GMİS TEYAKKUZA GEÇTİ

Mutlu: '7 bin 500 maden işçisiyle kendimizi yerin altına kilitleriz'      

GMİS TEYAKKUZA GEÇTİ

 

Haber merkezi

Türkiye Taşkömürü Kurumu’nun (TTK) özelleştirilmesinin yolunu açacak olan Torba Yasa Tasarısı’nın 58. Maddesi’nin TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda kabul edilmesiyle Genel Maden İşçileri Sendikası  (GMİS)  deyim yerindeyse teyakkuza geçti.  GMİS yönetimi şube başkanlarıyla birlikte TTK Üzülmez Müessesesinde çalışan maden işçilerini ziyaret ederek eylem süreci ile ilgili bilgi verdi. GMİS Genel Başkan Yardımcısı İsa Mutlu, “Gerekirse 7 bin 500 maden işçisiyle birlikte yerin altına kendimizi kilitleriz ve isteklerimiz yerine getirilinceye kadar çıkmayız” dedi.

Türkiye Taşkömürü Kurumu’nun (TTK) özelleştirilmesinin yolunu açacak olan  Torba Yasa Tasarısı’nın 58. Maddesi’nin TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda kabul edilmesiyle Genel Maden İşçileri Sendikası  (GMİS)  deyim yerindeyse teyakkuza geçti.   GMİS,  gelişmeler üzerine Genişletilmiş Başkanlar Kurulu’nu olağanüstü olarak toplamış ve eylem kararı almıştı. GMİS Genel Başkanı Ahmet Demirci ile Genel Başkan Yardımcısı İsa Mutlu, Genel Sekreter Satılmış Uludağ, Genel Mali Sekreter Adnan Tıska, Genel Teşkilatlandırma ve Eğitim Sekreteri Kahraman Kabasakal ve GMİS’e bağlı Karadon, Kozlu, Üzülmez, Armutçuk, Merkez Servisleri, Amasra Şubelerinin başkanları ve yönetim kurulu üyeleri, TTK Üzülmez Müessesesinde çalışan maden işçilerini ziyaret ederek eylem süreci ile ilgili bilgi verdiler.

DEMİRCİ: “BU YASA TASARISI DERHAL GERİ ÇEKİLMELİDİR”

Özelleştirmenin ölüm demek olduğunu ve yasa tasarısının derhal geri çekilmesi gerektiğini kaydeden

GMİS Genel Başkanı Ahmet Demirci, “Türkiye Taşkömürü Kurumu’nu, müesseselerini, hatta işletmelerini parçalayarak ruhsatı ile birlikte özelleştirmenin yolunu açıyorlar. Türkiye Taşkömürü Kurumu’nun bir çakıl taşının dahi özelleştirilmesine izin vermeyeceğiz. Çünkü özelleştirme ölüm demektir. Bu yasa tasarısı derhal geri çekilmelidir.  Genel Maden İşçileri Sendikası olarak 2009 yılından bu yana Türkiye Taşkömürü Kurumu’na işçi alınması için mücadele veriyoruz. 8 yıldır KPSS ile küçük gruplar halinde işçi alınırken emeklilikler tüm hızıyla sürdü. Zonguldak göç verdi ve nüfusumuz geriledi. 2009 yılında 11 bin 67 işçi varken bugün işçi sayımız 7 bin 625’e geriledi. Üretim 1 milyon tonun altına düştü. Doğal olarak kurumun zararı da arttı” dedi.

“BİZ TTK’YA İŞÇİ ALINMASINI İSTİYORUZ”

Türkiye’nin taşkömürü ithalatı için yılda yaklaşık 4-5 milyar dolar ödediğini kaydeden Demirci şöyle devam etti:

“Türkiye, taşkömürü ithalatı için yılda yaklaşık 4-5 milyar dolar ödüyor. TTK küçüldü, ama Hükümetin beklediğinin aksine özel sektör bu boşluğu dolduramadı. Bize Soma Modelini dayattılar. Biz bunu kabul etmedik ve işçi alınması için mücadelemizi sürdürdük. Son olarak 21 Haziran 2016’da Taşkömürü, Demir-Çelik ve Zonguldak Paneli düzenledik. 14 Temmuz 2016 tarihinde ise Madenci Anıtı’nda kitlesel basın açıklaması yaparak TTK’ye acilen işçi alınmasını istedik. Ancak 15 Temmuz günü hain darbe girişimi oldu ve devamında gelen olağanüstü hal uygulamasıyla bu mücadelemiz kesintiye uğradı.

“SOMA MODELİ, SOMA FACİASIYLA ÇÖKMÜŞTÜR”

Şimdi ekonomik kriz beklentisiyle Torba Yasa çıkartarak çeşitli vergilerle Faturayı bizlere kesmek istiyorlar. Bu Torba Yasa Tasarısı içerisine TTK ve TKİ’yi yani madenlerimizi de koydular. Türkiye Taşkömürü Kurumu’nu, müesseselerini, hatta işletmelerini parçalayarak ruhsatı ile birlikte özelleştirmenin yolunu açıyorlar. Ve bu yetkiyi TTK ve TKİ Genel Müdürlüklerine bırakmak istiyorlar. Bizi birbirimizle kavga ettirmeye çalışıyorlar. Ekonomik krizin bedelini bize canımızla ödetmek istiyorlar. Çeşitli baskılarla kabul ettiremedikleri Soma Modelini bunca faciadan sonra göz göre göre bize dayatıyorlar. Soma Modeli, Soma Faciasıyla birlikte çökmüştür.

