DSİ'nin hedefi sulamada 5 yıldızlı projeler

Devlet Su İşleri (DSİ) Genel Müdürü Murat Acu, Türkiye'nin 2017 yılında son 44 yılın en kurak dönemini yaşadığını ifade ederek Son 15 yılda inşa edilen baraj ve göletler ile bu kuraklığın hissedilmediğini söyledi. 2003-2017 yılları arasında ülke genelinde 508 adet baraj tamamlandığını dile getiren Acu, 2023 yılı sonuna kadar 727 adet barajın tamamlanması hedeflendiğini kaydetti. Tamamlanması hedeflenen barajlar arasında Kozcağız Barajı da yer alıyor.

DSİ'nin hedefi sulamada 5 yıldızlı projeler

Devlet Su İşleri  (DSİ) Genel Müdürü Murat Acu, Türkiye’nin 2017 yılında son 44 yılın en kurak dönemini yaşadığını ifade ederek Son 15 yılda inşa edilen baraj ve göletler ile bu kuraklığın hissedilmediğini söyledi. 2003-2017 yılları arasında ülke genelinde 508 adet baraj tamamlandığını dile getiren Acu, “Ülkemizde 1973, 1985, 1989, 1994, 2001, 2007, 2014 yıllarında kuraklık olmuştur. 2017 yılında da son 44 yılın en kurak dönemini yaşadık. Son 15 yılda inşa edilen baraj ve göletler ile vatandaşımıza kuraklık hissettirilmemiştir. Son 15 yılda DSİ tarafından 2003 yılına kadar 276 adet baraj inşa edilerek işletmeye alınmıştı. 2003-2017 yılları arasında 508 adet baraj tamamlandı. 2023 yılı sonuna kadar 727 adet barajın tamamlanması hedeflenmektedir” dedi. DSİ tarafından 2017 yılında Bartın’da Kirazlıkköprü Barajı ve Kışla Barajı tamamlanırken  tamamlanması hedeflenen barajlar arasında Kozcağız Barajı’da yer alıyor. Kozcağız Barajının 2019 yılında bitirilmesi hedefleniyor.

“Çiftçilerimize 32 milyar TL zirai gelir artışı sağladık”

2003 yılı başında toplam sulanabilir alan 48 milyon dekar iken, son 15 yılda 17 milyon dekar arazinin sulamaya açıldığını ifade eden Acu, “Ülkemizde toplam 85 milyon dekar sulanabilir zirai arazinin, 65 milyon dekarı sulamaya açılarak, sulu tarım ile birlikte çiftçilerimize 32 milyar TL zirai gelir artışı sağlandı” dedi.

“Sulama diğer sektörler içinde itici güçtür”

Sulamanın diğer sektörlere de itici bir güç olduğunu kaydeden  Müdür Acu “Sulu tarıma geçiş başta tarım sektörüne hizmet sunmakla birlikte diğer sektörlere de itici bir güç olmaktadır. Ziraat ile beraber gübreci, nakliyeci ve işçi olmak üzere ziraate dayalı sanayiye ve hizmet sektörüne de (lojistik, ticaret vs. gibi) önemli katkılar sağlanmış, tarım bu sektörlerin lokomotifi haline gelmiştir. Örneğin sulamanın ilk yıllarında (Şanlıurfa’da) traktör sayısı 13.022 iken, sulama ile birlikte makinalı tarıma ilgi artmış olup, sulama sonrası proje alanında zirai üretimde mekanizasyon düzeyi oldukça ilerlediği görülmüştür. 2017 yılında 18.265 adet traktör bulunmaktadır. Traktör sayısınca da diğer tarım alet ve makinaları da mevcuttur. Traktör ekipmanları, ilaç ve gübre atma makineleri, çapa makineleri hemen hemen her köyde bulunmaktadır. Suni gübre ve zirai ilaç kullanımı konusunda da bölgemizde artan sulama alanına bağlı olarak da yeterli düzeye ulaşmıştır. Sulama ve sulamanın etkisiyle daha etkin ve yoğun teknoloji kullanımı, uygulanan tarım tekniği ve kültürel uygulamaların etkisiyle tarımda sağlanan verim artışları, üretim deseninin çeşitlenmesi, çiftçi gelirlerinde doğrudan ve dolaylı artışa sebep olmaktadır. Bu durum bir yandan kırsal kalkınmanın hedeflerinden olan yoksulluğun azaltılması gayesine hizmet etmekte; bir taraftan da hayat kalitesini yükselttiği için göçü önlemektedir” şeklinde konuştu.

“Sulamada kullanılan yüzde74’lük su oranının düşürülmesini hedeflemekteyiz”

Ülkemizdeki suyun  40 milyar m3’ünü (yüzde 74) sulamada, 7 milyar m3’ünü (yüzde 13) içme-kullanma suyu, -7 milyar m3’ünü (yüzde 13) sanayi suyu ihtiyacını karşılamada kullanılmakta olduğunun altını çizen Acu “Basınçlı borulu şebekelerin yapımının artırılması ve klasik yöntemlerle sulama yapılan eski sulamaların rehabilite edilmesi ile sulamada kullanılan yüzde74’lük su oranının düşürülmesini hedeflemekteyiz” dedi.

