CHP'den 100. Yıl alternatif töreni

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Bartın Milletvekili Av. Aysu Bankoğlu, Amasra Belediye Başkanı Recai Çakır, CHP İl Başkanı İsmail Cem Akyol, CHP’li İl Genel Meclisi Üyeleri Abdullah Kaleli ve Bahattin Kazguç, CHP Kadın Kolları Başkanı Fatma Mazhar, CHP Gençlik Kolları Başkanı Tolga Küçükyılmaz başta olmak üzere çok sayıda partilinin ve sivil toplum kuruluşu temsilcilerinin katıldı. Çelenk sunumları sonrasında saygı duruşu ve İstiklal Marşımızın okundu.

Akyol: “Şanlı şerefli bir ülkenin doğum günü”

Törenin açılış konuşması CHP İl Başkanı İsmail Cem Akyol tarafından yapıldı.  Ülkemizi başka devletlerin güdümüne sokacak, güvenliğimizi, geleceğimizi, çıkarlarımızı düşünmeden hareket edecek herkesin karşısında Türkiye Cumhuriyeti’ni seven milyonları bulacağını belirten Akyol, şunları söyledi: “Uzun ve çok zorlu mücadelelerin ardından muazzam bir yokluğa, yoksulluğa ve devasa borçlara rağmen; ülkemizin kurucusu başta Ulu Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, silah arkadaşları ve milletin topyekûn inancıyla, imkansızlıklar içerisinde, 100 yıl önce bugün, varlığımızın sebebi Cumhuriyetimiz ilan edildi.Hepimiz; bu büyük acıların ve yoklukların içinde savaşarak bize vatan yaratmış bir milletin torunlarıyız. Türkiye Cumhuriyeti; bu coğrafyaya 100 yıl önce güneş gibi doğmuş, imrenilen, kıskanılan ve örnek alınan bir devlet olmuştur. Ulu Önderimiz Atatürk sadece bu topraklar için değil, çağdaş ve medeni bir toplum olmak için de büyük savaş vermiştir. Büyük Atatürk’ün açtığı aydınlık yolda kısa zamanda büyük devrimlerle gücünü gösteren genç Türkiye Cumhuriyeti, borçlarını öderken eğitimden sanayiye, sosyal haklardan kültür sanata her alanda çağ atlayan, hızla gelişen ve saygı gören bir ülke olmuştur. Halkın egemenliğini ve iktidarını kazandığı 29 Ekim 1923, herkesi eşit kılan, insanlarımızın kulluktan vatandaşlığa kavuştuğu, kadının ikinci sınıf olmaktan kurtulduğu dönemin başladığı gündür. 29 Ekim 1923, egemen devletlerin bu topraklar üzerindeki hayallerinin suya düştüğü gündür. 29 Ekim 1923, çağdaş ülkelerle yarışacak şanlı şerefli bir ülkenin doğum günüdür. İlk maddesinde Türkiye Devleti’nin bir Cumhuriyet olduğu belirtilen Anayasamız, hemen ardından gelen maddede ‘Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk devletidir’ der. Bugün ise 100. yaşına girmiş Cumhuriyetimizde, yine Anayasamızda yer alan düşünce, din ve vicdan, haberleşme, toplantı ve gösteri, basın, sanat alanlarındaki özgürlüklerden; yaşama, eğitim öğretim, sağlık, çevre, barınma ve sosyal güvenlik haklarına kadar kazançlarımız için tekrar mücadele veriyoruz. ‘Özgürlük ve bağımsızlık benim karakterimdir’ diyen Kurucu Önderimizin izinde yasaklara, haksızlığa, hukuksuzluğa, eşitsizliğe boyun eğmemiz mümkün değildir. Ülkemizi başka devletlerin güdümüne sokacak, güvenliğimizi, geleceğimizi, çıkarlarımızı düşünmeden hareket edecek her kim olursa olsun karşısında Türkiye Cumhuriyeti’ni seven milyonları bulacaktır. Bu gücün mimarı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu bu eşsiz ülkenin vatandaşları, Cumhuriyetimizin 100. yılını bütün dünyaya duyurmak yerine kendine bahanelerden zırh yapanlara ve kişisel ihtiraslarına feda edilemeyecek kadar değerlidir.  Çocukluğunu, gençliğini, emekliliğini insanca yaşayan, çalışmasının karşılığını alan, çağdaş eğitime erişen, sağlık hizmeti alan, gerçeklerden haberdar olan, sanatını icra eden, protesto hakkını kullanan, din ve vicdan özgürlüğü olan, hukuk şemsiyesi altında geleceğe umutla bakan, fikri ve vicdanı hür yurttaşlar olarak yaşamak için tek çare; demokrasinin, laikliğin, çağdaşlığın ve özgür düşüncenin teminatı olan Cumhuriyetimize sahip çıkmaktır. Cumhuriyete sahip çıkmak, aynı zamanda, tek adam zihniyetine karşı milletin egemenliğini, kişisel çıkarlara karşı kamu yararını ve toplumun kolektif çıkarını da savunmaktır. Büyük Atatürk’ün ‘Cumhuriyet düşünce, beden ve bilim bakımından güçlü koruyucular ister. Cumhuriyeti biz kurduk, onu yükseltecek ve yaşatacak sizsiniz’ dediği gibi bu uğurda mücadele etmek, bu ülkenin öz evladı olan herkesin atalarına olan en büyük borcu ve sorumluluğudur. Bu duygu ve düşüncelerle bağımsızlık ve özgürlük adına canı pahasına mücadele eden Ulu Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere, dava arkadaşlarını, Millî Mücadele kahramanlarımızı ve tüm şehitlerimizi rahmetle ve minnetle anıyor ve 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nı kutluyoruz. Nice yüz yılları kutlasın cumhuriyetimiz! Bin yaşa Türkiye Cumhuriyeti!”

