Cumhuriyet Meydanı'nda Filistinli şehitler için dualar edildi

Bartın'da Sivil İrade Platformu tarafından 'Seccadeni Al Gel' sloganıyla Cumhuriyet Meydanı'nda gerçekleştirilen etkinlikte, İsmail Heniyye ve şehit edilen Filistinliler anıldı. Akşam namazında toplanan kalabalık topluca namaz kılarken ardından program kapsamında Kunut Duası okunarak Kur'an-ı Kerim tilaveti yapılırken dualar edildi.

Cumhuriyet Meydanı'nda Filistinli şehitler için dualar edildi

Erkan Hızoğlu

Bartın’da seccadesini alan Cumhuriyet Meydanı’na koştu. “Seccadeni Al Gel” sloganıyla geçtiğimiz günlerde gerçekleştirilen etkinlikte, İsmail Heniyye ve şehit edilen Filistinliler anıldı.

Akşam namazının kılınmasıyla başlayan programda Kunut Duası okunarak Kur’an-ı Kerim Tilaveti yapılırken dualar edildi.

Keskin, “Hedef Türkiye” dedi

Bartın İl Müftüsü Ömer Keskin programda yaptığı konuşmada Filistin davasının Müslümanlar için taşıdığı önemi vurguladı. Filistin halkının karşılaştığı zorluklara rağmen gösterdikleri sabır ve metanetin altını çizen Keskin, “Ya Rabbi, canım senin yolunda feda olsun” diyerek Filistinli müminlerin zor şartlara rağmen Allah’a olan bağlılıklarını koruduklarını dile getirdi.

Filistin’deki müminlerinden teslimiyetinden ders çıkarmamız gerektiğini belirten Müftü Keskin, “Rabbim, bu teslimiyeti bizlere de nasip etsin” diye dua etti. Ayrıca Filistinlilerin açlık ve yoklukla mücadele ettiğini, ancak onların ırzını ve onurunu koruyamadığımızı söyledi. Bazı insanların “Araplar ve Filistin bizi ilgilendirmez” şeklindeki söylemlerine tepki göstererek “Bir mümin olarak böyle bir şey diyemeyiz. Yarın Allah’ın huzurunda mazlumlara nasıl hesap vereceğiz?” sorusunu yöneltti.

Keskin, Netanyahu’nun Tevrat’ı referans göstererek “Bu kitabın bize vaat ettiği toprakları alacağız” dediğini hatırlatan Keskin, hedeflerinin yalnızca Filistin değil, Ürdün, Lübnan, Suriye, Irak, İran ve Türkiye olduğunu vurguladı. “Yani biz de hedefteyiz” dedi.

Son olarak Müslümanların birlik ve beraberlik içinde olması gerektiğini belirten Keskin, İsrail ve destekçilerinin ürünlerini boykot etmenin önemini anlattı. “Bir aylık boykot yetmez; ömür boyu, beşikten mezara kadar boykot etmeliyiz” diyerek sözlerini noktaladı.

“İnsanlığın başına gelmiş en büyük felaketlerden”

Bartın Sivil İrade Platformu tarafından yapılan basın açıklamasında ise İsrail bir kez daha lanetlendi. Muhammedülemin Kelleci, tarafından okunan basın açıklamasında isa şu ifadelere yer verildi:

“7 Ekim'de başlayan Aksa Tufanı’nın yıl dönümünde, sistematik bir şekilde toprakları gasp edilerek halkı yok edilen Filistinli kardeşlerimize destek olmak ve yaşanan soykırım karşısında zamanın ve mekânın sahibine dualarımızla müracaat etmek üzere bir araya gelmiş bulunuyoruz. Bu meydanda yapılan vicdan yoklamasında ‘Ben de varım’ diyerek, sorumluluğunu yerine getiren kardeşlerimize duyarlılıklardan dolayı teşekkür ediyoruz. İnsanlığın başına gelmiş en büyük felaketlerden birisi olan Siyonist Israil mutlak kötülüğün merkezi olarak tüm gönül coğrafyamızı ateşe atmaktadır. 1917'de Balfour Deklarasyonu ile başlayan işgal ve katliam, 1948 yılında

Ingilizlerin desteği ile kurulan korsan devlet ile sistematik bir hale dönüşmüştür. Bugün İsrail, Islam dünyasının kalbine saplanmış gayrimeşru bir işgal yönetimidir. 365 gündür kesintisiz devam eden saldırılar sonucu on binlerce çocuk, kadın, yaşlı, hasta, engelli, gazeteci, sağlık çalışanı ve insani yardım çalışanı katledildi. İsrail'in terörü karşısında BM ve AB gibi uluslararası örgütler engelleyici bir rol üstlenmedikleri gibi, uyguladıkları örtülü sansür ile İsrail'i koruyup kolladılar. Amerika ve AB ülkeleri İsrail'e silah ve para desteğinde bulunurken; BM Güvenlik Konseyi, İsrail terörünü meşrulaştırmaktan öte bir iş yapmadı. Uluslararası insan hakları sözleşmeleri işlevsizleştirildi. Batı'nın süslü değerler yumağı İsrail için bir anda yok sayıldı.

