Cıttaslow Projesi Ulus'u ayağa kaldıracak

Dünya bu hareketi takip ediyor

Cıttaslow Projesi Ulus'u ayağa kaldıracak

Nurdan Eroğlu

Uzun yıllardır istihdam alanlarının yetersizliği nedeniyle göç veren Ulus ilçesini ayağa kaldıracak sakin şehir anlamına gelen CITTASLOW projesi, Turizm Haftası etkinliklerinde Bartın Üniversitesi’nde görevli Yrd. Doç. Dr. Hande Uyar Oğuz tarafından gündeme getirildi. Küre Dağları Milli Parkı ile birlikte ele alındığında Ulus’u ayağa kaldıracak proje Turizm Haftası’na damga vurdu.

Bartın Üniversitesi’nde görevli Yrd. Doç. Dr. Hande Uyar Oğuz Bartın’ın en çok göç veren ilçelerinden biri olan Ulus için CITTASLOW projesini gündeme getirdi. Yrd. Doç. Dr. Oğuz Turizm Haftası etkinlikleri kapsamında yaptığı Ulus İçin CITTASLOW (Sakin Şehir) sunumu ile tüm dikkatleri projeye çekti. Küreselleşmenin en belirgin etkilerinin şehirler üzerinde hissedildiğini ve benzer yapılaşma eğilimleri ile şehirlerin her geçen gün birbirine benzemesine neden olduğunu savunan Oğuz, dünya kentlerinin birbirine benzeştiği günümüz döneminde yerel özgünlüklerini kaybettiklerini söyledi. Cittaslow projesinin küreselleşmenin yarattığı homojen mekanlardan biri olmak istemeyen, yerel kimliğinin ve özelliklerini koruyarak dünya sahnesinde yer almak isteyen şehirlerin katıldığı uluslararası bir birlik olduğunun altını çizen Oğuz, Cittaslow’un 1999 yılında İtalya’da kurulduğunu ve 24 ülkede 147 üyeye sahip, dünya çapında tanınan ve takip edilen bir hareket olduğunu söyledi.

DAHA SESSİZ VE TEMİZ YAŞAM ARAYIŞI

Turizminde tercihlerin hızla kitle turizminden doğa ve kültür temelli turlara kaydığını, bu durumun Türkiye’de sayıları 11’e ulaşan ve sırada bekleyen onlarca ‘Sakin Şehir’lerin önüne önemli fırsatlar çıkardığını vurgulayan Oğuz, “Kitle turizmine katılan turist günde 67 dolar, Sakin Şehirlerin sunduğu kültür ağırlıklı turlara katılanlar ise 90 dolar harcıyor. Artık insanlar daha sessiz, daha temiz, daha sakin ve yavaş bir hayat arıyor. Bu eğilimler turizmde ‘Yavaş güzeldir’ diye özetlenebilecek bir anlayışın hâkim olmasına yol açıyor.  İnsanlar bir yerden bir yere koşuşturarak değil, aheste gezip, gittikleri yerin keyfinin çıkaracakları turları tercih ediyor” dedi.

TURİZM GELİRİNİ ARTTIRIYOR

Dünya ve Türkiye’deki Sakin Şehirler incelendiğinde, büyük bir kısmının kentlerin yorucu temposundan kaçmak isteyenlerin sığınabileceği bir liman olma özelliği olduğu da kaydeden Oğuz, “Bu şehirler ağırlıklı olarak doğa temelli sürdürülebilir turizme yönelip, yerel halkla bütünleşmeyi içeren ürünler sunuyor.  Bu da Sakin Şehir olan kentlerin yerel ekonomilere ciddi katkı sağlıyor. Sakin Şehir olmak kısa vadede bir kentin tanınırlık ve bilinirliği artmaktadır. Orta ve uzun vadede ise sürecin başarılı yönetilmesi halinde,  turizm gelirini arttırıyor. Ancak, bir kentin Cittaslow olmasının asıl anlamının sanayi veya hızlı gelişim yolunu benimsemekten geçmediği belirtiliyor. Tam tersine, kültürü, yemeği, esnafı, tarihi o kenti diğerlerinden ayıran özelliklerine sahip çıkarak,  bunu elde etmesinde yatıyor” şeklinde konuştu.

“CİTTASLOW ESKİDE YAŞAMAK DEĞİL”

