Güçlü aile yapısını koruyacak ve destekleyecek yeni adımlar masaya yatırıldı
Ailenin Korunması ve Güçlendirilmesi Koordinasyon Kurulu'nun 1. Toplantısı, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu ve Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş ile birlikte ilgili kurum ve kuruluşların bürokratları katılımıyla gerçekleştirildi. Toplantıda konuşan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Göktaş, 'Güçlü Kadın, Güçlü Aile, Güçlü Türkiye' anlayışıyla yürüttükleri politikalarla aileyi tüm bireyleriyle birlikte güçlendirecek adımları kararlılıkla attıklarını söylerken Bartın dahil olmak üzere 81 ilde oluşturulacak koordinasyon kurullarıyla yerelde etkili ve hızlı çözüm üretmelerine destek olacak il eylem planlarının hazırlanması sürecini de önümüzdeki dönemde başlatacakları bilgisini verdi. İlk anne olma yaşı, yaşlı nüfus oranı, yalnız yaşayan birey sayısı gibi göstergelerin her geçen yıl daha da arttığının gözlemlendiğine dikkati çeken Göktaş, TÜİK verilerine göre doğurganlık oranının en düşük olduğu illerin başında gelen Bartın dahil olmak üzere diğer illerde çalışma başlattıklarını dile getirdi. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, aileyi tehdit eden zararlı akımlara karşı anayasal ve yasal önlemlerin bir zorunluluk olduğunu belirterek 'Çocuklarımızı şiddete teşvik eden, onlara ruhen zarar veren, toplumsal değerlerimizden uzaklaştırarak aileleriyle bağlarını kopartan hiçbir dijital platforma asla izin vermeyeceğiz' dedi.
Bakan Tunç: “Aileleriyle bağlarını kopartan hiçbir dijital platforma izin vermeyeceğiz”
Nilay Meryem ÇÖMLEK
Ailenin Korunması ve Güçlendirilmesi Koordinasyon Kurulu, ilk toplantısını yaptı.
Cumhurbaşkanlığı Külliyesi Yemek ve Sergi Salonu'nda düzenlenen toplantıya Bartın’a 16 milletvekilliği yapan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu ve Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş ile birlikte ilgili kurum ve kuruluşların bürokratları katıldı.
İllerde eylem planları hazırlanacak
Toplantıda konuşan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, bugün sadece Türkiye'de değil farklı ülkelerde ve uluslararası sözleşmelerde ailenin, toplumun özü ve temel taşı olarak kabul edildiğini vurgularken Türkiye'de ailenin çok daha kıymetli bir değer ve her türlü zorluk karşısında sığınılacak bir liman olduğunu ifade etti.
Kültürel değerlerin nesiller arası aktarımını sağlayan ailenin, Türkiye'nin yarınlarına yön verdiğini, kuşaklar arası sevgi, saygı, hoşgörü ve bağlılık değerlerini yaşattığını anlatan Bakan Göktaş, bu anlayışla, 10. Kalkınma Planı'ndan itibaren tüm politika belgelerinde Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programları’nda ailenin korunması ve güçlendirilmesinin vazgeçilmez bir unsur haline geldiğini vurgulayan Göktaş, şöyle devam etti:
“Bu inançla, Bakanlık olarak, 'Güçlü Kadın, Güçlü Aile, Güçlü Türkiye' anlayışıyla yürüttüğümüz politikalarla aileyi tüm bireyleriyle birlikte güçlendirecek adımları kararlılıkla atıyoruz. Kurumlarımızın katılımıyla oluşturduğumuz Koordinasyon Kurulumuz bu somut adımlardan biridir. Buna ek olarak 81 ilimizde oluşturulacak koordinasyon kurullarımızla yerelde etkili ve hızlı çözüm üretmelerine destek olacak il eylem planlarının hazırlanması sürecini de önümüzdeki dönemde başlatacağız. Böylece eylem planımız kapsamında toplumun tüm kesimlerini kapsayan bir anlayışla güçlü aile yapısını destekleyecek yeni adımlar atmış olacağız.”
