Cumhurbaşkanından yeni anayasa sinyali
Bartın dahil 81 ile toplam 1102 hakim ve cumhuriyet savcının atandığı Adli Yargı Hakim ve Cumhuriyet Savcıları ile İdari Yargı Hakimleri Kura Töreninde konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 'Cumhuriyetimizin 100'üncü yılını darbe anayasasıyla karşılamış olmayı, açıkçası içimize sindiremiyoruz. Yargı alanında 2002'den beri yürüttüğümüz zorlu mücadeleyi inşallah sivil, özgürlükçü ve kuşatıcı bir anayasayla taçlandırmak istiyoruz' dedi. Kurban Bayramını Bartın'da geçirdikten sonra Ankara'daki yoğun programına geri dönen Bartınlı Adalet Bakanı Yılmaz Tunç da törende 'Hukuk, insan onurunu korumak için vardır. Herkesin onurlu yaşamasının yanında, başkasına zarar vermemesi ve nihayet haklıya hakkının teslim edilmesi hukukla mümkündür. Toplum düzenin esası adalettir' diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen Adli Yargı Hâkim ve Cumhuriyet Savcıları ile İdari Yargı Hâkimleri Kura Töreni’ne katılarak, bir konuşma yaptı. Kura çekerek görevlerine başlayacak toplam 1.102 adli yargı hâkimi ve cumhuriyet savcısı ile idari yargı hâkimini tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu an Türkiye'de 15 bin 412'si cumhuriyet savcısı, 7 bin 409'u hâkim olmak üzere toplam 22 bin 821 hâkim ve savcının görev yaptığını, bugünkü kura töreniyle bu sayıyı 23 bin 923'e çıkaracaklarını aktardı.
Erdoğan: "Ülkenin hukuk devleti standartlarını daha da yükselttik”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, hayata geçirdikleri her değişiklikle, ülkenin demokrasi ve hukuk devleti standartlarını daha da yükselttiklerine dikkati çekerek, şöyle devam etti: "Göreve geldiğimizde, ülkemizi dört ana sütun üzerinde inşa edeceğimizi vadetmiştik. Bunlara da 'eğitim, sağlık, adalet, emniyet' demiştik. Aradan geçen 21 yılda, ülkemizin içinde bulunduğu şartlar ve karşılaştığı sıkıntılar ne olursa olsun, bu sözümüze sadakatle bağlı kaldık. Saymaya kalksak, saatler sürecek reformları ve projeleri yürürlüğe geçirdik."
Adalet teşkilatının eski günlerini bilenlerin, Türkiye'nin nereden nereye geldiğinin takdirini daha net yapabildiğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, o dönemde görev yapan hâkim ve savcıların, hangi şartlar altında adalet dağıtmaya çalıştıklarını gayet iyi hatırladığını ifade etti.
“Adalet Teşkilatımızın personel sayısı 190 bine yükseldi”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, rakamların, Türkiye'nin son 21 yılda adalet hizmetlerinin kalitesinde aldığı mesafeyi, inkârı mümkün olmayan bir şekilde ortaya koyduğunu belirterek, 2002'de 9 bin 349 olan hâkim savcı sayısını, 2,5 kat artışla yaklaşık 24 bine çıkardıklarını, adalet teşkilatının toplam personel sayısını 61 binden 190 bine yükselttiklerini bildirdi.
Merdiven altlarında, adeta mahzeni andıran yerlerde adalet dağıtılan kötü manzaralara son verdiklerini, inşa ettikleri 280 modern adalet sarayıyla, bu alandaki en önemli altyapı eksikliklerini giderdiklerini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, yüksek yargı organlarını da mimarisi, teknolojik donanımı, imkânları ve diğer müştemilatıyla göz dolduran hizmet binalarına kavuşturduklarını aktardı.
Mahkeme sayılarını da adli yargıda yüzde 95, idari yargıda yüzde 45 oranında artırdıklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, hataları asgariye indirecek ve temyiz mahkemelerindeki yığılmayı önleyecek şekilde bölge adliye ve idare mahkemelerini devreye aldıklarını belirtti.