Cittaslow geriye gitmek veya eskide yaşamak olmadığının da altını çizen Oğuz, “Kent yerel yönetiminin sürdürülebilir bir yerel kalkınma yöntemi benimseyip, bundan sonraki çalışmaları bu çerçevede yürütmesi sonucu, bu girişimlerin yerel ekonomiye olumlu yansıyıp, herkesin refah payını arttırdığı kaydediliyor. Cittaslow geriye gitmek veya eskide yaşamak değildir. Şehrin, değerlerine, esnafı ve halkına sahip çıkması ve bunu gelecek nesillere paylaşmasıdır. Arabaya binmeyi yasaklamak değildir: Ancak, araçların girmediği, şehir sakinleri ve şehri ziyaret edenlerin rahat nefes almak için dinlenebileceği alanlar yaratmaktır. Hava ve gürültü kirliliğini azaltmak için bisiklet ile fayton kullanımını özendirmek ve kullanılmasını için gerekli altyapıyı sağlamaktır. Teknolojiye karşı çıkmak değildir. Tam tersine, belediye hizmetlerinin internet ortamına taşınması ve kent halkının bu hizmetlerden yararlanabilmesi için eğitilmesidir. Fast food restoranlarını yasaklamak değildir. Ancak, daha sağlıklı olan yerel besinlerin, organik ürünlerle yemeklerin özendirilmesidir. Okullarda çocuklarımıza tat ve beslenme üzerine eğitim programları düzenlenmesidir.” Şeklinde konuştu.

YEREL ÜRETİM VE KADIN GİRİŞİMCİLERİN SAYISINDA ARTIŞ

Cittaslow çalışmalarına katılan belediyeler hakkında bilgiler veren Oğuz, Perşembe Belediyesi Cittaslow çalışmalarına 2010’da başladı. 59 adet kriteri tamamladıktan sonra bu yıl dosyalarını sundu. Yılda yaklaşık 50 bin yerli turist ağırlayan söz konusu kent bu sayıyı 100 bin yerli, 60 bin yabancı ziyaretçiye çıkarmayı hedefliyor. Aynı şekilde Sakarya Taraklı Belediyesi de Sakin Şehir olmak için Cittaslow birliğine 2011 Şubat ayında başvurdu. Yıllık 60 bin kişinin ziyaret ettiği köyün yeni yıllardaki ziyaretçi sayısı hedefi ise 250 bin. Her iki kentte de Cittaslow birliğine yönelik çalışmaların başladığı günden bugüne yerel üretim ve kadın girişimcilerin sayısında artış gözlendi. Ayrıca bu kentler kültür turizmi için ölü sezon olarak tanımlanan yaz aylarında da büyük ilgi görüyor.” Diye konuştu.

59 ADET KRİTER VAR

Cittaslow birliğine üyelik süreci ve kriterler hakkında da bilgiler veren Oğuz, Üyelik süreci başvuru mektubunun sunulması ile başlıyor. Akabinde başvuru mektubunun değerlendirilmesi, adaylık değerlendirme ziyareti ve raporu , adaylık süreci ve hazırlık raporu, üyelik değerlendirmesi ve başvuru dosyası ile devam ediyor. Cittaslow olmak için birliğin belirlediği çevre politikaları (11 adet), altyapı politikaları (13 adet), kentsel yaşam kalitesini artırıcı teknolojiler ve araçlar, yerli üretimin korunması (11 adet), misafirperverlik (5 adet), farkındalık (3 adet), slow food faaliyetlerine ve projelerine destek (7 adet) olmak üzere 59 adet kriter var. Kriter örnekleri ise şu şekilde; Hava, su ve toprak temizliğinin yasal limitler içinde olduğunun belgelenmesi, enerji tasarrufu için planlar hazırlanması ve yenilenebilir enerji kaynaklarından faydalanılması, özel taşıt kullanımı yerine toplu ulaşımın, bisiklet kullanımı ve yürümenin, teşvik edileceği düzenlemeler, kent tarzının yeniden yapılandırılması ve iyileştirmesi için bir program, belediye hizmetlerinin internet üzerinden sunulması, peyzaj düzenlemelerinde yerel bitkilerin kullanılmasına dikkat edilmesi ve okullarda sebze bahçeleri oluşturulması, organik tarımın desteklenmesi ve kentteki restoranlarda, kafelerde, okul kantinlerinde bölgede yetişmiş organik ürünlerin kullanılmasının sağlanması.” Dedi.

YEREL BİR YÖNETİŞİM MODELİ

Cittaslow kriterlerinin sürdürülebilir bir kente kavuşmak isteyen yerel yönetimler için yol haritası işlevi olduğuna da dikkat çeken Oğuz, “Cittaslow felsefesi kentlerin karbon ayak izlerini azaltmak, yenilenebilir enerji kaynaklarından faydalanma yollarını araştırmak, kompostlama, geri dönüşüm, atık yağ ve pillerin toplanması, enerji tasarrufu kampanyaları düzenleme gibi konularda projeler geliştirmesini teşvik etmektedir. Cittaslow hem kentsel bir harekettir hem de yerel bir yönetişim modelidir. Yalnız burada yaşayan halka, sivil toplum kurulularına, kamu kurumlarına ve medyaya yöresel yapı bozulmadan yerel kalkınmanın nasıl gerçekleşebileceği çok iyi anlatılmalıdır ve herkesin bu yapıya sahip çıkması gerektiği benimsetilmelidir.” Şeklinde konuştu.

ULUS İLÇESİNE NELER KAZANDIRACAK?

