Halkevi 'Geçinemiyoruz!'

Bartın Hükümet Caddesinde 'Geçinemiyoruz' diyerek açıklama yapan Bartın Halk Evi '20 Ekim'de buradan yaptığımız 'Geçinemiyoruz' çağrısını yineliyor ve Bartın'dan tekrar sesleniyoruz Torba boş! Tencere boş! Cep boş! Geçinemiyoruz! Bu zamlarla yaşayamıyoruz! Artık yeter insanca yaşamak istiyoruz!' ifadelerinde bulundu.

Halkevi 'Geçinemiyoruz!'

 

Bartın Halk Evi, “Geçinemiyoruz” diyerek basın açıklaması yaptı. Hükümet Caddesinde Arap Cami önünde yapılan açıklamada Halk Evi şu ifadelerde bulundu:

“Her gün zam üstüne zam, yüzlerce liralık faturalar, el yakan gıda fiyatları, artan eğitim sağlık giderleri ve her evde bir işsizle kara kış kapımızda.  Markette, çarşıda, pazarda, temel tüketim ürünlerinde, ulaşımda her gün yeni zamlarla karşı karşıyayız. Eğitim giderlerinde, sağlıkta, her kaleme yapılan zamlar, yaşamı her geçen gün zorlaştırıyor. Akaryakıtın fiyatı nerdeyse günlük artıyor. Dolar uçuşa geçti 15 liraları zorluyor. Maaşlarımız döviz karşısında her gün eriyor. Eriyen gelirimiz ise faturalara ve kiraya gidiyor. Kredi kartı ve kredi borcu olmayan neredeyse kalmadı. Ülkedeki işçilerin, emeklilerin, öğrencinin ve esnafın, yani tüm emekçilerin yoksulluğu her geçen gün artıyor. Milyonlar Aç! Milyonlar İşsiz! Halk ise insanca yaşamak istiyor.

“Gerçek enflasyon yüzde 35 yüzde 50 arasında değişiyor”

Türkiye'de 2020 yılı enflasyon oranı yüzde 14,6 olarak açıklandı. Bağımsız araştırmacıların ve tüketici derneklerinin hesaplarına göre, halkın hissettiği "gerçek enflasyon" yüzde 35 yüzde 50 arasında değişiyor. Hayat pahalılığının önüne geçilmesi için ana muhalefet partisinin meclise sunduğu önergede Eylül ayında gerçek enflasyonun yüzde 37-40 seviyelerinde olduğu belirtildi. Yıllık bazda en fazla fiyat artışı gıdada oldu. Zamlar, sahte enflasyon rakamları ve gıda fiyatlarındaki fahiş artışlar karşısında asgari ücret kazanan bir çalışan alım gücünü yitirdi.  Asgari ücretlinin geçen seneki kadar sebze alabilmesi için maaşının 3 bin 50 lira, süt ve süt ürünleri alabilmesi için 5 bin 314 lira kazanması lazım.  En fazla alım gücü kaybı yaşanan gıda grubu yüzde 17,4 ile sıvı ve katı yağlar oldu.  Temel gıda maddelerine, yağdan etten sütten peynire yapılan zamlar ve fiyatın artmasında etken olan vergiler asgari ücretlilerin değil insanca yaşam sürdürmesini karınlarını bile doyurma imkânlarını yok ediyor. Gıda fiyatlarını düşürün, vergileri kaldırın, ücretleri arttırın!

“Açlık sınırı 3 bin 093 TL”           