“İş yükü yüzde 68 oranında azaldı”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, istinaf mahkemelerinin faaliyete geçmesiyle de Yargıtay hukuk ve ceza dairelerinin iş yükünün yaklaşık yüzde 68 oranında azaldığını vurguladı.
Yargı süreçlerini basitleştirdiklerini, kolaylaştırdıklarını hem de hızlandırdıklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu kapsamda, Sesli ve Görüntülü Bilişim Sistemi'ni kurduklarını, hukuk yargılamalarına e-duruşma sistemini kazandırdıklarını, Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru hakkı imkânı getirdiklerini anlattı.
Yıllardır demokratikleşme adına dillendirilen ama bir türlü yapılamayan askerî yargıyı kaldırarak, askerî suçların sivil mahkemelerde görülmesini de yine kendilerinin sağladığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları paylaştı: "Vatandaşlarımızın, mesnetsiz ihbar ve şikâyetler nedeniyle soruşturmaya uğramaması için lekelenmeme hakkını güçlendirdik. Yargı Reformu Stratejisi ve İnsan Hakları Eylem Planı ile yargıda ihtisaslaşmayı sağladık. Vergi suçları, bilişim suçları, finansal suçlar, sendikal uyuşmazlıklar ve kamulaştırma davaları gibi birçok alanda yeni ihtisas mahkemeleri kurduk. Uyuşmazlıkların, arabuluculuk ve uzlaştırma yöntemleriyle mahkeme süreci öncesinde kısa sürede ve daha az masrafla çözülmesini temin ettik. Hafta sonu nöbetçi noterlik uygulamasını başlatarak, vatandaşlarımıza yedi gün hizmet verilmesini sağladık.
Yargıda hedef süre uygulamasıyla öngörülebilirliği artırdık, yargılamaların uzamasına sebebiyet veren durumları asgariye indirdik. Adalet teşkilatımızın mali ve özlük haklarıyla ilgili beklentilerini karşıladık. İnfaz koruma memurlarının yıpranma paylarından mübaşirlerimizin genel idare hizmetine alınmasına kadar nice soruna çözüm bulduk. Görevini mesai mefhumu olmadan yürüten adalet personeline nöbet ücreti imkânı sunduk. Gelen talepler doğrultusunda, farklı dönemlerde, hâkim ve savcılarımızın özlük haklarında kayda değer iyileştirmeler yaptık."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen yıl ihdas ettikleri hâkim ve savcı yardımcılığı müessesesiyle adalet teşkilatının insan kaynağının daha nitelikli yetişmesini sağladıklarını da vurgulayarak, "Bir sonraki dönemden itibaren bu açılımı fiilen uygulamaya başlayacağız" ifadesini kullandı.
“Deprem felaketi sonrası adalet teşkilatı süratle organize oldu”
Attıkları tüm adımların yansımalarını farklı alanlarda gördüklerini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, adalet hizmetleriyle ilgili memnuniyet oranının 2002 yılına göre yükselmesini, 21 yıllık emeklerinin boşa gitmediğinin bir delili olarak değerlendirdiklerini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 6 Şubat'ta yaşanan deprem felaketi sonrasında, adalet teşkilatının süratle organize olduğunu, vatandaşların mağdur olmaması ve hak kaybına uğramaması için mevzuat çalışmaları gerçekleştirildiğini anımsattı.
Bölgede yaklaşık bine yakın hâkim ve cumhuriyet savcısı ile yaklaşık 7 bin 500 personelin görevlendirildiğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Deprem bölgesinde fedakârca görev yapan hâkim ve cumhuriyet savcılarımız ile personelimizi buradan canı gönülden tebrik ediyorum. Bu vesileyle depremde vefat eden 231 yargı çalışanımıza Allah'tan rahmet, adalet camiamıza başsağlığı diliyorum" diye konuştu.
