünya standartlarına uygun oyun, sanat ve doğa temelli eğitim etkinlikleri geliştirip, bunları çocukların eğleneceği programlar halinde farklı becerilerin desteklendiği atölyelerde uyguluyor.

 

Reggio Emilia Yaklaşımı nedir?

II. Dünya savaşı sonrasında İtalya’nın kuzeyinde Reggio Emillia adı verilen 150,000 nüfuslu bir kasabada anne babaların çocuklarının eğitim alabileceği bir okul kurma girişimiyle başlayıp, bugün “Reggio Emilia” yaklaşımı adıyla tüm dünyaya yayılan bir okul sistemidir. Loris Malaguzzi bu yaklaşımın yaratıcısı ve öncüsüdür.“Eğitim her çocuğun hakkı” olduğu düşüncesiyle çocukların kaliteli bir eğitim alabilmesi için okul, aile ve toplumun işbirliği içinde çalışması gerektiği esas alınmıştır.

Bu yaklaşıma göre çocuklar hayatın anlamıyla ilgili cevaplar aramaktadırlar. Onlara cevabı vermek için acele etmemek, onun yerine cevabı kendilerinini bulması için teşvik etmek gereklidir. Erken çocukluk eğitiminde yapılması gereken, çocuklara gelişimlerini destekleyici ve ilerlemelerini teşvik edici bir ortam yaratabilmek ve kendi fikirlerinin gelişmesine fırsat tanımaktır. Çocukların sayısız yaratıcı, entellektüel ve iletişimsel potensiyelleri vardır ve her birine saygı gösterilmelidir. Çocuklar teoriler geliştiren, bilgi üreten, gözlem yapan, aktif deneyimler edinen, sosyal, duygusal ve zihinsel yönden farklı kaynaklara sahip olan kişilerdir.

Reggio Emilia yaklaşımında, çocuklara somut yaşantılar sunulur, bu sayede yeni deneyimler kazanmalarına yardımcı olunur. Çocuklar araştıran, üreten ve hipotezlerini test eden kişilerdir. Kendilerini ifade ederken çok farklı sembolik araçlardan yararlanabilirler. Örneğim, resim, heykel, müzik, gölge oyunları, dramatik oyun gibi. Reggio yaklaşımında buna “Çocuğun Yüz Dili” adı verilir. Çocukların düşüncelerini ve duygularını herkes tarafından görünür kılmak adına kullandıkları birçok sayıda dile sahip olduklarına inanılır. Bu diller aracılığıyla çocukların sembolik düşünmesi, yaratıcılığı ve iletişim becerileri gelişir.

Sınıf ortamı “öğretmenin kendisi” gibi düşünülebilir. Ancak ortamın sadece fiziki özellikleri değil aynı zamanda ortam içinde gerçekleşen etkileşimler de öğrenmenin ayrılmaz bir parçasıdır. Bu nedenle okullarda yetişkinler ile çocuklar arasındaki iletişimi kolaylaştırmak amacıyla bütün çocukların ve öğretmenlerin birlikte bulunabileceği büyük bir alan bulunur. Sınıflar ise bu açık alanın etrafına düzenlenmiştir. Çocuklar ve yetişkinler gün boyunca bu alanı kullanırlar. Reggio okullarında hiç kimse kendisini başkalarının gördüğü gibi görme şansına sahip değildir düşüncesinden hareketle duvarlara köşeli olarak yan yana getirilen aynalar yerleştirilmiş ve böylece çocukların kendilerini başkalarının gördüğü gibi görebilmeleri sağlanmıştır.

Sınıf ortamı rahatlatıcı, ilham verici ve estetiktir. Tüm sınıflar “piazza” denilen bir avluya açılır. Her avluda bir drama köşesi (Bu köşede motosiklet kaskları, çok çeşitli kıyafetler, gözlükler çantalar bulunur) ve camekanlı bir atölye odası bulunur. Atölyede çocukların çok farklı türde sanat etkinliği yapabilmeleri için artık malzemeler bulunur.

Sınıflarda şeffaflık ve sadelik ön plandadır. Geniş pencereler bulunur; ortam geniş ve aydınlıktır. Sınıfta fazla mobilya yoktur; onun yerine çocukların çalışmaları, resimleri, gerçekleştirilen projelerin fotoğrafları, ürünleri, çocukların aileleri ile birlikte oldukları fotoğraflar gibi çeşitli görsel materyaller okulun her yerinde sergilenir. Eğitim ortamı çocuklar, öğretmen ve ailelerin arasındaki ilişkiyi güçlendirmeye yarayan bir araç olarak kullanılır.