Öncelik 5 yıldızlı projeler

Sulama projelerinde önceliklerinin 5 yıldızlı projeler olduğunu vurgulayan Acu, “DSİ tarafından Yatırım Programına teklif edilecek aday sulama projelerinde; çiftçilerin sulama talebinin olması, arazinin verimli olması, su kaynağının (baraj veya gölet) hazır olması, cazibe sulaması yapılabilmesi, toplulaştırmanın yapılabilir olması gibi kriterlere göre değerlendirildiğini belirterek, bu kıstasların tamamını sağlayan projelere, 5 Yıldızlı Sulama Projeleri” adını vermekteyiz” ifadelerinde bulundu.

Ziraatta 6 milyonluk ilave istihdam

DSİ tarafından geliştirilen sulama projeleriyle zirai sektörde 6,5 milyon kişiye ilave istihdam imkanı sağlandığını belirten Murat Acu söyle konuştu:

“Bu sayı dikkate alındığında, DSİ projelerinin takriben 18 milyon kişinin geçiminin sağlanmasına doğrudan veya dolaylı rol oynadığı ortaya çıkmaktadır. Sulama ve sulamanın etkisiyle daha etkin ve yoğun teknoloji kullanımı, uygulanan zirai teknik ve kültürel uygulamaların etkisiyle tarımda sağlanan verim artışları, üretim deseninin çeşitlenmesi, çiftçi gelirlerinde doğrudan ve dolaylı artışa sebep olmaktadır. Bu durum bir yandan kırsal kalkınmanın hedeflerinden olan yoksulluğun azaltılması gayesine hizmet etmekte; bir taraftan da hayat kalitesini yükselttiği için göçü önlemektedir.

“Üretim değeri 6 kat arttı”

DSİ tarafından geliştirilen sulamalar ürün çeşitliliğini de arttırmaktadır. Sulanan alandaki bitki desenindeki gelişmeler incelendiğinde en dikkati çekici nokta, sulamadan önce kuru tarım yapılan alanlarda hububat ağırlıklı ekim yapılırken, sulamadan sonra ürün çeşitliliği meydana gelmesidir. Son yıl verilerine göre, DSİ tarafından geliştirilen sulamalarda bitki deseni; yüzde 15 pamuk, yüzde 19 hububat, yüzde 23 mısır, yüzde 7 şekerpancarı, yüzde 6 sebze, yüzde 1 bakliyat, yüzde 6 meyve, yüzde 3 narenciye, yüzde 3 ayçiçeği, yüzde 4 yem bitkisi, yüzde 3 bağ ve yüzde 10 diğer ürünler şeklinde gelişmiştir. DSİ tarafından işletmeye açılan sulamalarda üretim değeri sulamadan önceki duruma göre 6 kat artmıştır.”

“Klasik sulama sistemleri terk ediliyor”

Acu, artık klasik sulama sistemlerini terk ettiklerini belirterek “ DSİ’ce geliştirilen sulama sistemlerinin mevcut yapısına bakıldığında yüzde 35 klasik sistem, yüzde 40 kanalet, yüzde  25 borulu kapalı sistem uygulandığını görülüyor. Bu oranın bütün sulama projelerinde, etkin bir sulama yönetiminin ve önemli miktarlarda su tasarrufunun sağlanması maksadıyla yeni yapılacak projeler ve eski sulama sistemlerinin rehabilitasyonu ile yüzde  45-50 seviyelerine ulaşmasını öngörüyoruz. Bu politika kapsamında ülkemizde borulu sulama sisteminin kullanıldığı alanlar 2009 yılında 278 bin hektar iken 2017 yılında yaklaşık 1 milyon hektara yaklaştı. Yeni yapılan sulama projelerinde borulu su dağıtım şebekesi yoğun bir şekilde kullanılıyor. Yatırım programında olan sulama projeleri tekrar gözden geçirilerek, mümkün olan açık sulama sistemleri, kapalı sulama şebekelerine dönüştürülüyor. Bu sistemlere geçmek için çiftçiler teşvik edilerek gereken kolaylıklar sağlanıyor”  şeklinde konuştu.

“Hedef sulamada destan yazmak’’

Hedeflerinin 2023 yılına kadar  85 milyon dekar olan ekonomik sulanabilir arazilerimizin tamamını sulamaya açmak olduğunu vurgulayan Acu “Hedefimiz yüzde  25 olan borulu sistem oranını; 2019 yılında yüzde 36, 2023 yılında yüzde 49 seviyesine çıkarmaktır. Bu bağlamda bütçe imkânları doğrultusunda, işletmeye açılmış açık sistem sulamaların kapalı sisteme rehabilitasyonları yapılmaktadır” dedi.

“Hem kırsal kalkınmayı sağlıyor hem de su kaynaklarımızı koruyoruz”

Murat Acu son olarak  “Sulama projeleri ile kırsaldaki göçün önlenerek vatandaşın yerinde istihdamı sağlanacak, tarım ve hayvancılığın gelişmesine katkı sağlanacak, gelir artışı elde edilecek, Ülkenin mevcut depolama kapasitesinin arttırılması ile küresel iklim değişikliğinin olumsuz etkilerinin azaltılması sağlanacak, yeraltısuyu potansiyeli emniyetli rezervde tutulacak, yeraltısuyundan pompajlı sulamaların cazibeli sulamaya dönüştürülmesi neticesinde enerji tasarrufu sağlanarak üretim maliyeti düşürülecek, taşkın zararları ve toprak erozyonu önlenecektir.  Bu projelerin yapılmasında en büyük destekçimiz Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a, Başbakanımız Sayın Binali Yıldırım’a ve Orman ve Su İşleri Bakanımız Sayın Prof. Dr. Veysel Eroğlu’na şükranlarımı sunuyor, emeği geçenlere teşekkür ediyorum” ifadelerinde bulundu.