Gaziler günlerini kutladı
19 Eylül Gaziler Günü Bartın'da törenle kutlandı. Bartın Valiliği önündeki törende Atatürk Anıtına çelenk konulurken Bartın Şehit Aileleri ve Gazileri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Ekrem Altunok bu ülke ve millet için şehit ve gazi mertebelerine ulaşabilmenin en yüce makamlardan bir tanesi olduğunu söyledi.
19 Eylül Gaziler Günü Bartın’da törenle kutlandı. Bartın Valiliği önündeki törende Bartın Vali Yardımcısı Erkan Kalender, Garnizon Komutanı Deniz Albay Hakan Metinkişi, Bartın Belediye Başkanı Cemal Akın ve Bartın Şehit Aileleri ve Gazileri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Ekrem Altunok Atatürk Anıtına Çelenk koydu. Gaziler başta olmak üzere daire amirleri ve siyasi parti temsilcileri ve askeri erkanın katıldığı törende konuşan Bartın Şehit Aileleri ve Gazileri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Ekrem Altunok bu ülke ve millet için şehit ve gazi mertebelerine ulaşabilmenin en yüce makamlardan bir tanesi olduğunu söyledi.
Altunok: “Şehit ve gazilerimizi rahmet ve minnetle anıyorum”
Her yanı şehit ve gazilerin kanlarıyla sulanan bu vatanın onu korumak için her türlü mücadeleyi veren şehit ve gazilerin bizlere en büyük armağanı olduğunu ifade eden Altunok şöyle devam etti:
Vatanını, milletini, hürriyetini ve bağımsızlığını her türlü gücün üzerinde tutan Türk milleti, tarihte daima bağımsızlığı, özgürlüğü ve hür yaşama amacı için mücadele etti. Bu uğurda kahraman Türk milletinin birçok ferdi şehitlik mertebesine, birçoğu da gazilik ünvanına kavuştu. Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından 19 Eylül 1921’de Cumhuriyetin kurucusu olan Mustafa Kemal Atatürk’e Gazi ünvanı verildiği gün, her yıl Gaziler Günü olarak kutlanıyor. Aziz vatanımızı canı pahasına koruyan, bu uğurda hiç bir fedakârlıktan kaçınmayan şehit ve gazilerimizi rahmet ve minnetle anıyorum.
“En yüce makamlardan bir tanesi”
Şehit ve gazi mertebelerine ulaşabilmek bu ülke ve millet için en büyük, en yüce makamlardan bir tanesidir. Her yanı şehit ve gazilerimizin kanlarıyla sulanmış olan bu güzel vatan, onu korumak için her türlü mücadeleyi veren şehit ve gazilerimizin bizlere en büyük armağanıdır. Birlik ve beraberliğimizin oluşmasında büyük bir payı olan şehit ve gazilerimizin bizlere emanet ettiği bu vatanı bizlerde canımız, kanımız pahasına koruyacak, bu bayrağı şanı ve şerefiyle ilelebet göklerde dalgalandıracağız. Çanakkale Savaşı’ndan, bu milletin düşman esaretinden kurtuluşunu sağlayan Kurtuluş Savaşı’na, hain terör örgütleriyle verilen mücadeleden, 15 Temmuz gecesi ülkemizin, devletimizin ve aziz milletimizin kurtuluşu için 2. Kurtuluş Savaşı’nı vererek yüreklerinden korkuyu atarak, meydanları dolduran ve canı pahasına ülkesine, vatanına, bayrağına sahip çıkan bütün şehit ve gazilerimizi bir kez daha rahmet, minnet ve şükranla anıyorum.”
Bursalı: “19 Eylül’de Mustafa Kemal Atatürk’e gazi unvanı verilmiştir”
Deniz Binbaşı Fatih Bursalı ise konuşmasında Türk milletinin ilk düzenli orduyu kuran Metehan’ın zamanından bu yana şehitliği ve gaziliği ulaşılabilecek en yüksek paye olarak kabul ettiğini vurgulayarak şu ifadelerde bulundu:
“Türk vatan ve milletinin ebedi varlığını ve yüce Türk devletinin, bölünmez bütünlüğünü muhafaza etmek amacıyla ülkemizin her karış toprağına kanlarını akıtarak tarihimize altın sayfalar yazdıran, harp ve vazife malullerimizin, gazilerimizin, bu uğurda can veren aziz şehitlerimizin, dul ve yetimlerin hatıralarını yüceltmek, onlara sahip çıkmak ve saygılı olmak, milletimizin, tarihine ve mazisine olan bağımlılığımızın ifadesidir. 19 Eylül 1921 tarihinde TBMM milleti adına vefa duygusunun en güzel örneğini göstererek, Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’e gazi unvanını vermiştir. Bu olay, Cumhuriyetimizin ilk yıllarından günümüze uzanan çizgide, gaziliğin temelini teşkil ve bu kavramı en yüksek seviyede temsil ettiğinden, 19 Eylül gününün gaziler günü olarak kutlanmasıyla ilgili kanun, 3 Temmuz 2002 tarihinde resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmiştir.