“5 stratejik amaç, 15 stratejik hedef ve 100 faaliyeti içeren Eylem Planı"
Göktaş, 21. yüzyıl dünyasında sosyal, siyasal ve ekonomik alanda büyük değişimlerin ve dönüşümlerin yaşandığına şahitlik edildiğini, afetler, küreselleşme, demografik değişimler, dijitalleşme, bağımlılık, cinsiyetsizleştirme ve bireyselleşme gibi etkenlerin aile bağlarını zayıflattığını aktardı.
Tüm aile bireylerini tehdit eden küresel zararlı akım ve alışkanlıklar, dijital mecralarda çocukların dünyasını etkileyen zararlı içerikler ve cinsiyetsizleştirme propagandalarının aile yapısını ve değerlerini önemli ölçüde etkilediğinin altını çizen Göktaş, bu sürecin evlenme oranlarının azaldığı ve boşanmaların arttığı bir sosyal yapıyı ortaya çıkardığına işaret etti.
İlk anne olma yaşı, yaşlı nüfus oranı, yalnız yaşayan birey sayısı gibi göstergelerin her geçen yıl daha da arttığının gözlemlendiğine dikkati çeken Göktaş, şöyle konuştu:
"Özellikle ülkemizde doğurganlık hızı, 2023 yılında tarihin en düşük oranı 1,51'e kadar geriledi. Bu durumu sayın Cumhurbaşkanımız 'varoluşsal bir tehdit' olarak dile getirdi. Ülke nüfusunun kendini yenileyebilmesi için bu rakamın en az 2,1 olması gerekiyor. Bu durum genç nüfusun azalması ve yaşlı nüfusun artması demek. Bakıma ihtiyaç duyan çocukların sayısı azalırken, yaşlı bakımına bağlı ihtiyaçların artması demek. Sosyal ve sağlık hizmetlerindeki ihtiyaçların daha da artması demek. Tüm bu veriler Bakanlık olarak bize aile odağında bir eylem planı hazırlamamız gerektiğini gösterdi ve 2024-2028 yıllarını kapsayan 5 stratejik amaç, 15 stratejik hedef ve 100 faaliyeti içeren Eylem Planımızı hazırladık. Eylem Planımızla ilk olarak ailelerin refah düzeylerinin yükseltilmesi kapsamında, aile bireylerinin bilgi ve becerilerini artırarak iş, okul ve aile uyumunu güçlendirmeyi hedefliyoruz. Bu doğrultuda, aile birlikteliğini desteklemek ve ailelerin yaşam becerilerini geliştirmek için eğitimler ve kurumsal hizmetler sunacağız."
Göktaş, ikinci olarak "Aile Odaklı Sosyal Politika ve Hizmetlerin Etkinliğinin Artırılması" doğrultusunda, vatandaşlara daha etkin ve erişilebilir sosyal hizmetler sunmayı hedeflediklerini, bu kapsamda sosyal risk haritaları oluşturarak hizmetleri yerel düzeydeki risk ve tehditlere göre özelleştirdiklerini söyledi.
Danışmanlık ve psikososyal destek hizmetlerini daha nitelikli hale getirerek toplumun refahını artırmayı amaçladıklarının altını çizen Göktaş, üçüncü stratejik amaçları olan "Dijitalleşme Sürecinde Ailenin Desteklenmesi" ile de dijitalleşmenin aile, çocuk ve gençler üzerindeki küresel risklerine karşı çalışmalar yürüteceklerini bildirdi.
Aile bireylerinin medya ve teknolojiyi bilinçli kullanmasını teşvik ettiklerini dile getiren Göktaş, "Dijital bağımlılıkla mücadeleye yönelik politikalarımıza daha fazla ağırlık vereceğiz. Medya ve dijital mecralarda aile değerlerimizi koruyan ve yücelten yapımları yaygınlaştıracak aile dostu içerikleri ödüllendirerek özendirmeyi hedefliyoruz." dedi.