Sunumunda Cittaslow hareketinin Ulus ilçesine neler kazandıracağı hakkında da bilgiler veren Oğuz, “İlçede yaşayan halkın yaşam kalitesi altyapı ve üstyapı iyileştirmeleri ile artacak. Ulus ilçesi Uluslararası Belediyeler Ağına dahil olacağı için hem ulusal hem de uluslararası tanınırlığı artacak. Dünya’nın her yerinden tıpkı Safranbolu gibi ziyaretçi akını olacak. Ulus dünyada 208, Türkiye’de ise sadece 11 Belediyenin hak kazandığı bir birliğe dahil olacak. Ülkemizde bulunan bin 313 belediye içerisinde ilk 12 ‘de olmanın avantajlarını yaşayacak. Diğer bir deyişle yerel kimliği, kendine özgü özellikleri ile Ulus, sadece Türkiye değil Dünya sahnesinde yer alacak bir ilçe konumunda olacak. Seyahat acentelerinin tur programlarına direkt girecek. Çünkü bir yerin Cittaslow olması kültür turları yapan acenteler için önemli bir kriter. İlçeye özgü geçmişten günümüze gelen her türlü kültürel değer koruma altına alınacak ve yarınlara aktarılacak. İlçede yaşayan yerel halkın ürettikleri ürünleri gelen turistlere satmaları, yöreyi ziyaret eden turistlerin yörede konaklamaları, yöreye özgü hediyelik eşyaları almaları, yeme-içmeleri sonucu bölgesel kalkınma sağlanacak. Özellikle Ankara ve İstanbul’dan Bartın- Amasra bölgesine gelen münferit ziyaretçiler için alternatif bir gezi alanı olacak. Yöresel yiyecek ve içeceklerin üretilmesi, korunması sağlanacak. İlçenin ve yöre halkının gelişimine katkı sağlayacak proje sayılarında artış sağlanacak. Cittaslow ile birlikte turist potansiyelini gören yatırımcı doğa ile uyumlu (bungalow evler gibi) daha fazla yatırım gerçekleştirecek. Ulus  Belediyesi’nin yerel ve ülke yönetiminden daha fazla destek alması sağlanacak. Ulus,  Ulusal bir kimliğe sahip olacak.  Tarım Turizmi, Çiftlik Turizmi gelişecek, özellikle büyük şehirlerde yaşayan insanlar sizlerin evlerinde sizler gibi yaşayıp, tarla, bağ bahçeyi ekip bunun içinde sizlere bir meblağ ödeyecekler.” Dedi.

UYGULAMALAR NELER OLABİLİR?

Ulus İlçesi İçin CittaSlow Uygulamalarının neler olabileceğine de değinen Oğuz, “Yerel üreticiyi destekleme bazında köy pazarı kurulması düşünülebilir. Bu pazarda satıcılar kese kağıdı, file ya da doğada yok olabilen poşetleri kullanırlar. Ayrıca bu pazara halden mal gelmesi yasaklanır. Yörede üretilen İstiridye cinsi mantarının değerinin ve pazarlama gücünün arttırılması amacıyla bir tesis kurulabilir. ‘İlçede yaşayan tüm canlılar ve kültürel değerlerimiz torunlarımıza emanettir’ anlayışı ile bir proje başlatılarak yörede bulunan tüm endemik bitki ve canlıların envanteri çıkarılıp bu canlıların türlerini devam ettirmeleri ile ilgili her türlü tedbirin alınması, ayrıca bir Doğa Müzesinin kurulması, bununla birlikte kültürel değerler ile de ilgili envanter çalışmasının yapılması sağlanabilir. Kadınların ve dezavantajlı bireylerin her türlü gelişimine katkı sağlanacak aktivitelerin yapılacağı bir tesis açılabilir. Kadınların kendi emeklerini iş olanağına çevirebilecekleri imkanlar sunulabilir.” Dedi.

ESNAFA DAHA FAZLA İŞ YAPMA OLANAĞI

Oğuz, projenin başlatılması ve hayata geçirilmesi konusunda belediye çalışanlarına yönelik Sakin Şehir unvanı almış bir şehirden gelecek yetkililerce bilgilendirme toplantısı düzenlenebileceğini belirterek, “Sonrasında bu toplantılar kamu kurumları, sivil toplum kuruluşları ve yerel halkı da kapsayacak şekilde genişletilebilir. Özellikle sivil toplum kuruluşlarının ve kamu kuruluşlarının destekleyici tutum içerisinde olması bu süreçte çok önemlidir. Bisiklet yaşam derneği kurulabilir ya da Bartın Pedaldaşlar Bisiklet Kulübü ile ortaklıklar yapılabilir. Turist ağırlama, gıda güvenliği ve hijyen konularında halka eğitimler verilebilir. İlçenin bazı alanları araç trafiğine kapatılabilir. Böylelikle turist gelince esnafa daha fazla iş yapma olanağı tanınmış olur. Dükkan tabelalarının, merkezde bulunan binaların birbiri ile uyumlu ve estetik hale getirilmesi sağlanabilir.  Caddeler kent mobilyalarıyla donatılabilir.” Şeklinde konuştu.