Ülkemizde asgari ücret civarında çalışan 10 milyon işçi var. Asgari ücrete Ocak ayında yapılacak olan zam yüzde 50lik gerçek enflasyon değerlerine göre değil TÜİK’in sahte yüzde 14,6 enflasyon oranına göre belirlenecek.  Asgari ücret enflasyon karşısında alım gücünü yitirirken bir yandan da dolar karşısında eriyor. Net asgari ücret yılın başında 2 bin 825 TL idi. 1 Ocak’ta 1 dolar 7.43 TL’ydi. Asgari ücret 380,2 dolara denk geliyordu. 1 Dolar, 26 Ekim 2021’de 9.47 TL yani asgari ücret 298,3 dolara indi. Aralık 2021’de ise doların 14 TL sınırına dayandığında asgari ücret 200 dolara kadar eridi. Asgari ücretin enflasyon ve döviz karşısında erimesi yanında asgari ücretle çalışan bir işçinin sırtında vergi ve kesinti yükü de var. Asgari ücretle çalışan bir işçi; yılın 365 gününden 122 gününde sadece vergi ve kesintiler için çalışıyor. TÜRK-İŞ’in Ekim 2021 tarihli araştırmasına göre; dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için aylık gıda harcaması tutarı yani açlık sınırı 3 bin 093 TL. Gıda harcaması ile birlikte giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için zorunlu diğer aylık harcamalarının toplam tutarı yani yoksulluk sınırı ise 10 bin 076 TL. İşçilere ve emeklilere verilen zam oranı yüzde 15’lerde kalırken, temel tüketim mallarına yüzde 30 ile yüzde 120 arasında zamlar geldi. Öte yandan TBMM'ye sunulan 2022 bütçe teklifine göre AKP'li Cumhurbaşkanı, kendi maaşına yüzde 14,4 zam yaptı. Teklif onaylanırsa, Erdoğan'ın 88 bin lira olan maaşı 100 bin liraya çıkacak. Bir asgari ücretlinin maaşı, Erdoğan’ın 88 bin TL olan maaşının yüzde  3,25’ine ve 31.150 asgari ücretlinin maaşına tekabül ediyor.

“Emekli, açlıkla ve borçla boğuşuyor”

Ülkede 13 milyondan fazla emekli, açlıkla ve borçla boğuşuyor. TÜİK’in verilerine göre, 4,5 milyon emekli işgücüne dâhil olmuyor. Geri kalan 10 milyona yakın emekli asgari ücretin bile altında maaşları yüzünden çalışmaya devam etmek zorunda. Hayat pahalılığı ve emekli aylıklarının yetersizliği nedeniyle milyonlarca emekli sigortasız, güvencesiz işlerde çalışmak zorunda bırakılıyor. En düşük emekli aylığının asgari ücret düzeyine yükseltilmesi bir zorunluluktur. Emekliler için insanca yaşayabilecekleri bir ücret istiyoruz! Yıllarca verdiğimiz emek, ödediğimiz primler, vergiler karşılığında insanca yaşayabileceğimiz bir emekli maaşı istiyoruz. Asgari ücret vergiden muaf tutulsun, Asgari ücret ve tüm ücretlerde asgari ücret tutarı vergi dışı bırakılsın ve kesintiler hazineden karşılansın!

“Emekli açlık sınırının altında aylık alıyor”

Ülkede açlık sınırı 3 bin 49 lira iken, milyonlarcası açlık sınırının altında aylık alıyor. Bir de hiç geliri olmayan işsizler var. Türkiye’de artık binler değil, yüz binler değil milyonlar işsiz. Gerçek işsizlik 10 milyona yaklaşmış durumda. Milyonlar Aç, Milyonlar İşsiz!

Artık sahteci TÜİK bile bu dev işsizliği gizleyemiyor. TÜİK bu yıl ilk kez geniş tanımlı işsizlik oranı açıkladı: Buna göre Ocak 2021’de geniş tanımlı işsizlik oranı ortalama yüzde  29,1, kadınlarda yüzde  37,3!  2021 2. çeyreğinde (Nisan, Mayıs, Haziran aylarını kapsıyor) işsiz sayısı 9 milyonu aştı!  Çalışma çağındaki 63,6 milyon yurttaşın sadece 19,5 milyonu kayıtlı ve tam zamanlı istihdamda.  Her 100 kadından sadece 17’si kayıtlı ve tam zamanlı istihdamda! Gençlerde işsizlik oranı yüzde  45! Genç kadınlarda işsizlik yüzde 55!  Sahteci TÜİK’in verileri artık mizah konusu. Örneğin İŞKUR’a göre 2021 Eylül ayında kayıtlı işsiz sayısı 200 bin kişi arttı. TÜİK’e göre ise sadece 11 bin. Milyonlarız! İşsizsiz! Geçinemiyoruz! Bu zamlarla Yaşayamıyoruz!