“Birlikte hareket ederek ülkemizin geleceğini güvence altına alabiliriz”
Bakan Göktaş, dördüncü stratejik amaçlarının "aileye duyarlı çevre politikalarıyla ailelerin afet ve acil durumlara dayanıklılığının artırılması" olduğunu, bu kapsamda çevre politikalarında aile dostu ve aile odaklı bir yaklaşımın benimsenmesi için çalışmalar yapacaklarını anlattı.
Beşinci stratejik amacı ise küresel riskler ve demografik dönüşüm karşısında ailenin korunması olarak belirledikleri bilgisini veren Göktaş, TÜİK verilerine göre doğurganlık oranının en düşük olduğu illerin başında gelen Bartın dahil olmak üzere diğer illerde çalışma başlattıklarını dile getirirken şunları kaydetti:
"Bu hedef doğrultusunda birlikte hareket ederek, sağlıklı bir aile yapısı ve dinamik nüfus yapısını destekleyen politikalarla ülkemizin geleceğini güvence altına alabiliriz. Aile kurumunu tehdit eden cinsiyetsizleştirme, dijitalleşme, bağımlılık, bireyselleşme gibi küresel risklerle mücadele etmek her zamankinden daha büyük bir sorumluluk arz ediyor. Çünkü küresel çapta, evlilik ve aile kurumuna zarar veren, kadınların ve çocukların yaşlarına, cinsiyetlerine özgü haklarını ihlal ederek toplumsal yapıyı olumsuz etkileyen çalışmalara daha sık şahit oluyoruz. Bugün pek çok ülke, dinamik nüfus yapısının muhafaza edilmesi ve aileye yönelik zararlı akımlarla mücadele edilmesi yönünde etkin stratejiler belirliyor. Ülkemizdeki doğurganlığın düşüş nedenlerini daha iyi anlamak ve uygun politikalar geliştirmek amacıyla TÜİK ile ortak bir araştırma başlattık. 12 ilde yürüttüğümüz saha araştırması ile doğurganlık kültürü ve bu kültürün alt bileşenlerine ilişkin hususların tespit edilmesini hedefliyoruz."
Göktaş, bütüncül bir perspektifle ulusal nüfus politikalarının oluşturulması ve uygulanması için "Nüfus Politikaları Yüksek Kurulu"nu oluşturmaya yönelik çalışmaların son aşamaya geldiğini ifade etti.
“Her türlü zorluğu, güçlü aile yapımızla aştık”
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya da aile yapısını korumanın ve güçlendirmenin herkes için hayati önem taşıdığını vurgulayarak “Tarihimizden ve kültürümüzden aldığımız ilhamla, aile kurumunu koruma ve güçlendirme amacıyla bir araya geldik. Allah, varlık dünyasını aile düzenine göre yaratmıştır. Aile, insanlığın varoluşundan bu yana toplum olmanın en temel unsurdur. Milletlerin varlık ve birliğini sürdürmesinde de en önemli dayanak şüphesiz ailedir. Millet olarak, tarihin önümüze koyduğu her türlü zorluğu, güçlü aile yapımızla aştık. Büyük medeniyetlere ev sahipliği yapmış bu coğrafyada, bizler için aile, sadece biyolojik bir bağı ifade etmez. Birliği, beraberliği, müşterek hayatı, bir arada yaşama kültürünü, birlikte mücadele etmeyi, birlikte var olmayı medeniyetimize, tarihimize ve coğrafyamıza ait olmayı ifade eder.” dedi.
