CHP ve sendikalar meydanlara indi

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve Cumhurbaşkanı aday adayı Ekrem İmamoğlu'nun ön seçim öncesi gözaltına alınmasına CHP Bartın İl Başkanlığı ve KESK'e bağlı sendikalardan sert tepki geldi. CHP ile beraber çok sayıda siyasi parti ve KESK'e bağlı sendika Hükümet Caddesi'nde bir araya gelerek protesto gösterisi düzenledi.

CHP ve sendikalar meydanlara indi

Hükümet Caddesi’nde düzenlenen gösteri ve basın açıklamasına CHP Bartın İl Başkanı İsmail Cem Akyol, Amasra Belediye Başkanı Recai Çakır, Kurucaşile Belediye Başkanı Uğur Güneş, KESK’e bağlık sendika temsilcileri ve üyeleri, siyasi parti temsilcileri ve CHP il, ilçe yönetimleri ile partililer katıldı.

Yapılan basın açıklamalarında alınan gözaltı kararı ve sonrasındaki gelişmeler demokrasiye yönelik büyük bir saldırı olarak nitelendirildi.

“Ülke olarak çok karanlık bir süreçten geçiyoruz”

KESK Şubeler Platformu adına Eğitim Sen Bartın Şube Başkanı

İsmet İpci tarafından okunan basın açıklamasında ülke olarak çok karanlık bir süreçten geçildiği ifade edilerek açıklamada şöyle denildi, “Ülke olarak çok karanlık bir süreçten geçiyoruz. Siyasetçilerden gazetecilere, belediye başkanlarından sanatçılara, sendikacılara kadar demokrasiden, hukuktan, adaletten yana olan tüm kesimleri hedefine koyan baskı, gözaltı, tutuklama furyası gittikçe şiddetleniyor.

23 yıldır iktidarda olanlar ülkeyi öyle bir hale getirdi ki her güne yeni bir hukuksuzlukla, yeni bir şafak baskını ile uyanır hale geldik.

Sokak röportajı yapan vatandaşlara kadar uzanan bu saldırı furyasına,  hukukun son kırıntılarını da ortadan kaldırmaya dönük adımlara dün ve dün merkezine İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu koyan yeni bir saldırı eklenmiştir.

“Gözaltı ve tutuklamaların hiçbirisi tesadüf değildir”

İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü’nün hukuktan tamamen yoksun kararı ile 35 yıl önce aldığı diploması iptal edilen İmamoğlu dün sabah erken saatlerde evine yapılan baskınla gözaltına alınmıştır.

İmamoğlu ve aralarında CHP’li belediye başkanları ve bürokratlarının da yer aldığı 106 kişi hakkında verilen gözaltı kararı sonrası İstanbul halkı başta olmak üzere tüm halk üçüncü dünya ülkelerinde bile görülmeyecek uygulamalara tanık olmaya devam etmektedir.

İstanbul’da adeta OHAL ilan edilmiştir.  Ekrem İmamoğlu’nun evi onlarca TOMA ile çevrilmiş, ana yollar kapatılmıştır. İstanbul valiliği kentte eylemleri yasaklarken, sosyal medya erişimi sınırlanmıştır.

Öncelikle altını çizmek isteriz ki İmamoğlu’nun gözaltına alınması da dahil aylardır ardı ardına yaşadığımız kayyum atamaları başta olmak üzere hukuksuzlukların, baskıların, gözaltı ve tutuklamaların hiçbirisi tesadüf değildir.

İktidarın programını hayata geçirilmesinin tek koşulu ise demokrasinin, hukukun, adaletin, emeğin hakları başta olmak üzere en temel hakların, ortadan kaldırıldığı bir ülke yaratmaktır.

Bu nedenle mevcut siyasi iktidar 23 yıldır  “iktidarımıza biat edecek kullar istiyoruz” diye ferman buyurmakta,  iktidarlarına uygun  “makbul vatandaş rehberinde” herkese yeni fasıllar açmaktadır.

“Herkes bu garabet düzenin hedefi haline getirilmektedir”

23 yıldır diyorlar ki;  “Bizim için gazetecinin, dediğimizin dışında bir şey yazmayanı, iktidarımızı öveni makbuldür.  Diyorlar ki; “Bizim için işçinin, emekçinin kölece çalışma koşullarına, açlık sınırı altındaki ücretlere ses çıkarmayanı, yaşadığı iş cinayetini dahi kaderden sayanı makbuldür. Diyorlar ki; “Bizim için sendikacının işçinin, emekçinin hakkını arayanı değil önümüzde el pençe duranı, kraldan çok kralcı olanı, yandaş olanı makbuldür.”

Diyorlar ki; “Bizim için kadının eşitlik ve adalet için mücadele edeni değil,  maruz bırakıldığı kadın cinayetlerine, tacize, şiddete rağmen kocasına, ailesine biat edeni,  istihdamda ucuz, esnek çalışmanın parçası olanı makbuldür.”  23 yıldır diyorlar ki; “Kimse bizim düzenimize itiraz etmesin hakkını aramaya kalkmasın. Yoksa kim olursa olsun soruşturma, gözaltı, baskı ve tutuklamalarla sustururuz.

