GMİS, büyük madenci yürüyüşünün 31. Yılını kutladı
Bartın'daki madencilerinde katıldığı 4-8 Ocak 1991 Zonguldak-Ankara Büyük Madenci Yürüyüşü 'nün 31'inci Yıldönümünde Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS) Yönetim Kurulu adına bir basın açıklaması yapan Genel Başkan Hakan Yeşil, Büyük Zonguldak-Ankara Yürüyüşü'nün, ülkemiz işçi sınıfının sesinin tüm dünyada yankılandığı demokratik bir eylem olduğunu söyledi.
Bartın’daki madencilerinde katıldığı 4-8 Ocak 1991 Zonguldak-Ankara Büyük Madenci Yürüyüşü ’nün 31’inci Yıldönümünde Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS) Yönetim Kurulu adına bir basın açıklaması yapan Genel Başkan Hakan Yeşil, Büyük Zonguldak-Ankara Yürüyüşü’nün, ülkemiz işçi sınıfının sesinin tüm dünyada yankılandığı demokratik bir eylem olduğunu söyledi. 4 Ocak’ın maden işçisi ile bölge halkının sesinin Türkiye’de ve dünyada yankılandığı gün olduğunu belirten Genel Başkan Yeşil, “4 Ocak; 31 yıl önce, Sendikamız öncülüğünde Zonguldak ve bölge halkının Zonguldak-Ankara yoluna çıktığı gündür. 30 Kasım 1990 tarihinde başlayan grevle, 35 gün Zonguldak caddelerinde haklı taleplerini haykıran ve siyasi iktidarı uyaran maden işçisi ile Zonguldak halkı, Hükümetin duyarsızlığı karşısında, daha yüksek sesle haykırmak için 4 Ocak’ta Ankara yoluna çıktı. 4 Ocak; maden işçisi ile bölge halkının sesinin Türkiye’de ve dünyada yankılandığı gündür. 4 Ocak tarihi, maden ocaklarımızı, demir-çelik sektörümüzü, enerji sektörümüzü, ülkemiz sanayisini, yani üretim kültürünü hedef alanlara karşı, maden işçilerinin, Zonguldak bölge halkının verdiği büyük mücadelenin günüdür” dedi.
“Tarihimize altın bir sayfa yazdılar"
Türkiye’nin dört bir yanından gelen desteklerle yaklaşık 150 bin kişinin tarihimize altın bir sayfa yazdığını kaydeden Hakan Yeşil şöyle devam etti:
“4-8 Ocak 1991’de Maden İşçileri ve eşleri, aileleri, bölge halkı ve Türkiye’nin dört bir yanından gelen desteklerle yaklaşık 150 bin kişi tarihimize altın bir sayfa yazdılar. Büyük Zonguldak-Ankara Yürüyüşü, ülkemiz işçi sınıfının sesinin tüm dünyada yankılandığı demokratik bir eylemdir. 4-8 Ocak 1991 Ankara Yürüyüşümüz ile Madenci Feneri, Türkiye’yi aydınlattı. Genel Başkanımız, Önderimiz Şemsi Denizer, Yönetim Kurulu Üyeleri ve şube yöneticileri öncülüğünde kar-kış demeden yollara çıkan 150 bine yakın insan, 5 gün boyunca yollarda, dağda-bayırda büyük bir kararlılık ve disiplin ile sloganlarını haykırdı. Maden işçisi ve Zonguldak bölge halkı Mengen’de kurulan barikat önünde tüm dünyaya sesini duyurdu. Madenciler, haklı ve meşru bir mücadele içinde olmaktan aldıkları güç ile ülkemiz emek ve demokrasi mücadelesine altın bir sayfa ekledi.
“5 Nisan Kararları’na karşı da aynı mücadele ruhu canlandırılmıştır”
1994 yılında bazı maden ocaklarının kapatılması istenen 5 Nisan Kararları’na karşı da aynı mücadele ruhu canlandırılmış ve yine Zonguldak’a ve bölgeye yönelen saldırılar püskürtülmüştür. TTK’nın bazı müesseselerinin özelleştirilmesi girişimlerine karşı 14 Temmuz 2016 tarihinde kitlesel basın açıklamasıyla tepkimizi ortaya koyduk. TK’nın uhdesinde bulunan maden sahalarının bölünerek özelleştirilmesini düzenleyen torba yasaya karşı 2 Kasım 2017 tarihinde kitlesel basın açıklamasıyla uyarımızı yaptık ve madenci kardeşlerimiz 6-7 Kasım 2017 tarihlerinde tüm havzada ocaktan çıkmayarak mücadele kültürümüzü sürdürdü. 1990 yılında yaşadığımız örnek grevin ve 4-8 Ocak 1991 tarihinde sesimizi dünyaya duyurduğumuz Büyük Yürüyüşün öncüsü Rahmetli Genel Başkanımız Şemsi Denizer’i şükranla anıyor, mücadeleye katkı veren herkese saygılarımızı sunuyor, maden şehitlerimize ve terör saldırılarında hayatını kaybeden tüm şehitlerimize Allah’tan rahmet, yakınlarına sabır ve başsağlığı diliyoruz.
“Mücadelemizi hep birlikte sürdüreceğiz”
Bugün maden ocaklarımız, demir-çelik fabrikalarımız, Maden Tetkik Arama Kurumumuz halen ayaktaysa, verilen mücadele ve o mücadelenin bize öğrettikleriyle dimdik ayakta durmamızdandır. Bu anlayışla mücadelemizi hep birlikte sürdüreceğiz. Koklaşabilir özelliğiyle ülkemiz demir-çelik sektörünün, dolayısıyla sanayinin güvencesi olan Zonguldak Taşkömürü Havzamıza ve TTK’ya sahip çıkmak ve üretimi artırmak, MTA’yı daha aktif çalışır hale getirmek, tüm yeraltı kaynaklarımıza sahip çıkmak mecburiyetimiz var. Birlik, dayanışma ve omuz omuza hareket edebilme yeteneğiyle başarıya nasıl ulaşılacağını gösteren maden işçilerimizi, Zonguldak ve bölge halkını, tüm demokrasi güçlerini saygıyla selamlıyoruz.”