Cumhurbaşkanlığı tarafından yayımlanan 2024/6 sayılı genelge ile yürürlüğe giren “Ailenin Korunması ve Güçlendirilmesi Vizyon Belgesi ve Eylem Planı (2024-2028)” çerçevesinde İçişleri Bakanlığına önemli görevler düştüğünü belirten Bakan Yerlikaya, konuşmasına şöyle devam etti:
“Bu kapsamda Bakanlığımız, 3 ana faaliyet alanından doğrudan sorumlu, 7 faaliyette de ilgili kurum olarak yer almaktadır. Ana faaliyette ilk olarak, ‘Afete Hazır Aile Eğitimlerinin’ yaygınlaştırılması hedeflenmektedir. İkincisi, mahalle muhtarları ve apartman yöneticilerine afet bilinci ve toplanma alanlarına ilişkin eğitimler verilmesi planlanmaktadır. Son ana faaliyetimizde de kaymakam adayları ile kolluk personelimiz, yardımcı yargı personelimiz ve adli destek ve mağdur hizmetleri müdürlüklerindeki uzmanlarımıza aile ve sosyal hizmet temelli dersler verilecektir. Bakanlığımızın ilgili kurum olarak yer aldığı diğer 7 faaliyette ise; AFAD’ın öncülüğünde yürütülecek çalışmalarda, afet ve acil durumlara ilişkin afet okuryazarlığı eğitim modülleri oluşturulacak. Okullarda velilere yönelik, afet farkındalık programları yürütülecek ve afet müdahalesindeki yerel mekanizmaların aile odaklı yaklaşımları güçlendirilecektir. Bakanlığımızın diğer görev alanlarında ise aile içi şiddet ve aile düzenine karşı işlenen suçlarla, bu suçların nedenlerine dair analiz çalışmaları yapılması; nüfus yapısındaki değişimlere uyum sağlamak adına hukuki düzenlemelerin gözden geçirilmesi; ülkemizdeki yabancı uyruklu ailelerin, uyum süreçlerini destekleyecek rehberlik hizmetlerinin artırılması; şehit ve gazi ailelerine yönelik psikososyal destek hizmetlerinin genişletilmesi hedeflenmektedir.”
“KADES uygulaması 7 milyonu aşkın kişi tarafından indirildi”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde yürütülen “Türkiye Yüzyılı” vizyonu çerçevesinde İçişleri Bakanlığı olarak; aileyi tehdit eden unsurlara karşı koruyucu, önleyici ve güçlendirici faaliyetleri aralıksız yürütmekte olduklarını kaydeden Bakan Yerlikaya, bu kapsamda Bartın başta olmak üzere tüm illerde yapılan çalışmalara ilişkin bilgi ve verileri paylaşarak şu bilgileri verdi:
“AFAD koordinasyonunda Afete Hazır Aile Eğitimleri çerçevesinde 1 milyon 830 bin 368 aileye, Afet Bilinci Eğitimleri verildi. Okullarda 3 milyon 223 bin 793 öğrencimize afet ve acil durum farkındalığı kazandırıldı. Bin 903 muhtarımıza afet ve toplanma yeri eğitimleri verildi. 25 bin 242 personelimize Aile İçi ve Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesi eğitimi, 18 bin 88 personelimize ise Aile İçi İletişim eğitimi verildi. Emniyet ve Jandarma teşkilatlarımız bünyesinde toplam bin 287 Aile İçi ve Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Büro Amirliği oluşturulmuş olup ülkemizin her bölgesinde çalışmalarımız devam etmektedir. Deprem felaketi sonrası AFAD koordinasyonunda kurulan konteyner kentlerde 131 bin 508 ailemize geçici barınma imkânı sağlanmıştır. İhtiyaç sahibi ailelere gıda ile temel ihtiyaçlarını karşılayabilmeleri adına ESEN Kart üzerinden destek verilmiştir. KADES uygulaması, şimdiye kadar 7 milyon 365 bin 755 kişi tarafından indirilmiştir. 862 bin 207’si asıllı ihbar olmak üzere 1 milyon 382 bin 332 ihbar alınmıştır.”
