Hastane önünden ek zam ve refah payı talebi
Türkiye Kamu-Sen Bartın Şubesi tarafından Bartın Devlet Hastanesi önünde düzenlenen basın açıklamasında, kamu çalışanlarının maaş artışlarının yetersiz olduğu vurgulandı. Türkiye Kamu-Sen adına açıklama yapan Türk Sağlık-Sen İl Başkanı Besim Coşkun açıklamasında, 'Alırken şahin olanlar, verirken güvercin oldu. Alırken bol kepçe kullananlar, verirken kaşığı bile çok gördü' diyerek hükümetin maaş artışlarındaki adaletsizliğine sert tepki gösterdi.
“Alırken bonkör, verirken cimri oldular”
Bartın Devlet Hastanesi önünde düzenlenen açıklamaya, Türk Kamu-Sen’e bağlı sendikaların il başkanları, yönetimleri ve çok sayıda üye katıldı. Ayrıca, Türkiye Kamu Sen Bartın Şube Başkanı ve Türk Eğitim-Sen Bartın Şubesi Başkanı Sezai Hangişi de açıklamada hazır bulundu.
Türkiye Kamu-Sen adına açıklama yapan Türk Sağlık-Sen İl Başkanı Besim Coşkun, 2025 yılının ülkeye bolluk, bereket ve refah getirmesini temenni ederek konuşmasına başladı. Ancak Coşkun, enflasyonun ve maaş zammı oranlarının açıklanmasının ardından bu umutların kaybolduğunu belirtti.
Coşkun, 2024 yılı itibariyle enflasyon oranının %44,38 olarak açıklandığını ve son altı ayda memur ve emekli maaşlarının %5,75 eridiğini ifade etti. Geçtiğimiz yılki zam oranlarına da dikkat çeken Coşkun, kira %58,5, gıda %43,6, sağlık %47,6 gibi ciddi artışların yaşandığını, ancak maaş artışlarının bu artışları karşılamadığını söyledi.
2025 yılı için enflasyonun en düşük %21 olarak tahmin edildiğini ve yeniden değerleme oranının %43,93 olarak belirlendiğini aktaran Coşkun, kamu çalışanlarına yapılan maaş artışlarının bu oranlarla çeliştiğini dile getirdi.
Coşkun, "Alırken şahin olanlar, verirken güvercin oldu. Alırken bol kepçe kullananlar, verirken kaşığı bile çok gördü" diyerek hükümetin maaş artışlarındaki adaletsizliğe sert tepki gösterdi.
Kamu çalışanlarının maaş artışlarının, özellikle enflasyon oranları göz önünde bulundurulduğunda çok yetersiz kaldığını vurguladı.
Coşkun, memurlara ve emeklilere yönelik yapılan maaş artışlarının piyasa gerçekleriyle örtüşmesi gerektiğini belirterek, “Pasta büyüyorsa, payımız da büyüsün. Memurun, emeklinin yüzü gülsün” dedi.
Türkiye Kamu-Sen olarak, kamu çalışanlarının maaşlarının yeniden değerleme oranına göre güncellenmesini ve üzerine refah payı eklenerek gerçek bir zamma kavuşturulmasını istediklerini belirten Coşkun, ayrıca gelir vergisinin adaletli bir şekilde düzenlenmesini talep etti.
Coşkun, maaş artışlarının yetersizliği nedeniyle, kamu çalışanlarının sürekli borçlanmak zorunda kaldığını ve hayat pahalılığının bu maaşlarla başa çıkmanın imkansız hale geldiğini söyledi.
Coşkun, özellikle birinci dereceye gelen memurların ek gösterge rakamlarının 3600'e yükseltilmesi gerektiğini belirtti. Ayrıca, emekli maaşlarına yapılan ilave ödemelerin, emeklinin maaşına eklenmesini talep etti.
Maliye yetkililerine de seslenen Coşkun, kamu çalışanlarının her ekonomik kriz anında başvurulacak kaynak olarak görülmemesi gerektiğini, maaş sorununun köklü bir şekilde çözülmesi gerektiğini vurguladı.
“Alırken şahin olanlar, verirken güvercin oldu”
Türk Sağlık-Sen İl Başkanı Besim Coşkun açıklamasında şu ifadelere yer verdi, “Değerli basın mensupları, kıymetli kamu çalışanları, 2025 yılının ülkemize ve milletimize hayırlara vesile olması, bolluk, bereket ve refah getirmesi temennilerimle sözlerime başlamak istiyorum. Ama enflasyon rakamlarının açıklanması, memur ve emekli zamlarının belli olmasıyla, bu umudumuzu kaybettiğimizi de üzülerek söylemeliyim. Hepimizin bildiği gibi 2024 enflasyonu %44,38 oldu, son 6 aylık dönemde memur ve emeklilerin maaşlarının %5,75 eridiği resmi olarak açıklandı.
Geçtiğimiz yıl kira %58,5; gıda %43,6; okul %91,6; sağlık %47,6; haberleşme %34; giyim %32,8 zamlandı.
2025 yılı için de enflasyonun en düşük %21 tahmin edildiği bizzat Merkez Bankası tarafından açıklandı.