“Önceliklerimiz arasında Türkiye’yi darbe anayasasından kurtarmak var”
Türkiye'nin hedeflerine ulaşmasının önündeki en büyük engelin, darbe ürünü mevcut anayasa olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: "Cumhuriyetimizin 100'üncü yılını darbe anayasasıyla karşılamış olmayı, açıkçası içimize sindiremiyoruz. Yargı alanında 2002'den beri yürüttüğümüz zorlu mücadeleyi, inşallah sivil, özgürlükçü ve kuşatıcı bir anayasayla taçlandırmak istiyoruz. 28. Yasama Dönemi'nde, önceliklerimizin en başında, Meclisimizin de takdiriyle, Türkiye'yi darbe anayasasından kurtarmak vardır. Milletimize verdiğimiz ve tuttuğumuz diğer tüm sözler gibi, Allah'ın izniyle, bu idealimizi de hayata geçireceğimize yürekten inanıyorum."
Adaletin tecellisinde insan faktörünün önemine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, insan faktöründe sıkıntı varsa, verilen mücadelenin, gösterilen çabanın hedefine varmasının mümkün olmadığını söyledi.
Bu acı hakikate, önce 17-25 Aralık girişiminde, ardından 15 Temmuz ihanetinde şahit olunduğunu hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 17-25 Aralık teşebbüsünün, meşru hükümeti, yargı-emniyet darbesiyle alaşağı etmeyi amaçladığını hatırlattı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: "Bu amaçla yargı ve emniyet birimlerimize sızdırdıkları militanlarını, üzerimize saldılar. Montaj olduğu seçim döneminde bizzat itiraf edilen kasetlerle devletimizin en hassas kurumlarını hedef aldılar. Akla, vicdana, ahlaka ve hukuka asla sığmayan, uyduruk dosyalarla yargımızı, emellerine ulaşmak için bir araç olarak kullandılar. 17-25 Aralık girişiminin, yargı ve emniyet birimlerimize verdiği zarar, 15 Temmuz ihanetinin ordumuza verdiği zararla aynı mesafededir. Benim iki korumamı şehit ettiler. Acımasızca... Eğer bizi de yakalayabilselerdi, bizi de şehit edeceklerdi. Ama bizleri, Rabbim fırsat vermedi, yakalayamadılar. Ve on binler, Yeşilköy Havalimanı'nda bizleri karşıladı. Bay bay Kemal de tankların arasından FETÖ'cülerin koordinesinde Bakırköy Belediyesi'ne gidip, orada kahvesini içerek bizi seyretti. 'Haberim olsa, ben de orada olurdum' diyor. Hayatı yalan. Böyle bir derdi yok. Hâlbuki orada FETÖ'cüler bizi yakalayıp şehitlerimizin izine bizi de koyuverseydiler, o zaman herhalde kendisi de zil takıp oynardı. Bunların hayatı bu. Ama Rabbim fırsat vermedikten sonra, hüküm değişmiyor. Bütün tuzakların üstünde en büyük tuzak Allah'a aittir."
Her iki menfur hadisede de milletin güzide kurumlarının yıpranıp, yara aldığını, ciddi travmalar yaşadığını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, adliye teşkilatının tekrar kendine gelmesinin belli bir süre aldığını dile getirdi.
"FETÖ yargılamaları başarılı bir şekilde yürütülmüştür”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, darbe teşebbüsünün ilk anlarından itibaren yargı camiasının hemen harekete geçtiğini ve millete karşı sorumluluğunu yerine getirdiğini vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Darbeye karışanların ve FETÖ mensuplarının hak ettikleri cezaları almasında, yargımız görevini yapmanın gayretinde olmuştur. Her ne kadar zaman zaman içeriden çeşitli sabotajlara maruz kalsa da FETÖ yargılanmaları genel hatlarıyla başarılı bir şekilde yürütülmüştür. Burada tavrımız gayet nettir, bir Müslüman aynı delikten iki defa ısırılmaz. Su uyur ama FETÖ'vari terör örgütleri uyumaz. Kökü dışarıda bu yapıların en küçük bir rehaveti tekrar palazlanmak için fırsata çevireceğini aklımızdan asla çıkarmıyoruz. Son FETÖ'cü hain de işlediği cürümlerin hesabını yargımıza vermeden ne biz ne de devletimiz güvende olacaktır.