“Yad ellerden derman beklemek beyhudedir”

Bu saatten sonra artık yad ellerden derman beklemek, vicdanını pazara çıkarmışlardan insaf dilenmek beyhudedir. Siyonist rejimin bu azgın tutumu bölge halkları için açık bir tehdittir. Eğer yerinde ve zamanında durdurulmazsa Türkiye'ye doğru sıçrayacağı açık olan bu cüretkar tehdidin tüm dünyayı kaosa sürükleyeceği görülmelidir.

Dökülen kan ve gözyaşı bizimse çözüm de bu coğrafyada üretilecektir. İslam ülkelerinin bir araya gelerek siyonizme karşı siyasi, ekonomik ve askeri işbirliği yapacağı günü ümitle beklemekteyiz. Bu noktada tanımlarımızı ve kavramlarımızı yerine oturtmak, şüpheye mahal bırakmadan tarafımızı net olarak ifade etmek elzemdir. Bilinmelidir ki 7 Ekim'de başlayan Aksa Tufanı toprakları işgal edilip soykırıma maruz bırakılmış Filistin halkının insani çırpınışını temsil etmektedir.

‘Dirensek de öldürüyorlar, direnmesek de, biz direnmeyi seçtik’ diyen Şehit Ahmet

Yasin in ifade ettiği gibi, Hamas, işgal ve katliamlara karşı direnişe öncülük etmektedir. Gazze İslam diyarlarının ileri Karakolu, Hamas'ın şanlı mücahitleri de Kudüs, Hicaz, Kahire Bağdat, İslamabad ve İstanbul gibi tüm İslam

beldelerinin kahraman muhafızlarıdır.

“İsrail'in devlet değil terör örgütü olduğu gerçeğini tarih elbette yazacak”

İsrail, Arz-ı mevud safsatasıyla, saldırganlığını Gazze ve Batı Şeria'dan sonra Lübnan'a da taşımıştır. Bu sapkın zihniyetin dünyayı ve insanlığı sürüklediği yer düşünüldüğünde İsrail'in devlet değil terör örgütü olduğu gerçeğini tarih elbette yazacaktır. Artık sanatçısından akademisyenine, gazetecisinden iş adamına, gencinden yaşlısına kadar her vicdan sahibi vatansever, topyekün bir mücadele şuuruyla kenetlenerek ortak cephe oluşturmalı; İsrail ve destekçilerine karşı

katı bir direniş yürütmek için teşkilatlanmalıdır. Siyonist işbirlikçilerinin basın ve sosyal medyada mahalle baskısıyla oluşturdukları algı çemberini kırarak bu mecralarda vicdanların sesine menfezler açmak bir varoluş meselesi haline

gelmiştir. Boykot edilen ürünlerinin raflarda tozlanması ve bazı ürünlerin farklı isimlerle piyasaya sürülmesi gösteriyor ki çabalarımız işe yarıyor. Şimdi market raflarında yapılan boykotu genişletmenin, Siyonist sermayeye tüm sivil ve kamu kuruluşlarında ‘Dur’ demenin tam vaktidir. Artık boykotu daha geniş düşünerek; başta finans sektörü, dijital dünya, tip, teknoloji, savunma, bilimsel mecra ve gıda arzı gibi Siyonist sermayenin ana arterlerini kesecek alanlarda adımlar atmanın zamanı gelmiştir. Biz Bartın Sivil İrade Platformu olarak insanlığa karşı sorumluluğumuzun gereğini yapacak, Siyonist düzen ve onun

işbirlikçilerine karşı direnişimize sonuna kadar devam edeceğiz. Yaşasın zulme karşı direnişimiz, yaşasın zalimler için Cehennem!”

Cumhuriyet Meydanı’nda yapılan basın açıklamasıyla Bartın halkının Filistin’e olan desteği ve duyarlılığı bir kez daha vurgulandı. İl Vaizi Ömer Aydın’ın duasıyla etkinlik sona erdi.