Bunun için yıllardır tek kişinin ağzından çıkan her sözün ferman kabul edildiği otoriter bir sistem adım adım örülmüştür.  Tamamen uydurulmuş, çarpıtılmış belgelere,  içi boş iddia NAMELERE dayalı bir hukuk garabeti düzeni oluşturulmuştur.

Geldiğimiz noktada mevcut otoriter sisteme itiraz eden, kendisine biçilen “iktidarın gönüllü kulu olma” rolüne karşı çıkan herkes bu garabet düzenin hedefi haline getirilmektedir.

“İktidarlarına biat etmemizi istiyorlar”

Böylece halkı ve emekçileri nefessiz bırakacaklarını,  iradelerini kıracaklarını, mevcut düzene razı edeceklerini sanıyorlar. İçerisinden geçtiğimiz ekonomik, toplumsal ve siyasi krizlere karşı toplumsal muhalefetin yükseleceği her alana gözdağı vermek istiyorlar.  Üstelik hepimizden, tüm toplumdan bu karanlık tabloya itiraz etmememizi, susmamızı, iktidarlarına biat etmemizi istiyorlar.

Bugün İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı İmamoğlu’nun gözaltına alındığı operasyonun gerekçesi olarak “kent uzlaşısının” gösterilmesi aylardır altını çizdiğimiz bir noktayı tüm açıklığı ile ortaya koymuştur. Zulmün ve zorbalığın efendileri rolüne soyunanlar bugün en çok milyonların yarattıkları garabet düzene karşı yan yana gelmesinden korkmaktadır.

Dolayısıyla tüm toplumun içine itildiği bu zifiri karanlıktan çıkmanın tek yolu;  siyasal iktidar eliyle yaratılan yoksulluk, adaletsizlik, hukuksuzluk düzenin dişlileri arasında ezilen milyonların omuza omuza vermesinden geçmektedir.

Toplum üzerinde baskı kuran, şiddet uygulayan ve kendine tabi kılan tüm yönetimler eninde sonunda tarihin çöplüğünde yerini almıştır.

“Kurtuluş Yok Tek Başına,  Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz!”

Bugün hukuksuzluktan, sömürüden, baskı ve şiddet politikalarından beslenenlere karşı tek çıkış yolu; ülkemizin eşit, özgür, barıştan yana demokratik yarınları için dayanışmayı ve mücadeleyi yükseltmekten geçmektedir. Bunun için tüm mücadele dostlarımızı bu karanlık tabloyu genel bir direniş hattıyla engellemeye çağırıyoruz. Ve son söz olarak diyoruz ki; Kurtuluş Yok Tek Başına,  Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz!”

“İmamoğlu’nun seçeceksek bir seçeceğiz, alacaksak biz alacağız”

Amasra Belediye Başkanı Recai Çakır ise yaptığı konuşmada cumhuriyete ve demokrasiye inanan insanlar olduklarını hatırlatarak şöyle konuştu, “Biz demokrasiye inanan, Cumhuriyeti savunan, Cumhuriyet ilelebet yaşaması için çalışan ve buna inanan insanlarız. Aslında bugün yaşadığımız gerçeklik çok net gösteriyor ki; Cumhuriyetin şu an başında olan Cumhurbaşkanı vakti zamanında yargılanmasına, seçimlere girmesine müsaade edilmemesine rağmen Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarının öncülüğünde kurulan cumhuriyet ve demokrasi sayesinde külliyede oturuyor. Ancak bugün bizim seçeceğimize karar vermeye çalışıyor. Ekrem İmamoğlu’nun seçeceksek bir seçeceğiz, alacaksak biz alacağız oradan.”ifadelerini kullandı.

“Türkiye tek kişinin iradesine bırakılamaz”

CHP Bartın İl Başkanı İsmail Cem Akyol ise yaptığı konuşmada Türkiye’nin tek kişinin iradesine bırakılamayacağını vurgulayarak şöyle konuştu, “Gönül isterdi ki bu meydanlarda mutlulukları kutlayalım, gelimiz, yaşam standardımız arttığında onları kutlayalım. Ama maalesef bizleri bugünlerde bu meydanlara bu şekilde dökenler utansın. Bizler demiştik ki Türkiye tek kişinin iradesine bırakılamaz. Tek adamlık rejimine karşıyız. Yapmayın, etmeyin dedik. Ve bugün geldiğimiz noktayı hep beraber yaşıyoruz. Maalesef üzülerek söylüyorum ki yarınlara gençlerimiz karamsar, umutsuz bakıyor. Bu ülkenin geleceği olan gençlerimiz maalesef bugün ileriye karanlık bakıyor. Sandıkta gideceğini anlayanlar türlü türlü oyunlara başvuruyorlar.”

Haber: Erkan Hızoğlu