“TTK’NIN BİR ÇAKIL TAŞININ DAHİ ÖZELLEŞTİRİLMESİNE İZİN VERMEYECEĞİZ”

Bu yasa tasarısı Plan ve Bütçe Komisyonu’nda kabul edildi. Önceki gün Genişletilmiş Başkanlar Kurulumuzda gelişmeleri değerlendirdik. Bugün saat: 16.00’da Sendikamız Genel Merkezinde Temsilciler Kurulumuzu topluyoruz. Madde TBMM Genel Kurulu’na geldiğinde farklı eylemlerimiz olacak. Gözünüz, kulağınız Sendikanızda ve temsilci arkadaşlarımızda olsun. Birlik ve beraberlik içerisinde mücadelemizi sürdüreceğiz. Türkiye Taşkömürü Kurumu’nun bir çakıl taşının dahi özelleştirilmesine izin vermeyeceğiz. Çünkü özelleştirme ölüm demektir. Bu yasa tasarısı derhal geri çekilmelidir. Eğer Hükümet bu sese kulak vermezse 1990-1991 ve 1994 yıllarında olduğu gibi madenciler ve bölge halkı olarak tek yürek, tek ses meydanlarda olacağız. Atalarımızın bize emaneti olan maden ocaklarımıza, işimize, aşımıza, ülkemizin ve milletimizin geleceğine sahip çıkacağız”.

MUTLU: “7 BİN 500 MADEN İŞÇİSİYLE KENDİMİZİ YERİN ALTINA KİLİTLERİZ”

GMİS Genel Başkanı Ahmet Demirci’nin ardından ilgili maddenin TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda görüşülmesi sırasında sendikanın görüşlerini anlatan GMİS Genel Başkan Yardımcısı İsa Mutlu maden işçilerine görüşmeler ve süreç ile ilgili bilgi verdi. Mutlu şu açıklamalarda bulundu:

 “Zor bir sürecin içindeyiz. TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Genel Maden İşçileri Sendikası olarak sizlerin sorunlarını, bölgemizin sorunlarını, çıkarılmak istenen yasanın üç-beş tane iş adamanın talebi olduğunu ve tabiri caizse onlara uşaklık yapan birkaç siyasetçinin girişimi olduğunu ifade ettik. Çıkarılmak istenen yasa ülkemize ihanettir. Sadece maden işçisine değil, bölgeye değil, ülkemize bir ihanettir. Çünkü ülkemizin yeraltı kaynaklarının bulunduğu sahaları parsel parsel satmak üç-beş tane işadamından başka kimseye kazandırmayacaktır. Biz bunu komisyonda açık yüreklilikle, açık ve net bir şekilde ifade ettik, ifade etmeye de devam edeceğiz.

“SAYI ÇOKLUĞUYLA İLGİLİ MADDEN KOMİSYONDAN GEÇTİ”

1990’lı yıllardan sonra bu bölgede geliştirilen rödövanslı sistemin neler getirdiğini, bu bölgeye ve ülkeye neler kaybettirdiğini, yapılan onca vaade rağmen, üç-beş bin işçi çalıştıracağız, milyon tonlar kömür üreteceğiz vaatlerine rağmen hâlâ bunları gerçekleştirmekten uzak olduğunu, bu hatalara rağmen geçmişten dersler alınmadığı halde bu kurumun sahalarını parsel parsel satmanın bedelinin ağır olacağını, getirilmek istenen sistemin Soma’daki sistemden çok daha tehlikeli olduğunu, orada 301 can verdiğimizi, fakat Zonguldak’taki faciaların sonucunda daha ağır bedeller ödeyeceğimizi ifade ettik. Ama ne acıdır ki tüm gerçekleriyle anlatmamıza rağmen, iktidar partisi milletvekillerinin de anlattıklarımızı takdir etmelerine rağmen sayı çokluğuyla bu yasa tasarısının ilgili maddesi komisyondan geçti.

GAZAMIZ MÜBAREK OLSUN”

Her şey bitmiş değil. Sendikanız olarak, Genel Maden İşçileri Sendikası olarak süreci yakından takip ediyoruz. Ve süreci bizim istediğimiz şekilde yönlendirebilmek için ne gerekiyorsa yapıyoruz. Sendikanız olarak her türlü eylem planını masaya yatırdık. Eylemlerimiz sürecin gelişmesine göre artarak devam edecek. Bizi yerüstünde olağanüstü hal ile tehdit edenlere bir şey söylüyoruz; Yerüstünde olağanüstü hal olabilir ama yerin altı bize ait.  Eylemlerimizde en son aşamasına geldiğimizde, inşallah bununla karşılaşmak zorunda bırakılmayız, ama gerektiğinde 7 bin 500 maden işçisiyle birlikte yerin altına kendimizi kilitleyeceğimizi ve isteklerimiz yerine getirilinceye kadar çıkmayacağımızı ifade ediyoruz. Bıçak kemiğe dayandığında bunu yapacağımızı herkes iyi bilmeli. Ve maden işçisi olarak, öyle umut ediyorum ki, bugünden itibaren sizin sergileyeceğiniz enerji, mücadele azmini görenler geri adım atacaktır. Ben şimdiden sizlere gösterdiğiniz hassasiyetten dolayı, mücadele azminizden dolayı teşekkür ediyorum. Gazamız mübarek olsun.”