“Şehitlik ve gazilik anlayışı başka hiçbir ulusta yoktur”
Mazisi insanlık tarihi kadar eski olan aziz milletimiz, MÖ 209 yılında Metehan’ın kurduğu ilk düzenli ordudan, günümüze kadar sayısız kahramanlık örnekleri gösteren, zaferlere imza atan, kutsal bildiği değerler uğruna, mücadele etmeyi tarihi bir görev saymıştır. Bu uğurda can vermeyi ve gazi olmayı ulaşabilecek en büyük paye kabul etmiştir. “Git evladım, yıllarca ben oğulsuz kalayım, Şu yaralı bağrıma kara taşlar çalayım, Haydi oğlum, haydi git, Ya gazi ol ya şehit.” Ordu millet anlayışını gösteren en önemli unsurlardan bir tanesi de, başka hiçbir ulusta olmayan, şehitlik ve gazilik anlayışıdır. Hiçbir şahsi menfaat gözetmeden, milli ve manevi değerleri yüceltmek, vatan topraklarını müdafaa etmek uğruna; milletin şeref ve namusunu korumak için, düşmanla savaşan, ölürsem şehit, sağ kalırsam gazi olurum anlayışı, her türlü imkansızlıklar içinde dahi, inanılmaz fedakârlıkların yapılmasını sağlamıştır.
“Sizlere borçluyuz”
Gençlerimizin vatan savunması için askere giderken, anneleri tarafından ellerine kına yakılmaktadır. Bir kurbanlık koça, bir evlenen genç kıza kına yakan Türk anası bir de vatan hizmetine gönderdiği Mehmetçiğe “Vatan Kurban Olsun” diye kına yakmaktadır. Böyle bir olay dünyanın hiçbir milletinde ve ordusunda yoktur. Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk milletin bağrından çıkan Mehmetçiğe Çanakkale’de “Ben size saldırmayı emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum. Biz ölünceye kadar geçecek zaman zarfında yerimize başka kuvvetler gelir” emrini vermiş, bu emir şehitliği en yüksek mertebe kabul eden, Mehmetçik tarafından tereddütsüz yerine getirilerek istiklal ve cumhuriyete ulaşmıştır. Kahraman Gazilerimiz; Şu anda bulunduğumuz coğrafyada yaşıyorsak bunu şehitlerimize ve siz gazilerimize borçlu olduğumuzun bilincindeyiz.
“Türkiye Cumhuriyetini sonsuza kadar koruyacağız”
Yüce Türk milleti ve onun ayrılmaz bir parçası olan Türk Silahlı Kuvvetleri sizlere olan vefa borcunu hiçbir zaman unutmayacaktır. Türk Silahlı Kuvvetleri sizlerin bıraktığı zafer meşalesini daha da yükseklere taşıyacak ve kendisine verilen her türlü görevi başarıyla yerine getirmeye devam edecektir. Bizlere bırakmış olduğunuz kutsal emanet Türkiye Cumhuriyetini sizlerden aldığımız güç, inanç ve özveri ile Atatürk ilke ve devrimleri doğrultusunda gerektiğinde sonsuza kadar koruma ve yaşatma azim ve kararlılığında olduğumuzu bir kez daha ifade ediyoruz. Kadirşinas milletim, vefalı sinesinin en müstesna yerinde sizleri ezelden ebede giden süreçte hep yaşatacaktır.
“Asla gaflet ve dalalet içinde olmayacağız”
Memleketimizin içinde bulunduğu şartlar ne olursa olsun, asla gaflet ve dalalet içinde olmayacağız. Şunu çok iyi biliyoruz ki, muhtaç olduğumuz kudret, damarlarımızdaki asil kanda mevcuttur. En büyük Gazi, Yüce Mustafa Kemal Atatürk; ebedi istirahatgahında müsterih uyu! Türk Milleti olarak bahtiyarız ki, kutsal emanetin cumhuriyetimiz ve ulusumuzun bekası uğruna canı pahasına mücadele eden kahraman evlatlarımız daima var olacaktır. Bu duygu ve düşünceler ile başta Büyük Komutan Mustafa Kemal Atatürk ve onun silah arkadaşları olmak üzere aziz şehitlerimizi ve ebediyete intikal eden kahraman Gazilerimizi minnet ve şükranla anıyor, hatıralarını yad ediyoruz.”
Fatih Bursalı’nın konuşmasının tören öğrencilerinin günün anlam ve önemine istinaden okuduğu şiirlerle sona erdi.