Aile yapısının korunmasının toplumsal huzur ve istikrar için elzem olduğunun altını çizen İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, “Dünyanın her yerinde, toplumun huzur ve güveni, ailenin huzur ve güvenine bağlıdır. Toplumun ve ailenin huzurunu kaçıracak her türlü etki ve etkileşimin karşısında olduk ve olmaya devam edeceğiz. Kimlik karmaşasının ve kültürel yozlaşmanın dayatıldığı küreselleşme çağında, ailemize ve aile değerlerine sahip çıkmak zorundayız. İnsan neslini yok etmeyi amaçlayan sapkınlıklara yol vermeyeceğiz. Gençlerimizi, kültürümüzü tehdit eden zararlı etkilerden korumak için, her türlü mücadeleyi kararlılıkla sürdüreceğiz. Dijitalleşmenin ve sosyal medya platformlarının olumsuz etkilerine karşı mücadelemiz devam edecek. Büyük ve güçlü Türkiye yolunda, aile yapısını güçlendirme hedefiyle hareket edeceğiz. Hep birlikte el ele vererek, bu önemli hedeflerimizi gerçekleştireceğiz.” diyerek konuşmasını tamamladı.
Bakan Memişoğlu: “Doğurganlık oranı 1,5’e kadar düşmüş durumda”
Sağlık Bakanı Prof. Dr. Kemal Memişoğlu ise toplantıdaki konuşmasında, toplumun değerlerinin ve geleceğinin oluşmasının temeli olan ailenin desteklenmesi ve güçlendirilmesiyle ilgili ilk toplantının yapılmasının Türkiye’nin aile yapısını güçlendireceğine ve ailenin geleceğini çok daha iyi yerlere getireceğine emin olduğunu söyledi.
Sağlık Bakanlığı olarak özellikle çabuk şehirleşen, sosyoekonomik olarak gelişen ve bunun yanında yaşam tarzının değiştiği bir dünyada, Türkiye’deki aile yapısını güçlendirmenin ve buna destek vermenin önemine işaret eden Bakan Memişoğlu, “Ailenin ve doğurganlık oranının yükseltilmesi gerekir. Türkiye’nin doğurganlık oranı 1970’lerde 5,1 iken bugün 1,5’e kadar düşmüş durumdadır. Bu hem toplumun geleceğini hem de aile yapısını tehdit etmektedir.” diye konuştu.
“Aile yapısını herkesin koruması gerekiyor”
Sosyal medyanın ulaşılabilirliğinin artmasıyla aileye olan dış etkilerin kontrol edilme gücünün azaldığını gördüklerini anlatan Sağlık Bakanı Memişoğlu, bu nedenle aile yapısını herkesin koruması gerektiğini vurgularken şunları kaydetti:
“Biz, Sağlıklı Hayat Merkezlerimizle Türkiye’nin 269 noktasında, özellikle aile destek programlarıyla, çocuk psikologlarımızla, çocuk gelişimcilerimizle ve aile danışmanlıklarımızla toplumuzu bilinçlendirmeyi, aileyi güçlendirmeyi hedefliyoruz. Bu Kurulun gelecek nesillerin daha iyi yetişmesi için çok stratejik olduğunu düşünüyoruz. O nedenle geleceğimizi ve ailemizi, bununla beraber toplumumuzu geliştirecek ve yeniden güçlendirecek çalışmalara Sağlık Bakanlığı olarak her türlü desteği vereceğiz, içinde olacağız.”
Bakan Tunç: “Sıfır tolerans ilkesiyle hareket ediyoruz”
Bartın’a 16 yıl milletvekilliği yapan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, toplantıda yaptığı konuşmada, ailenin toplumun çekirdeği, sevginin, saygının ve bütün değerlerin ilk filizlendiği yer olduğunu söyledi.
Toplumun huzurunun ailenin korunması ve güçlendirilmesiyle mümkün olacağını belirten Bakan Yılmaz Tunç, ailenin kilit taşının ise kadın olduğu ifade etti.
Bakan Tunç, kadın haklarını korurken, kadına şiddeti de açık ve tartışmasız şekilde reddettiklerini vurgulayarak, kadına şiddeti insan hakkı ihlali olarak gördüklerini ve bu konuda sıfır tolerans ilkesiyle hareket ettiklerini kaydetti.