Geride bıraktığımız seçimlerde, zafiyet gördükleri anda neler yapabildiklerine hep birlikte şahit olduk. Milletimize bir daha ne 17-25 Aralık tarzı girişimleri ne de 15 Temmuz ihaneti gibi acıları tekrar yaşatmamakta kararlıyız. FETÖ'yle mücadelemizin artarak devam edeceğini, altını çizerek ifade etmek istiyorum. Sizlerden de görev yerlerinizde ve meslek hayatınızda bu konuda gereken hassasiyeti göstermenizi özellikle bekliyorum."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, milletin akıl ve gönül dünyasında her meslek erbabının, maharetiyle ahlakının, aynı terazide tartılıp öyle kıymetlendirildiğini belirtti.
Fakat bazı mesleklerin, hem kamu düzenini hem de toplumsal barışı doğrudan etkilemesi sebebiyle çok daha özel bir konuma sahip olduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Tarihimize baktığımızda, bu mesleklerin, hâkim, hekim, hakem olduğunu görürsünüz. Bu üç meslek grubunun mesuliyetlerini yerine getirmemesi, toplumda infiale, devletin işleyişinde ise ciddi aksamalara sebebiyet verir. Burada yaşanacak sıkıntılar dalga dalga yayılır" ifadesini kullandı.
Bunun sadece sosyal barışı dinamitlemekle kalmayacağını, devletin varlığının da sorgulanmasına yol açacağını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu meslekleri deruhte edenlerin kariyeri vicdanlarıdır. Kazançları itibarlarındadır. Hizmetleri, milletin birliği, dirliği ve saadetindedir. Hedefleri, hak ile hakikatin zedelenmesine mani olmaktır. Bizi biz yapan, insanı insan yapan, medeniyetimizi değerli ve ayrıcalıklı kılan asıl hasletler işte buradadır" diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, hâkim ve savcıların, yeni görev yerlerinde, kariyerleri boyunca mesleğin saygınlığına uygun şekilde davranacağından emin olduğunu, verecekleri kararlarla, isimlerini milletin kalbine yazdıracaklarından asla şüphe duymadığını söyledi.
"Adalet hizmetlerinde yapılan hatanın bedeli ağır olur”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün çekecekleri kura ile meslek hayatlarında artık kritik bir eşiği aşacaklarını vurguladığı hâkim ve savcılara, şöyle seslendi: "Türk milleti adına karar verecek kadar yüce bir makamın ağırlığını yükleniyorsunuz. Şunu lütfen hiçbir zaman aklınızdan çıkarmayın, hâkimin, savcının lisanı, makul sürede vereceği adil ve hakkaniyetli kararlardır. Adalet hizmetlerinde yapılan hatanın bedeli, sadece bu dünyada değil, ahirette de çok ağır olacaktır. Vazifenizi icra ederken, hukukun üstünlüğü ilkesine ve masumiyet karinesine ne pahasına olursa olsun bağlı kalmaya itina gösterin. Sizlerden sadece aklınızı, ahlakınızı ve vicdanınızı değil, devlet, millet adına müessesenizi de korumanızı bekliyorum.
İletişim araçlarının günlük hayatımızda giderek daha fazla yer işgal ettiği günümüzde şu gerçeğin altını tekrar çizmek istiyorum, sosyal medyada cübbe giyip ahkâm kesenler, asla bizim referansımız olamaz. Adaletin ölçüsü, sosyal medyadaki tepkiler değil, kanundur, nizamdır, maşeri vicdandır. Daha ileri gidiyorum, hukuktur, hukuk, kanunun çok ötesindedir. O hakkı ne yapıyor, koruma altına alıyor. Kanun dediğin, insanoğlunun yazdıklarıdır. Ama hukuk bunun ötesindedir."
Kurban Bayramını Bartın’da geçirdikten sonra Ankara’daki yoğun programına geri dönerek Adli Yargı Hakim ve Cumhuriyet Savcıları ile İdari Yargı Hakimleri kura törenine katılan Bartınlı Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, 1102 hakim ve cumhuriyet savcısının kura ile atamasının gerçekleştirildiğini ifade etti.
Yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığına vurgu yapan Tunç, “Yargı belli kesimlerin arka bahçesi olmaktan çıkarılarak vesayetçi yargı anlayışı yerine, milletin yargısı haline getirilerek asli hüviyetine kavuşturulmuştur” dedi.
1102 hakim ve savcı adayının kurayla ataması
Adaletin tecellisi yolunda ter dökmeyi tercih eden ve hukuka uygun olarak vicdani kanaatleri ile millet adına hüküm verme makamına ulaşarak onurlu bir mesleğin sahibi olan değerli hakim ve savcılarımızın katılımıyla Yargı teşkilatlarımızın daha da güçleneceğine yürekten inanıyorum diyen Bakan Tunç, sözlerini şöyle sürdürdü;
“İki yıllık staj eğitimlerini tamamlayan 25. Dönem adli yargı hakim ve savcı adaylarından 733 hakim ve 242 cumhuriyet savcısı olmak üzere 975 adayın;
Avukatlık mesleğinden geçerek stajlarını tamamlayan 11. Dönem Adli yargı hakim ve savcı adaylarından 50 hakim ve 17 Cumhuriyet Savcısı olmak üzere 67 adayın;
15. Dönem İdari Yargı Hakim adaylarından 60 hakim adayının mesleğe kabulü yapılmış olup, 1102 hakim ve cumhuriyet savcımızın kura ile ataması gerçekleştirilecektir.”
Tunç: “Toplum düzenin esası adalettir”
Hukukun amacı ve hedefi adalettir. Adalet ise haklıya hakkını vermektir şeklinde konuşan Bakan Tunç, “Hukuk, insan onurunu korumak için vardır. Herkesin onurlu yaşamasının yanında, başkasına zarar vermemesi ve nihayet haklıya hakkının teslim edilmesi hukukla mümkündür. Toplum düzenin esası adalettir. Bizim inancımızda “kim zerre kadar iyilik yaparsa onu görür, kim de zerre kadar kötülük yaparsa onu görür. Herkesin hak ettiğini hakkaniyetle alması barış ve huzur ortamını beraberinde getirir.
Yargının üç sacayağını oluşturan hakim, savcı ve avukatlarımız, hakkaniyete uygun olanı gerçekleştirmek için vardır” şeklinde konuştu.
“Adalet alanında büyük ilerleme gösterildi”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde adalet alanında büyük ilerleme gösterildiğine vurgu yapan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, “Adalet teşkilatımız merdiven altlarındaki daktilo seslerinden avukatlardan istenen karbon ve fotokopi kağıtlarından kurtulmuş teknolojinin tüm imkanları ile donatılan modern bir fiziki imkanlara kavuşmuştur. 21 yılda ülkemiz sessiz devrim sayılabilecek reformlara sahne olmuş; Yargı reformu strateji belgeleri, insan hakları eylem planları ile konulan hedefler birer birer hayata geçirilmiş, insan hak ve özgürlüklerinin önündeki engeller kaldırılmış, demokratik hukuk devleti ilkesi tahkim edilmiştir” dedi.
“Yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı güçlendirildi”
Bakan Tunç, yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığının güçlendirildiğine vurgu yaparak, “yargı belli kesimlerin arka bahçesi olmaktan çıkarılarak vesayetçi yargı anlayışı yerine milletin yargısı haline getirilerek asli hüviyetine kavuşturulmuştur” diye konuştu.
Adalet Bakanı Tunç, konuşmasını şu şekilde sürdürdü;
“Geçen hafta 7. yılını geride bıraktığımız 15 Temmuz darbe kalkışması karşısında daha ilk dakikalarda darbeci hainler hakkında soruşturmaları başlatan, gözaltı ve tutuklamaları gerçekleştiren, o karanlık gecede büyük bir kahramanlık gösteren yargı mensuplarımızın varlığına şahit olduk. Millet adına, milletin hak ve hukukunu koruma mücadelesi veren yargı mensuplarımıza şükranlarımızı sunuyoruz. Onlar, kendilerinden sonra gelen siz değerli genç meslektaşlarına önemli birer örnektirler.”