Durum böyleyken yeniden değerleme oranı da %43,93 olarak belirlendi. Motorlu taşıtlar vergisi, emlak vergisi ve diğer vergi ve cezalar bu rakama göre artırıldı. Yani kamu, kendi alacaklarına %44 zam yaptı. Memur ve emekliye geldiğinde ise %6+%5 yeter dedi. Alırken şahin olanlar, verirken güvercin oldu. Alırken bol kepçe kullananlar, verirken kaşığı bile çok gördü. Alırken bonkör, verirken cimri oldular. Bütün harcamalar %40'ların üzerinde artmışken maaşlara kümülatif %11,3 zam yapmayı yeterli gördüler.
“Maaş zamları piyasa gerçekleri ile örtüşsün”
Biz diyoruz ki; nimette külfette adalet olsun. Maaş zamları piyasa gerçekleri ile örtüşsün. Pasta büyüyorsa payımız da büyüsün. Memurun emeklinin yüzü gülsün. Ekonomideki olumsuzlukları memura, emekliye mal ederseniz, toplumu enflasyon canavarına kurban verirsiniz. Çalışanları sürekli fakirleşen millet, gelişemez, ilerleyemez. Enflasyon farkı sıfır zam demektir; o da sonradan verilen bir telafidir. Bu maaş politikasıyla kamu memur ve emekliye karşı sürekli borçlanmaktadır. Elma ile armudu toplayıp enflasyon farkı ile cüzi bir artış yapıp bunu da memura emekliye zam diye anlatmayın. Milletten hangi oranda alıyorsanız, çalışanınıza, emeklinize de o oranda zam verin. İçinde adalet olmayan maaş sisteminin refah getirmesi mümkün değildir. Memuru, emeklisi mutlu olmayan ülkenin mutlu olması mümkün değildir.
“Bu, açıkça ben sizi enflasyona ezdireceğim demektir”
Refah payı olmayan maaş artışına zam denmez. Bu yapılan ön ödemeli enflasyon tazminatıdır. Kaldı ki resmi enflasyon hedefinin %17,5 olduğu yerde %6+5 zam izaha muhtaçtır. Bu, açıkça maaşlar 6,5 puan eriyecek demektir. Bu, açıkça ben sizi enflasyona ezdireceğim demektir. Biz ne bu ay verilecek olan enflasyon farkı destekli %11,54 ‘ü ne de 2025 yılının tamamı için öngörülen kümülatif %11,3'ü zam olarak kabul etmiyoruz. Enflasyon buysa o zaman zam nerede? Yok eğer bu zamsa o zaman enflasyon nerede? Bütçe açık veriyorsa, bunu memurun, emeklinin rızkından kesip kapatmayın. Zaten alım gücü sürekli düşerken, daha fazla fedakarlık beklemeyin. Memurun, emeklinin gelirinin artmadığı ortamda, bir de ödediği vergi sürekli artıyor. Bu da yaşam maliyetlerinin maaşlardan fazla artması sonucunda katlanamaz neticeler doğuruyor. Memur, emekli, hakkı olmayanı istemiyor. Başkasının kaynağını bize aktarın demiyor. Milli gelire yaptığı katkının, alın terinin, emeğinin hakkını istiyor.
“Bu zamla karın doymaz”
Kıymetli basın mensupları, Hepimiz milletimiz ve devletimiz için her türlü fedakarlığı yaparız. Ancak bu fedakarlık adil ve eşit dağıtıldığında anlam kazanır. Fedakarlık yapanların üstüne basarak yükselenlerin olduğu yerde refahı da kimlerin alacağı bellidir.
Öngörülebilir ekonomi anlayışı ile çıkılan yolda memur ve emekliye eksi %6,5 zammı reva görmek, memurun ve emeklinin gözden çıkarıldığının ifadesi midir? Biz Türkiye Kamu-Sen olarak memur ve emekli maaşlarının yeniden değerleme oranına güncellenmesini, üzerine refah payı eklenerek gerçek anlamda bir zamma kavuşturulmasını talep ediyoruz. Ek zam ve refah payının kalıcı bir biçimde düzenlenmesini istiyoruz. Gelir vergisinin adaletle düzenlenmesini, herkesin kazancı ile orantılı bir vergilendirmeye tabi tutulmasını bekliyoruz. Bunun için de memurların gelir vergisi dilimi %15'te sabitlensin diyoruz. Bütün ödemeler, bilhassa ilave ek ödeme emekli maaşına eklensin, emeklinin de yüzü gülsün evi şenlensin istiyoruz. Birinci dereceye gelen tüm memurların ek gösterge rakamlarının 3600'e yükseltileceği sözü, unutulmasın diyoruz. Maliye yetkililerinin, kamu çalışanlarını her sıkıntılı durumda başvurulacak ekonomik kaynak olarak görmekten vazgeçmesini bekliyoruz. Maaş sorununa kökten çözüm üretecek politikalar belirlensin diyoruz. Aksi halde ek zamsız refah olmaz, bu zamla karın doymaz.”
Haber: Muhammet Civan