Son 22 yılda ailenin korunması ve güçlendirilmesi, kadın ve çocuk hakları konusunda anayasal, yasal ve idari birçok önemli düzenlemeyi hayata geçirdiklerini anımsatan Bakan Tunç, “Bu kapsamda kadın ve erkeklerin eşit haklara sahip olduğunu, kadınlara ve çocuklarımıza pozitif ayrımcılık tanınmasını, çocuğun ana ve babasıyla kişisel ve doğrudan ilişki kurma, sürdürme hakkına sahip olduğunu, devletin, her türlü istismara ve şiddete karşı çocukları koruyucu tedbirleri alma yükümlülüğünü anayasal güvenceye bağladık” diye konuştu.
“Devletin en temel anayasal görevi”
Bakan Tunç, kadınların adalet ve yargı hizmetlerinde görev almasını önemsediklerini belirterek “Bu kapsamda 2002 yılında kadın hakim ve savcı sayısı 1847 iken, bugün bu sayıyı yüzde 406 oranında artırarak 9 bin 355'e yükselttik. Halihazırda toplam 3 bin 642 olan hakim ve savcı adayı ve yardımcısının bin 690'ı kadın. Adalet teşkilatımızda görev alan 95 bin 870 personelden 46 bin 21'i, yani yaklaşık yarısı kadın personelden oluşuyor” bilgisini verdi.
Ailenin bir diğer önemli ana unsuru olan çocukların hakları konusunda da hassas olduklarına dikkati çeken Tunç, çocukların korunmasının devletin en temel anayasal görevi olduğunu söyledi.
Ailenin ve aile bireylerinin korunması konusunda kararlı olduklarını ifade eden Adalet Bakanı Tunç, “Bu kapsamda hazırlık çalışmalarını tamamladığımız, önümüzdeki günlerde Sayın Cumhurbaşkanı'mız tarafından açıklanacak olan Türkiye Yüzyılı Yargı Reformu Strateji Belgemizde; kadına karşı şiddetin önlenmesine, ailenin zararlı akımlara karşı korunmasına ve çocuklarımızın siber suçlar ve siber zorbalıklardan korunmasına yönelik birçok hedef ve faaliyete yer vereceğiz” ifadelerini kullandı.
“Aileleriyle bağlarını kopartan hiçbir dijital platforma izin vermeyeceğiz”
aileyi tehdit eden zararlı akımlara karşı anayasal ve yasal önlemlerin bir zorunluluk olduğunu belirten Bakan Tunç, “Küresel düzeyde yoğun bir propagandası yapılan, ülkemizde de aileyi tehdit eden, cinsiyetsizleştirme başta olmak üzere zararlı akımları önleyici tedbirleri kararlılıkla almaya devam edeceğiz. Bu konuda gerek anayasal gerek yasal tüm düzenlemeleri hayata geçirmek zorundayız. Çocuklarımızı zararlı yayınlardan, içeriklerden uzak tutmak, onları her türlü ihmal ve istismardan koruyarak sağlıklı gelişimlerini temin etmek hepimizin en önde gelen vazifesidir. Özellikle dijital oyunların içinde veya sohbet odalarında çocuklarımızı şiddete teşvik eden, onlara ruhen zarar veren, toplumsal değerlerimizden uzaklaştırarak aileleriyle bağlarını kopartan hiçbir dijital platforma asla izin vermeyeceğiz. Bu tür platformlara, sayfalara erişim engeli ve kapatma da dahil olmak üzere her türlü yaptırım kararlılıkla uygulanacaktır” dedi.
Bakan Tunç, “Bunun yanında dijital uyuşturucu gibi gençlerimizi, evlatlarımızı zehirleyen sanal bahis, yasa dışı kumar gibi suçlarla da Türk yargısı mücadelesini kararlılıkla sürdürecektir” diyerek uyuşturucuyla mücadelede de kararlı olduklarını ve bu kararlılıktan vazgeçmeyeceklerinin altını çizdi.