“2021 yılında doğalgaz 8 kez zamlandı”

Türkiye’de enerjide yerli kaynakların payı yüzde 30, ithal kaynakların payı yüzde 70. Enerjide kamu payı AKP döneminde yapılan özelleştirmelerle yüzde 15’e düşmüş durumda. Özelleştirilen kurumlarda özel firmalar ticari güdülerle fahiş fiyatlarla satış yapıyor oysa enerji üretimi kamu tarafından yapılsa evimize giren faturalar yarı yarıya azalacaktır. Elektrik fiyatlarına 1 Temmuz'dan itibaren geçerli olmak üzere tüm abone gruplarına yüzde 15 zam yapıldı. 2018'den bu yana mesken abonelerinin elektrik faturaları yüzde 122 civarında zamlandı. Bartın özelinde, elektrik faturaları zamlanmış olmasına rağmen geçen sene kara kışın ortasında hepimizi sefil eden elektrik kesintileri ve şimdilerde de olmadık elektrik kesintileriyle karşı karşıyayız. Hem fahiş faturaları ödüyoruz hem elektrikten faydalanamıyoruz. Özel elektrik dağıtıcılarına sesleniyoruz; Bartın’da zamları geri çekin, elektrik kesintisi olan günlerin parasını faturalarımızdan düşün ve elektriğimizi doğru dürüst sağlayın. Kışa girdik, kombiler yandı. Sadece 2021 yılında doğalgaz 8 kez zamlandı, 1 Ocak 2021’den itibaren doğalgaza toplam yüzde 20 zam yapıldı. 1 Kasım’da sanayinin kullandığı doğalgaza yüzde 48,40 zam yapıldı. Sanayideki zam, üretilen her şeye zam gelmesi ile sonuçlanacak yani yeni daha daha zamlar geliyor. Enerji üretiminin ve dağıtımının kamulaştırılması ve Elektrik, su, doğalgaz faturalarının düşürülmesi şarttır! Faturalardaki vergilerin kaldırılması, her haneye 18 metreküp su, 140 metreküp doğalgaz, 230 kWh elektrik parasız olarak verilmesi yaşamsaldır.

“Biz artık borçlu yaşamak istemiyoruz!”

 2021’de Kredi ve kredi kartı borçlusu sayısı 34 milyon kişiye yükseldi. Bu sayı 2015 yılında 24,2 milyon idi.  2020 Aralık itibarıyla kredi ve kredi kartı borcunu ödeyemediği için yasal takibe düşen kişi sayısı ise 3 milyon 500 bin.  Aybaşında görevden affını isteyen eski Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan, 12 Şubat 2021 itibarıyla toplam kredi kartı borç tutarının 147,9 milyar TL, toplam tüketici kredi borcunun ise 679,9 milyar TL olduğunu açıklamıştı. Bireysel kredi veya bireysel kredi kartı borcundan dolayı yasal takipte olan kişi sayısı 2021 yılının Ocak-Temmuz döneminde, önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 82 artarak 741 bin kişiye yükseldi.  Biz artık borçlu yaşamak istemiyoruz! İşadamlarına ve yandaşlara yapıldığı gibi geçim sıkıntısı yaşayan dar gelirli emekçilerin borçları silinsin.

“Diyanet İşleri Başkanlığı’nın bütçesi 2022’de 16,1 milyar TL olacak”

Biz borçla harçla, zamlarla, enflasyonla boğuşarak açlık sınırında yaşarken iktidarın 2022 yılı bütçesine de değinmek isteriz. Bu yıl 12,9 milyar TL bütçeye sahip olan Diyanet İşleri Başkanlığı’nın bütçesi 2022’de 16,1 milyar TL olacak. Diyanet dev bütçesiyle; İçişleri Bakanlığı’nın 14,7 milyar, Dışişleri Bakanlığı’nın 7,4 milyar, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın 4,1 milyar, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın 4,8 milyar TL’lik bütçelerini geride bırakacak. Diyanet’in bütçesi TBMM 2,1 milyar TL, Cumhurbaşkanlığı 3,8 milyar, AFAD 2,4 milyar TL, Sayıştay 514,3 milyon, Yargıtay 485,2 milyon, Danıştay 324,3 milyon, Anayasa Mahkemesi 107,6 milyon bütçelerinden de fazla. Diyanet, ekonomiye veya halkın geçim sıkıntısına deva olacak hiç bir şey üretmiyor!  Diyanet sadece kadın ve LGBTİ+ düşmanı ve toplumsal cinsiyet eşitsizliğini kuvvetlendiren, çocukların evlendirilmesinin, aile içi sapkın ilişkilerin önünü açan açıklamalar yapan, tek bir mezhebin temsilciliğine soyunan bir kurumdur. Diyanet kapatılmalı, bütçesi kadınların ve çocukların yaşamlarını iyileştirecek ekonomik önlemler için harcanmalıdır!”