Çakır: “Damarlarımızdaki asil kan yol gösterici olacak”

Amasra Belediye Başkanı Recai Çakır da konuşmasında “Ata’mızdan bize emanet olan cumhuriyetin aynen O’nun söylediği gibi ilelebet yaşaması adına buradaki herkes, aramızda olamayanlar ve Ata’mızın emanet ettiği gençlik ve damarlarımızdaki asil kan yol gösterici olacaktır. Hepimize kolay gelsin, Cumhuriyetimiz ilelebet var olsun” dedi.

Bankoğlu: “Yaşasın Cumhuriyet”

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Bartın Milletvekili Av. Aysu Bankoğlu da cumhuriyetin önemine vurgu yaptığı konuşmasında önemli mesajlar vererek şu ifadeleri kullandı:

“Cumhuriyetimizin 100’üncü yaşı kutlu olsun, nice yıllara… Bundan tam 100 yıl önce Ata’mızın bize emaneti en önemli değerimiz olan Cumhuriyetimiz kuruldu. Büyük Önder Atatürk’ü, onunla beraber mücadele etmiş dava arkadaşlarını, canını ortaya koyan tüm kahramanlarımızı rahmet, minnet ve saygıyla anıyorum. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün bizlere bıraktığı en önemli miras Cumhuriyettir. Bugün, aslında dünyanın gündemine baktığınız zaman Suriye’de, Ukrayna’da, Gazze’de dört bir yanda savaşlar var. Böyle bir coğrafya da yaşıyoruz. ‘Bizi onlardan ayıran nedir?’ diye sorduğumuzda aslında bunun tek bir yanıtı var. Bizi bu ülkelerden ayıran yegane şey; demokratik, laik bir Cumhuriyettir. Bugün bağımsız bir ülkede yaşıyorsak bunu kurucu kadrolarımızın vizyonuna borçluyuz ama daha önemlisi; bugün bu topraklarda bağımsız bir Türkiye Cumhuriyeti varsa onu Cumhuriyete borçluyuz. Çünkü Cumhuriyet; insanca yaşamın rejimidir, Cumhuriyet; sanatın, bilimin, özgür düşüncenin güvencesidir, Cumhuriyet; fikri hür, vicdanı hür bireyler demektir, Cumhuriyet; bir tebaa değil bağımsız bir ülkenin eşit ve onurlu yurttaşları olmak demektir. Cumhuriyetimiz bu topraklardaki en büyük devrimdir, Cumhuriyet Bayramı da bu topraklardaki en gerçek bayramdır. Ama Cumhuriyetin silinmesi, Cumhuriyet bilincinin silinmesi, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nın sönük geçmesi gibi amaçlarla hareket edenler unutmasınlar, Cumhuriyete sahip çıkmaya devam edeceğiz ve Cumhuriyeti unutturmalarına asla ama asla müsaade etmeyeceğiz. Cumhuriyeti özde değil sözde benimseyenlerin ülkeyi içine soktukları meydan ortadadır. Kurucu değerlerimiz ve kazanımlarımız ne kadar saldırıya uğrarsa uğrasın Cumhuriyet, halkla birlikte ve halk için yaşamaya devam edecektir. Çünkü Büyük Atatürk’ümüzün dediği gibi; ‘Cumhuriyet; düşünce, beden ve bilim bakımından güçlü koruyucular ister, Cumhuriyeti biz kurduk, onu yükseltecek ve yaşatacak olan da sizlersiniz. Cumhuriyetimize, bu güzel emanete sahip çıkmak bizim en başlı görevimiz ve sorumluluğumuzdur. Bu mücadeleye devam edeceğiz. Yaşasın Cumhuriyet.”